Neden avukat oldunuz? Neden avukatlık?
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...04a698e3bd.jpg
Printable View
Neden avukat oldunuz? Neden avukatlık?
http://www.kenthaber.com/Resimler/20...04a698e3bd.jpg
Lisedeyken okul için kullandığım evrak çantası yüzünden lakabım avukattı. Ama o ciddi çanta üzerinde Batman logosu vardı. Adımdan çok avukat diye çağırılmak benim için doğallaşmıştı. Ama gerçekten mesleğim olacağını hiç düşünmemiştim.
Doğrusu, fen bilimlerinde başarılı olsaydım doktor olmayı isterdim. Çoğumuz gibi 18 yaşında kazanabileceğimiz en prestijli ve iş imkanı çok olan üniversiteyi kazanmak için hukuk fakültesini kazanmış oldum. Avukatlık stajına başlamakla içime işlemeye başlayan bağımsızlık ve kendi başına buyruk çalışma ve çalıştığın kadar para kazanmak gibi mesleki özellikler başka bir meslek düşünmeme fırsat bile bırakmadı. Benim açımdan meslek düşünmeden yapılmış bir seçim, kaderimi ve yaşamımı belirleyen mesleğime dönüştü...
Önce tabiiki çocukluktan gelen cüppe özentisi. :) Sonrasında yoğun bir merak, araştırma ve hukuk fakültesine giriş. Fakülteye girerken sadece "hukukçu" olma ve dünya üzerinde huzuru ve düzeni sağlamanın temel vasıtalarından olan hukuki düzeni bilmenin mutluluğunu yaşama hevesi... Avukatlığa olan derin sempati, "avukat olacağım" düşüncesi; ancak hakimlik ve savcılığı da yedekte tutmak...
Stajda meslekten uzaklaşmak ve hatta belki de zaman zaman tiksinmek... Mesleğe yeni başlanan dönemlerde, ilk bir iki yıl boyunca da çok memnun olmamak gerek kazancından ve gerekse genç bir avukat olarak toplumdaki olması gerekenin epeyce altındaki saygınlığından... Ama yorulmamak...
Sonra bağlanmak mesleğe. Öyle bir bağlanmak ki, "vazgeçilmezlerini say" dendiğinde akla gelecek ilk üç şeyden biri olması bu mesleğin...
Sorun çözen meslekleri hep sevmişimdir. Ne olursa olsun, önüne gelen sorunu ufak tefek işlemlerden sonra başkasına devretmek yerine baştan sona kadar takip edip çözmek ve birilerine bu şekilde fayda sağlamak benim için çok önemli. Avukatlık bana öncelikle bunu sağlıyor. Manevi tatmin. Sonrasında işin özünde olan özgürlük, emeğe göre kazanç, daima insanlarla içiçe olmak - sosyal bir meslek olması, kendini her yönüyle rahat ifade edebildiğin ve bunun büyük önem taşıdığı, insanı daima okumaya ve araştırmaya iten, mesleki bilgiden öte kişisel hasletlerin ve insan ilişkilerinin de önem taşıdığı bir yapısının bulunması gibi özellikleri çok etkili oldu avukatlığın; benim bu mesleğe bağlanmamda.
Yine gelsem hayata, yine avukat olurdum. :)
Boğaziçi bilgisayar mühendisliği bölümünü kazanamayınca mecburen hukuk fakültesini kazanmış oldum. Mecburen dediğime bakmayın, iyi ki hukuk fakültesini kazanıp, avukat oldum. Çünkü dünyada yapılabilecek en saygın, en serbest ve en özgür meslek; Avukatlık.