Yalan tanıklık

Merhaba,


Polise verilen ifade yalan tanıklık suçunu oluşturmuyor ancak tanığa polis tutanağında sabit olmak üzere, yalan beyanda bulunursa yalan tanıklıktan hakkında dava açılabileceği ifade tutanağına işlenip bildiriliyor. Şimdi soruşturmaya uğrayan madur savcılığa yalan tanıklıktan suç duyrusunda bulunursa sonuç ne olur?:alala (burada konunun tanık pisikolojisi ve yagılama sürecindeki sanık lehine durumlar bağlamında ceza hükmedilme olasılığından ziyade sadece savcılık nezlindeki durum göz önüne alınarak yorumlanmasını rica ederim)

Polis karakolu tanık dinlemeye yetkili merci olmadığı için bu aşamada yalan tanıklıktan söz edilemez soruşturma aşaması tamamlanıp kamu davası açılırsa tanık mahkemede de karakolda verdiği beyanı tekrar ederse ve bu beyanın yalan olduğunu isptat edilirse yalan tanıklık, adaleti yanıltma gibi suçlar oluşabilir. Yoksa karakolda tanığın yalan beyanı iftira ve suç uydurma teşebbüsü aşamasında kalır.

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Polis karakolu tanık dinlemeye yetkili merci olmadığı için bu aşamada yalan tanıklıktan söz edilemez soruşturma aşaması tamamlanıp kamu davası açılırsa tanık mahkemede de karakolda verdiği beyanı tekrar ederse ve bu beyanın yalan olduğunu isptat edilirse yalan tanıklık, adaleti yanıltma gibi suçlar oluşabilir. Yoksa karakolda tanığın yalan beyanı iftira ve suç uydurma teşebbüsü aşamasında kalır.

---

İlginiz için teşekkür ederim Engin bey benim anlamadığım polis yetkisi olmadığı halde(cmk54/2) yalan ifade veren tanığa yalan tanıklıkla suçlanacağını bildirip bunu bunu tutanağa geçirip imza altına alıyor buradaki amaç tanığa gerçeği söylemesinin önemini anlatmakmı ? ya da eski bi uygulamanın kalıntısı gibi bir şeymi? (biraz felsefe gibi oluyor ama bu durumun mantığını anlayamadığım için soruyorum )

Evet biraz tanığa önceden sorumluluğunu bildirmek biraz eski sistemden kalmış matbu, şablon uyarılar. Mahkemede de aynı beyanda bulunup yalan söylediği takdirse olabilecekleri hatırlatmak.

Tebligat yapılırken karşı tarafın yalan beyanda bulunmasının hukuki cezası nedir acaba? Hapis cezası varsa kaç yıldan başlar?
(Örneğin; Bir kişinin adresine tebligat yapılıp kişinin eşi "bu adreste oturmuyor", derse fakat gerçekte halen oturuyor olup, resmende muhtarlıkta ikametgahı halen gözüküyorsa..)

Mahkeme ya da savcı mı tebligat için eve geliyor? Tanıklık ne demektir? Postacı yahut tebligat memuru adreste bulunanların beyanlarını tanık olarak mı zapta alıyor?

Benim ÇORUM'da bir davam var. Bana isnad edilen suç; kasten yaralama, memurun görevini engelleme,hakaret.

Ambulans ile götürüldüğüm hastane acil servisinde, doktorun tedavimi yapmaması sonucu sedye üzerinde yaşadığım tartışma sonucunda, doktor tarafından; alın bunu sedyeyle acilin kapısına bırakın, ne yaparsa yapsın denilmesi üzerine doktora vurduğum iddia ediliyor. Fakat ben 1,5 yıldır panik atak tedavisi görüyorum ve %78 engelliyim. İsnad edilen vurma olayına şahit olarak 2 tane güvenlik görevlisi göstermişler. Daha sonra da, güvenlikler tarafından sedye ile polis noktasına götürldüm ve sedyede yatarken, ellerim arkadan kelepçelendim. Polis odasına alınarak güzel bir dayak yedim.

Sonra karakola götürüldüm, kendimi savunamayacak durumda olduğum halde ve istememe rağmen, avukat çağırılmadı. Karakola gelen eşim, babam ve kardeşim de gördü doktoru ve yüzünde veya başka bir yerinde hiçbir şekilde iz veya yara yoktu. Karakola getirilmeden önce de, hiçbir şekilde muayeneden geçirilmediğim halde hakkımda sağlam raporu yazdırmışlar. Karakol çıkışında da muayeneye gönderilmedim. Çağırdığım ambulans ile karakolun önünden alınarak, başka bir hastaneye götürüldüm ve darp raporu tutturdum. Ertesi gün de adli tıp kurumundan daha detaylı bir darp raporu tutuldu. Doktora da kendi hastanesi yüzünde sadece bir bölgede ödem var diye rapor yazmışlar.

