Madencilere mucize olmadı, yastayım, ağlıyorum!
Tayyip ERDOĞAN ve ADAMCIKLARI Çeşitli Zamanlarda Konuşuyorlar…
Şehit Askerlerimizin Ardından…
Askerlik Yan Yatma Yeri Değildir !!!
Tuzla Tersanelerindeki Cinayetlerin Ardından…
Kumaş Kesmiyorlar, Demir Kesiyorlar…
Tabii ki Bunlar Normaldir !!!
Zonguldak’taki Maden Kazasından Sonra ise…
Bu Mesleğin Kaderinde Bunlar Var !!!
Bunları Bilerek İşe Giriyorlar !!! Diyebiliyorlar.
Bu Yazıyı Yazdığım Zaman 28 Kişiye Ulaşılmıştı 2 Kişi Aranıyordu…
Ateşin Sadece Düştüğü Yeri Yaktığını Biliyorum…
Hayatlarını Kaybedenlere Tanrı dan Rahmet…
Yakınlarına Baş Sağlığı Diliyorum.
Ayrıca Kendilerinden,
Tayyip ERDOĞAN’ın 100’lerce Koruma Eşliğinde
Kendisine Yakışan…
Ülkemize Yakışmayan Yaptığı Açıklamalar İçin ise Özür Diliyorum.
Orada İnsanlar Bağırıyor…
İş Vardı da Keyiften mi İndiler Oraya !!!
Yetkililere Sesleniyorum…
O Madenleri Denetlemek ve
Çalışma Şartlarını Düzeltmek Kimlerin Görevi ???
Şimdi Sizi Asansöre Götürmek İstiyorum…
Hayır…Hayır
Maden Asansörü Değil…
Normal Gündelikte Kullandığımız Asansörlere…
Asansör de Kalanlar Bilir…
O Dakikalar Geçmek Bilmez…
Hele ki Kapalı Yer Korkunuz Varsa ( KLOSTROFOBİ )
Bu Tarif Edilemez Bir Acıdır ve Akıl Sağlığını Kaybeden Nice İnsan Vardır.
Lütfen Düşünelim !!!
Asansör de Kalmışız / sınız…
Küçücük Bir Yerde Siz İçerdesiniz…
Gözünüz Kararmış…
Tansiyon Problemi Yaşıyorsunuz…
Nefes Almakta Zorluk Çekiyorsunuz…
Bir Zaman Sonra Sizi Kurtarmaya Gelmişler ve
Sizi Sakinleştirmek İçin Konuşuyorlar !?!?!?!?!?
İşimiz Varken Bir de Sizle Uğraşıyoruz !!!
Kardeşim Ne işin Var Orada !!!
Yürüyerek Çıksaydın / İnseydin Yaaaaaa !!!
Bu Alete Binen, Buna Katlanır !!!
Bağırıp Çağırma…Kafamı da Bozma !!!
Bekle İşte Gebermedin Yaaaaaaa !!!
İçerden Çeşitli Ruh Halleriyle Konuşmaya Çalışırsınız…
Ağzınızdan Şu Kelimeler Dökülebilir…
Kaç Defa Söylemiştik Asansörün Bakımını Yaptırın Diye…
Elektrik Kesintisi İçin Jeneratör Almalarını Kaç Kere Uyarmıştık…
Kimse Bizi Dinlemedi …
Kes, Kes Sesini… İşte Geldik…
Gebereseciler…Şimdi Kıymetimizi de Bilmezsiniz !!!
Zaten Her Canlı Ölümü Tatmayacak mı ???
Yaşayanların Bildiği ve Yaşadığı Üzere
Asansör de Kaldığınız da 3 Aşağı 5 Yukarı Bunları Yaşarsınız…
Ki Düşünelim…
Çok Önemli Bir Rahatsızlığınız Yoksa Ölüm İhtimaliniz Çok Azdır…
Çıktığınızda Yaşam Devam Etmektedir…
Şimdi ise
O MADENCİLERİ ve YAKINLARININ YAŞADIKLARINI Düşünelim !!!
DUYDUKLARINI HATIRLAYALIM !!!
Binlerce Kez Ölmek Böyle Birşey Olsa Gerek !!!
Sizi Geçmişe Götürmek İstiyorum…
İstanbul’da Yaşanan Kurak Mevsim İçin Muhalifler Ne Demişlerdi ?
Uğursuz Bunlar… Uğursuz !!!
