-
Batı Nil virüsü
BATI NİL VİRÜSÜ NEDİR?
İlk kez 1937 yılında Uganda’nın Batı Nil bölgesinde bir insandan izole edilen bir virüs. 45-50 mm büyüklüğündeki bu virüs Flaviviridae familyasının Flavivirus cinsine ait. Bu virüsün ana rezervuar (taşıyıcısı) kuşlar. Bu kuşlardan kan emen özellikle sivrisinek ve keneler bu virüsü alarak insana ve diğer bazı memelilere taşıyor.
Hangi ülkelerde görülüyor ve nasıl yayılıyor?
Cezayir, Fas, Romanya, Fransa, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Tunus, Rusya, İsrail’de görüldü. Amerika’da is New York şehrinde 1999 yılında 62 vaka ile başlamış ve hızla diğer eyaletlere yayıldı. Başladığı yıl New York, New Jersey ve Connecticut’ eyaletlerinde 7 insan, 6 at ve yüzlerce kuş öldü. Bunlar göçmen kuşlarla yayılabildiği gibi uçak içinde ve eşyalar arasında da taşınabiliyor.
İnsandan insana geçiş nasıl oluyor?
Nadir de olsa kan ve organ nakli, hamile kadından bebeğine, süt emziren anneden bebeğine geçebiliyor.
Isırıktan sonra belirtiler ne zaman başlıyor?
Belirtiler 2-15 gün içinde çıkıyor ama genel olarak kuluçka süresi 1-6 gün.
Bu virüse karşı aşı var mı?
Atlar için aşı geliştirildi ama insan, köpek, vs. için bir aşı henüz yok.
50 YAŞ VE ÜZERİ İLE ORTA YAŞ TEHDİT ALTINDA
Ulaşoğlu hastalık hakkında farklı bilgiler verdi:
* Vakalar izlendiğinde 50 yaş ve çok üzeri yaş grubu dağılımı mevcut. Manisa’da genç değil de orta yaş üstü insanların hastalanması dikkat çekici. Yine de tüm yaş grubu insanlar dikkat etmeli. Örneğin Amerika’da farklı yaş grubunda (örneğin 6 yaş) nadirde olsa vakalar vardır.
* Bu virüse özgü spesifik belirtisi yok. Ani başlayan ateş, kas ağrısı, bulantı, yorgunluk, halsizlik, kızarıklık, kusma, ishal, nörolojik problemler, hafıza kaybı. Koma, lenf bezlerinde şişme, boyun tutulması, oryantasyon bozukluğu, birbirine karıştırma durumu, menenjit görülebilir.
* Amerika’da 21 farklı sivrisinek türünün taşıdığı tespit edildi. Özellikle ‘Culex pipiens’ çok önemli vektör olarak öne çıkmaktadır. Özellikle bu sivrisinek türünün kan emmek için kuşları tercih etmesi de önemli bir faktör.
ALINABİLECEK ÖNLEMLER
* Arazinizde biriken kutular, plastik kaplar, seramik saksılar ya da benzer su biriktirmiş kapları atın yada içerisinde biriken suları çok sık bekletmeden düzenli dökün. Saksı alt tabağında su birikintisi olmadığından emin olun yada delikli alt tabak kullanın. Bitkilerle kaplanmış kapları gözden kaçırmayın.
* Özellikle yapraklar vs. olukları tıkayabilir. Tıkanan çatı oluklarını yıllık olarak temizleyin. Çatı olukları genelde göz ardı edilir ancak bu alanlarda her mevsim milyonlarca sivrisinek üreyebilir.
* Plastik seyyar havuzları kullanmadığınızda ters çevirin. Düzenli olarak kullanılmayan bir seyyar havuz sivrisinek yuvası haline gelir.
* El arabalarını ters çevirin ve kuş kablarında suların durgun halde birikmesini önleyin. Aksi takdirde, sivrisinekler için ideal üreme ortamı oluşur. Kuş kabları ve seyyar havuzlardaki suları her hafta değiştirin.
* Çöp kutusu, branda ve suyu biriktiren kap ve oyuncaklardaki suları boşaltın.
* Evcil hayvan ve büyükbaş hayvan su teknelerindeki suyu haftada iki kez değiştirin.
