Printable View
bankadan araç kredisine kefilliğimden dolayı icradan gelen tebligata yanıt olarak borca itiraz ettim banka avukatı da icra hukuk mahkemesine dava açmış takibin durdurulmasına itiraz davası bir arkadaşım takibi durdurulmasına itirazı icra hukuğa değil sulh ceza yada başka bi yere açması gerekirdi dedi.gerçekten öylemidir öyleyse bana gelen tebligata nasıl bir yanıt vermem gerekir acil yardım lütfen
itirazın kaldırılması davası icra hukuk mahkemelerine, itirazın iptali davası ise genel görevli mahkemelere (Asliye ve Sulh Mahkemelerine) açılır.
Siz kefilseniz; itirazın iptali davasına cevap olarak, borçludan semerizlik belgesi almadan size icra takibi yapılamayacağını ileri süreceksiniz. Takibin iptaliini isteyeceksiniz
ilgili yargıtay kararını da dilekçenize sunmayı unutmayınız.
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/8090
Karar: 2009/15409
Karar Tarihi: 10.07.2009
ÖZET: Somut olayda alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece alacaklının borçlu kefil hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekir.
(4077 S. K. m. 10) (2004 S. K. m. 68)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü;
Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı bankanın tüketici kredi sözleşmesine dayanarak asıl borçlu ile birlikte kredi sözleşmesinin kefili olan muteriz borçlu İbrahim Tuğyan Önalan hakkında genel haciz yoluyla takip başlattığı görülmüştür.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası <Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez> düzenlemesini getirmiştir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece alacaklının borçlu kefil İbrahim Tuğyan Önalan hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine bu hususun gözardı edilerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 128. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10.07.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları