Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi.
Yazdıklarınızı takip ediyorum sayın akcurali.
geçmiş olsun mu diyeyim, allah sabırlar mı versin diyeyim bilemiyorum. Yerinizde olmayı kimse istemez sanırım. Şu saat itibari ile üye avukatlar olmayacaklardır. Yarın mesai var biliyorsunuz. Ama yarın kesin okuyup cevaplanacaktır sanırım.
Çocuğunuz kaç yaşında?
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi.
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Yazdıklarınızı takip ediyorum sayın akcurali.
geçmiş olsun mu diyeyim, allah sabırlar mı versin diyeyim bilemiyorum. Yerinizde olmayı kimse istemez sanırım. Şu saat itibari ile üye avukatlar olmayacaklardır. Yarın mesai var biliyorsunuz. Ama yarın kesin okuyup cevaplanacaktır sanırım.
Çocuğunuz kaç yaşında?
Kızım 26 aylık. İnsanın eli kolu bağlanıyor. Kendisiyle konuştuğumda yarın getiririm diyor. Ancak ben güvenmiyorum. Daha önce de bu tarz hareketleri olmuştu.
İşin kötüsü karakoldan bu konuda net bir yardım alamamak.
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi.
Alıntı:
akcurali rumuzlu üyeden alıntı
Kızım 26 aylık. İnsanın eli kolu bağlanıyor. Kendisiyle konuştuğumda yarın getiririm diyor. Ancak ben güvenmiyorum. Daha önce de bu tarz hareketleri olmuştu.
İşin kötüsü karakoldan bu konuda net bir yardım alamamak.
Yarın getircekse madem, komşular niye yola çıktı diyorlar. Hakketen tuhaf.
Siz avukatınıza ulaşmaya çalışın.
Polislere de gidin, eşinizin iş yerine polislerle gidin eğer gitme imkanınız varsa.
Polislerin tuttuğu tutanağın aslını ya da fotokopisini muhakkak alın. Avukatınıza verirsiniz.
Hakkaten hoş bir davranış değil.
Çocuk annesinde kaldığı gibi babada da kalmalı ama anneyi merakta bırakacak sorumsuzlukları da yapmamalı.
Yine de içiniz rahat olsun, çocuğunuz emin ellerde. Eşinizin yanında olduğunu biliyorsunuz sonuçta.
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi.
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Yarın getircekse madem, komşular niye yola çıktı diyorlar. Hakketen tuhaf.
Siz avukatınıza ulaşmaya çalışın.
Polislere de gidin, eşinizin iş yerine polislerle gidin eğer gitme imkanınız varsa.
Polislerin tuttuğu tutanağın aslını ya da fotokopisini muhakkak alın. Avukatınıza verirsiniz.
Hakkaten hoş bir davranış değil.
Çocuk annesinde kaldığı gibi babada da kalmalı ama anneyi merakta bırakacak sorumsuzlukları da yapmamalı.
Yine de içiniz rahat olsun, çocuğunuz emin ellerde. Eşinizin yanında olduğunu biliyorsunuz sonuçta.
Açıkçası ben öyle düşünemiyorum. Eşim neredeyse her akşam çokça alkol alan, alkolizm sınırında bir kişi. Ehliyeti içkili olduğu gerekçesiyle iki kere alındı. Ayrıca son üç sefer getirdiğinde hep hasta oluyor. Bakmıyor,ilgilenmiyorlar demiyorum; ama yeterince özen göstermiyorlar.
Kendisiyle konuşmak da mümkün değil. Anlatılmıyor, anlamıyor. Bu hareketinin kızımı alıp ailemin yanına temelli taşınacağımın haberini almasıyla ilgili olduğunu düşündüğüm için endişeleniyorum.
Açıkçası buradaki yazanlara bakınca dehşete kapılıyorum. Hani bakınca; çoğu şey; kadının lehine, babanın, erkeğin aleyhine gözükse de pratikte pek de öyle olmuyor. Çünkü kadın eğer çalışmıyorsa ki ben üniversite mezunu, doğumdan sonra performans düşüklüğü yüzünden çıkartıldım, eşinden aldığı nafakayla yaşaması da çok zor.
Çalışmak zorunda doğal olarak; o zaman da çocuğa kimin bakacağı, kreşe verilip verilemeyeceği söz konusu ediliyor. Bu da mahkemede kullanılıyor karşı taraftan.
