Uzun Süredir ölüm Tehdidi Aliyorum. Tehdit Edeni Kameraya çektim. Görüntü Kaydinda Açikça öldüreceğinden Bahisle Tehdit Ediyor.
Sesli Görüntü Kaydi. Kişinin Ceza Almasinda Yeterli Bir Delil Midir. Henüz Savciliğa şikayette Bulunmadim.
Printable View
Uzun Süredir ölüm Tehdidi Aliyorum. Tehdit Edeni Kameraya çektim. Görüntü Kaydinda Açikça öldüreceğinden Bahisle Tehdit Ediyor.
Sesli Görüntü Kaydi. Kişinin Ceza Almasinda Yeterli Bir Delil Midir. Henüz Savciliğa şikayette Bulunmadim.
İki kişilik bir konuşmayı bir tarafın, diğerinden izinsiz kaydetmesi yanlış bilmiyorsam eğer kanuna aykırı. Ben ceza hukuku görmedim, kafanızdaki soru işaretine yardımcı olabilmek için ancak şunu söyleyebilirim bence bunu öncelikle şikayetinizi bildireceğiniz Cumhuriyet Savcısı'yla görüşün, bu şikayetinizi ve hassasiyetini yeterince iyi anlatırsanız size yardımcı olacaktır.
Saygılar...
Sayın Felsam,
Açıkçası sorunuz benim bir süredir üzerinde düşündüğüm ve hukukçularla tartıştığım bir konuya ilişkin. Ceza kanununda, kişinin rızası olmadan ses-görüntü kaydı almak suç sayılıyor. Ancak sizinki gibi bir durumda -kişisel fikrim odur ki- bu meşru sayılmalı çünkü başka şekilde bu tehdidi kanıtlama şansınız yok. Bir gün bu konu Yargıtay kararına konu olabilir veya kanun maddesine ekleme yapılabilir kanısındayım ama o zamana dek bu konu maalesef açık bir nokta..
Benzer bir olay için Savcılığa yapılan şikayette kaydedilen sese ilişkin CD Savcılığa sunuldu ve Savcılık tarafından delil olarak kabul edildi. Ancak Sayın Oğuz Özgüldür'ün de yazdığı gibi, bunu Savcılığa sunmadan önce Savcı ile birebir görüşmenizde fayda var. Yine kişisel düşüncem, Savcının bunu suç saymadan kabul edeceği yönünde ama bunun bir garantisi yok.
Ayrıca bu görüntünün yanısıra tanık bulmanız sizin yararınıza olacaktır.
Bu görüntünün nerede ve nasıl alındığı önem taşımaktadır. İzin alınmaksızın yapılan görüntü kaydının delil olarak değerlendirilmesinin kişisel hak ve özgürlükler konusunda sorunlara yol açacağı açıkken aksine görüşte.Yani kesinlikle delil kabul edilmemesi ise suçluyu affetmek olacaktır.Bu durumda gizli kamera görüntüleri ile hırsızların veya katillerin beraat etme şansı doğacaktır.
Olay bir tuzak unsuru taşımadan açıkca saldırıyı belgelemek amacı ile yapılıyorsa ve başka türlü delil elde etme imkanı kalmamışsa bu kayıt delil olarak değerlendirilmelidir. Zaten hukukçuların genel olarak tavsiyesi de bir kapkaç anında mümkünse cep telofonunuzla kapkaçcının fotoğrafını çekmenizdir. Hukuki müeyyidelerin suçluları korumak ve kanunda boşluklar yaratmak gibi bir düşüncesi olamaz. Nasıl ki kapkaç anında çekilen fotoğraf kimlik tespitinde kullanılıyor ve gizli kameralarla yada haber amacıyla oradan geçmekte olan bir kanalın çektiği görüntüler değerlendiriliyorsa saldırı esnasında çekilen görüntüler de delil olarak değerlendirilmeli.
