Almanya'da velayet anneye, Türkiye'de babaya verilirse ne olur?

bu sorunumun cevabini bulamadim onun icin ayri bir konu acmayi uygun buldum..

benim su an türkiyede devam eden bir zina davam var ve karim almanyada sadece kizimin velayetini almak icin bana dava acti konu surada:
https://www.hukuki.net/showthread.php...rim-yeterli-mi

neyse benim sorum:

eger simdi almanyada cocugun velayetini anneye verirlerse vede 4-5 ay sonra türkiyedeki mahkeme bana verirse o zaman burada yüksek eyalet mahkemesinde tanitma hakkim var diye söylemisti avukatim...bu yüzde yüz garantimi??acaba basindan ayni olay gecmis arkadaslar yardimci olabilirlermi, tecrübelerini paylasabilirlermi lütfen...

Almanya'da velayet konusunda birşey buldum internette. Almanya'da yaşayan bir türk hukuki bir soru sormuş ve hukukyardımdan da cevap verilmiş. Adres ve telefonda mevcut. Aynen aktarıyorum.
------------------------------------------------------------------------------------------------
Merhabalar, sizleri selamlıyorum. Sorumu kısaca cevaplarsanız sevinirim: Eşimle sorunlarım var, geçinemediğimiz için boşanma noktasına geldik. Boşanmadan sonra tek çocuğumuzun velayeti kime ne nasıl verilecek. Bilgilendirirseniz sevinirim, şimdieden cevabınız için teşekkür ederim.
(Y. Demirhak / Almanya)

***

Sayın okurumuz, sorunuza kısaca cevap olarak şunları yazmamız mümkündür:
Günümüzde evlilikler kadar ayrılma ve boşanmalarda normal hale gelir oldu. Ne yazık ki bu ayrılıkların faturasını ise çocuklar ödemektedir. Genel olarak çocukların bu durumdan az etkilenmeleri için eşlerin boşanmadan sonra anlaşmalı olarak velayet haklarını kendi aralarında karara bağlamaları önemlidir.

Velayet; küçüklerin ana ve babalarınca ortaklaşa kullanılan eğitim, nerede bulunmalarını belirleme, gözetme ile bakım konularında hak ve görevlerini içeren durumdur. Veleyet hakkı tek başınada kullanılabilir. Bu hakkın nasıl kullanılacağına, eşlerin sahip oldukları vatandaşlık durumlarından bağımsız olarak, onların halı hazırda yaşadıkları ülkenin yasaları geçerlidir. Bu durumda okurumuzun Almanya’da yaşıyor olması nedeniyle geçerli olan Alman yasalarıdır. Türkiye vatandaşı olsanız dahi Velayet hakkı ile ilgili Almanya’da yaşayanlar için Almanya yasaları esas alınır. Kısaca Velayet konusu hakkında şunları belirtmekte yarar var:


Ayrılık süresinde velayet hakkı


Bilindiği gibi Almanya’da boşanma başvuruları hemen sonuçlanmamaktadır. İlgili mahkeme taraflara tekrar barışma süresi olarak bir sene süre verir ki, buna ayrılık süreside denir. Bu süre içerisinde velayet hakkı ortaklaşa olarak anne ve babaya aittir. Mahkeme, tarafların bir dilekçesi bulunmadığı sürece bu konu ile ilgili bir karar verme yetkisine sahip değildir. Ancak eşlerin Avukatları boşanma davasında sadece mahkemeye tarafların velayet hakkı konusunda hemfikir olduklarını beyan etmek zorundadırlar. Şayet taraflar hemfikir değillerse, velayet hakkını tek kendisine isteyen taraf bunu bir dilekçe ile mahkemenin kararlaştırmasını istemelidir. Karşı taraf bunu kabul etmezse, mahkeme şu kriterler esasında karar vermek zorundadır:

- Çocuğun çıkarlarını hangi taraf daha iyi koruyabilecek durumdadır?
- Çocuk kimin yanında sağlıklı ve süreklili bir gelişmeye sahip olacaktır?
- Çocuk hangi tarafa daha sağlıklı duygusal bağlara sahiptir?
- Kardeşleri ile çocuk hangi tarafla yaşadığı zaman iyi ilişkiler geliştirebilecektir? 
Eşlerin yaşadıkları yerlerdeki görevli Gençlik Dairesinin (Jugendamt’ın) raporu hangi tarafı bu çıkarları sağlamakta daha uygun görüyorsa, velayet hakkı mahkeme tarafından ona verilecektir. Ek olarak gerektiği hallerde psikolojik bilirkişi raporları da alınabilir.

