Borçlar Kanunu Madde 45 Üzerindeki Bir Çelişki
BK Md 45 te düzenlenen ölüm halinde zararın tazmini konusunda, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin hükümlerde Prof. Kılıçoğlu ve Pros. Reisoğlu'nun kitaplarında iki farklı durum gözüme çarptı. Kılıçoğlu'nun kitabında destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken Emekli Sandığı veya benzer Sosyal Sigorta kurumlarından bağlanan aylıkların destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi belirtilmiş ve buna ilişkin bir de Yargıtay kararı eklenmişken bu durumun tam tersi Prof. Reisoğlunun kitabındaki açıklamalarda yer almıştır.
Yargıtay'ın da bu konuda bir çelişkisi var mıdır ? Hangisi doğrudur ?
Cevap: Borçlar Kanunu Madde 45 Üzerindeki Bir Çelişki
Prof. Oğuzman bu konuyla ilgili kitabında şunları belirtiyor:
Alıntı:
Yargıtay'ın 6.3.1978 tarihli ve 1/3 sayılı İctihadı Birleştirme Kararı'nda "destekten yoksun kalma tazminatının saptanmasında TC. Emekli Sandığında sağlanan gelirlerin indirilmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır. (RG. Sayı 16269)
Kaynak: Oğuzma/Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, s. 568
Cevap: Borçlar Kanunu Madde 45 Üzerindeki Bir Çelişki
Evet 1978 tarihli kararı hatırlıyorum ama bunun tam tersi yönünde yanlış hatırlamıyorsam 2005 yılında bir karar var. Sonuçta ölen kimseye sağlanan tazminatın amacı kişinin geleceği açısından yeterli imkanı oluşturmaktır. Zaten ölen kimsenin ardından bağlanan aylıkla bu sağlanıyorsa tazminatın indirilmemesi düşünelemez diye bir görüş var. En önemlisi de tazminat zenginleşme aracı olarak kullanılamaz deniliyor. Bu yüzden mutlak surette yeterli imkanı sağlayacak para saptanmalı, önemli olan da budur görüşü var.
Diğer görüşü savunanlar ise, adam öldürme suçunu işleyen kişi bu haksız fiiliyle, tazminatta indirim yapılması sonucu yarar sağlıyor deniliyor. Bu da hukukun amacına uygun değildir. Ayrıca ölen kimsenin yakınına bağlanan aylık ya da nakdi toplu para zaten ölen kimsenin maaşından zamanında kesilmişti. Bu ekstra bir kazanım olarak düşünelemez deniliyor.
Acaba uygulamada nasıl ? Sanırım bunu en iyi hukukçu üyelerimiz bilecektir. Medeni hukuk hocamıza sormama rağmen yine havada kalan bir cevap aldım, ayak üstü... :)