Anayasanın aşağıdaki maddesi kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceğini düzenlemektedir.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ancak sizin şahsınıza hakaret edilmesi ile sizin kişisel hak ve hürriyetlerinizin sınırlamaya tabi olması anlamına gelecektir.Ve bu delil yasağı sayesinde size hakaret eden kişi bu durumu sizin aleyhinize kullanacak ve başka türlü delil elde etme olanağınız kalmadığı anlarda kamera görüntüsünün de delil olarak sayılmayacağını düşünerek sizin temel hak ve özgürlüklerinizi kısıtlama yoluna gidebilecektir.Bu durumda yine Anayasamızın amir hükmü devreye girecektir.
MADDE 14.
Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 133- (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Meşru savunma ve zorunluluk hali
Madde 25- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
Madde 28- (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.
Tehdit
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Sanıyorumki böyle bir durumda 28. madde uygulanabilir.Alıntı:
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
Madde 28- (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.
Ekleyen: omercelikkol*-*19/01/2006*:* 16:08:36
Ancak "meşru savunma ve zorunluluk hali" olarak değerlendirebilirmiyiz? Biraz uzak değil mi?
Aleni olmayan konuşmaların kayda alınması yasaktır.Hangi hukuk devleti aleni olmayan durumlarda suç işlenmesine izin verilebilir ki.Anayasamızın ilgili maddesi ile delilleri beraber değerlendirdiğimizde şu sonuca ulaşabiliriz.Tüm suç sayılan davranışlar aleni olarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca hiçkimse Anayasayı korunmaya değer olan kişisel hak ve menfaatleri sınırlayıcı bir şekilde kullanamayacağını göre, olay kesinlikle delil olarak kullanılmalı.
Aksine bir karar çıkacak olursa bence mahkemede , yargıtayda yanılmış olur.
Türk Dil Kurumu
aleni
sıfat (aleni:) Arapça ¤alen³
Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan:
"Siz bugüne kadar zevcenizin vicdansızca ve aleni hıyanetine, edepsizliğine tahammül ettiniz."- H. R. Gürpınar.
Türk Dil Kurumunun tanımına uygun olarak sizi tehdit olayı sizin yanınızda üçüncü bir kişinin olduğu ortamda yapılmışsa delil olacağı kanaatindeyim. Ama sadece ikiniz arasında olmuşsa delil olarak kabul edileceğini sanmıyorum. Karşı taraf sizin kendisine komplo kurduğunu aslında amotör tiyatro çalışması yaptığını davacının kendisini sürekli kadir inanıra benzettiğini, kendisinin gizli kamrerayla çekilen görüntülerinin aslında sürekli yaptığı skeçlerden birisi olduğunu ve alıştırma yapmak için kadir inanır taklidi yaptığını söylerse ne diyeceksiniz.
Dediğim gibi, gerçekleşen bir olayda, Savcılık ses kaydını içeren CD'yi kabul etti. Ve yine dediğim gibi bence bu sorun bir Yargıtay kararı ile çözülecek, çözülmek zorunda çünkü bunun örnekleri yaşanıyor ve elbette günün birinde Yargıtay'a gönderilen bir dosya olacak..
Bana kalırsa, bu "aleni" kavramı içinde değerlendirebilir bir suç değil ama buradaki yasaya aykırılık meşru müdafaa savunması ile ortadan kalkacaktır.
buradaki özellikle 133. madde kapsamında sormak istiyorum. birlikte yaşamış iki kişi arasında birliktelikleri süresince aralarında geçen özel yaşamlarına ait, üçüncü kişilere kapalı her tür özel diyaloglar delil olarak kullanılabilir mi? Özel diyalogların üçüncü kişilere kasıtlı ve deşifre amacıyla açıklanmasının bir cezası var mıdır?Alıntı:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Madde 133- (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Meşru savunma ve zorunluluk hali
Madde 25- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
Madde 28- (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.
Tehdit
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
Ekleyen: omercelikkol*-*19/01/2006*:* 16:08:36