Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?51...8-Ekim-2010-de
Printable View
Hukuk portalına yeni bir kaynak eklendi. Konu: https://www.hukuki.net/content.php?51...8-Ekim-2010-de
Tahliye Talebine Ret
PKK’nın gizli şehir yapılanması olduğu iddia edilen Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi'ne (KCK/TM) yönelik operasyonda gözaltına alınan aralarında belediye başkanlarının da olduğu BDP'li 151 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Davanın ilk gününde Diyarbakır'da hareketli saatler yaşanırken sanıkların tahliye talebi reddedildi. Dava yarına ertelendi.
Diyarbakır Adliyesi'nde oluşturulan özel salonda görülmesine başlanan davanın öğleden sonraki oturumuna 103'ü tutuklu 20'si tutuksuz olmak üzere toplam 123 sanık katıldı. Duruşmada söz alan sanık avukatlarından Meral Danış Beştaş, 26 sayfalık yazılı savunmasını okuduktan sonra mahkemeye sundu.
Beştaş, 7 bin 578 sayfalık iddianamenin ayrıca 130 bin sayfa ek delil klasörünün bulunduğunu belirterek, “Yasal olan etkinlikler iddianamede yasa dışı olarak kabul edilmiştir. Bu dava Kürtlerin yok sayılıp sayılmayacağı, eşit kabul edilip edilmeyeceği davasıdır” dedi.
Avukat Eşber Yağmurdereli de ülkede olumlu gelişmelerin yaşandığını ve devam ettiğini kaydederek, “Buna uygun bir yaklaşımın ortaya çıkması umudunu taşıyorum. Çünkü hayat yargılanamaz” diye konuştu.Avukat Selçuk Kozağaçlı, iddianamenin hukuki bir evrak olmadığını ileri sürerek, yok kabul edilip savcılığa iade edilmesi gerektiğini savundu. Dosyadaki arama kararlarının hukuka aykırı olduğunu savunan Kozağaçlı, arama kararlarının geçersiz sayılması gerektiğini kaydetti.
Avukat Güray Dağ da dosyada bulunan “Papatya, Mercek, Günışığı ve X” adlı gizli tanıkların ifadelerinin delil olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti.
Dağ, gizli tanıkların beyanlarının dosyadan çıkarılmasını istedi.Avukat İbrahim Uysal ise KCK davasını “Kürtlerin cezalandırılması komplosu” olarak değerlendirdiğini ifade etti.
KÜRTÇE SAVUNMA TALEBİNİN REDDİ TALEP EDİLDİ
Sanık avukatlarının davayla ilgili beyanlarının ardından iddia makamı, sanıkların Kürtçe savunma yapma taleplerini, “savcılık ve sorgu aşamasında Türkçe savunma yaptıkları” gerekçesiyle reddedilmesini mahkemeden talep etti.Cumhuriyet Savcısı, sanık avukatlarının iddianamenin özetinin okunması talebini ise olumlu bularak, mahkemeye sundu.Savcı, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, “Kürtçe savunma ve iddianamenin özetinin okunması” taleplerini yarınki celsede değerlendireceklerini belirtti.Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı yarın saat 9.00'a erteledi.
İDDİANAME
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 103'ü tutuklu 151 sanık hakkında “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma', “terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma”, “terör örgütüne yardım ve yataklık etme” suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.
Hakkında yakalama kararı bulunan terör örgütü PKK'nın sözde Avrupa sorumlusu Sabri Ok'un ilk şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, kapatılan Demokratik Toplum Partisinin (DTP) 28 yöneticisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, 2 il genel meclisi başkanı ile 2 belediye meclis üyesi de şüpheliler arasında bulunuyor.
26'sı kadın 103 tutuklu arasında Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay, Diyarbakır'ın Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Şırnak'ın Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Şanlıurfa'nın Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin ve Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Mardin'in Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk'ün yanı sıra kapatılan DTP'nin eski genel başkan yardımcıları Kamuran Yüksek, Bayram Altun ile Selma Irmak, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ali Şimşek, İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey, kapatılan DEP'in eski milletvekili Hatip Dicle, eski Dicle Belediye Başkanı Abdullah Akengin, eski Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, eski Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cin, eski Ergani Belediye Başkanı Nadir Bingöl, DİSKİ Genel Müdürü Yaşar Sarı da yer alıyor.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16072548.asp
600 avukat kürtçe savunma iki kamera bunun adı bağımsız yargıya müdahale değilmidir? ben mi yanlış okudum?
