Yurdayüksel, eserlerini İstanbul'da sergiliyor
Yurdayüksel,eserlerini İstanbul'da sergiliyor
´A sanat´ ETKİNLİK DUYURUSU
Etkinliğin ADI : "MİSTİK METAMORFOZ"
TÜRÜ : Baskı Resim Sergisi
SANATÇI : Münire Yurdayüksel
YER : İSO - ODAKULE SANAT GALERİSİ Beyoğlu
DÖNEM : 2 MART " 27 MART 2010 Pazar hariç 11.00-18.00 Giriş serbesttir
AÇILIŞ : 2 MART SALI 2010 17.00 ' 20.00
İSO-Odakule Sanat Galerisi, 2 MART " 27 MART 2010 tarihleri arasında, Münire Yurdayüksel´in "MİSTİK METAMORFOZ" adlı Kişisel Baskı Resim Sergisini konuk ediyor.
ÖZGÜN
"Özgün baskının birden fazla olanaklarını bir arada kullanarak insan ve doğa temasını kendime özgü fantastik ve mistik anlatımlarla ifade ederken, eserlerimdeki biçim ve dokular birbirleriyle iç içe geçerek tüm yüzeye dağılmış şekilde simgesel ögeler içermekte ve bir nevi illüzyon etkisi yaratmaktadırlar."
HARMANLAYARAK
"Dokuyu ve figure bir arada kullandığım çalışmalarımdaki görsel nesneleri ve çizgileri kimi zaman arap kaligrafisiyle de harmanlayarak bütünü oluşturmakta ve aynı zamanda doğa ve insanın kaynaşmalarını, birbirleriyle bütünleşmelerini ve adeta birlikte fosilleşmelerini simgelemekteyim."
MÜNİRE YURDAYÜKSEL
Ankara doğumlu sanatçı Gazi Üniversitesi Resim bölümünden 1982 yılında mezun oldu. Eğitmenliği ve sergileri ardından Belçika´ya yerleşti. Brüksel Flaman Güzel Sanatlar Akademisi (RHoK), Grafik Sanatlar Bölümünde altı yıl süreli akademik eğitiminin ardından, Gravür ve diğer Baskı Teknikleri Dalında Yüksek Uzmanlık diploması aldı. Avrupa´daki birçok tanınmış müze ve atölyelerde sanatıyla ilgili proje, staj, workshop çalışmalarına katıldı. Halen Brüksel Flaman Güzel Sanatlar Akademisinin tarihi grafik atölyesinde gravür ve diğer baskı sanatı teknikleri alanında çalışmalarını ve araştırmalarını sürdüren Yurdayüksel´in seçkin dergilerde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır.
http://www.yenihaber.be/go.php?go=30...last_news&pg=2
Cevap: Yurdayüksel, eserlerini İstanbul'da sergiliyor
SANATIM Münire Yurdayüksel 2010
Gravür Sanatı Üzerine...
Sanat tarihi boyunca gerçek kimliğini tam olarak bulamamış olan gravür sanatı ancak 15.yüzyılda Albrecht Dürer ile birlikte ilk onemli baş yapıtlarını vermeye başlar. Günümüzde ise büyük sanat ustaları tarafından baskı tekniklerinin farklı yöntemleriyle yaratılan ve özgün bir sanat düzeyine ulaştığı kabul edilen özgün baskı resimler dünya çapındaki seçkin müze ve koleksiyonlarda önemli ölçüde yerlerini çoktan almışlardır.
Son derece dikkatli çalışmayı gerektiren baskı tekniklerinde eserler vermek, sanatçısı için sabır ve zaman isteyen zorlu bir süreçtir. Hepsinden önce tam donanımlı bir atölyeye gereksinim vardır. Bu nedenle dünyanın bir çok yerinde, diğer plastik sanat dallarına göre gravür dalında eserler veren oldukça az sayıda sanatçı çıkmaktadır. Tüm zorluklarına rağmen, günümüzde teknik malzemelerin çokluğu, bulunabilirliği ve çeşitliliği yanı sıra, birçok olanakların da beraberinde kullanılabiliyor olması baskı resmin gelişmesine ve baskı teknikleri dalında eserler veren sanatçıların da giderek artmalarına olanak sağlamaktadır.
Gravürde teknik bilgiler, kusursuzluk ve özgünlük oldukça önemli yer tutar. Yaratıcılık ve yaratma işin içine girdiğinde ise mükemmele ulaşılır. Denilebilir ki, ancak kusursuz teknik, bilgi ve yaratıcılık ortak noktada buluştuklarında evrensel anlamda gerçek bir sanat eserinden söz edebiliriz.
Özgün baskı alanında teknik ustalığa erişen her sanatçının çok iyi bildiği gibi, bir baskı çalışmasının özgün olup olmadığı tartışılırken, o işin artistik ve teknik açıdan niteliği, geleneksel ve çağdaş yaklaşımlarında görülen bir aradaki uyumu ve baskı kalitesi öncelikli olarak göz önünde bulundurulur.
Farklı seçeneklerle çok çeşitli görsel anlatım olanaklarını bir arada sunan baskı teknikleri alanında eserler vermek, sanatçısı için uzun süreli uğraş, sabır ve titiz çalışma gerektiren bir süreçtir. Yanı sıra baskı tekniklerinin kendi içinde sayıca fazla olduklarını göz önünde bulundurursak, tercih edilen ve bir arada kullanılması düşünülen tekniklerin ve seçilen malzemelerin hepsi, yaratıcısı olan sanatçının tekniğe olan hakimiyeti ve yaratıcılık boyutunun hangi aşamada olduğunun da bir göstergesidir.
