Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?67...eri-Harç-Ödeme
Printable View
Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?67...eri-Harç-Ödeme
Harçlar Kanunu'nun 123. maddesinde 25.12.2003 tarih ve 5035 sayılı Kanun'la yapılan değişikliğin gerekçesinde, "yurt içi ve yurt dışı kredi kuruluşları ile uluslararası kurumlarca kullandırılan krediler ve bunların teminatları ile ilgili noterde, tapuda ve diğer kuruluşlarda yapılacak bütün işlemlerin harca tabi tutulmamasının öngörüldüğü" belirtilmektedir.
Dolayısıyla değişikliğin amacı, yurt içi ve yurt dışı kredi kuruluşları ile uluslararası kurumlarca kullandırılan kredilerin ve bu kredilerin teminatlarına ilişkin işlemlerin harçtan muaf tutulmasıdır.
Tasarı Plan ve Bütçe Komisyonundan geçerken değişiklikte yer alan "...yurt içi ve yurt dışı kredi kuruluşlarıyla..." ibaresinin, Damga Vergisi Kanununda belirtilen kişi ve kurumlarca verilen kredilere sağlanan damga vergisi istisnasının aynen bunlarla ilgili teminatlara da harç istisnası olarak uygulanması amacıyla "...bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları..." şeklinde değiştirilmesi benimsenmiş ve madde “Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemler harca tabi tutulmaz.” şeklinde kanunlaşmıştır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur; değişiklikle, «kullandırılan krediler»in harçtan muaf tutulması amaçlanırken, tasarıda her ne hikmetse bu amaca hiç de uygun olmayan «kullandırılacak kredilerin temini» ibaresi kullanılmıştır. Terminoloji seçimindeki bu hata, bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlar tarafından yurt içindeki gerçek veya tüzel kişilere verilecek kredilerin bir başka yerden temin edilmesinin (tedarik edilmesinin, sağlanmasının ya da elde edilmesinin) harçtan muaf tutulduğu yorumlarına neden olmuştur. Oysa değişikliğin amacı, kullandırılan kredilerin harçtan muaf tutulmasıdır.
Yüksek Mahkeme de, değişikliğin tasarıda belirtilen amacını gözden kaçırarak, değişiklikle finansman sıkıntısı çeken bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumların, müşterilerine kullandırmak amacıyla sendikasyon kredisi gibi büyük miktarlı kredilere kendi portföylerinde yer vererek yurt içi veya yurt dışı kredi kuruluşlarından finansman desteği alabilmelerini kolaylaştırmak ve kredi maliyetlerini azaltmak amacıyla bu nitelikteki kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerden harç alınmayacağının öngörüldüğünü belirtmiştir. Oysa değişiklik gerekçesinde bu tip bir ifade yoktur.
Üstelik Yüksek Mahkeme’nin belirttiği gibi düzenlemenin amacı, bankalarca yurtdışından temin edilecek (sağlanacak) kredilerin, bunlar için verilecek teminatların ve alınan bu kredilerin yurtdışına geri ödenmesine ilişkin işlemlerinin harçtan muaf tutulması ise, maddede yer alan “yurtdışı kredi kuruluşları” ve “uluslararası kurumlar” ibarelerinin varlığı anlamsız kalmaktadır.
Zira bir «yurtdışı kredi kuruluşunun» veya «uluslararası kurumun» Türkiye’de gerçek veya tüzel kişilere kullandıracağı (vereceği) krediler için, yine yurtdışından sağlayacağı (temin edeceği) bir krediyi Türkiye'de nasıl harca tabi tutacağız ki, düzenleme ile buna muafiyet getirilmiş olsun… Bir başka deyişle, yurtdışı kredi kuruluşunun Türkiye’de vereceği kredinin mahreci (kaynağı) zaten yurtdışından sağladığı para değil mi? Yurtdışı kredi kuruluşu yurtiçinde kredi verecekse zaten bu parayı yurtdışından getirmeyecek mi?
Bir başka önemli nokta da şudur; hatırlanacağı üzere 123’üncü maddenin 3’üncü fıkrasında yer alan “harca tabi tutulmaz” ibaresi 04.06.2008 tarih ve 5766 sayılı Kanun’un 11/ç maddesiyle “bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır” şeklinde değiştirilmişti.
