Mal kaçırma ve zamanaşımı

Olay şöyle; anne-baba-iki oğul. Malların "tamamı" büyük oğuldan kaçırılıyor. 7 tane sorum var- bilmem sizce güzel bir örnek olay mı?

Baba, 2002'de ölmüş. Üzerindeki mallar 3. kişilere (aile ile alakası olmayan gerçek satış) hastalığa düşünce satılmış. Üzerinde hiç mal kalmamış. O paralar diğer oğula kaldı.
SORU 1: Bu parayı babam ve annem hastane ve bakım masrafları için harcadı, bitti diyerek işin içinden çıkabilirler mi?
SORU 2: Saklı pay davası açmak için vefattan önce yapılan satışın ve vefatın üzerinden işleyen zaman aşımı ne kadardır? (tamamı bizden habersiz yapıldı- hatta vefatını bile gizlediler).

Diğer mallar annenin üzerinde, Vakfa bağışlanmış(muhtemelen ölene kadar vb şartla). Yalnız, (duyduğumuz kadarıyla mümkün mü bilmiyorum) önce (hileli)satışını yapıp, sonra 3. kişi üzerinden bağış yapmış olabilirler. Ne yazık ki annenin akıl sağlığı yerinde değil, uyduruyor vb durumlar, vaziyet feci. Ama yaptığı bağışın iptali için doktor raporu istetmek başvurmak istenen bir yol değil (manevi olarak uygun bulmuyorum ve belki bağış esnasında akıl sağlığı yerinde raporu almış olabilirler bilmiyoruz).

SORU 3: Bu durumda saklı pay alma davasının durumu ne olur?
SORU 4: Şartlı bağış oldu ise, köy senedine şerh koymak zorundalar mı (takip edebilmek için)?
SORU 5: Bağış oldu ise, ve vefat henüz olmadı ise; vefattan sonra saklı pay için bağış - satış yapılan tarih için bir zamanaşımı var mı?

Olayın geçmişi (ispat için gerekli olursa diye yazıyorum- detay verme amacım yok)Büyük oğul ile küs, diğer oğul gerek abimin bana borcu vardı diyerek, gerekse de anne-babama ben baktım diyerek (maddi-manevi) mahrum bırakıyor, tabi anne babada bu fikirde (ama taraflı ve çoğu iddialarında yanlı olarak).

SORU 6: Bütün bu yaşananlar için sembolik bir manevi tazminat davası açılabilir mi (misal 100 TL + dava harcı vb)?
SORU 7: Manevi tazminat davası, saklı pay davaları ile aynı davada mı görülmeli? Ayrı mı açılmalı?

Not: göndermeden önce hem interneti hem siteyi araştırdım- benzer konu bulamadım, satış hep aile üyelerine yapılmıştı.

Bir de ek yapmak istiyorum, hukukçu olmayan bir arkadaşım "mirası çarçur etme" iddiasında bulunabileceğimizi söyledi. Aslında durum budur, mal bize kalmasın diye vefattan önce vefat eden kişinin üzerindeki mallar satılmaktadır (son olayda bağışlanmıştır ama bağış gözükmesin diye hileli satış mı yaptılar tam emin değilim). Yani bize kalmasın diye gerek amcam kendisine rahat rahat tasarrufta bulunabilmekte, gerekse de maddi manevi varlıkları vakfa bağışlayabilmektedir. Hatta, bence burada vakfın bağışçısı olduğu için de dolaylı olarak nüfuz sahibi olmaktadır. Oysa, işin ardında gasp olduğu bilinse kimbilir ahali ne düşünürdü... Her neyse, neden mi bu kadar yıl beklendi? çünkü son bağış olayı beni çok sinirlendirdi ve bu durumu yeni öğrendim- bağıştan da öte kasıtlı hareketi.... umarım zamanaşımı ve karşımızdaki son derece profesyonel mal kaçırma yüzünden hakkımızdan olmayız. Ben şok şok şoktayım aslında hala. Duruyorum duruyorum, bir hukuk sistemi buna nasıl izin verir diye düşünüyorum.... Yol gösterirseniz ciddi bir yardım almaya kararlıyım. ama mevcut durumda tünelin ucunda ışık var mı onu da bilmediğim için yavaş hareket ediyrum. Çünkü açılacak davalar, babamın her şey ile en başından yüzleşmesi demek. zaten yaşananlar onu benden daha çok üzüyor, gereksiz bir mücadelenin içine girmesini istemiyorum. Çünkü bildiğim kadarıyla, dava açma hakkı sadece babamın. Yorumlarınızı çok merakla bekliyorum. İlgilenirseniz de çok memnun olurum. İlk mesajımda detaya girmedim olayı derinleştirmemek için ama maalesef durum bu. Teşekkürler,