Printable View
Yaşı 18 i doldurmamış bir kızla kendi isteğiyle dahi olsa ilişkiye giren bir kışi, kızın ailesi yahut kendisi şikayetçi olup sonradan şikayetinden vazgeçmesi durumunda erkek ceza alırmı ve yahut evlenmek şartıyla serbest bırakıldıktan sonra kız boşanma davası açarsa mahkeme de boşarsa erkek tekrardan ceza alırmı?
Birincisi cinsel ilişkinin varlığı ispat edilmesi gerekir. Zaten ispat eksikliği varsa korkacak bir şey yok. İkincisi erkeğin 18. yaşından büyük olması önemli erkek de 18den küçükse hiç korkmasın suç değildir. Üçüncüsü, şikayetçi taraf vazgeçerse erkek ceza almaz. Dördüncüsünü pek anlamadım. Evlenme vadi verildikten sonra şayet evlenmişlerse ve evlendikten sonra boşanmışsa burada ceza almayı gerektirecek bir durum yoktur.
Teşekkür ederim Raşit bey çok aydınlatıcı bir bilgi edindim
Arkadaşım sen gerekli olmadıkça lütfen konuşma.. 18 yaşından küçük bir kişi Reşit olmayanla cinsel ilişkiye girerse bu suç olmaktan çıkar mı? Nasıl suç değildir? Sen nasıl böyle birşey söyleyip insanlara ileride çok büyük yanlışlar yaptırabilecek, mütalaalar verirsin?Alıntı:
İkincisi erkeğin 18. yaşından büyük olması önemli erkek de 18den küçükse hiç korkmasın suç değildir.
Senin ceza hukuku hocan kimdir? Böyle mi öğretiyorlar size hukuku? Profilinde öğrenci olduğun yazıyor bende öğrenciyim lakin böyle bir fahiş hata yapmadım.
Ceza Kanunu 104. md yi iyice öğren, bilmediklerini hocana sor. Bu şekilde de mezun olacaksan lütfen başka meslekleri tercih etmeni öneririm.
Alper beye aynen katılıyorum. Sanığın 18 yaşından küçük olması suçun oluşmaması için hiçbir şekilde etken değildir.
18 yaşından küçük iki kişi ilişkiye girerse bu kişisel cezasızlık sebebidir. Bir kişi kendi davası ve fiiliyle hem sanık hem mağdur olamaz şöyle ki,
Reşit olmayanla cinsel ilişki
MADDE 104. (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
bu maddeye göre 17 yaşındaki bir erkek ile 17 yaşındaki bir kız kendi rızaları dahilinde cinsel ilişkiye girdiler ve ilişkiden sonra kızın ailesi erkeğin ailesinden 104. maddesi çerçevesinde şikayetçi oldu, aynı zamanda bir karşılık davasıyla 104. maddeden erkek de 17. yaşında olduğu için erkeğin de ailesi kızdan şikayetçi olur. Bu sebepten dolayı da ortaya kişinin kendi davasında hem mağdur hem de sanık olma durumu çıkar. Burada kız kendi davasında davacı durumunda çünkü erkek onunla cinsel ilişkiye girdi, erkeğin davasında da sanık durumunda çünkü 18 yaşından küçük birisiyle cinsel ilişkiye girdi, aynı durum erkek açısından da geçerli. Öncelikle kişi bir fiiliyle hem mağdur hem de sanık olamaz, mesele kişi kendi malını çalamaz çünkü. Modern ceza hukukunda bir birey kendi davasında hem sanık hem mağdur olamaz. Bu sebepten dolayı 17 yaşının altındaki 2 kişinin rıza çerçevesinde cinsel birliktelikleri bu sebepten suç oluşturmaz. İstediğiniz ceza hocasına sorabilirsiniz. Esenlikler.
Zaten rıza yoksa cinsel saldırı varsa o zaman 103. maddenin dahiline girer.
Ayrıca Alper Kulcu hakaretlerini kabul etmiyorum. Sen önce öğren, hocalarına sor ondan sonra gel burada ahkam kes.
Her zaman diyorum ki iyi öğrenmek lazım... Hadi ben senin dediğini yanlış anlamış oldum ve yanlış cevap verdim ama verdiğin cevapla tekrar tuzağa düşüyorsun...
O senin hocalarına sor dediğin konu zaten yıllarca tartışılmakta yalnızca senin baktığın çerçevede bakılmamakta ve Yargıtay'ca bu konu ile ilgili aydınlatıcı bir karar verilememekte:
ARTUK, GÖKCEN, YENİDÜNYA, A. Caner: Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2006, s. 167, 168.
Gerekli bilgi yukarıda yer alan kaynakta
;)
Raşit beyin de dediği yabana atılamaz. Hakikaten reşit olmayan iki genç rıza ile ilişkiye girerse neden sadece kız lehine düşünülür yorum yapılır? neden mağdurun kız olduğu var sayılır? bekaret mevzusu diyeceğim ama farzı misal bu genç kız bakire de değilse?
