12 Eylül Faşizminden AKP diktatörlüğüne: Her daim iktidardakiler!
Sezen Aksu: ''Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizde herşeyin çıkmaza girdiği bir dönemde yönetime el koymuştur. Bence, zamanında ve yerinde bir karar alınmıştır. Halkımıza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.'' (22 Eylül 1980)
Sezen Aksu: ''...Eksiklerine rağmen tabii ki ''Evet'' diyeceğim. Dört dörtlük, gerçek bir toplumsal uzlaşmaya hazırlanacak çok daha kapsamlı ve özgürlükçü nihai şeklini alana kadar da ''Evet'' demeye devam edeceğim.'' (27 Temmuz 2010)
-
Mehmet Barlas: ''Yediden yetmişe, Edirne'den Ardahan'a bütünüyle Türk Milleti, bu kutsal görevinde Türk Ordusu'nun yanındadır. 12 Eylül harekatının bir amacıda yozlaşan, çöken, kan denizinde batmakta olan demokrasiye yeniden sağlam bir yapı kazandırmaktadır.'' (12 Eylül 1981)
Mehmet Barlas: ''Bu son referandumda ''Evet''ler daha fazla çıkarsa Anayasa'da ki 12 Eylül rejiminin hukuki son kalıntılarıda buharlaşacak. Askeri demokrasinin ve vasiyetçi rejimin izleri daha da silinecek.'' (10 Eylül 2010)
-
Nazlı Ilıcak: ''Halbuki 12 Eylül'de açıklanan hedeflerle yıllardır bizim yazdıklarımız arasında, geniş bir mutabakat mevcuttur. Ümidimiz memleketimizin birlik ve beraberliğimizin son şansı olan Türk Silahlı Kuvvetleri harekatının başarı ile neticelenmesidir.'' (16 Eylül 1980)
Nazlı Ilıcak: Benim için önemli olan üçüncü husus, geçici 15. maddenin kaldırılması. Böylece, 12 Eylülcülerden fiilen olmasa bile, siyaseten hesap sorulacak.'' (10 Eylül 2010)
-
İbrahim Tatlıses: ''12 Eylül harekatı bizim için süpriz olmadı. Bir atasözü misali, her gecenin bir sabahı vardır. O sabah da, her zaman beklenmiş olan güneşin doğmasıdır.'' (22 Eylül 1980)
İbrahim Tatlıses: ''...Teknoloji değişti, hayat değişti ama Türkiye Cumhuriyeti hala aynı kanunlarla yürüyor. Tahtaları yenileyelim, çivileri değiştirelim, yeni anayasaya ''Evet'' diyelim. Dış ülkeler de bize ''Bunların tahtasıda çürümüş, çivisi de çürümüş'' Demesinler... Yani ''tahtası eksik'' demesinler! (29 Ağustos 2010)
KırmızıBeyaz Gençlik Dergisi
Türkiye Gençlik Birliği (TGB)
Cevap: 12 Eylül Faşizminden AKP diktatörlüğüne: Her daim iktidardakiler!
Ne yazıyorsun be kardeşim... Cahil bu millet. Anlamıyor ki... Sahiden anlayamıyor. Ne yapsın? Cahillikleri türban taktıkları için üniversiteye gidemediklerinden değil, kafayı kuma gömdüklerinden. Bak kültür seviyesi yüksek diye lanse edilenlerin saçmalıklarını yazmışsın, tezatlarını yazmışsın. Bunlar böyle olduktan sonra halk nereden bilgi alsın da doğru tercih yapsın?
Cevap: 12 Eylül Faşizminden AKP diktatörlüğüne: Her daim iktidardakiler!
Bunlar cahil kurnazlardan... Onlara dokunulmasın, şarkılarını söylesinler, köşe yazılarını yazsınlar yeterli... Aydın Doğan'ın şuan neler ile uğraştığına bir bakın. Bunca yıldır sistemli giden kanallar, gazeteler, radyolar... Ne oldu da bu denli borç çıktı? Hükümete çok mu yüklenildi? Almanya'nın bir yıl içerisinde soruşturmasını tamamlayıp dava açtığı ve mahkumiyet kararı vererek sonuçlandırdığı Deniz Feneri olayının Türkiye kısmında üzerinden 30 ay geçmesine rağmen henüz iddianame bile hazır değil. İlgili soruşturmayı yürüten savcı ise HSYK üyesi seçildi. Aydın Doğan da sayın savcımız gibi olsaydı bunlar başına gelir miydi?
Cevap: 12 Eylül Faşizminden AKP diktatörlüğüne: Her daim iktidardakiler!
