Printable View
Ceza infaz sisteminde uygulamaya geçilecek olan "denetimli serbestlik" ile bazı suçlar bakımından suç işleyenlere hapis cezası yerine, uygar ülkelerde de benimsenen eğitim kurumuna devam etmeyi sağlama, kamu kurumunda çalışma ve benzeri tedbirlerin uygulanabilmesini yerinde buluyor musunuz?
İlgili Forum
KONU ile ilgili haber
İnfazda #8220;denetimli serbestlik#8221; dönemi ! [11.11.2005 - 13:44:31]
--------------------------------------------------------------------------------
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, infaz sisteminde uygulamaya geçilecek olan "denetimli serbestlik" ile bundan sonra bazı suçlar bakımından, suç işleyenlere hapis cezası yerine, uygar ülkelerde de benimsenen eğitim kurumuna devam etmeyi sağlama, kamu kurumunda çalışma ve benzeri tedbirlerin uygulanabileceğini söyledi.
İngiltere adli ceza sistemi ve suçlu yönetimi konularından sorumlu Devlet Bakanı Barones Scotland of Asthal ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hans Jörg Kretschmer ve Çiçek#8217;in katılımıyla "Denetimli serbestlik Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi"nin açılış töreni Adalet Bakanlığı ek binasında yapıldı.
Açılışta konuşan Çiçek, Türkiye#8217;nin AB sürecinde çok önemli reform ve yasal düzenlemelere imza attığını söyledi. İnfaz sisteminde denetimli serbestlik konusunun, Türk hukukuna ve toplum hayatına girdiğini anlatan Çiçek, konuya ilişkin mevzuat çalışmasında İngiltere ve AB#8217;den destek alındığını kaydetti.
Çiçek, normal şartlarda reform niteliğindeki adımları atmanın kolay olduğunu, ancak yaşama hakkının ortadan kaldırılmasını amaçlayan terör olgusunun devam ettiği ortamda reformları hayata geçirmenin güçlü bir siyasi irade ve toplumsal talep gerektirdiğini söyledi, bu iki durumun da Türkiye#8217;de mevcut olduğunu kaydetti.
"İNFAZ SİSTEMİ BAŞTAN AŞAĞI YENİLENDİ"
Ceza hukuku ve mevzuatının kamu düzenini sağlamayı ve infaz sistemiyle suç işleyenleri topluma kazandırmayı amaçladığını dile getiren Çiçek, suç işleyenlerin topluma kazandırılması için infaz sisteminin baştan aşağı yenilendiğini söyledi.
Denetimli serbestliğin, ceza verildikten sonra infazla birlikte gündeme gelen bir durum olduğunu anlatan Çiçek, önceki düzenlemelere göre şartlı tahliyeden yararlananların akıbetinin bilinmediğini ifade etti.
Çiçek, bazı suçlar bakımından, suç işleyenlere hapis cezası yerine uygar ülkelerde de benimsenen eğitim kurumuna devam etmesini sağlama, kamu kurumunda çalışma ve benzeri tedbirlerin uygulanabileceğini ifade etti.
Denetimli serbestlikle şartlı tahliye olanların denetim altına alınarak topluma uyumunun sağlanabileceğini dile getiren Çiçek, suç işleyen çocuklarla ilgili olarak normal insanlardan farklı uygulama gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.
Çiçek, hukuki düzenlemeler yapılırken toplumun da bunları benimsemesinin önemine işaret ederek, "Yani eski alışkanlıklarımızla eski kabullerimizle yeni dönemi algılama ve sorunlara bakabilmek zor olacak" dedi.
"ÖZÜMSEME MESELESİ..."
Yeni sistemin uygulanabilmesi ve azami ölçüde yarar sağlanabilmesi için eğitimli personele ihtiyaç olduğunu anlatan Çiçek, "Yasal düzenlemeleri gerçekleştirmek kısa sürede mümkün olmaktadır. Ancak uygulama bir özümseme meselesidir. Bunu zihnen kavrama ve hayata geçirme meselesidir" diye konuştu.
Çiçek, personel eğitimine bundan sonra da ihtiyaç duyulacağını, özellikle denetimli serbestlik konusunda, İngiltere ve AB#8217;den destek isteyeceklerini ifade etti.
Projenin uygulanması için şu anda bin 163 kadro ayrıldığını belirten Çiçek, gelecek yıldan itibaren 3 bin kişinin proje kapsamında görevlendirileceğini bildirdi. Çiçek, denetimli serbestliğe ilişkin yönetmeliğin önümüzdeki günlerde çıkarılacağını, proje kapsamında 133 merkez açılacağını kaydetti.
Projenin uygulanmasında tecrübeli ülkelerin deneyimlerinden yararlanacaklarını bildiren Çiçek, projenin kazanımlarının önümüzdeki süreç içinde ortaya çıkacağını dile getirdi. Çiçek, sivil toplum kuruluşlarının da denetimli serbestlik sistemine destek vermelerini istedi.