* Kapların altında su birikmeyecek şekilde delikler açın ya da suları tahliye edin.
* Açılan kapı ve pencerelere sineklik yapılmalıdır; hatta Amerika’da bahçeli evlerde ana giriş kapısına yapılan ikinci kapının yarısı sinekliktir. İnsanlar daha çok bu kapıyı kullanmaktadır. Sineklik yaptırırken boşluk kalmadığına dikkat ediniz. Sürgülü modeller uygudur. Fırçalı olanlar çabuk bozulabilir. Buna rağmen fırçalı olacaksa sıfır oturmalıdır ve hiç gözenek kalmamalı.
* Hem kene hem de sivrisineği aynı anda kovan repellent kullanılmalı.
* Sineklerin aktif olduğu saatlerde dışarı çıkmayın.
* Bahçede ölü kuş görülürse çıplak elle dokunulmamalıdır. Eldiven ile iki ayrı kalın poşete koyarak ana çöpe atılmalıdır. Eldiven çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.
* Bahçede kuru yaprak, birikmiş çalılıklar toplanıp, atılmalı.
* Komşularında aynı tedbirleri almasını sağlanmalıç
* Riskli alanlarda açık renkli, mümkün olduğunca kapalı giysiler giyilmeli.
* Bahçe düzenlenirken su birikintisi olacak düzenlemelerden kaçınılmalı.
-
Cevap: Batı Nil virüsü
Öldüren virüs Türkie'de!
Sağlık Bakanlığı Yunanistan'da 18 kişinin ölümüne yol açan Batı Nil virüsüne Türkiye'de de rastlandığını açıkladı.
Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılanaçıklamada, "Batı Nil Virüsü enfeksiyonu vakalarına Türkiye'de de rastlanılmıştır" denildi. Konuyla ilgili olarak bugün Bilim Kurulu ve Bakanlık yetkililerinin katılacağı basın toplantısı yapılacak.
YUNANİSTAN'DA 18 ÖLÜ
Yunanistan'da geçen ay ortaya çıkan Batı Nil virüsü nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 18'e ulaştığı bildirildi.
Yerel basında yer alan haberlerde, Batı Nil Virüsünün bulaştığı tespit edilenlerin sayısının 177 olduğu, hastanelerde 9 hastanın yoğun bakım ünitelerinde tutulduğu açıklandı. Özellikle Yunanistan'ın kuzeyinde görülen vakalarda hayatını kaybedenlerin büyük bölümünü 70 yaş üstü hastalar oluşturuyor.
Yaygın olarak ateş, baş ve kas ağrıları, iştah kaybı, bulantı, kusma, ishal, ciltte kızarıklık, lenf bezlerinin şişmesi gibi belirtiler gösteren Batı Nil virüsü, sivrisinekler aracılığıyla memelilere bulaşıyor. Kan yoluyla, organ ve doku nakliyle de bulaşan virüs, normal koşullarda kendini göstermiyor ve çoğu zaman farkına varılmadan atlatılıyor.
Yaşlılar, çocuklar, hamileler ve AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıf olanlarda beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliği çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya yol açabiliyor.
(Milliyet/08.09.2010)
-
Cevap: Batı Nil virüsü
T.C. Sağlık Bakanlığı
BATI NİL VİRÜSÜ ENFEKSİYONU BASIN BİLGİ NOTU
Batı Nil Virüsü; ilk defa Uganda’nın Batı Nil bölgesinde 1937 yılında yüksek ateşli bir hastanın kanından izole edilmiş; kuşlar, atlar ve insanlarda, hastalığa neden olan ve sivrisineklerle bulaşan bir etkendir. Batı Nil enfeksiyonu; Afrika Kuzey ve Güney Amerika, Asya, Orta Doğu ve Avrupa’da yaygın olarak görülmektedir. Son birkaç aydan beri Yunanistan, Romanya, Macaristan, Rusya ve İtalya gibi ülkelerde de görülmektedir. Ülkemizde virüsün bulunduğuna dair bulgular daha önce yapılmış çalışmalarda gösterilmiştir.