Bu değişikliğin gerekçesi ise, 492 sayılı Harçlar Kanununun 123’üncü maddesinde kredilere ilişkin istisna hükmünün yargı harçlarını da kapsamı içine aldığı hususunun açıklığa kavuşturularak uygulamadaki tereddütlerin giderilmesiydi.
Hatırlayalım, neydi uygulamadaki tereddütler?
Bankaların kredi alacaklarına ilişkin olarak borçluları hakkında açtıkları icra takipleri ve davalarda, İcra Müdürlükleri ve Mahkemeler harç alıp almama konusunda tereddüde düşüyor ve bu konuda farklı kararlar veriyorlardı.
Yapılan bu son değişiklikle bankaların kullandırdıkları kredilerin geri ödenmemesi üzerine yargı yoluna başvurduklarında, Harçlar Kanununda yazılı tüm harçlardan muaf oldukları da açıklığa kavuşmuş oldu.
Yoksa o dönemde bankaların yurtdışından sağladıkları kredilere ilişkin harç muafiyetinin yargı harçlarını da kapsayıp kapsamadığı konusunda uygulamada bir tartışma yaşanması veya farklı kararlar verilmesi söz konusu değildi.
Özetle, konu yurtdışından temin edilen kredilere yargı harcı istisnası tanımak değil, yurtiçinde kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine yargı yoluna başvurulduğunda bankalara harç muafiyeti tanımaktı.
Bu bakımdan kanaatimizce Yüksek Mahkeme’nin son içtihadı Kanun’un amacına ve ruhuna uygun olmamıştır.
konu ile görüşüm bu linktedir.
Söz konusu hüküm;
(Değişik fıkra: 25/12/2003 - 5035 S.K./31. md.) Anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, birleşme, devir, bölünme ve nev'i değişiklikleri nedeniyle yapılacak işlemler ile (Ek ibare: 28/03/2007-5615 S.K./15.mad) Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için verilecek kefaletler dahil)* bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödenmelerine ilişkin işlemler bu Kanunda yazılı harçlardan müstesnadır.**
Şeklindedir. Bana göre görüleceği üzere kullandırılacak kredilerin temini, teminatlandırılması ve geri ödemesi ile ilgili işlemlerin istisnasının düzenlendiği , kullandırılacak kredilerin ise bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları, uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilerin tarif edildiği anlaşılmaktadır.
Oysa anayasa mahkemesi bana göre kanun açık olmasına rağmen kanun koyucunun “sıkıntısı çeken bankalar, yurtdışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumların, müşterilerine kullandırmak amacıyla sendikasyon kredisi gibi büyük miktarlı kredilere kendi portföylerinde yer vererek yurt içi veya yurt dışı kredi kuruluşlarından finansman desteği alabilmelerini kolaylaştırmak ve kredi maliyetlerini azaltmak amacıyla bu nitelikteki kredilerin temini ve bunların teminatları ile geri ödemelerine ilişkin işlemlerden harç alınmayacağını öngörmüştür” demek sureti ile yanlış bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirmeye dayanan yargıtay dairesi de harç istisnasından yararlanacak kredilerin yurt dışı kaynaklı olması gerektiğini belirtmektedir. Oysa madde metninden böyle bir anlam çıkmamaktadır. Bana göre kanunun sözünün fazlası ile zorlandığını düşünmekteyim.
Ne varki bu karara dayanak yapılarak Varlık Yönetim Şirketlerinin de harç ödemesi gerektiği şeklinde uygulamalar bulunmaktadır.
Bu düzenleme bankalar ile ilgili olup, varlık yönetim şirketleri ile ilgili değildir. Başka bir deyişle varlık yönetim şirketlerinin istisnasının kaynağını oluşturan hüküm harçlar yasasında değil bankacılık kanununda düzenlenmekte olup , kanunun 143 maddesinin ilgili fıkrası
Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3 üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Kurulun çıkarmış olduğu yönetmelik kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, kuruluş işlemleri de dâhil olmak üzere kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, her ne nam altında olursa olsun tahsil edilecek tutarlar 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu gereği ödenecek banka ve sigorta muameleleri vergisinden, kaynak kullanımını destekleme fonuna yapılacak kesintilerden ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi hükmünden istisnadır.