Alman Çocuk Hakları Reform Yasası; çocuğun kendi avukatının olabilmesini (Anwalt des Kindes) öngörmektedir. Buna göre bir tarafın dilekçesi üzerine mahkeme çocuğa bir avukat tayin eder. Çocuğun avukatı taraflardan bağımsız olarak çocuğun çıkarlarını savunur. 
Ayırca Velayet hakkının bir tarafa verilmesinde çocuğun isteği önemlidir. Mahkeme çocuklara kimin yanında kalmak istediğini sorabilir. Hakimler bu konuda çocuğun bir tarafın etkisi altında yanıt verdiğini tespit etmek için yeterlice tecrübe sahibidirler. Bu istek hakim için net değilse, bunu tespit etmek için bilirkişi raporu hazırlattırabilir. Bu tür raporlar 4 -14 yaş arasındaki çocuklarla ilgili hazırlanır. 
Taraflar çocuğun kimin yanında kalması konusunda anlaşamadıkları durumda velayet hakkını tek tarafa vermek şart değildir. Velayet hakkı yukarıda belirttiğimiz gibi, çocuğun nerede kalacağını belirleme hakkı, eğitim hakkı vs. gibi hak ve sorumluluklardan oluşmaktadır. Bunlar tümünü talep etmeden tek tek istenebilir. Mesela; sadece çocuğun nerede kalacağını belirleme hakkı yeterli olabilir. Bu hakla çocuğun tarafların birisinin yanında kalması güvenceye alınmış olur.
---------------------------------------------------------------------------------------------

Velayet hakkı ile ilgili Almanyada (Avrupada) yaşayan Türkiye vatandaşları için hangi ülkenin yasaları geçerlidir?

Uluslararası anlaşmalara göre yaşanan ülkenin yasaları, yani Almanyada yaşayanlar için Almanya yasaları esas alınır.

Ayrılık süresinde velayet hakkı kime aittir?

Ayrılık süresinde (bu boşnma tarihinden sonraki süre içinde geçerlidir) velayet hakkı anne ve babaya ortak olarak aittir. Mahkeme, tarafların bir dilekçesi bulunmadığı sürece bu konu ile ilgili bir karar verme yetkisine sahip değildir. Avukat boşanma davasında sadece mahkemeye tarafların velayet hakkı konusunda hemfikir olduklarını beyan etmek zorundadır. Şayet taraflar hemfikir değillerse, velayet hakkını tek kendisine isteyen taraf bunu bir dilekçe ile mahkemenin kararlaştırmasını istemelidir. Karşı taraf bunu kabul etmezse, mahkeme aşağıdaki kriterler esasında karar vermek zorundadır:

a) Çocuğun çıkarlarını hangi taraf daha iyi koruyabilecek durumdadır?

b) Çocuk kimin yanında sağlıklı ve süreklili bir gelişmeye sahip olacaktır?

c) Çocuk hangi tarafa daha sağlıklı duygusal bağlara sahiptir?

d) Kardeşleri ile çocuk hangi tarafla yaşadığı zaman iyi ilişkiler geliştirebilecektir?

Bu kriterlerde göründüğü gibi çocuğun çıkarları ve sağlığı esas alınmaktadır.
Yetkili gençlik dairesinin (Jugendamt’ın) raporu hangi tarafı bu çıkarları sağlamakta daha uygun görüyorsa, velayet hakkı mahkeme tarafından ona verilecektir. Bu konuda psikolojik bilirkişi raoru’da alınabilinir. Fakat bundan kaçınmak gereklidir, çünkü böyle bir raporun hazırlanması en başta çocuğa zarar verebilecektir.

