Savcı'nın Anlamı

Aslında yakın bir zamana kadar bu savcı sözcüğünün önünde ''Cumhuriyet'' sözcüğüde bulunurdu amma gerksiz olduğundan kalkmış gitmiş ... İşin ilginci rahatsızlık duyan ''savcı'' da yok...

Mehmet Demirtaş ki Ergenekon denen muammanın sanıklarından 26 Ekim'de yapılan 164. duruşmada söz alarak aşağıdaki konuşmayı yaptı... hele bir okuyun...

''Araştırdım.Acaba biz savcıyı yanlış mı biliyoruz diye.Türk dil kurumu sözlüğünden''savcı'' kelimesinin anlamını bulup çıkardım.Aynen okuyorum.

SAVCI:a.huk.Devlet adına ve yararına davalar açan,kamu haklarını ve hukukunu yerine getirmek üzere yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli,müddei umumi.Güncel Türkçe Sözlük:TDK Sözlüğündeki ve diğer sözlüklerdeki anlamlar hemen hemen aynı.Birde hiçbir sözlükte rastlamadığım ''savcı'' tanımlarına bakalım.

SAVCI:Uyduran,uydurduğunuda iddianame adını verdiği metne uyduran,hiç uymayacak olanlarıda Osmanımın takviyesiyle uyduran cübbeli şahsa ''savcı'' denir.

SAVCI:Kraldan çok kralcı polislerin uydurma tutanaklarını,biraz daha uydurarak iddianame diye adlandıran;uydurma olduğu ispatlanaınca da ''maddi hatadır'' diyen cübbeli şahsa ''savcı'' denir.

SAVCI:Birinci iddianamesinde uydurma olduğu ispatlanan yalanaları geri çekip,aynı yalan ve uydurmaları ikinci iddianamesine yazan cübbeli şahsa ''savcı''denir.

SAVCI:İddianamesini ve delil klasörlerini,yargılama başlangıcında teslim edip,yargılama birinci yılını geride bıraktıktan sonra ''başkan,ben yeni birşey buldum'' deyip,dosyaya sıkıştırmaya çalışan cübbeli şahsa ''savcı'' denir.

SAVCI:Olmayan şikayet dilekçesini varmış gibi gösteren ve bunu dayanak yaparak kısıtlama kararı aldıran,asılsız olduğu delilleriyle ispatlandıktan sonra''Pardon,bu da matbu hatasıdır''deme yetkisine sahip cübbeli şahsa''savcı'' denir.

SAVCI:İmar kirliliği yaratmak suçundan yargılanan bir vatandaşın dava dosyasını,isim benzerliği dahi olmaksızın başkabiri adına ''silahla fiil ve tehdit suçları'' olarak uydurup,sözde suç vasfını kabartmak adına başka dava dosyasına aradan sıkıştıran cübbeli şahsa ''savcı'' denir.

SAVCI:Kralcı polis memurunun ''hakiminide,savcısını da sinkaf ederim''diye sövdüğü bir ses kaydı için önce''Biz duymadık'' deyip, sonra ''Bunu sanıklar monte etmiştir''diyerektekrar analiz ettirmek isteyen cübbeli şahsa ''savcı'' denir.

SAVCI:Bütün bu anlattıklarımı dava dosyamıza fiili olarak sıkıştıran ve celse sonunda da iddianamede gösterilen iftiralar ve yalanlar içi boş kağıtdolu kapsamlı dosya durumu,kaçma şüphesi,delillerin doğrulanabilme özelliği diyerek esaret isteyen cübbeli şahsa ''savcıdır'' demekte benim içimden gelmiyor maalesef.

ÇÖZÜM:GİZLİ TANIK OSMAN'I TAHLİYE EDİN



Sayın Heyet,

Danıştay cinayetin azmettiricisi Osman'ı açık açık tahliye etmek zor.Siz gizli tanık Osman'ı tahliye edin.Ona o da yeter.Veya başka bir yol:O savcıların Osman'ı heyetinizin Osman Bey'ini bir degizli tanık olarak götürün Ataşehir'e.O zaman avukatta olmaz yanında.Size bir ev buluverir..!Enazından bir yıl daha o bulunacak evin tanıklarını ,tavuklarını ,kazlarını dinleriz.Zaman kazanır mahkeme;faydası olur yani..!Bu sefer faka basmaz kesin.

Sayın Heyet, siz iki Osman'dan birini tahliye etmelisiniz.Nasıl olsa sizden hiç kimse hesap soramaz.Meslektaşınızı şehit eden silahı satan,dışarıda. Bu ticarete aracılık eden dışarıda.Azmedenin:''Ben bombayı şu adamdan satın aldım'' dediği şahıs,ifadesi dahi alınmadan sizin tarafınızdan tahliye edildi.Yetmedi,bombayı atanı da tahliye ettiniz.Eeeee,Osman tahliye beklemekte haksız mı yani??

KIRK AY DA NELER YİTİRİLİR?

Ben 40 aydır tutuklu esirim.Size insanın 40 aydır neler kaybedebileceğinin küçük bir tablosunu sunayım.Biliyorum,heyet için bir anlam ifade etmezama ben yinede sunayım.İnsan annesini kaybedebilir.İnsan çocukluk arkadaşını kaybedebilir.İnsan halasını kaybedebilir.İnsan ağabeyini kaybedebilir.Hiçbirşey kaybetmezse -ki bu mümkün değil- ömürden 40 ay kaybeder insan....Ve sizler,Osmanınızdan veya Osman Beyinizden acaba 40 yalan daha duyabilir miyiz diye sürükleyip götürüsünüz bizleri....

Silivri Tutuklusu


Var mı başka tanımı olan? Yorumu olan?

Aslında 4 Kasım duruşmasında savcının bir anlamı daha çıktı . Ne oldu bu duruşmada şu oldu...

''Savcı M.Ali Pekgüzel’in, sanık Hilmioğlu’nun savunmasında tanımadığını söylemesine karşın tutuklu sanıklardan yayıncı Durmuş Ali Özoğlu ile birlikte bir mitingde fotoğrafının bulunduğunu iddia etmesi üzerine İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu “Kesinlikle tanımıyorum” diyerek fotoğrafı görmek istedi. Pekgüzel’in yanına giderek fotoğrafa bakan Hilmioğlu “Fotoğrafta yanımda görülen şahıs Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı’dır” dedi.''

O an savcının yüzünün fotoğrafını görmek isterdim açıkçası...Neyse buradan ne çıkıyor.

Savcı : Hiç bir inceleme yapmadan bulduğu resmi klasörlere tıkan herkesi de başka birisi sayarak suçlama yapan kişidir.

Çok söylenecek söz var.Yargıtay Hakimler aleyhine Tazminatı ONAYLADI.

Tutuklamaların CEZALANDIRMA olmadığı ,olmaması gerektiğini belirtti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde ÇOK TAZMİNAT kararı çıkar.Bunları da Devlet değil HAKİMLER ödeyecek.

Tazminatları savcıların hakimlerin ödemesi elbette ''kendilerinin iki kez düşünmeleri için'' iyi bir şey. Gerçi bizim gibi ülkelerde buna mutlaka bir kılıf bulunur döner dolaşır ya devlete kalır yada ödenmez...

Burada asıl önemli olan gerçekten haksız yere içerde yatanların o zamanlarını geriye verecek bir güç olmadığıdır. Bir insanı gerçekten ''hukuki temelsiz ve gereksiz uzunlukta'' içeride tutmanın cezası para değil o süre kadar içeride kalmasıdır!