Dava Zamanaşımı

765 Sayılı TCK 504/3 göre yapılan yargılama ile ilgili olarak, sanığın 30.7.2004 tarihinde savcılık huzurunda sorgusu yapıldı. İlk mahkeme 27.9.2004 tarihinde yapıldı ve bu duruşma sonucunda 1 yıl 4 ay gibi bir ceza verildi. Sanık olay tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle ceza ertelendi, ancak verilen cezanın türü konusundaki itiraz nedeniyle temyiz edildi.
Yargıtay’a giden dosya 5252 Sayılı Yasanın 9/3 maddesi uyarınca lehe olan yasanın tespiti yapılması için mahkemesine iade edildi. Lehe kanun uygulama duruşması 29.12.2005 tarihinde yapılarak herhangi bir değişiklik yapılmadan (eski yasa lehe olması nedeniyle) dosya tekrar temyize gönderildi. 22.02.2010 tarihinde Yargıtay dairesi tarafından incelenen dosya gerekçe, kabul ve uygulama yönünden bozuldu.
Burada benim tereddüt ettiğim konu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 Sayılı TCK. nun 102/4. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıkların sorgularının yapıldığı 30.7.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine (22.02.2010) kadar gerçekleştiği halde res’en neden zamanaşımı kararı verilmemiştir. 5252 Sayılı Kanun uyarınca lehe yasanın tespiti için 29.12.2005 tarihinde yapılan duruşmanın zamanaşımını kesme durumu olabilir mi?
Dava zamanaşımı süresi hesaplanırken ,zamanaşımını kesen son işlem tarihinden itibaren olağan süre dolmuş ise (olayımızda 765 sayılı tck.daki 5 yıllık süre), olağanüstü süreye (765 sayılı tck.daki 7 yıl 6 aylık süreye) bakılmaksızın davanın zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerekir.
(11.Ceza Dairesinin 15.05.2007 tarih ve 2007/3685 Esas, 2007/3396 Karar sayılı kararında bu yönde bir uygulama söz konusudur. Yani kesici son işlem olan sanıkların sorgularının yapıldığı tarihten temyiz inceleme tarihine kadar 5 yıl 10 ay 12 gün geçtiği için zamanaşımı kararı verilmiştir.) Yani burada uzamış zamanaşımı (7,5 yıl) değil asli zamanaşımı süresi esas alınmıştır.
Bizim davada zamanaşımı kararı çıkmadığına göre, yukarıda bahsi geçen LEHE YASA UYGULANMASI için yapılan duruşmanın zamanaşımını kesmiş olma ihtimalidir.
Yukarıda izah edildiği şekilde, dava zamanaşımı konusunda siz değerli hukukçularımızın görüş bildirmelerinden ve bununla ilgili Yargıtay kararları varsa göndermelerinden son derece müteşekkir olacağım. Saygılarımla.