KONUK BAKAN#8217;IN KONUŞMASI
İngiltere#8217;nin Adli Ceza Sistemi ve Suçlu Yönetimi konularından Sorumlu Devlet Bakanı Barones Scotland of Asthal da yaptığı konuşmada, Türkiye ile İngiltere arasındaki işbirliği ile Avrupa#8217;nın en iyi denetimli serbestlik sistemlerinden birini Türkiye#8217;de kurmayı hedeflediklerini kaydetti.
Türkiye#8217;nin AB#8217;ye üye olmasından gerek Türkiye gerekse AB#8217;nin faydalanacağını belirten ve İngiltere olarak bu üyeliğe destek verdiklerini hatırlatan Asthal, Türkiye#8217;nin üyelik için önünde uzun bir yolculuk bulunduğunu kaydetti.
Konuk bakan, AB#8217;nin bu süreçte Türkiye#8217;den hukukun üstünlüğü, insan hakları demokratikleşme gibi alanlarda çeşitli beklentileri bulunduğunu, Türkiye#8217;de denetimli serbestlik hizmeti sisteminin kurulmasının tüm bu alanlara yarar sağlayacağını bildirdi.
Barones Asthal, İngiltere olarak bu mekanizmanın kurulmasında Türkiye ile deneyimlerini paylaşacaklarını ve böylece kendilerinin yaptıkları hatalara bir kez daha düşülmeyeceğini ifade ederek, bu deneyimlerin hedefe ulaşılmasında yardımcı olacağına olan inancını dile getirdi.
TÜRK PERSONELE İNGİLTERE#8217;DE EĞİTİM
Mekanizma çerçevesinde hükümlülerin rehabilitasyonu ve topluma yeniden kazandırılmalarının önemine dikkati çeken Asthal, ayrıca ev hapsi ya da toplum hizmeti gibi bazı yeni tedbirlerin de uygulamaya konulabileceğini bildirdi.
Asthal, proje çerçevesinde ilgili Türk personeline İngiltere#8217;de eğitim verileceğini ve ayrıca bazı İngiliz uzmanların da Türkiye#8217;ye geleceğini belirterek, Avrupa#8217;daki en iyi denetimli serbestlik sistemini kurmayı amaçladıklarını yineledi. Konuk bakan, bunun zor olacağını ve bu nedenle tartışılması güç olabilecek bazı konuların gündeme gelebileceğini de söyleyerek, bu zorlukların hep birlikte aşılacağına inandığını kaydetti.
AB Komisyonu#8217;nun Türkiye Delegasyonu Başkanı Hans-Jörg Kretschmer de yaptığı konuşmada, Türkiye#8217;nin AB üyelik sürecinde son dönemde adli sistemde önemli reformlar gerçekleştirdiğini anımsatarak, denetimli serbestlik sisteminin stratejik öneme sahip, hassas bir konu olduğunu bildirdi.
Projenin amaçları arasında hükümlülerin topluma kazandırılması ve eğitilmesinin yanı sıra toplumu da korumanın bulunduğunu belirten Kretschmer, Adalet Bakanlığı#8217;nı bu girişim nedeniyle kutladı.
Kaynak: https://www.hukuki.net/haber/detay.asp?id=514
Cezanın en önemli amaçlarından biri suç işleyen kişileri topluma kazandırmaktır.
Bu uygulama, sadece filmlerde gördüğümüz bize oldukça yabancı bir uygulama olduğu için birtakım sorunlar çıkacağı muhakkaktır. Örneğin toplumumuzun suçluya bakış açısı, suçluyu dışlama ve potansiyel suçlu gözüyle yaklaşma eğilimi bile başlı başına bir problem yaratacaktır.
Ancak tam anlamıyla hayata geçirildiğinde ve olumlu sonuçları görüldüğünde toplumumuzca da benimseneceğini ümit ediyor suçluyu topluma kazandırma amacına hizmet edeceğine inandığım bu uygulamayı destekliyorum.
Bu ülkeye böyle medeni uygulamalar fazla gelir bence, cezanın amacı suçluyu topluma kazandırmak olduğu kadar bireyi suç işlemekten caydırmaktır.
Şartlısalıverme yasasından sonra olanları hepimiz gördük, neydi amaç? Suçluyu topluma kazandırmak.(Sözde !) Sonuç ne oldu? Hapse her girdiğinde #8220;Nasıl olsa birileri siyasi çekişmeler uğruna af çıkarır, yırtarız yine.#8221; diye düşünen, bu niyetle suç işlemekten zerre kadar korkmayan insanlarla doldu etrafımız. Bu uygulama %99#8217; u bu zihniyette olan suçlu/hükümlülerin ekmeğine yağ sürecek, anlayın artık bu insanlar topluma temiz insanlar olarak değil hırsız, kapkaççı, yağmacı olarak kazandırılacaklar, bu da onların canına minnet, çünkü onlar kolay yoldan para kazanmak istiyorlar, buna alışmışlar, çalışmak, hizmet vermek, dürüst olmak onlar için angaryadır.
