AKP'li vekilden şok sözler!

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan,'Kim muhafazakar, kim ramazanda oruç tutuyor hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onları fişliyoruz.'dedi

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, Türkiye'nin 10 yıl daha partilerine ihtiyacı olduğunu öne sürerek,´... Onun için biz desteğinizi istiyoruz.Türkiye'nin Ak Parti'ye 10 sene daha ihtiyacı var. Her yerde, Karacasu'da ihtiyacı var.. Türkiye'de ihtiyacı var. Eğer biz birazcık tökezlersek bu Ergenekoncular falan bu defa çok kötü intikam alır, halktan. Bu memlekette kimin kızının başı örtülü, hepsini fişlemişler. Kimin çocuğu İmam Hatip'e gidiyor hepsini fişlemişler. Kim muhafazakar, kim ramazanda oruç tutuyor hepsini fişlemişler. Eee şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu arkadaşlar´dedi..

Kahramanmaraş Belediyesi Meclisi tarafından mahalle yapılan, ancak itiraz üzerine Danıştay kararı ile yeniden belde statüsüne kavuştuğu için 7 Mart'ta belediye başkanlığı seçimi yapılacak olan merkez Karacasu Beldesi'ndeki partisinin seçim bürosunu ziyaret eden, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi de olan Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, 16 Şubat 2010 Salı günü seçim bürosunu dolduran Karacasululara hitap etti. Doğan, "Buralardaki halk, Kahramanmaraş Belediyesi'ne bağlanmayı istemiyordu. Eğer biz isteseydik ve açılan davalarda savunma hakkımızı kullansa idik, bu yerleşim yeri yeniden belde olamazdı. Biz hükümetiz ve bizim istemediğimiz şeyi de kimse yapamaz" diye konuştu. Soyguncuyla, hırsızla ve namusumuzla mücadele etmek için iktidarda olduklarını ileri sürdü.

Doğan, "Maraş'ın tarihindeki en uzun vekilliği ben yaptım. Ben bir müteahhitle aynı masaya oturup bir çay içmedim. Eğer siyasetçiler, vekiller, belediye başkanları, zenginlerden yardım almaya başlamışsa iş bitmiş. Bizi konuşturmasınlar. Bizi konuştururlarsa laf bitmez. Yahu hükümet biziz. Yapılan her şeyi biz yaparız. Bizim istemediğimiz şeyi de kimse yapamaz." diye konuştu.

http://www.kenthaber.com/Haber/Genel...f-900a820191d6

Fişlendim mi bilemiyorum ama ben de birilerini fişlemek istiyorum ; moda moda...

Kolay gele,.. ne de olsa başka iş yok; fakir fukarayı fişlemekten, soyup soğana çevirmekten başka.

:'(

Canlarını bağışlayın yeter ki

Hukuku kendilerine yontmalarının ikrarı değil midir bu? Bu ülkede hiçbir zaman başı kapalı insanlar içeriye atılmadı! Hiçbir kimse İmam Hatip'li diye dışlanıp hukuk dışı uygulamalara maruz kalmadı! Hiçbir zaman yargı ve YÖK siyasete karışmadı! Tarih, hukuk, eğitim, din ve siyaset hiçbir hükümet döneminde bu denli kendilerine yontulmadı! Adalet ve kalkınma diyerek geldiler, hukuksuzluk ve yolsuzluklarla adlarını duyurdular!

Alıntı:

---

CeeK rumuzlu üyeden alıntı

Hukuku kendilerine yontmalarının ikrarı değil midir bu? Bu ülkede hiçbir zaman başı kapalı insanlar içeriye atılmadı! Hiçbir kimse İmam Hatip'li diye dışlanıp hukuk dışı uygulamalara maruz kalmadı! Hiçbir zaman yargı ve YÖK siyasete karışmadı! Tarih, hukuk, eğitim, din ve siyaset hiçbir hükümet döneminde bu denli kendilerine yontulmadı! Adalet ve kalkınma diyerek geldiler, hukuksuzluk ve yolsuzluklarla adlarını duyurdular!

---

AKP’li vekilin söyledikleri hukuk ve demokrasi adına bir faciadır. Partisi tarafından uyarılınca “sözlerim maksadını aştı” demesi de onu kurtarmaz. Hakkında soruşturma açılması gerekir. Fişleme, bu ülkenin geleneğinde vardır ve yasa dışıdır, insan haklarının ihlalidir. Devletin değişik birimlerinin (MİT’in, askerin, polisin) fişleme yapmış olması bir başkasının da fişleme yapmasının gerekçesi ve mazereti olamaz.

Bu arada Sayın Ceek’in bazı değerlendirmelerine de katılmak mümkün değil;

1) Bu ülkede hiçbir kişi başı örtülü olduğu için “içeri” atılmamış olabilir, ama “dışarı” atıldığı bir gerçek. Üniversiteden dışarı atılanlar, ordu evinden dışarı atılanlar herkesin bildiği hususlar. GATA’dan hastane ziyareti engellenenleri de yeni öğrendik. Bir ara, bir sanığın başörtülü olduğu için duruşma salonundan çıkartıldığını gazetelerde okuduğumuzda şaşırmıştık, çünkü yargılanan başörtülünün savunma hakkı dahi elinden alınmak istenmişti. Yeni yayınlanan İskender Pala’nın “İki Darbe Arasında” isimli kitabında bizaat kendisinin yaşadığı dramı okuyabilirsiniz. Eşi başörtülü olduğu ve kızı imam hatipte okuduğu için çektiği sıkıntıları ve binbaşı rütbesindeyken YAŞ kararı ile ordudan atıldığını görürsünüz. YAŞ kararlarının yargı denetimi dışında olduğunu da hatırlatırım.