Velayet hakkının bir tarafa verilmesinde çocuğun isteği önemlimidir?

Evet. Mahkeme çocuklara kimin yanında kalmak istediğini sorabilir. Hakimler bu konuda çocuğun bir tarafın etkisi altında yanıt verdiğini tespit etmek için yeterlice tecrübe sahibidirler. Bu istek hakim için net değilse, bunu tespit etmek için bilirkişi raporu hazırlattırabilir. Bu tür raporlar 4 ve 14 yaş arasındaki çocuklarla ilgili hazırlanır. Yukarıda belirrtildiği gibi mümkün oldukca bundan çekinmek gerekir. Daha büyük çocuklar genelde ne istediklerini net belirleyebiliyorlar.

Bilirkişi ne yapar?

Bilirkişi bir psikolok olmakla, tüm taraflarla, çocukla, varsa bir tarafın yeni hayat arkadaşı ile, Kindergarten eğitmenleri ve/veya öğretmenlerle görüşmelerde bulunup rapor hazırlar. Bu raporu duruşmada mahkemeye, taraflara ve Jugendamt temsilcisine izah eder.

Çocuğun haklarını Jugendamt’ın yanında dava süresinde kim koruyabilir?

1998 yılından beri geçerli olan çocuk hakları reform yasası çocuğun kendi avukatının olabilmesini (Anwalt des Kindes) öngörmektedir. Bir tarafın dilekçesi üzerine mahkeme çocuğa bir avukat tayin eder. Çocuğun avukatı taraflardan bağımsız olarak çocuğun çıkarlarını savunur. Biz iki davada bu imkana baş vurduk ve olumlu sonuçlar elde ettik. Taraflar bu durumda çocukları kendi kavgaları için araç olarak kullanmaktan uzak durma eğlimini gösterdiler. Hamburg’da bu konuda tecrübeli avukatlara sahip olan bir dernek vardır. Derneğin ismi: Anwalt des Kindes e.V.

Çocuğun kimin yanında kalamasını belirlemek için velayet hakkının tek tarafa verilmesi şartmı?

Taraflar çocuğun kimin yanında kalması konusunda anlaşamadaıkları durumda velayet hakkını tek tarafa vermek şart değildir. Velayet hakkı yukarıda belirttiğimiz gibi, çocuğun nerde kalacağını belirleme hakkı, eğitim hakkı vs gibi hak ve sorumluluklardan oluşmaktadır. Bunlar tümünü talep etmeden tek tek istenebilinir. Mesela sadece çocuğun nerede kalacağını belirleme hakkı yeterli olabilir. Bu hakla çocuğun sizde kalmasını güvenceye almış olusunuz. Velayet haklarının geri kalan kısımları her iki tarafın ortak hakkı olarak devam eder. Bunun en önemlisi eğitim hakkıdır. Ayrılmış eşinize çocuğu kendisinden almak, kendisinden uzaklaştırıp yabancılaştırmak istemediğinizi bu şekilde gösterebilirsiniz. Bu şekilde önemli ölçütte baş ağrısından kendinizi kurtarmış ve çocuğunuzun şiddetli bir velayet kavgasından psikolojik hastalanmasını önlemiş olabilirsiniz. Çocuğunuzun ise ayrılıkla velilerinden bir tanesini yittirme korkularını azaltmış olursunuz.

Bir taraf çocuğu kaçırdığı zaman ne yapılabilinir?