Bu yüzden, bırakınız sanık haklarından, savunma hakkından bahsetmeyi de, malını kurtarmak için canından olan insanların haklarını kim koruyacak, yaşadığı olaylarla psikolojileri bozulan insanları topluma sağlıklı bireyler olarak kim kazandıracak bunun çözümünü üretin.
Denetime dayalı bu hayata kazandırma amacına yönelik bu uygulamayı, yarınlar için bir eğitimci olarak yararlı görüyor ve destekliyorum.Saygılarımla...
bence ceza oluşmadan önlem almaktır devletçe ama bu yasa tasarısı gerçekten de genel de güzel ama özde düşündürücü değil mi
öncelikle bu kişileri suça iten neden bulunmalı bu neden ortadan kaldırılmalı ondan sonra denetim altına alınmalı
yıllarca kapalı tutulan kişileri psikolojisi de ayrı bir durum ayrıca
toplumun bu kişilere bakış açısı
bu kişilerin acizliğinin kötü niyetli kişilerce kendi çıkarlarına kullanma istekleri de olayların başka boyutu bence
bir kere cezanın adının artık değiştirilmesi gerekmez mi hapis ne de olsa soğuk bir kavram
bunun yerine suç unsuruna verilen ceza mesala işlenen suçun düzeltilmesine ilişkin bir ceza adı olabilir
herşeyden önce suçluya ceza verfmekten öte o suçların işlenmemsini sağlamak bence
İnsanların suç işlemesi mutlaka toplumsal olgulara başkaldırı değildir.Suçluluların psikolojik eğilimleri araştırıldığında son derece sağlıklı bir düşünme sistemine sahip insanında suç işlediği görülebilmektedir.Bu nedenle suçun temelinde yatan nedenleri kaldırmak kimi durumlarda mümkün olamaz.Suça verilecek cezanın tam anlamıyla kışkırtıcı olması gerekmektedir ki böylelikle biraz olsun ceza suçtan caydırıcı olma niteliğine sahip olsun.
Yaşadığımız ülkede ne yazıkki bugün itibariyle böyle bir uygulama ses getiremez. Elbette insan haklarına saygılıyız ancak doğasında suç işlemek olan kişilerin suça eğilimini nasıl azaltalım?
Bu ülkede onları yapanlar düzgün yapıyor mu ki.Cezaevinde olması gereken birisi bunlaır yapsın.Zaten ülkemizde hapis cezası ciddi suçlara veriliyor.Diğerleri 6 ayı geçmeyenler deniliyor yeni yasada para cezasına çevriliyor.Ondan sonra hapis cezası alanlara da park bekçiliği veririz.Siz o kişinin gerçekten suistimal etmeden bu işi yapacağını mı sanıyorsunuz.Alıntı:
uygar ülkelerde de benimsenen eğitim kurumuna devam etmeyi sağlama, kamu kurumunda çalışma
İlgili Forum
Ekleyen: Admin*-*11/11/2005*:* 16:33:23
ŞUNU UNUTMAYIN TOPLULUMUMUZ EĞİTİLMEMİŞ.MİLYONLARCA CAHİL İNSAN VAR.YASALARLA KANUNLARLA OYNAMAK, CEZA VERMEK, TOPLUMA KAZANDIRMAK BUNLAR GÜZEL ŞEYLER VE TEK YLU VAR.
E-Ğ-İ-T-İ-M.
Yeni bir eğitim seferberliği şart.Türkiye mi İtalya mı adlı foruma bir göz atarsanız.Genel forumlarda ne demek istediğimi sanırım anlarsınız.
Ben bu uygulamaya bu şartlar altında karşıyım.
Nasreddin Hocanın dediği gibi -Hırsızın hiç mi suçu yok?
gerçekten birileri bizi güzelce kandırıyor.. bu ülkede insanlar mesela SUÇ İŞLEMEYENler bir eğitim kurumuna devam etmekte güçlük çekiyor. üniversite mezunları bir kamu kurumunda çalışmak için gecesini gündüzüne katıyor..
biz de şimdi tutmuş, SUÇ İŞLEMİŞ olanları eğitim kurumlarına yerleştirip onlara mesleki eğitim ve çalışmalar yaptıracağız öyle mi... yanlış mı anlıyorum... peki hangi ödenekle, imkanla??? savunma sanayimizden kısarız artık, adalet bakanlığına elleri titireyerek ödenek ayıranları ne yapacağız peki...
sanırım adalet sistemimiz amacından yavaş yavaş sapıyor.bir hukuk devletinde amaç suçluyu kayırıp ödüllendirmek değil sadece insan hakları çerçevesinde mevcut haklarını kullanmasını sağlamaktır.Nitelikli insanların bile kolay kolay iş bulamadığı ve bir eğitim kurumuna giremediği bir ülkede kime neyi ne hakla veriyosunuz?
ayrıca birilerine bazı haklar verirken ya da hiç düşünmeden af çıkarırken lütfen şunu da unutmayın ki suçlar devletin yanısıra özelde mağdura karşı işlenir ve mağdur verilen cezadan biraz olsun tatmin olmazsa kendi hakkını kendine özgü yollarla almaya kalkışır bu da çok daha büyük sorunları beraberinde getirir.