Menfi Tespit Davasında İspat Yükü
Eşimle boşanma aşamasıdayız. Evler ayrıldı, boşanma davası başladı. Boşanmamıza sebep %50 hissesine sahip olduğumuz şirket hissesini annesinin üzerine benim rızam olmadan devretmesi.
Kayınvalidem bu şirket hissesini boşanma davasında konu etmememi istedi ve karşılığında bana 78.000 TL senet verdi. Bende senedi borçlarıma karşılık üçüncü bir şahsa ciroladım. Senedin günü geldiğinde üçüncü kişi senedi icraya koydu.
Ben belediyede işyeri ruhsat işlerine bakıyorum. Üçüncü kişinin işyerine yakın zamanda ruhsat vermiştim. Kayınvalidem belediyedeki tanıdıkları vasıtasıyla zabıtayı bu işyerine göndermiş ve işyerinde bazı eksiklerin olduğunu belirten bir tutanak hazırlamış zabıta.
Bu tutanağa dayanarak MENFİ TESPİT davası açmış. Üçüncü kişi ve benim aramda gerçekte böyle bir borç alacak ilişkisi olmadığını idda etmiş.
Sorum şu:
Hakim onları haklı bulursa benim alacağım 78.000 TL ne olacak.
ayrıca karşı taraf lehine tazminata hükmeder mi.
ne yapmalıyım. mahkemeye bir hafta var.
bilgilerinizi ve içtihat kararlarını benimle paylaşırmısınız.
Cevap: Menfi Tespit Davasında Ispat Yükü
Hukukçu arkadaşlar lütfen yönlendirmelerinize ihtiyacım var.
Cevap: Menfi Tespit Davasında Ispat Yükü
Arkadadaşlar lütfen yardım. Hep........
Cevap: Menfi Tespit Davasında Ispat Yükü
Arkadaşınız olmasam da bir cevap verebilirim size. Kambiyo senedi sebepten mücerrettir. Senet borçlusu alacaklıları arasında muvazaa iddia edemez. Etse de bu onun borcunu kaldırmaz. Yani lehdar (Siz) ve ciranta arasında bir alacak verecek ilişkisinin olmaması onu rızası ile imza ettiği senet bedelini ödeme yükümlülüğünden kurtarmayacaktır. Lehdar dilerse senet alacağını dilediği kişiye bağışlayabilir.
Cevap: Menfi Tespit Davasında Ispat Yükü
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/1639
Karar: 2008/3514
Karar Tarihi: 04.03.2008
ÖZET: Menfi tespit davasında ispat yükü, davalı (alacaklı) ya düşer. Ancak, ispat yükünün davacı (borçlu) ya düştüğü istinai halleri de vardır. Menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, başka nedenle örneğin kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığını belirttiği durumda, borçlu olmadığının ispatı davacı (borçlu) ya düşmektedir. O halde davacı keşideci, sebepsiz zenginleşmediğini usulen kanıtlamak durumundadır. Mahkemece; bu yön gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
(2004 S. K. m. 72) (6762 S. K. m. 644, 730) (4721 S. K. m. 6)
Dava dilekçesinde 1.367.50 YTL borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı (alacaklı) şirket tarafından davalı (borçlu) aleyhine dava konusu çeke dayanılarak daha evvel kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını ve bu takibe yapılan itiraz sonucu Ankara Onüçüncü İcra Mahkemesi'nin 12.09.2005 tarih ve 2005/786-619 sayılı ilamı gereğince takip dayanağı çekin keşide tarihine göre müracaat tarihi de dikkate alınarak 6 aylık zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra takibe konulduğu için usulsüz yapılan takibin İİK'nın 170/a maddesi gereğince iptaline karar verildikten sonra, davalı (alacaklı) tarafından aynı çeke dayanılarak davacı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece; takibe konu çekin zamanaşımına uğradığından bahisle davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.
Davalı (alacaklı) tarafından varlığı iddia edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için borçlu, menfi tespit davası açabilir (İİK m. 72). Borçlu icra takibinden önce menfi tespit davası açabileceği gibi, icra takibinden sonra da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti davası açabilir (İİK m. 72.1).
Çünkü ödeme emrine itiraz etmemiş (veya süresinde itiraz etmemiş) ve bu nedenle hakkında takip kesinleşmiş olan borçlu, cebri icra (haciz, satış) tehdidi altında olduğundan davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Dosya kapsamından davacı keşideci tarafından düzenlenen 10.09.2004 keşide tarihli ve davalı adına yazılı çekten dolayı davacı aleyhine Ankara Dokuzuncu İcra Müdürlüğü'nün 18.08.2005 tarih, 2005/7491 E. sayılı dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin davacı borçlunun şikayeti üzerine Ankara Onüçüncü İcra Mahkemesi'nin 12.09.2005 tarih, 2005/786-619 sayılı ilamı ile takip dayanağı çekin keşide tarihine göre müracaat tarihi de dikkate alınarak 6 aylık zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra takibe konulduğundan ve takibin bu nedenle usulsüz olduğundan bahisle, İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verildiği ve bu defa davalı alacaklı tarafından yine aynı çeke dayanılarak 18.10.2005 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının ödeme emrine süresi geçirildikten sonra itiraz edildiği ve itirazın bu nedenle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda icra takibine dayanak yapılan çekin zamanaşımına uğramış olduğu tartışmasızdır. Zamanaşımına uğramış çek sebebiyle kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir ise de, çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına dava yoluyla kavuşabilmesi ya doğrudan doğruya temel ilişkiye dayanarak bir tahsil davası, ya da TTK'nın 730/14. maddesinin yollamasıyla çeklerde uygulanması gereken ve Yasa'nın 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yoluyla ulaşması mümkündür.
Davalı (alacaklı) da, davacı (borçlu) aleyhine aynı senede dayanarak ilamsız icra takibi başlatmış, başka bir deyişle temel ilişki iddiasında bulunmamıştır.
Bu durumda, somut olay yönünden uyuşmazlığın TTK'nın 644. maddesi hükmü çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.
Menfi tespit davasında ispat yükü, MK'nın 6. maddesindeki genel kural gereği davalı (alacaklı) ya düşer. Ancak, ispat yükünün davacı (borçlu) ya düştüğü istinai halleri de vardır. Menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, başka nedenle örneğin kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığını belirttiği durumda, borçlu olmadığının ispatı davacı (borçlu) ya düşmektedir.
O halde davacı keşideci, TTK'nın 644. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmediğini usulen kanıtlamak durumundadır. Mahkemece; bu yön gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacının talebi olmadan davalının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulması doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
umarım yardımı olur.Zaten yukarıdaki uluaşılması kolay bir yargıtay kararıdır.
Cevap: Menfi Tespit Davasında Ispat Yükü
Sayın Av. Engin Oğuz öncelikle yardımlarınız için teşekkür ederim. Arkadaş kelimesini sitenin samimiyetine dayanarak kullandım. Özür dilerim.