Buna yanıt, çocuğun ülke içerisindemi, yoksa ülke dışınamı kaçırılmış olmasına, ayrıca velayet hakkının her iki tarafamı, yoksa tek tarafamı ait olmasına bağlıdır.
Çocuk bir ziyaret sonrası eve dönmediği zaman, diğer taraf mahkemeye baş vurarak çocuğun verilmesini talep edebilir. Bu talep çocuğun çıkarları ve sağlığı ile uyumlu olmalıdır. Kaçırma durumlarında genellikle acil davranılması gerektiği için mahkemeye itihati tedbir dilekçesi ile baş vurulup acil karar alınmalıdır. Mahkeme çocuğun sağılığı ve çıkarları esasında durumu acil değerlendirirse, hemen veya karşı tarafın görüşlerini aldıktan sonra gereken kararı verir.
Çocuğu kaçıran taraf bu karara uymadığı durumda kendisne karşı zorlama para cezası veya zorlama tutuklama kararı verilebilinir. En kötü durumda çocuk bu karar esasında icra memuru ve polis tarafından alınıp eve geri getirilir. Polis tek başına hiç bir zaman çocuğu alma yetkisine sahip değildir!
Çocuğu kaçıran taraf bu davranışı ile çocukla ilişki hakkını tamamen yittirebilir.

Ülkeler çocuğun ülke dışına kaçırılması durumu için hangi anlaşmalara sahiptirler?

Ülkeler bu konularda 25.10.1980 Haag anlaşası, 20.05.1980 Velayethakkı anlaşması ve Haag reşit olmayanları koruma anlaşmasına sahiptir. Tüm bu anlaşmalar çocuğu kendisinden kaçırılan veliye geri getirlmeyi garanti altına almayı amaçlamaktadır.

Bu anlaşmalardan hangisine Türkiye katıldı?

Türkiye sadece Haag reşit olmayanları koruma anlaşmasına katılmıştır. Bu anlaşma Almanya, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, İspanya, İsviçre ve Türkiye için geçerlidir.

Çocuğu geri getirtmek için ne yapılmalıdır?

Çocuğu bu anlaşma esasında geri getirtebilmek için aile mahkemesinden gayrımeşru belgesi (Widerrechtlichkeitsbescheinigung) alınmalıdır. Ondan sonra en basit ve hızlı yardımı Federalyargıtay Başsavcısını (Generalbundesanwalt am Bundesgerichtshof) arayarak sağlayabilirsiniz. Orda bu konularla yetkili memurlar oldukça motivasyonlu ve kalifikasyonludur. Size derhal yardımcı olunacaktır.

Velayet Kararlarının Tanınması
Velayet Kararlarının Tanınması


06.11.2008

DUYURU



Almanya’da çocuğu hakkında velayet kararı bulunan vatandaşlarımızın dikkatine



Çocuğu hakkındaki velayet kararı bulunan vatandaşlarımız, sözkonusu kararın ülkemizde tanınma ve tenfiz işlemini yaptırmaları gerekmektedir.



1. Pasaport Kanunu’nun 17/c maddesi uyarınca, çocuklara düzenlenecek pasaportlarda anne ve babanın onayının alınması gerekmektedir. Almanya’da çocuk hakkında verilmiş velayeti de içeren bir mahkeme kararının ülkemizde tanıma ve tenfiz edilmemesi halinde, mevzuatımız açısından velayet hakkının anne ve baba tarafından birlikte kullanılmaya devam edildiğinden her ikisinin de onayının aranmaya devam edilecektir.



Bu bağlamda, Almanya ve Türkiye’nin de taraf olduğu 1980 tarihli “Çocukların Velayetine ilişkin Kararların Tanınması ve Tenfizi ile Çocukların Velayetinin İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi”, velayete ilişkin kararların ülkemizde tanıma ve tenfizi usulünde büyük kolaylık sağlamaktadır.



2. İşbu Sözleşme kapsamında, Almanya’da ikamet eden vatandaşlarımız, Alman velayet kararlarının ülkemizde tanınması ve tenfizini teminen, aşağıda adresi belirtilen Alman Federal Başsavcılığına yapılacak başvuru sonucunda, ülkemize gelmeksizin ve hiçbir masraf yapılmaksızın kararın tanınması ve tenfizini sağlayabileceklerdir (Sözleşme mad.4/1). Başvuru sırasında talep edilen belgelerin Türkçe tercümelerinin de dosyaya eklemesi gerekmektedir.



