TCK ile DMK çelişirse, karar neye göre verilir.
TCK, cezası ertelenen hükümlüler için madde 51-4.b'de "Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına," karar verilebilir, diyor. Burada memur dahi olmayan hükümlünün ıslahı için kamu kurumunda görevlendirileceğini belirtmesine rağmen 657 Sayılı Devlet memurları Kanunun 48-A.5 " (Değişik: 10/1/1991 - 3697/1 md.) Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere,ağır hapis veyahut 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.
şartını getirmiştir. Burada bir çelişki yok mu? A memuru eğer 657 sayılı yasanın 48-A.5 maddesi kapsamında bir suç işlemiş olsa ve bu ceza tecil edilse memuriyetine son veriliyor. Halbuki 5237 sayılı TCK memur dahi olmayan bir kişinin ıslahı için memur olarak çalıştırılabileceğini belirtiyor. Buradaki çelişki nasıl giderilebilir. Bu şekilde görevine son verilen memur açısından, böyle bir dava idari yargıda nasıl kararlaştırılabilir. Bu konuda düşüncelerinizi öğrenmek isterim.