Eski zamanlarda ip cambazları olurmuş cambaz ipe çıkınca ahalide etrafına toplanıp izlermiş bu arada hırsılarda milletin cebini evini hatta memleketini elinden alırmış!!! çok mu abarttım :)
Şimdi
Hırsılık bir şebeke işi ise bir organizasyonsa bu organizasyonun bir başı olur elemanlar ise bir cambaz ve birkaç hırsızdır birde cambaza bakın diyen çocuk :)
7578 sayfalık iddianamenin okunmamasını isteyen sanıklar Kürtçe savunma yapmayı talep etti. Savcılık “İfadeler Türkçe alındı” diyerek itiraz etti. Mahkeme Kürtçe savunma talebini bugünkü oturumda değerlendirecek
PKK’nın şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi’ni (KCK-TM) organize ettikleri ve faaliyetlerine katıldıkları iddiasıyla 14 Nisan 2009’da başlatılan ve 5 dalga halinde devam eden operasyonlar kapsamında haklarında dava açılan 103’ü tutuklu 151 sanığın yargılanmasına Özel yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün başlandı.
Duruşmaya tutuksuz sanıklardan 8’i katılmazken, kimlik tespiti için yoklama yaptıran Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, “Adını okuduğum ayağa kalksın” dedi. Sanıkların bazısı Kürtçe “Ez Li virim” (Ben buradayım), kimi “Amademe” (Hazırım) diye karşılık verdi.
SADECE BİZ OKUYAMADIK
7578 sayfalık iddianameyi 15 ayda tamamlayan savcı İsmail Aksoy ile savcı Adem Yılmaz, duruşmada iddia makamı için ayrılan bölümde yerini aldı. Savcı Aksoy’un iddianameyi hazırlaması ve davanın niteliği göz önüne alınarak Başsavcılık tarafından duruşmada görevlendirildi.
Duruşmada ilk söz hakkını kullanan Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, iddianamenin okunmasının çok uzun zaman alacağını söyledi ve “İddiname okunacaksa özet olarak okunmalı ve çok kısa tutulmalı” dedi.
Abdullah Öcalan’ın avukatı olan tutuklu sanık Siracettin Irmak da söz alarak, “Bugün bu salonda okunması gereken iddianame maalesef 18 ay boyunca dışarıda okundu ve kamuoyunda tartışıldı. Sadece bizler okuyup, tartışıp konuşamadık. İddiaların tümünü artık bütün kamuoyu biliyor. Bu nedenle okunmasını istemiyoruz” diye konuştu.
Sanıklar adına söz aldığını açıklayan eski DEP Milletvekili tutuklu sanık Hatip Dicle, tutuklu arkadaşlarının önerisini aktararak, “Mahkeme heyeti, avukatlar ve ben tüm sanıklar temsilcisi olarak 3’lü bir koordinasyonla yargılamanın daha sağlıklı olacağı inancındayım. Demokratik bir ülkede bunlar yaşanmaz. Çünkü bir halkın temsilcileri kitleler halinde tutuklanıp sanık sandalyesine konuldu. Keşke bunlar olmasaydı. Ama sorunun merkezinde Kürt sorunu var. Cumhurbaşkanından tutun, devletin bütün kademelerinde bu sorunun tartışıldığı bir dönemde yargıyı böylesi bir davayla meşgul etmek doğru değil. Umarım bu yargılama Kürt sorununun çözümüne katkı sunar” dedi.
‘SAVCI, EMNİYETİN NOTERİ GİBİ’
Kürtçe savunma talebini de dile getiren Dicle, bu isteğin mahkemeye karşı asla bir dayatma olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Ana dilde savunma yapmak savunma hakkının bir parçasıdır.
Çünkü kendimizi en iyi anadilimizde ifade edebiliyoruz. Lozan antlaşmasına da bakıldığında dil hakkıyla ilgili hüküm vardır. Anadilde savunma asla mahkemeye karşı bir dayatma değil. Resmi dil Türkçedir. Biz Türkçeyi bir tavır olsun diye de reddetmiyoruz. Dilimizi korumak, savunmak ve özgürce kendi ana dilimizi burada kullanmak istiyoruz. Çok hassas bir dönemden geçiyoruz. Biz artık silahlı moddan demokratik moda geçilmesini istiyoruz.”
Sanık avukatlarından Tahir Elçi, “Sanıkların Kürtçe savunma yapması Türkiye’nin uluslararası yükümlülüğündedir” derken Avukat Ercan Kanar iddianameyi, “Savcı emniyetin adeta noteri gibi iddianame hazırlıyor” sözleriyle eleştirdi. Mahkeme, Kürtçe savunma yapma taleplerini değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
KARAR BUGÜNE KALDI
Sanık avukatlarının “Kürtçe savunma” talebine savcı, sanıkların gerek soruşturma, gerekse sorgu aşamasında Türkçe ifadelerinin alınması nedeniyle karşı çıktı. Bu talebin reddini istedi. Mahkeme heyeti ise sanıkların tutukluluk halinin devamına, Kürtçe savunma yönündeki talebin ise bu sabah oturumunda karara bağlanmasına oy birliğiyle karar verdi. Mahkeme heyetinin, sanıkların Kürtçe savunmada ısrar etmeleri durumunda sanıkların susma hakkını kullandığı yönünde karar vermesi bekleniyor.