“Der Generalbundesanwalt beim Bundesgerichtshof

D-53094 Bonn

Tel: 49-228/410-40 begin_of_the_skype_highlighting 49-228/410-40 end_of_the_skype_highlighting

Fax: 49-228/410-5050”



3. Yapılan başvuru üzerine, Alman Federal Başsavcılığı dosyayı Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığına iletmektedir. Adalet Bakanlığı ise konuyu Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirerek, Savcılık tarafından tanıma ve tenfiz davası açılmasını sağlamaktadır.



4. Anılan Sözleşme metninin Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış ilişkiler Genel Müdürlüğünün



http://www.uhdigm.adalet.gov.tr/gunc...soz/aklist.xls



internet adresinden temin edilmesi mümkündür.



Saygılarımızla bilgilerine sunulur.

Uluslararası anlaşmalara göre yaşanan ülkenin yasaları, yani Almanyada yaşayanlar için Almanya yasaları esas alınır.


yani anladigim kadariyla burada velayeti alamazsam türkiyenin karari gecmeyecek...

Evet çok net anlamışsınız.. Eşinizin peşinde bir dedektif gibi koşup delil toplarken, ailesine, akrabalarına, yakınlarına nasıl rezil ederim hesapları yaparken, çocuğumu alıp rahat ve huzur içerisinde hayatımı devam ettiririm diye düşünürken, karımı boşarım hayatıma bakarım derken atladığınız konu buydu işte sayın üye.. Olayın yasalarla ilgili yanını hesaplamadınız. Oysa ne Türkiye de nede Almanya da ve hatta dünyanın başkaca hiç bir yerinde yasala dayanakları olmayan eylemler suç teşkil ediyor. Bu kadar hazırlıktan sonra düşüncelerinizi hayata yasaların öngördüğü şekli ile geçirmeliydiniz. Üstelik hem Alman hem Türkiye yasalarını göz önünde bulundurarak komplike düşünerek hem Alman hukukunu hem Türk hukukunu iyi bilen profesyonellerle çalışarak yapmalıydınız.
Artık geçmişte olanları telafi şansınız yok. Bundan sonrasına bakacaksınız. Hukukçularla dirsek temasınız olmadan birşeyler becerebilmeniz zor görünüyor. En hızlı şekilde sayın dnzblk nın verdiği bilgiler ışığında hukukçularla çalışmaya başlayın. Hırsınızı, öfkenizi bir kenara koyun. Hesaplaşmanızı yasal zeminlerde yapın.
Geçmiş olsun..

Alıntı:

---

Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı

Evet çok net anlamışsınız.. Eşinizin peşinde bir dedektif gibi koşup delil toplarken, ailesine, akrabalarına, yakınlarına nasıl rezil ederim hesapları yaparken, çocuğumu alıp rahat ve huzur içerisinde hayatımı devam ettiririm diye düşünürken, karımı boşarım hayatıma bakarım derken atladığınız konu buydu işte sayın üye.. Olayın yasalarla ilgili yanını hesaplamadınız. Oysa ne Türkiye de nede Almanya da ve hatta dünyanın başkaca hiç bir yerinde yasala dayanakları olmayan eylemler suç teşkil ediyor. Bu kadar hazırlıktan sonra düşüncelerinizi hayata yasaların öngördüğü şekli ile geçirmeliydiniz. Üstelik hem Alman hem Türkiye yasalarını göz önünde bulundurarak komplike düşünerek hem Alman hukukunu hem Türk hukukunu iyi bilen profesyonellerle çalışarak yapmalıydınız.
Artık geçmişte olanları telafi şansınız yok. Bundan sonrasına bakacaksınız. Hukukçularla dirsek temasınız olmadan birşeyler becerebilmeniz zor görünüyor. En hızlı şekilde sayın dnzblk nın verdiği bilgiler ışığında hukukçularla çalışmaya başlayın. Hırsınızı, öfkenizi bir kenara koyun. Hesaplaşmanızı yasal zeminlerde yapın.
Geçmiş olsun..

