Savcılığa verilen yanlış şikayet dilekçesi hakkında

İnternete verilen satılık daire ilanındaki görüşmemde yaşlı ebeveyn ve çocukları ile iyi bir aile tablosu çizen satıcı kendisinin ameliyat olması gerektiği ve banka borcu sebebi ile daireyi değerinden ucuza satacağını söyleyerek Adi Sözleşme ile bana anlaşma yaptırıp dairenin yarı parasını aldı,bir müddet sonra daireyi bir baskasına sattıgını ögrendim.Satıcıyı aradım,Paramı ve çekimi sözleşme aslını vermediğim taktirde geri vermeyeceğini söyledi,noterden ihtarname çektim,paramı yatırdı ama çekimi geri vermedi.Bende savcılığa emniyeti suistimalden dolandırıcılık hakkında şikayette bulundum,savcılık takipsizlik vermiş,aslında nitelikli dolandırıcık hakkında dilekçe vermem gerekmiş.15 günlük sürede mahkemeye itiraz hakkım var,nitelikli dolandırıcılık için nasıl bir yol izlemem lazım ve çekimi nasıl geri alabilirim.

Yanlış dilekçe tanımlamanız yanlış:)

Siz savcılığa verdiğiniz şikayet dilekçenizde olayı anlatırsınız. Suçun güveni kötüye kullanma mı, dolandırıcılık mı ya da nitelikli dolandırıcık mı olduğuna, ya da suç teşkil edip etmediğine savcı kara verir. Bu itibarla yanlış dilekçe vermeniz söz konusu değildir.

Ancak itiraz etmek isterseniz takipsizlik kararının size ulaştığı günden itiraber 15gün içerisinde en yakın ağır ceza mahkemesi başkanlığına bir dilekçe vererek itirazda bulunabilirsiniz. Bu itirazlardan genellikle sonuç alınamamaktadır.

Savcılıkların her türlü meseleye "bu hukuki meseledir" diyerek kovuşturmama kararı vermesi son derece yanlış bir uygulamadır. Olayda vatandaş ev almak için müteahhidin eline düşer, evin zaten başkasına satıldığını kendi imkanıyla öğrenir, parasını çekini geri ister, verilmez. Bu dolandırıcılık suçunun dikalasıdır. Kişinin saflığını veya konu hakkındaki bilgisizliğini kullanarak adi belge ile (müteahhidin tescil işleminin tapuda yapılacağını bilmemesi mümkün değil) satış sözleşmesi düzenlemesi ve karşı tarafın edimlerini kabul etmesi dolandırıcılık suç tipine girer. Ama malesef uygulamada her hukuk mahkemesinin de işine giren olaya takipsizlik kararı verilmesi yanlış uygulamadır. Bir olayın hem hukuki hem cezai boyutu olabilir.

Bir arkadaşımın savcı yakını var,ona benim emniyeti suistimalden dolandırcılık hakkında verdiğim şikayet dilekçemden bahsetmiş,savcı antattılan olayın nitelikli dolandırıcılık olduğunu,verdiğim dilekçeye takipsizlik verileceğini söylemiş.Bunu nasıl düzelteceğim konusunda bende bir daha rahatsız etmedim.Sözleşme benim adıma ama parayı denkleştirebilmek için anneme ait iki aracı değerinin çok altında zararına sattım,annemde şikayetçi olabilirmi.

Alıntı:

---

anıl34 rumuzlu üyeden alıntı

Bir arkadaşımın savcı yakını var,ona benim emniyeti suistimalden dolandırcılık hakkında verdiğim şikayet dilekçemden bahsetmiş,savcı antattılan olayın nitelikli dolandırıcılık olduğunu,verdiğim dilekçeye takipsizlik verileceğini söylemiş.Bunu nasıl düzelteceğim konusunda bende bir daha rahatsız etmedim.Sözleşme benim adıma ama parayı denkleştirebilmek için anneme ait iki aracı değerinin çok altında zararına sattım,annemde şikayetçi olabilirmi.

---

İlginç! Madem savcı olayda nitelikli dolandırıcılık unsuru görmüş de neden dava açmamış!? Şikayetçi olan herkes hukukçu da suçun niteliğine göre mi dilekçe verecek? Suçun ceza yasasındaki hangi maddelere girdiğini savcı resen araştırır. Garip bir durum doğrusu.

Bahsettiginiz türden zararların tazmini hukuk mahkemelerinin alanına girer, ceza değil.

Benim davama bakan savcının cevabı değil,arkadaşımın tanıdığı savcının yorumuydu bahsettiğim.Verilen şikayet dilekçesinde belirtilen suç kapsamında değerlendiriliyormuş,yani ben şikayet dilekçemde "emniyeti suistimal,dolandırıcılık "demeseydim "nitelikli dolandırıcılık" deseydim farklı değerlendirecekmiş

Benim şikayetimin Nitelikli Dolandırıcılığa girme sebebi Satıcının daireyi daha yüksek bedelde satana kadar,nakit para sıkıntısını gidermek için geçerliliği olmayan Adi Sözleşme ile daireyi satın alabilecek bir av araması,yaşlı ebeveynleri ile çocuklarınıda güven telkin edebilmesi için bir araç olarak kullanması,kanundaki boşlukları değerlendirerek (Adi Sözleşmenin geçersizliği) önceden planlama,bunu yapan karı ve koca bir çift,bildiğim kadarı ile birden fazla kişi olduğu zaman çete kapsamında da değerlendirilebiliyor.

Bazen sitede hazır dilekçe örneği istendiğini görüyorum. Malesef olay da buna çok güzel bir örnek. Dilekçenin nasıl yazıldığı, nelerin vurgulanması gerektiği, mağduriyetin tanımı vs. hepsi bir avukat tarafından titizlikle yazılıp, şikayette bulunulsaydı takipsizlik kararı verilmesi rizikosu minimuma indirilirdi. Ancak işte hepimizin hatası; "bir şansımı deneyeyim" dedikten sonra iş olmayınca BİLİME yönelmemiz.