Bu durumda sanıklar yerine avukatların savunma yapacağı ifade ediliyor. Duruşma öncesi BDP’li Sırrı Sakık ile Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak arasında görüş ayrılığı ortaya çıktı. Sakık “Arkadaşlarımız affedilsin” deyince Sadak, “Affedilecek bir durum yok” diye karşılık verdi. Sakık da, “Bu benim düşüncelerim. Sen katılmayabilirsin Sayın Sadak” dedi.
Dili silah gibi’
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı önünde partililere seslenen BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Başbakan’ın Kızılcahamam’da yaptığı açıklamalara değinerek, “Türkiye’nin siyaset dili bu ülkede demokrasi mücadelesinin önünü açan bir dil değil. Sayın Başbakan daha mahkeme bu konuda tartışmadan siyaseten hükmünü verdi. Bu demokratik siyaset değil dedi, silahlarını bırakıp gelsinler dedi. Sayın Başbakan, sen gel şu mahkeme salonuna kimin elinde silah var gör bunu. Eğer silahların bırakılmasından bahsedilecekse her şeyden önce siyasetçiler dillerindeki silahı bıraksınlar. Başbakan’ın dili silah kadar tehlikelere başladı bu ülkede.
Aralarında belediye başkanları, il genel meclisi üyelerinin de yer aldığı 152 sanıklı PKK’nın şehir yapılanması KCK davasında yargılanan mahkeme salonuna sanıklar zafer işareti yaparak girdi. Diyarbakır Adliyesi’nden notlar ve davaya yönelik görüşler şöyle:
* KCK’nın şehir yapılanması kapsamında düzenlenen operasyonlarda bugüne kadar 1800 kişi tutuklanırken, gözler dün Diyarbakır’da yapılan ana dava yargılanmasına kilitlendi. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Başkanı Ahmet Türk, eski DEP Milletvekili Leyla Zana, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, CHP Diyarbakır il başkanlığından bir heyet, uluslararası insan hakları örgütleri, Avrupalı parlamenterler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri izledi.
* Adliyenin etrafı, demir bariyerlerle kapatılırken, adliyeye ulaşan çevre yollar trafiğe kapatıldı.
* Adliyede ve çevresinde 1500 polis görev yaptı. Dışarıda toplanan kalabalık sık sık, “İnadına barış, irademe dokunma, herkese özgürlük” sloganları attı. Ellerinde sarı yeşil kırmızı bezler sallayan ve aralarında yerel giysili kadınlarında bulunduğu topluluklar Kürtçe türküler eşliğinde halay çekti.
* Mahkeme salonunun dar olması nedeniyle duruşmaya sınırlı sayıda izleyici ve Milliyet muhabirinin de bulunduğu 13 gazeteci alındı. KCK davası nedeniyle mahkeme diğer duruşmalara kapatıldı. Duruşmaya, Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, Diyarbakır belediye Başkanı Osman Baydemir’in eşi Reyhan Yalçındağ, Eşber Yağmurdereli ve Ercan Kanar’ın da bulunduğu 260 avukat katıldı.
* Dava için özel dizayn edilen salonda canlı multivizyon yayını yapılırken, 7 kamera duruşma süresince aralıksız kayıt yaptı. Cep telefonu ve fotoğraf makineleri adliye binasına alınmadı. Olası eylem ve saldırı girişimine karşı ise çevre binalara keskin nişancı yerleştirildi.
* Duruşmayı izleyenler arasında bulunan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, KCK davasının Kürt sorununda bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Bu arkadaşlarımız fikirlerinden dolayı içerideler. Barış ikliminin oluşması için arkadaşlarımız serbest bırakılmalı. Bu dava Kürtler kradar Türkler için de önemli. Davanın barış yolunda ilk adım olmasını diliyorum” dedi.
* BDP’li Demirtaş ise iddianamenin telefon ve ortam dinlemesi ile hazırlandığını belirterek, “Arkadaşlarımız 18 aydır sorgusuz sualsiz cezaevinde tutuluyor. Bizim için özgürlüğün bir saniyesi bile değerlidir. 18 ayın ardından dava soncunda hepsi beraat edecektir. Bu kadar süre içeride kalmalarının hesabını kim verecek. Bu davada hukuk ihlali var, arkadaşlarımız serbest bırakılmalı” diye konuştu.