Kaçak Kuran Kursunda Ölen Çocukların Yakınları Ne Demişlerdi ?
Onlar Allah Yolunda Öldüler !!!
Yılbaşı Gecesi Hayatını Kaybeden 7 Gencimiz İçin Sorumlular Ne Demişlerdi ?
Yılbaşı Partisi Yaparlarsa Olacaklar Normaldir…
Diyebiliyorlarsa…
Şimdi Birisi de Çıkıp
Bu Maden Kazaları ile İlgili Olarak da
KÖMÜRÜN LANETİ Derse Şaşırmam !!!
4 – 5 Günde Helikoptere Ulaşamayan Bu Zihniyet
Gördüğünüz Gibi Daha 30 İnsanımızı Yukarı Çıkartamamış …
FAKAT BENİ İNSANLIĞIMDAN ÇIKARMIŞ !!!
“ Ne Mutlu Türküm Diyene” Diyebilen
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI
Muhlis ALTUNCUOĞLU
Madencilere, mucize olmadı, yastayım, ağlıyorum!
Çağdaş Avukatlar Grubu, Cuma günü Sultanahmet Adliyesi önünde toplanarak Zonguldak"ta yaşanan grizu faciasının sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunacak. Yapılan açıklamada, Başbakan"ın Zonguldak"taki sözleriyle ilgili olarak "Başbakan suç işlemektedir" denildi.
Çağdaş Avukatlar Grubu, Zonguldak"ta yaşanan grizu faciasının sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Çağdaş Avukatlar, meslektaşlarını Cuma günü yapılacak suç duyurusu için saat 13.00"de Sultanahmet Adliyesi önünde toplanmaya çağırdı.
Çağdaş Avukatlar Grubu tarafından yapılan açıklamada "Bursa ve Balıksesir"deki iş cinayetlerinden sonra Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Maden Ocağı’ndaki grizu patlamasında eksi 540 metrede mahsur kalan 30 işçiye halen ulaşılamadı. Bu olaylara taşeronlaştırmanın ve işçilerin örgütsüzleştirilmesinin, gerekli denetimlerin yapılmamasının, işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin önlemlerin alınmamasının neden olduğu sendikalar ve odalar tarafından defalarca ifade edilmiştir" denildi.
"Başbakan suç işliyor"
Çağdaş Avukatlar, Başbakan Tayyip Erdoğan"ın Zonguldak"ta yaptığı açıklamayı da şöyle eleştirdiler:
"Başbakan ise, "Bu bölgenin insanları bu tür olaylara alışıktır, ... bu mesleğe giren işçiler bu tür şeylerin olacağını bilerek giriyorlar...kaderleri bu..."" diyor.
Başbakan suç işlemektedir.
Göçük altında kalan Trabzon"lu bir işçinin 6 yaşındaki kızı Ebral annesine ‘üzülme anne, babamın iş elbiselerini koklarız’ demektedir."
Çağdaş Avukatlar tarafından yapılan açıklamada, "olaydan sorumlu olanlar hakkında suç duyurusunda bulunmak ve işçi katlamına dur demek üzere tüm meslektaşlarımızı Sultanahmet adliyesi önünde yapacağımız suç duyurusu ve basın açıklamasına katılmaya çağırıyoruz" denildi.
(soL - Haber Merkezi)
****
BAŞBAKAN “Ne yapalım takdir-i ilahi. Madenci oldu mu, bunu göze alacaksınız. Şükredin ki, bir işiniz var. Ne yapalım, elimizden bir şey gelmiyor..dedi...
Asker şehit düşer,askerlik yan gelip yatma yeri değil,
dere taşar;derenin intikamı ağır olur,
Çifçi açız der,artistlik yapma ananıda al git,
Bir baba oğlum işsiz der;varsın senin oğlunda işsiz kalsın....
...diyebilen birinden başka ne beklenebilir ki!!!
Madencilere, mucize olmadı, yastayım, ağlıyorum!
Metal teknisyeniyim,mesleğinin zirvesinde denebilecek bir konumda,parmakla gösterilecek kişiler arasında gösterildiğim zamanda çevremde gelişen haksızlıklara tahammül edemiyerek toplu sözleşmeye konan tazminatlı çıkış (bir kereye mahsus geçici madde) hakkımı kullanarak İ.D.Ç. tesislerindeki görevimden 1980 yılında ayrıldım.O günden bu güne de mesleğimle uğraşmıyorum.
Teknik konularda yazdığım yorumlar cahilane değildir.