Adamlar karşılarına çıkan herkesi hertürlü yolla sindiriyorlar. Bir kısmı yargılanıyor, bir kısmı Ergenekon bahanesiyle cezaevinde, bir kısmı ise yurtdışına kaçmış (kaçırtılmış) durumda. Ve bu cahil halk da "ooh baaak herkese dokunuyorlar", tek gariban biz değiliz diye avunuyor. Hani yükselemiyorsan, yükseleni paçasından al aşağı et mantığı. Ne etsin huni?
Cevap: 12 Eylül Faşizminden AKP diktatörlüğüne: Her daim iktidardakiler!
Vay be dedirten bir paylaşım yapmışsınız sayın CeeK.Teşekkürler.
Cevap: 12 Eylül Faşizminden AKP diktatörlüğüne: Her daim iktidardakiler!
Stadyum ıslıkları...
18 Ocak 2011
Türk Telekom Arena’ya 300 provokatör sızmış da, açılıştaki protestoları onlar başlatmış. Uydurmayın... Protestoların başlaması için provokatöre ihtiyaç yoktu.
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın konuşması yeterliydi. Bay Bayraktar:
“G.Saraylı yöneticiler Ali Sami Yen’deki görevlerini yerine getirmediler” diye söze başlayıp eski Başkan Rahmetli Özhan Canaydın’a dil uzatınca protestolar başladı...
Sıra AKP propagandasına gelince protestolar yoğunlaştı. Kaldı ki bunun evveliyatı da vardı... Konuşmalardan önce seyircilere izletilen TOKİ’nin hazırladığı video ile AKP propagandası yapıldı, “70 yılda yapılmayanlar 7 yılda yapıldı” sözleriyle AKP iktidarı övüldü, araya Başbakan’ın mitinglerinden konuşmalar serpildi. Az tahrik mi bu?
Şu doğru... Eğer Başbakan ağırlığını koymasaydı bu stat bu tarihte bitirilemeyecekti... Bunun için teşekkürler... Ancak Başbakan ve çevresinin stadın parasını ceplerinden vermişler gibi konuşmaları GS’ı rahatsız ediyor. Harcadıkları halkın parasıdır. Üstelik GS stadın 460 trilyon lirasını Ali Sami Yen’i vererek ödemiş durumda.
Odatv GS seyircisinin ıslıklarının ardındaki psikolojiyi şöyle yorumluyor:
“Çünkü her şeyden çok sevdikleri Türkiye’leri var!
GS’a iyilik yapan adamın Türkiye’ye büyük kötülük yaptığını düşünüyorlar.
Yani: Rüşveti kabul etmiyorlar!”
İktidar stat ıslıklarından ders çıkarmalıdır... Başbakan meydanlarda yıllardır kâh muhalefeti, kâh yargıyı, kâh medyayı halka yuhalatıyor. Kimseden özür de dilemiyor. Son olay bu yaptığının yanlışlığını kendisine hatırlatması açısından yararlı bile sayılabilir.
**************************************
“Böle bi şerefsizlik yok.. Nankörsünüz... Kimin sayesinde o statta maç izliyorsunuz. Kim yaptı lan o stadı size...”
(Bakan Egemen Bağış’ın danışmanı Yasin Ekrem Serim’in twitter mesajı)
* * *
Adnan Polat, “Protesto edenleri stada sokmayacağız” demiş.. Biz de, “Galatasaray Kulübü Başkanı’na Tayyip Erdoğan gibi konuşmak hiç yakışmıyor” diyoruz.
Fahrettin Fidan
Protesto...
Çiftçi “Anamız ağlıyor” diyerek protesto etti beğenmediler,
TEKEL işçileri “yürüyerek” ,
Memurlar “slogan atarak”,
Aydınlar “yazıp çizerek”,
Karakolda öldürülenlerin yakınları “susarak”,
Solcular “pankart asarak”,
Çevreciler “soyunarak”,
Tutuklu yakınları “kendilerini zincirleyerek”,
Şehit yakınları “alkışlayarak”,
Öğrenciler “yumurta atarak”,
Galatasaraylılar “yuh çekerek” protesto etti beğenmediler...
Vatandaş bu iktidarı “küfür işitmeden, dayak yemeden, ceza ödemeden, gözaltına alınmadan, mahkemeye düşmeden” nasıl protesto edecek.. Bir söyleseler de öğrensek...
(Gülhan Elmas)
http://www.milliyet.com.tr/stadyum-i...m?ref=haberici
Cevap: 12 Eylül Faşizminden AKP diktatörlüğüne: Her daim iktidardakiler!