Kısacası, sanatçı tarafından uzun uğraşlar sonucu kazanılan teknik bilgi ve becerilerle hazırlanan bir baskı kalıbının, baskı kalitesi sonuçları açısından oldukça büyük önemi vardır. Sanatçının duyarlılığı, sezgileri, geçmişinden getirdiği kültürü, felsefesi, yaşama bakış açısı ve en önemlisi yaratıcılığının boyutları ve eserinin görselliği de yadsınamaz ölçüde önemlidir.
Tüm bunların hepsine birden hakim olan ve doğru bir şekilde yerinde kullanan
bir gravür sanatçısının eserleri ancak kendi iç dünyasına uygun yöntem ve teknikleri bulduğu ve uyguladığı sürece özgündür.
Sanatım üzerine...
Her sanatçının kendine özgü bir uslubu, her tekniğin de kendine özgü farklılıkları vardır ve her yeni teknik sanatçısına yeni açılımları da beraberinde getirir. Birden fazla teknik bir arada kullanıldığında ise başka başka farklılıklar, yenilikler de ortaya çıkar.
Kendimi ifade biçimi olarak seçtiğim, uyguladığım ve geliştirdiğim yöntemlerimle gravür dalında verdiğim eserleri geleneksel ve çağdaş baskı tekniklerini bir arada kullanarak ortaya koymaktayım. Tarzıma en yakın bulduğum gravür sanatının farklı teknik olanaklarıyla kendimi en iyi şekilde dışa vurabildiğimi ve ifade ettiğimi düşünüyorum.
Halen çalışmalarımı sürdürdüğüm Brüksel Flaman Akademisinin (RhoK) müze niteliğindeki tarihi grafik atölyesinde yer alan ve kullanmakta olduğum baskı makineleri ile araç gereçlerin büyük çoğunluğu tarihsel nitelik taşıyan oldukça eski sistemlerdir. Baskı teknikleri uygulamalarında tercih edilen de asıl budur.
Uyguladığım baskı tekniklerini sadece bir çoğaltma aracı olarak görmemekle birlikte, aksine eserlerimi yaratırken her tür baskı tekniğinin sunduğu ve elverdiği ölçüde tüm olanaklarından da yararlanmaktayım.
Deneye ve araştırmaya yönelik kendime özgü geliştirdiğim bir takım tekniklerle elde ettiğim kimi baskılarımda ise görsel anlamda doku olanaklarını da beraberinde sunduğunu düşündüğüm ve son derece estetik bulduğum arap kaligrafisini daha hareketli bir doku ve biçimsel öge etkisi elde etmek amacıyla deforme ederek ve herhangi bir mesaj vermeksizin kullanmaktayım. Kaligrafiden zaman zaman yararlanıyor olmam kompozisyonlarımda kurguladığım ritim, renk, transparan geçişler ve derinliğin yanı sıra daha etkili doku yaratmak için başvurduğum yöntemlerden sadece biridir.
Baskı tekniklerinin birden fazla olanaklarını bir arada kullanarak insan ve doğa temasını kendime özgü fantastik ve mistik anlatımlarla ifade ederken, eserlerimdeki biçim ve dokular birbirleriyle iç içe geçerek tüm yüzeye dağılmış şekilde simgesel ögeler içermekte ve bir nevi illüzyon etkisi yaratmaktadırlar.
Dokuyu ve figürü bir arada kullandığım çalışmalarımdaki görsel nesneleri ve çizgileri kimi zaman arap kaligrafisiyle harmanlayarak bütünü oluşturmakta ve aynı zamanda doğa ve insanın kaynaşmalarını, birbirleriyle bütünleşmelerini ve adeta birlikte fosilleşmelerini simgelemekteyim.
Baskı tekniklerinin elverdiği ölçüde doku çeşitliliği ve görselliği bir arada kullanmayı tercih ederken, farklı yaratım boyutlarıyla da bir takım yeni arayışlara yönelmekteyim.
Kendime özgü bir ifade kullandığım eserlerimdeki figürler mistik, fantastik ve kimi zaman da dramatik görünümlerde simgesel ve yalın ifadelerle anlatılmaktadırlar.
Tuval ve baskı resim çalışmalarımı eş zamanlı olarak birbirleriyle paralel çizgide yürütürken, benzer kompozisyonları farklı malzeme ve tekniklerle birlikte uygulayarak her türlü seçeneğin tüm imkanlarından da yararlanmaktayım.
Sınırlanmak ve özgürlüğün kısıtlanması sanatın içinde barınamaz. Nerede yaşıyor olursa olsun bir sanatçının sanatıyla ilgili edindiği teknik bilgi ve deneyimlerinin yanı sıra beraberinde geçmişinden getirdiği kültürel birikimleri, felsefi yaklaşımları ve yaşama olan bakış açısı sanatsal yaratımlarında daima etkili olacaktır.
Günümüz sanatı içinde önemli bir yer tutangravür ve diğer baskı sanatları dalında eserler vermek sanatçısı için zorlu olduğu kadar keyifli ve sonsuz bir serüven.
Münire Yurdayüksel - 2010
http://www.asanat.com.tr/makalegoster.asp?id=86