Ertesi gün de başka bir sivil hastaneye giderek, kendi meslektaşından, başka yara izleri olduğuna dair rapor yazdırıp adli tıp kurumundan onaylatmış. Böyle bir iz varsa bile, muhtemelen kendisi yapmıştır. Çünkü belirttiğim gibi; karakolda hiçbir şeyi yoktu ve eşim, babam ve kardeşim de buna şahit. Ayrıca iddia edilen vurma olayına şahit olan güvenlikler ve doktorun ifadeleri birbiriyle kesinlikle tutmuyor. Doktor demiş, güvenliklerle birlikle hastanın yanına gittik. Güvenlikler da tam tersine demiş ki, koridorda devriye gezerken sesleri duyduk ve yanlarına girdik:)) Ondan sonra da; ben kendimi duvarlara, camlara vurmuşum ve kaçmaya çalışmışım, kendime ve çevremdekilere zarar vermeye kalkışmışım da, onun için beni kelepçelemek zorunda kalmışlar. Bu ifade, polis ve 2 güvenlik görevlisi tarafından verilmiş ifadeler.Fakat bu ifadeleri yalanlayan şey ise, yine kendi imzalarının bulunduğu olay yeri tutanağı. Kendi imzaladıkları tutanakta ise, tam tersini yazmış ve belirtmişler:)))

Ben, güvenlik kamerası kayıtlarının istenmesini talep ettim sayın savcıdan, hastaneden göndermediler. 10 günden fazla kayıt saklayamıyorlarmış. İddia edilen vurma eylemiyle ilgili kayıt yok, şahit ifadeleri de ortada, aynı Namı Kemal fıkrası gibi. Tek somut delil sayılacak şey, adli tıp raporu. O raporun da doğruluğu şüpheli, çünkü olay sonrası gittiğimiz karakolda doktoru ben,eşim,babam ve kardeşim de gördü ki, yüzünde hiçbir şey yoktu. Bu olaylardan sonra, ben de polis, doktor, muayenemi yapmadan rapor düzenleyen diğer doktor ve güvenlikler hakkında şikayette bulundum. Bilirkişi incelemesi yapılıyor ve incelemeyi yapan hakem hastane, doktrların ihmalleri olduğunu söylüyor. Çünkü beni muayene ve tedavi etmek yerine, bu kadar olay yaşattılar ve raporlarıma hep sağlam yazdılar. Ancak, daha sonra başka hastanede devam ettirdiğim muayene sonucunda, boyun damarımda daralma ve epilepsi teşhisi konuldu. Bu rahatsızlıklarım ilk defa teşhis edildi.

Benim yaptığım şikayet sonucundaki dosyaya, memur suçlarıyla ilgilenen sayın savcı bakıyor. Diğer dosyaya ise başka savcı bakıyor. Konular farklı olduğu için de dosyalar birleştirilemiyor. Ha bir de; karakola götürüldüğümde, doktorlar, polis ve güvenliklerden şikayetçi olduğumu ifademde belirttiğim halde, sadece beni şüpheli, diğerlerini müşteki ve tanık göstermişler. Konu aslında çok basit ama, karşımda polis, doktor ve yapılmayan şeyleri yapılmış gibi gösteren hastane var. Yani kamuyla mücadele ediyorum. Karşı tarafın bu tutarsız ifadelerine göre hakkımda dava açılması zor gibi görünüyor ancak, tek somut delil, doktorun aldığı şahibeli adli tıp raporu. Bu raporun da yalanlığını veya usulsüz olduğunu, ailemin doktorun sağlamlığını gördüğü şeklindeki tanıklıklarıyla ispat edebilir miyim? Tavsiyeniz ve yönlendirmeniz ne olur? Tecrübelerinizle, beni bilgilendirebilirseniz sevinirim. Saygılarımla

Dava konusu olayım ÇORUM'da meydana geldi. Fakat ben İZMİR'e yerleşmek durumundayım. Acaba dilekçe versem, davamın bundan sonraki celselerini İZMİR'de gördürebilir miyim? İzmir'den Çorum'a gitmek zor olacak benim için

Ceza davaları suç yeri mahkemesinde görülür başka bir yere nakli olağanüstü haller dışında mümkün değildir.

SLM
Yalan tanıklık hakkında öğrendiğim mahkemede adam ayan beyan yalan söylesede hoş görülüyor ses edilmiyor belgeleriyle savcılığa gittiğinizde durum hukuk davalarında ileri sürülebilecek ve çürütülebilecek gibi söylemle yada hukuki itilaf denilerek kapatılıyor sonuç olarak düşündüğüm yalan söyletene ve söyleyene kar kalıyor dürüstlere gelince zaten dürüst olmak suç olmuş adalet mülkün temelidir ve buradaki mülkten kast anladığım kadarı ile devlettir..................