Basın Konseyi 'nden haberler
Oktay Ekşi'ye uyarı
Basın Konseyi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Oktay Ekşi'nin 28 Ekim 2010 tarihli yazısı nedeniyle bugün toplandı.
''Konsey ve Başkanı hakkında yaratılmaya çalışılan linç ortamı ve tard çağrılarının'' değerlendirildiği bildirilen açıklamada, alınan kararlar hakkında şu bilgi verildi:
''Basın Konseyi, Basın Meslek İlkeleri'nin giriş bölümünde de belirtilen, Basın Konseyi'nin kendi çalışmaları üzerinde hiçbir müdahaleye izin vermeme ilkesini hatırlatarak yaratılan linç ortamına ve 'tard' çağrılarına boyun eğmemeyi görev sayar. Basın Konseyi Yüksek Kurulu bu anlayışla, Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi'ye oy çokluğu ile güvenoyu vermiştir.
Ayrıca, tartışma konusu yazıyı değerlendiren Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Basın Meslek İlkeleri'nin 4. maddesinin ihlal edildiği sonucuna vararak, Oktay Ekşi'nin 'uyarılmasına' oy çokluğu ile karar vermiştir. Bu karar, gerekçesi yazıldığında kamuoyuyla paylaşılacaktır.''
Albayrak'tan protesto
Basın Konseyi Yüksek Kurulu Üyesi ve Türkiye gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, Konsey Başkanı Oktay Ekşi görevinden ayrılarak yeni yönetim teşekkül edinceye kadar toplantılara katılmama kararı aldığını bildirdi.
Basın Konseyi Yüksek Kurulu Üyesi ve Türkiye gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
''Basın Konseyi Yüksek Kurulu Üyesi olarak, Sayın Oktay Ekşi'nin bir makalesinde kullandığı ifadelerin, Basın Konseyinin yıllardır savunduğu ilkeli yayıncılıkla bağdaşmadığı kanaatindeyim.
Bu sebeple, Basın Konseyinin daha fazla yıpranmaması ve medyamızda etik anlayışın gelişmesi fonksiyonunu kaybetmemesi için Sayın Ekşi, Basın Konseyi Başkanlığı görevinden ayrılarak yeni bir yönetim teşekkül edinceye kadar Basın Konseyi Yüksek Kurulu toplantılarına katılmayacağımı, kurumumu temsilen başka bir görevli de tayin etmeyeceğimi saygı ile arz ederim.''
Cumhuriyet
Cevap: Basın Konseyi 'nden haberler
02 Kasım 2010
Arslan BULUT
"Dört Ana"sını satanlar yok mu?
Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi, bir yazısında kullandığı ifade yüzünden önce özür diledi, ardından bunu yeterli görmeyip gazeteden istifa etti.
Tayyip Erdoğan, “Az Demişiz” başlıklı köşe yazısında, “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” gerekçesiyle Oktay Ekşi ve Hürriyet gazetesi aleyhinde 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.
Oktay Ekşi, kastı aşan bir ifade kullanmış. Öyle anlaşılıyor.. Fakat, konuya bir de dünyaca ünlü Kazak düşünür Muhtar Şahanov gibi bakarsanız, her şey yerli yerine oturmuş olur.
* * *
Şahanov, “Uygarlığın Yanılgısı” adlı
eserinde “Dört Ana’sını unutanlar”dan bahseder!
Şahanov’a göre insanın uzun ve zor hayat yolunda ona hayat veren öz anası yanısıra, dört ana daha ona kanadını gerer. Bu dört anadan biri ruhumuz ve her şeyimizin temeli Anayurt’tur, ikincisi baba ve atalarımızdan miras Anadili’dir. Üçüncüsü, Gönül Zenginliği ve Törelerimiz, dördüncüsü Milli Tarihimiz’dir:
“Kendi anasını sevmemiş ve korumamış biri
Bu dört ananın yüceliğini anlayamaz!
Hafızasız rüzgar, dört anasını unutanın
Hafızasız tozunu alıp götürecektir.
Bu dört kutsal varlığı korumayan bir millet,
Kaderin mutluluğunu hiçbir zaman hissedemez,
Dört ana, en yakın ve en değerlidir insana,
Yaşayacaksan eğer yalnız onlar için yaşa,
Ve öleceksen eğer, yalnız onların yolunda!”
Yine ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un “Mankurt” tiplemesi de hafızası
boşaltılmış bir insanın annesini bile öldüre-
bildiğini anlatmaktadır.
Nayman Ana’nın oğlunu tutsak alıp uzun işkenceler sonucu hafızasını kaybettirerek sahibinin her emrini yerine getiren bir robota dönüştürürler. Nayman Ana, uzun bir arayıştan sonra tutsak oğlunun izini bulur. Ona geçmişini hatırlatmaya çalışır. Ana sıcaklığını kullanarak kendine gelmesi için çabalar. Ne yapsa boşunadır. Çünkü Mankurtluğun dönüşü mümkün değildir. Mankurt, sonunda anasını oklar, öldürür.
* * *
İşte bunun gibi günümüzde de anayurdunun topraklarını yabancılara satanlar yok mu? Milli tarihimizi, kimliğimizi, gönül zenginliğimiz ve törelerimizi ve anadilimizi hiçe sayanlar yok mu? “Keşke İngiliz işgali olsaydı” diyebilenler yok mu? Meseleyi kişiselleştirmeden ele alırsak, bu dört anasına sahip çıkmayanın;
vatan topraklarını, derelerini, akarsularını, sınır şeritlerini, stratejik kuruluşlarını satanların, milletin adını, milli tarihini ve milli terbiyesini, dolayısıyla birliğini hiçe sayanların, yabancılara özerk yönetimler için söz verenlerin Şahanov’un tespit ettiği dört anasını unutmuş hatta satmış olduğunu görürüz.
Oktay Ekşi, de bunları kastetmiş olamaz mı?..
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=15536