---

Sayin Abdullah Bey lütfen bana söylermisiniz acaba kizimi annesinden habersiz nasil geri getirebilecektim sizce??

yani sizce annesine deseydimki bana bak sen beni aldattin seninle artik beraber yasayamam cocugumu alip gidiyorum sende birsey yapmayacaksin sessiz kalacaksin deseydim kuzu kuzu kabulmu edecekti saniyorsunuz??

burada zaten avukatim var türkiyedede var daha ne yapabilirimki..

yani son zamanlarda bana karsi öyle seyler yaziyorsunuzki artik sadece beni sucluyorsunuz onu yapsaydin bunu yapmaliydin gibisinden...az kaldi yakinda öbür kadini hakli cikaracaksiniz..

saygilarimla...

Alıntı:

---

mutsuz03 rumuzlu üyeden alıntı

Sayin Abdullah Bey lütfen bana söylermisiniz acaba kizimi annesinden habersiz nasil geri getirebilecektim sizce??

yani sizce annesine deseydimki bana bak sen beni aldattin seninle artik beraber yasayamam cocugumu alip gidiyorum sende birsey yapmayacaksin sessiz kalacaksin deseydim kuzu kuzu kabulmu edecekti saniyorsunuz??

burada zaten avukatim var türkiyedede var daha ne yapabilirimki..

yani son zamanlarda bana karsi öyle seyler yaziyorsunuzki artik sadece beni sucluyorsunuz onu yapsaydin bunu yapmaliydin gibisinden...az kaldi yakinda öbür kadini hakli cikaracaksiniz..

saygilarimla...

---

Sayın üye sizi suçlamıyorum. Size hukuksal anlamda başınıza gelecekler ve şu an içinde bulduğunuz durum hakkında bilgi veriyorum. Önceden yaptığınız hataların şimdi önünüze bu şekilde çıktığını dolayısı ile şimdi yapacağınız hatalarında ileride sizi zor durumda bırakacağını söylüyorum. Haklılığınız konusunda en küçük bir şüphem dahi yok (tabii anlattıklarınız ışığında) Size aktarılan uyarıları dikkate alın. Davanızı artık sadece hukuksal anlamda takip edin. Yavaş yavaş elinizdekileri kaybediyorsunuz. Bunu anlatmaya çalışıyorum.

Benim sorum şu ablam 7 sene önce evlendi almanyaya gitti gecen sene orda boşandılar ama tr boşanma gerçekleşmedi veleyat anneye verildi.anne 2 ay önce çoçukları babanın görme izni olduğu gün babaya bırakıyo ve türkiyeye geliyor bu durumda nolur baba ne yapmalı cocukların velayetini alablirmi cocukları babadanda alıp gençlik dairelerine verebilirlermi?cocukları tr nasıl getirebilir?yardımcı olursanız cok sevinirim hiç bilgimiz yok bu konuda ve cok endişeliyiz..

Alıntı:

---

PINAR123 rumuzlu üyeden alıntı

Benim sorum şu ablam 7 sene önce evlendi almanyaya gitti gecen sene orda boşandılar ama tr boşanma gerçekleşmedi veleyat anneye verildi.anne 2 ay önce çoçukları babanın görme izni olduğu gün babaya bırakıyo ve türkiyeye geliyor bu durumda nolur baba ne yapmalı cocukların velayetini alablirmi cocukları babadanda alıp gençlik dairelerine verebilirlermi?cocukları tr nasıl getirebilir?yardımcı olursanız cok sevinirim hiç bilgimiz yok bu konuda ve cok endişeliyiz..

---

yani ablaniz velayeti kendisinde oldugu halde cocuklari babaya birakiyor ve suan 2 aydir türkiyede öylemi??ve simdide cocuklarini babadan alip türkiyeyemi getirmek istiyor??öyleyse anlamadigim neden kendisi giderken cocuklarida beraberinde götürmedi??bu sorumsuzca bir davranis degilmi??

hem bu arada yeni bir konu acsaniz daha cok cevap alirsiniz, baskasinin konusuna yazmayi ben uygun bulmuyorum acikcasi.....