Genç erkek böyle bir durumu fırsat hatta büyük şans olarak addedebilir ama hangi baba ergenlik çağında oğlunun reşit de olsa karşı cinsle ilişki kurmasını ister? ben! ben ! diyenler çıkabilir ordan ama ben istemem. Böyle bir durum olursa -Allah korusun- ben de şikayetçi olurum. Nasıl ayıklanır bu pirinç?
Aynı kitap bende de var, ama kitabım evde eve gidince kesin bakacağım. Aynı yazarların genel hükümler kitabında belli başlı ceza kuralları var; çok net hatırlıyorum kişi kendi davasında hem mağdur hem de sanık olamaz. Bu konuda Selçuk Hukuk Ceza kürsüsünün tüm hocaları hem fikir. Buna örnek istersen 104. madde istersen kişinin kendi malını çalması.Alıntı:
Alper Kulcu rumuzlu üyeden alıntı
104. maddede, şayet şu şekilde cezalandırma teknik olarak olabilir, A ile B ikisi de 17 yaşındadır ve cinsel münasebetleri olmuştur. A şikayetçi olmamıştır B şikayetçi olmuştur, o zaman dava açılıp karar verilir ama iki taraf da şikayetçi olursa bir ceza kuralı bir kişiye hem lehe hem de aleyhe hüküm doğuramayacağından cezalandırılma olamaz. Bunu özellikle savcılara hakimlere sormanızı tavsiye ederim.
Ayrıca benim dediklerimi yanlış anlayıp bana hakaret edip, sonra da hiçbir şey olmamış mantığıyla tartışmaya devam etmek benim anlayışıma biraz ters olduğu için daha fazla tartışmak istemiyorum.
Benzer bir uygulama Taksirle öldürmeyi düzenleyen 85. maddede vardır. Siz şoför olarak arabayı idare ediyorsunuz ve aşırı hız yapıp ters şeride geçiyor karşıdaki araca çarpıyorsunuz. Araçtaki kişi ve sizin oğlunuz ölüyor. Burada bilinçli taksirle adam öldürme suçu mevcuttur. 85. madde uygulanır. Ama 85. maddenin 2. fıkrası değil 1. fıkrası uygulanır her ne kadar bu olayda 2 kişi ölmüş olsa da sizin çocuğunuzun ölmesine sebep olmanız her ne kadar 85. maddenin 2. fıkrasına girse de 22. maddenin 6. fıkrasındaki kişisel cezasızlık sebebi burada 85. maddenin 2. fıkrasının uygulanmasına engeldir. Çünkü bir olay bir kişiye hem lehe hem de aleyhe sonuç doğuramaz, bu ceza yargılamasıyla bağdaşan bir durum değildir. İlk başta yargıtay hem 85'2 hem de 22'6 yı uygulatmıştır ama daha sonra yargıtayca da bu anlayış terk edilmiş bu tarz bir olayda 85'1 uygulanmaya devam edilmiştir.
Ayrıca size yegane tavsiyem bundan sonra özellikle bana karşı kullandığınız cümlelere dikkat etmeniz hususunda olacaktır. Daha önce de başkalarına dediğim için size de tekrardan ikaz ediyorum bana "Arkadaşım sen gerekli olmadıkça lütfen konuşma.." tarzı cümlelerle hitap etmezseniz sevinirim. Hakaret veya aşağılama kapsamına giren cümlelerle muhatap olmayı sevmiyorum. Şayet hakaret vari bir cümleniz olursa onu da hoş görecek değilim, ben söyler hakaret edersem de sizin de hoş görmemeniz taraftarı olurum. Hukuki tartışma veya farklı bir görüş belirtmek isterseniz her zaman tartışır her zaman saygı duyarım ama bu konuşma üslubu ve bu tutum devam ettiği sürece ben kimseyi hakkım olmadığı halde aşağılamaya filan çalışmak istemem. Ayrıca hukukta salt doğru hiçbir zaman yoktur ve her zaman değişir, zaten doktrin de bunun için vardır, siz bir görüşü benimsersiniz ben diğerini, tartışarak mutlak doğruya ulaşmaya çalışırız ama bu şekilde bir birimizi kırarak veya kötü niyetli veya öfkeyle yazarak bir yere varamayız.
A.Ü. Hukuk Fakültesi 3. sınıf Ceza Özel dersinde konu Raşit TAVUS'un izahatınca işlenmiştir.
Ceza Hukuku Özel Hükümler 1. Dönem 12. Hafta ders notundan (Betacopy) aynen aktarıyorum:
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki
.......
.......
İki On beş yaşından büyük çocuk rızaen cinsel ilişkiye girmişlerse hangisinin mağdur hangisinin fail olacağı belli değildir. Kanunda bu konuda boşluk vardır. Bu durumda ikisine de ceza verilmez.