Yerin 420 metre altında gerçekleşdiği söylenen patlamanın toz ve artıkları giriş ağzından püskürdü ise,patlama merkezi ve yatay dairesel çevresindeki şiddeti tahmin edilebileceğin çok üstündedir.Bu kadar büyük çaplı bir basınca maruz kalanların sağ olabileceklerini düşünmek de mantıksızlıkdır.
Haberi okuyup,videosunu izlediğimde,yetkililerin nasıl bir açıklama yapacaklarını merak etdim,oyalamaya dönük konuşmalarını duyunca da,milleti salak yerine koyduklarına iyice emin oldum.
Tedbir alma konusuna gelince,madenciliğin modern şartlarda yapıldığı ülkelerde ocaklara özel aracınızla girip maden turu atabilir,hertürlü güvenlik önlemi gerektiği gibi alındığı için,gaz kaçağından anında haberdar olur,çevrenizde ne olup bittiğini ışıl ışıl aydınlatılmış ortamda rahatlıkla görebilirsiniz.
Kazalar,bizim gibi girişi tek asansörle sağlanan,çalışanın yatarak kazma sallamak zorunda olduğu dar galeri sistemi ile çalışan ülkelerde meydana gelir.Bu da,az masraf çok kazanç zihniyetinin sonucudur.
Bu olay ne ilk dir,ne de son olacakdır.
Üzgünüz demek keşke çözüm olsaydı.
Osman Erkin Yalı
Cevap: Madencilere, mucize olmadı, yastayım, ağlıyorum!
İnsanlar
İnsanları korkunç ölümlerle öldürüyoruz.
Dağlarda, ovalarda, kamplarda, karakollarda Türk ve Kürt gençler vurularak, parçalanarak ölüyorlar.
Madenlerde madencilerimiz yanarak, boğularak, ezilerek ölüyorlar.
Bu insanlar, ölmemeleri mümkünken ölüyorlar.
Türkiye’nin yöneticileri, en kolay harcanacak “malzeme” olarak insanı görüyorlar.
Biraz çabayla, biraz parayla çözümlenebilecek sorunları çözmeden bırakıyorlar ve o çözülmemiş sorunlar insanları kurban alıyorlar.
Başbakan Erdoğan’ın Zonguldak’ta yaptığı konuşmada, “oralarda bu tür kazaların hep olduğu, hep de olacağı” anlamında bir boyun eğmiş yaklaşım vardı.
Halbuki “ölmeleri” gerekmiyor o insanların.
Eğer Avrupa’da en çok maden kazası olan ülke Türkiye’yse bir şey yanlış yapılıyor demektir.
Bugün Süleyman Yaşar, yanlışın nerede olduğunu gösteriyor.
Bir madende çalışan insanların hayatları, dört yüz bin liralık bir yatırımla kurtarılabilirmiş.
O parayı harcamamışlar, o aletleri almamışlar ve insanların ölümüne göz yummuşlar.
Çin, bu konuda daha da akıllı bir yöntem bulmuş.
Bir maden işçisi öldüğünde, o madeni çalıştıran, ölen işçinin ailesine çok büyük bir tazminat ödüyor.
O madencilerin ölmemesi için yapılacak harcama, o işçinin ölümü halinde ödenecek paradan az olduğu için “maden işleticileri” önlemleri alıyorlar.
Biz böyle yapmıyoruz.
Ne 400 bin lira gibi bir para harcıyoruz, ne ölen işçilerin ailelerine ödenecek büyük tazminatlar getiriyoruz.
Çünkü biz insanların ölümüne alışkınız.
Ölmelerine aldırmıyoruz.
Osmanlı’da da, Cumhuriyet’te de ölenlerin hesabı sorulmamış, hiçbir yöneticinin başı “ölen insanlar” yüzünden derde girmemiş.
Bir grizu patlamasında ölmek ne demek biliyor musunuz?
Bu, yatağında huzurla son nefesini vermeye benzemiyor.
Aniden büyük bir alev topu patlıyor.
Toprak altındaki labirentler sarsılıyor, toprağı tutan direkler devriliyor, binlerce ton toprak daracık dehlizlere doluyor.
Ya alevlere kaptırıyorsunuz kendinizi, kendi etinizin kokusunu duya duya kavrularak ölüyorsunuz.
Ya bir direk düşüyor üstünüze, kırılan kemiklerinizin acısını hissederek yavaş yavaş ölüyorsunuz.