Kızımın babasıyla ilişkisi iyi olsun, yakın olsunlar diye daha evliyken bile onların yalnız zaman geçirmelerini sağlamaya çalışıyordum. Ancak ben bunları yaparken kızımın babası; beni zorla çalıştırmaya; kızıma annesinin bakmasına uğraştı.
Onu bile ayarlamış, çünkü üçüncü aydan, on birinci aya kadar, kızıma babaannesi baktı ve ben onu sabah uyurken kayınvalidemin evine bıraktım, akşam sekize doğru uyurken kayınvalidemin evinden aldım. Uzun süre kızım babaannesine anne dedi; bana zorla yaptırılan bu olay, çekişmeli boşanma davasına dönüştüğünde; kızına bakmadı, ilgilenmedi, süt bile vermedi, zaten çocuk babannesine anne diyor şeklinde anlatıldı.
Şu anda kızım nerede bilemiyorum, bunun bile bir anneye neler hissettirdiğini bilemezsiniz.
Ben bir iki saatlik bir iş görüşmesine gittiğimde bile; kızım annemle beraberken dahi; endişeleniyorum, birşey olmuş mudur, iyi midir, keyfi yerinde midir, beni özlemiş midir diye..
Ama "baba" alıp çocuğu her türlü düzenini bozarak alıp götürüyor, anneye nerede olduğunu söylemiyor. Sonra biz çocuklardan uzak kalıyoruz, özlüyoruz, bizim de bir hakkımız yok mu deniyor..
İnsanın bir şeyi tam olarak anlaması için yaşaması gerekiyor. Ancak çocuğun doğal düzeninin bile genelde babalar tarafından bozulması çok enteresan.
İlginize teşekkür ederim.
Avukatıma hala ulaşamıyorum, yarım saat önce aramayı bıraktım.
Çarşamba günü en erken dönebilecekmiş.
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi
Ayrıntıları bilemediğim için baba konusuna öyle yazdım kusura bakmayın lütfen.
Peki eşiniz hakkında savcılık tarafından alkol alması sebebi ile 4320 sayılı aileyi koruma yasasını kullanmadınız mı? Bilmediğim için soruyorum kusura bakmayın.
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi
Henüz boşanma davanız devam ettiğinden tedbiren çocuk size verilse bile velayet ortak. HUMK a göre aileye karşı işlenen suçlar karar kesinleşmedikçe cezaya tabi değildir. Anlayacağınız esiniz şu anda suç işlemiyor. Sadece ara karara uymama suçuna giriyor. Madde 113/a ya göre. Ondan da pek sonuç çıkacağını sanmıyorum. Çocuk tesliminde eğer kendisi getirmiyorsa polislerle gidip almanızı önermem. Sizin polisle gidip aldığınızı icra memuru ve pedagog bulundurmadığınızı belirtir ve siz suçlu duruma düşersiniz. Ama yarın getireceğim demis. Getirirse herkes için daha iyi olur. Getirmezse sakın olun anlaşmaya çalışın. Yoksa her seferinde bu stres sürtüşme devam eder ve olan çocuğa olur. Şu anda baba çocuğu babaannesinin yanınamı götürmüş?
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi
Alıntı:
solosko rumuzlu üyeden alıntı
Henüz boşanma davanız devam ettiğinden tedbiren çocuk size verilse bile velayet ortak. HUMK a göre aileye karşı işlenen suçlar karar kesinleşmedikçe cezaya tabi değildir. Anlayacağınız esiniz şu anda suç işlemiyor. Sadece ara karara uymama suçuna giriyor. Madde 113/a ya göre. Ondan da pek sonuç çıkacağını sanmıyorum. Çocuk tesliminde eğer kendisi getirmiyorsa polislerle gidip almanızı önermem. Sizin polisle gidip aldığınızı icra memuru ve pedagog bulundurmadığınızı belirtir ve siz suçlu duruma düşersiniz. Ama yarın getireceğim demis. Getirirse herkes için daha iyi olur. Getirmezse sakın olun anlaşmaya çalışın. Yoksa her seferinde bu stres sürtüşme devam eder ve olan çocuğa olur. Şu anda baba çocuğu babaannesinin yanınamı götürmüş?