* Davayı izlemek için Almanya, İngiltere, Fransa ve İsveç’in de aralarında bulunduğu birçok Avrupa ülkesinden aralarında milletvekillerinin de bulunduğu heyetler Diyarbakır’a geldi.
Davayı izleyenler arasında bulunan Uluslararası İnsan Hakları Vakfı Başkanı Suhayr Belhssen, davayı izledikten sonra hazırlayacakları raporu Avrupa Komisyonu’na sunacaklarını söyledi.
151 sanıklı dava
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 103’ü tutuklu 151 sanık hakkında “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma’, “terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma”, “terör örgütüne yardım ve yataklık etme” suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Hakkında yakalama kararı bulunan terör örgütü PKK’nın sözde Avrupa sorumlusu Sabri Ok’un ilk şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, kapatılan Demokratik Toplum Partisinin (DTP) 28 yöneticisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, 2 il genel meclisi başkanı ile 2 belediye meclis üyesi de şüpheliler arasında bulunuyor. 103 tutukludan 26’sını kadınlar oluşturuyor.
PANKARTLI EYLEM
Duruşma salonunda dava devam ederken içeriye giremeyen Avrupa ülkelerinden gelen heyet üyeleri, mahkeme kapısında pankartlı eylem yaptı. Mahkeme önünde eylem yapan BDP’li göstericilerin de katılarak yolu kapatması üzerine, güvenlik güçleri müdahale etti. Gerginliğin tırmanması üzerine araya BDP’li Sırrı Sakık girdi. Topluluğun yatışması üzerine, mahkeme önündeki karayolu trafiğe kapatıldı.
Tutuklu belediye başkanları
Batman Belediye Başkanı Necdet Atalay, Diyarbakır Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin, Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk.
http://www.milliyet.com.tr/kurtce-sa...?ref=OtherNews
Bu kimseler yargıyı baskı altında tutmaya çalıştıkları, yargıyı oyuna getirmeye ,ileride usul yönden bozularak zamanaşı mına sokmaya çalışmaların yanı sıra AİHS si kendilerince ihlal edildigi mesela iddianame kendilerine okunmamasını isteme isnadi ögrenme hakkını ihlal(AİHS 6/3-a-b) içerigini bilmemeyle ilgili olarak iddia tanıklarını sorguya çekme(..d)
kürtçe savunma (..e)sanıgın yargılandıgı dili anlamadıgı hallerde tercümandan faydalanma hakkı vermekte, burda yargıca tercüman gerekecek!!!!!!!!!!
KCK/TM ana davasının 3'üncü duruşması saat 17.00'de tamamlandı. 7500 sayfalık iddianeminin 900 sayfasının okunacağı duruşmalarda, bugüne kadar 225 sayfası okundu.
Sanık avukatları iddianamenin biraz daha özetlenerek okunmasını istedi. Bunun üzerin iddianemeyi okuyan savcı İsmail Aksoy, "Atlıyorum avukat bey daha ne yapayım. Elimden geleni yapıyorum" dedi.
Avukatların tahliye talepleri için söz almak istemesi üzerine mahkeme başkanı Menderes Yılmaz, "Tahliye ile ilgili şu aşama beyan almıyoruz. İddianame bitsin beyanları alacağız" dedi. Bunun üzerine her gün tahliye taleplerini tekrarlayacaklarını bildirdi.
Sanık avukatlarından Metin Eris, müvekkilleri hakkında hukuki olmayan delillerin toplandığını, özel yaşamlarının ihlal edildiğini ve iletişim haklarının engellediğini söyledi. Tutuklamanın çok ağır bir tedbir olduğunu belirten Eris, "Ev hapsi gibi sorgu veya ifadeye çağrı usulünün yasalarda yeri olmasına rağmen, tutuklanma uygulanmıştır. Bizce tutuklanma koşulları oluşmamıştır. Adli kontrol tercih edilmeliydi. Bu aşamada öncelikle tahliye talep ediyoruz. Eğer mahkeme heyeti aksi yöndeyse sanıklar hakkında yurtdışına çıkış yasağı ve kefaletle serbest bırakılmalarını talep ediyoruz" dedi.
Başkan Menderes Yılmaz, bu aşamada tahliyeye yer olmadığına karar verildiğini belirterek, duruşmayı sonlandırdığını açıkladı.
Yarın tutuklu sanıkların cezaevinde görüş günü olması nedeniyle yarın duruşma yapılmayacak. Duruşmalara cuma günü devam edilecek.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16092676.asp?gid=373
Bu da herhalde Doğu ve Güneydoğu Ergenekonu yoksa ne diye onca insanı tutuklasınlar.
Suçları da eylemsiz eylemler olmalı..
İlginç bir dava vesselam.