Ya da tonlarca toprak yığılıyor üstünüze, ağzınıza burnunuza toprak doluyor, boğuluyorsunuz.
Bütün bunlardan kurtulursanız, karanlığın içinde saatlerce, günlerce, aç, yorgun, korku dolu yardım gelsin diye bekliyorsunuz, bazen o yardım hiç gelmiyor.
Biz ne kadar çok insanı bu ölümlere teslim ettik, biliyor musunuz?
Hiçbir önlem almadık.
İngiltere’yle Almanya gibi bu madenleri kapatıp, kömür bölgelerinde yaşayanların hayatlarını kazanmaları için yatırımları başka alanlara kaydırabilirdik.
O bölgelerde balıkçılığı, hayvancılığı, tarımı, sanayiyi destekleyebilirdik.
Bunu önerenler oldu.
Kimse onları dinlemedi.
Dinlemeyenler, karşı çıkanlar arasında “ekmek paralarını” kaybedeceklerinden korkan işçiler de vardı.
Madenleri kapatmadık.
Tuzla tersanelerini kapatmadığımız gibi.
Madenleri kapatmıyorsak, Çin gibi yapıp, maden güvenliğini arttırabilirdik, onu da yapmadık.
İnsanları ölüme bıraktık.
Onları öldürmek, para harcamaktan da, çaba sarf etmekten de, proje üretmekten de kolaydı.
Devleti yüceltip insanı sefil eden bu korkunç sistem, bütün dikkatini, bütün varlığını, bu çarpık sistemi sürdürmeye adadığından, insanlara hiç aldırmadı.
İnsanlar korkunç ölümlerle ölüyorlar.
Dağlarda, ovalarda, kamplarda, karakollarda, yollarda, madenlerde ölüyorlar.
İnsanları öldüren bu düzeni savunmak için devletin koynunda çeteler barındırıyorlar, darbeler hazırlıyorlar, muhtıralar veriyorlar, partiler kuruyorlar, entrikalar çeviriyorlar ama insanları kurtarmak için kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.
Madencilerin ölümünü engelleyecek 400 bin lirayı harcamıyorlar.
Madenleri kapatıp, oralarda çalışanlara yeni bir hayat kuracak projeler hazırlamıyorlar.
Burada herkes devletin sahibi olmaya uğraşıyor, insanlar sahipsiz kalıyorlar.
Biz, hepimiz, kendi hayatlarımıza sahip çıkana, her insanın devletten daha önemli olduğunu söyleyene kadar bizi her yerde, her zaman öldürmeye devam edecekler.
Ahmet Altan
Cevap: Madencilere, mucize olmadı, yastayım, ağlıyorum!
Tehlikeli madenler kapatılıyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, son 6 ayda insan yaşamını tehdit eden eksikler bulunan 20 madeni kapattı, 9 madenin faaliyetini durdurdu.
Geçen yıl aralık ayında Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde meydana gelen ve 19 işçinin yaşamını yitirmesine neden olan maden kazası, madenlerin denetimi konusunda yeni bir milat oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu kazanın ardından iş sağlığı ve güvenliği yönünden eksiklikleri bulanan maden ocaklarına yönelik tedbirlerini ağırlaştırdı.
Daha önce maden ocaklarında insan sağlığını tehdit eden eksiklikler karşısında idari tedbir, idari para cezası ve diğer yaptırımlar uygulanırken, bakanlık Mustafakemalpaşa'daki kazanın ardından, insan sağlığını tehdit eden eksikliklerle ilgili olarak, faaliyet durdurma ve kapatma yönünde yaptırımlar uygulamaya başladı.
Bakanlığın bu kararıyla birlikte Aralık 2009-Mayıs 2010 döneminde yer alan son 6 ayda 20 maden ocağı kapatıldı. Aynı dönemde 9 maden ocağının da faaliyetleri, eksiklikleri giderilinceye kadar durduruldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının faaliyetlerini durdurduğu ve kapattığı madenlerin illere göre dağılımı şöyle:
-Zonguldak: 6 kapatma
-Denizli: 6 kapatma
-Kastamonu: 3 kapatma
-Karaman: 3 kapatma
-Balıkesir: 1 kapatma
-Bursa: 1 kapatma
-Yozgat: 2 durdurma
-Kütahya: 2 durdurma
-Nevşehir: 1 durdurma
-Çorum: 1 durdurma
-Manisa: 1 durdurma
-Edirne: 1 durdurma
-Tekirdağ: 1 durdurma
İnternethaber