Bakanlığımıza 12 Ağustos 2010 tarihinde Manisa ili Devlet Hastanesinden sinir sistemi belirtileriyle seyreden bir hastalık bildiriminde bulunuldu. Bu durum üzerine Bakanlığımız derhal bilimsel danışma kurulu oluşturarak incelemeler başlattı. Bildirimde bulunulan 16 hastanın yapılan incelemelerinde birçoğunun altta yatan kronik hastalığı olan ve aşırı sıcağa maruz kaldığı saptanan yaşlı hastalar olduğu ve farklı sebeplerden dolayı bu hastalardan altısının kaybedildiği saptandı. Bu 16 hastanın tamamı ülkemizde görülen ve görülmeyen sinir sistemi enfeksiyonları yönünden araştırıldı. Yapılan laboratuvar incelemeleri sonucunda üç hastada Batı Nil Virüsü enfeksiyonu saptandı.
Hastalık konusunda duyarlılığı arttırmak üzere hastalığın özellikleri ve şüphelenildiğinde yapılması gereken işlemlerle ilgili olarak sağlık teşkilatı bilgilendirildi. Sakarya, İzmir, Aydın ve Isparta‘dan toplam dört yeni vaka daha Batı Nil Ateşi olarak tanımlandı. Sonuç olarak bugüne kadar beş ilimizden toplam yedi vakaya Batı Nil Ateşi tanısı konuldu ve bu hastalardan üçü kaybedildi. Halen iki hasta hastanede takip ve tedavi altındadır.
Laboratuvar çalışmaları; Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı viroloji laboratuvarında gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca; Manisa ilinde sivrisineklerde söz konusu virüsün araştırılmasına yönelik çalışmalar Ege ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakülteleri tarafından başlatıldı.
Batı Nil Ateşi enfeksiyonu özellikle kurak ve sıcak yaz aylarında sivrisineklerin aktif olduğu dönemde görülür. Hastalığın kuluçka süresi 2-15 gün arasında değişir. Virüsün bulaştığı kişilerde çoğu kez hiçbir belirti ve bulgu olmaz. Genellikle kişiler farkına bile varmazlar. Yaklaşık %20 oranında ise Batı Nil ateşi adı verilen, hafif bir enfeksiyon gelişir ve tam iyileşme gerçekleşir. Yaşlılar, çocuklar, hamileler ve HIV/AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde Batı Nil virüsü ciddi seyredebilir ve sinir sistemi enfeksiyonuna yol açabilir.
Batı Nil Virusu enfeksiyonlarının santral sinir sistemi tutulması durumunda başağrısı, kusma ve bilinç değişiklikleri en önemli belirtileridir. Genellikle selim seyirli bir hastalıktır. Hafif vakalarda tedaviye gerek yoktur. Ciddi vakalar ise hastaneye yatırılarak izlenilmelidir.
Batı Nil Virüsü’ne karşı insanlar için geliştirilmiş bir aşı henüz bulunmamaktadır. Sivrisinekler ile mücadele korunmanın temelini oluşturmaktadır (kapı ve pencerelerden sivrisineklerin girişinin engellenmesi, ev çevresinde sivrisineklerin barınması ve çoğalmasına yol açacak odakların bertaraf edilmesi, uzun kollu gömlek ve pantolon giyilmesi, sivrisineklerin yoğun olduğu yerlerde hava karardıktan sonra kapalı korunaklı yerlerde bulunmaya gayret etmek önemlidir).
Sonbahar mevsimine girmiş olmamız ve havaların soğuması nedeniyle yeni vaka görülmesinin azalacağı beklenmekle birlikte önümüzdeki yıl için belediyelerimizin özellikle sivrisinek mücadelesi konusuna özen göstermeleri gerekmektedir. Bakanlığımız bu mücadeleye katkı sağlamaya devam edecektir. Vatandaşlarımızın bu hastalığın bulaşmasında en önemli aracı olan sivrisineklere karşı yukarıda bahsedilen önlemleri almaları, özellikle kuşların göç yolları üzerinde olan yerleşim yerlerinde çalışan Çevre ve Orman Bakanlığı ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı çalışanlarının dikkatli olmaları, artan kuş ölümleri ve at ölümleri durumunda sağlık yetkililerini bilgilendirmeleri önem taşımaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.