Beyefendi; ben sizin algılamanızı anlayabiliyorum ama çok çok yanlış bir yerden bakıyorsunuz. Şöyle ki; çocuğum benden her an kaçırılabilir. Televizyonda,gazetede, onlarca haber var, babanın çocuğu kaçırmasıyla ilgili. Anne çocuğu göstermiyor gibi bir haber de elbette bulabilirsiniz,birden çok da. Ama genelde babalar burada annenin yerini biliyor, anne çocukla babanın kişisel ilişkisini kesmeye çalışıyordur, göstermiyordur, hatta babasını kötüleyerek, babasından uzaklaşmasını sağlamaya çalışıyordur. Ama genelde babalar (genelde diyorum bakın, her zaman değil) çocuğu kaçırıyor.
Kızım hala benim yanımda değil; nerede olduğuna dair en ufak bir fikrim yok. Bu bile benim kişisel haklarıma saldırı, kızımın fiziksel-psikolojik sağlığına saldırı. Şu anda kızım ortada yok, babası da ortada yok. Eski eşim zaten anne babasıyla bizim bir üst caddemizde oturuyor. Orada yoklar, komşuları, arabayla yola çıktıklarını söylediler. Eşim devlet memuru bir hekim. İş yerine gittim; orada da yok. Kimse lütfen bana bunun normal olduğunu söylemesin.
Avukatıma bu sabah ulaştım, şehir dışında.
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Ayrıntıları bilemediğim için baba konusuna öyle yazdım kusura bakmayın lütfen.
Peki eşiniz hakkında savcılık tarafından alkol alması sebebi ile 4320 sayılı aileyi koruma yasasını kullanmadınız mı? Bilmediğim için soruyorum kusura bakmayın.
Mahkemeye; eşimin arada sırada da olsa uyuşturucu kullandığını ve düzenli olarak içki kullandığını, kızımı alkollü bir şekilde arabasına bindirdiğini, ehliyetinin alındığını, içki içtiğinde kendini kaybedip saldırganlaştığını dilekçeyle bildirdik.
Ama herhangi bir gelişme olmadı. Avukatım o zaman bir sonraki celsede bunun dile getirilebileceğini söylemişti.
Cevap: Eşim çocuğumu getirmedi
Alıntı:
akcurali rumuzlu üyeden alıntı
Mahkemeye; eşimin arada sırada da olsa uyuşturucu kullandığını ve düzenli olarak içki kullandığını, kızımı alkollü bir şekilde arabasına bindirdiğini, ehliyetinin alındığını, içki içtiğinde kendini kaybedip saldırganlaştığını dilekçeyle bildirdik.
Ama herhangi bir gelişme olmadı. Avukatım o zaman bir sonraki celsede bunun dile getirilebileceğini söylemişti.
Madem ki hem uyuşturucu hemde alkol kullanma konusu var eşinizde, hiç diğer celseyi beklemeyin. 4320 sayılı Aileyi koruma yasasını hemen devreye sokabilirsiniz. Avukatınızdan hem kendiniz hemde çocuğunuz için bu tedbiri talep edin. Eşinizin uyuşturucu ve alkol kullanması sebebi ile çocuğunuzun pedagog gözetiminde görüştürülmesini talep edin. Bunu çocuğunuzun menfaati için talep edin.
AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No. 5636 Kabul Tarihi : 26/4/2007
MADDE 1 – 14/1/1998 tarihli ve 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun
1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 1 – Türk Medenî Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re'sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:
Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;
a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,
b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin
birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,
c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,
ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,
d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,
e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,
f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması.
Yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususu şiddet uygulayan eş veya diğer aile bireyine ihtar olunur.
Eğer şiddeti uygulayan eş veya diğer aile bireyi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise hâkim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak daha önce Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Bu Kanun kapsamındaki başvurular ve verilen kararın infazı için yapılan icraî işlemler harca tâbi değildir."
MADDE 2 – 4320 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 2 – Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı kararın uygulanmasını genel kolluk kuvvetleri marifeti ile izler.
Koruma kararına uyulmaması halinde genel kolluk kuvvetleri, mağdurların şikâyet dilekçesi vermesine gerek kalmadan re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.
Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar.
Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eş veya diğer aile bireyleri hakkında ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir."
MADDE 3 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.