2) İmam hatiplilerin dışlanıp, hukuk dışı uygulamalara maruz kalmadığı iddiası da yaşanan gerçeklerle uyuşmuyor. İmam hatiplilerin üniversitede istedikleri bölümlere girmemesi için önlerine aşamayacakları engeller çıkartıldığını bilmeyen mi var? Sanki bu çocuklar bu ülkenin çocukları değil. Bu okullar bu devletin okulu değil mi? Çocuk yaşta ailesinin tercihi nedeniyle ömür boyu imam kalmak zorunda mı olmalılar? Başka alanlarda tercih yapamamak insan haklarına aykırı değil mi? Ömür boyu ailesinin tercihi yönünde kalmasını sağlamanın neresi hukuk? İmam hatipler nedeniyle meslek liselilere getirilen katsayı engelinin 28 Şubat askeri müdahalesi ile getirildiği biliniyor ve özellikle de 28 şubatın yetkilisi general Çevik Bir'in o dönemde YÖK'e yazdığı "gizli" yazının bugün için gizliliği kalmamıştır.

3) Yargı ve YÖK’ün hiçbir zaman siyasete karışmadığı iddiası da hiç gerçek değil. Bizde yargı da YÖK de siyasetin içinde olmuştur. Eskiden de böyle idi, şu anda da öyledir. Özellikle olağanüstü dönemlerde yargının vermiş olduğu kararlar adil değil, siyasi ağırlıklıdır. Parti kapatma davaları da çoğunlukla siyasi ağırlıklıdır. Uğur Mumcu’nun “Aç parti kapa parti” başlıklı yazısını bulabilirseniz okuyunuz. 27 mayıs darbesinden sonra yaklaşık 600 civarında hakim savcının meslekten ihracının ne anlama geldiğini izah edin lütfen. YÖK baştan sona siyasidir ve askeri darbe ürünüdür. Bu kurumun yetkileri çok fazladır ve kısıtlanması gerekir.

4) AKP’nin hukusuzlukları ve yolsuzlukları diğer partilerden intikal eden bir iktidar hastalığıdır. Bu durum ne yazık ki diğer partilerimizin de sicilinde yeteri kadar vardır. AKP de bu konuda onlardan geri kalmamıştır. Bu arada bir özeleştiri yapayım: benim partim olan DP (Demokrat Parti) de AP’nin bir devamı olduğu düşünülürse; bu konuda ne yazık ki sicili temiz değildir. Örneğin bir “yolsuzluk klasiği” olan “mobilya yolsuzluğu” sayın Demirel’in yeğeni tarafından icra edilmiş tarihisel bir yolsuzluk vakasıdır (Bak; Uğur Mumcu’nun “Mobilya Yolsuzluğu” konulu kitabı, Önceki baskılar Cem yayınevi, yeni baskı UMAG yayınevi). Yine sayın Demirel’in meşhur sözlerinden birinin “verdimse ben verdim” dediği de hatırlardadır. CHP’nin İSKİ yolsuzluğu da onların sicilinden henüz silinmedi ve daha birkaç gün önce CHP’li Edirne Belediye Başkanı yolsuzluktan yerel mahkemede mahkum oldu, ama bu karar henüz kesinleşmediği için adamı yine de suçlu göstermek doğru olmaz. ANAP'ın yolsuzlukları konusunda piyasada çok sayıda kitap var. MHP'nin de bu konudaki sicili temiz değildir. Yani bu yolsuzluklar diğer partilerde olduğu gibi AKP’nin de yumuşak karnıdır.

Saygılar.

Malumun ilamı diyorum ve herkesi selamlıyorum...

Yazın,yazın. Yarın size de kimlere ne mesaj veriyor "kutlu yürüyüş"üne devam eden Bülent Arınç'tan bir tükürük gelir.
Kahroluyorum.
Cumhuriyetimize kastetmiş,demokrasiyi tramvay görüp nimetlerinden yararlanırken,hukukta neymiş diyen hedefleri için TSK ve yargıyı ortadan kaldırmaya azmetmiş islami çetelerin militanlarının, o tükürüklerinde boğulmaları dileğiyle.

23 Şubat 2010
Ak Partili Vekil: "Bize karşı çıkan kansızların kanlarını tahlil ettirmeli"

AK Parti’de "Fişleme sırası bize geldi" diyen vekilden sonra şimdi de “kanı bozuk” krizi çıktı.
Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş hedef belirtmeden “İktidar karşıtları kanı bozuk” dedi.

M.E.Sezen= Hafıza'mızı tazeliyelim neler söylenmiş bakın.

* Elhamdulillah seriatciyiz. (21.11.1994 Milliyet)
* Yilbasina karsiyim. (19.12.1994 Sabah)
* Ben tekkeye degil dergaha gittim. (22.1.1997 Gozcu)
* Ata'ya saygi durusunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok. (12.5.1994Hurriyet)
*10 Kasim'da yaygara kopartildi. (14.11.1994 Hurriyet)
* Icki yasaklansin. (1.5.1996 Hurriyet)
* Istanbul'u Medine yapacagiz. (Akis)
* Butun okullar Imam Hatip yapilacak. (17.9.1994 Cumhuriyet)
* Ben Istanbul'un imamiyim. (8.1.1995 Hurriyet)
* Mayo reklami sehvet somurusudur. (6.3.1996 Hurriyet)
* Milli Piyango zulumdur. (29.9.1994 Hurriyet)
* Taksim'deki caminin temelini insallah atacagiz. (1.7.1994)
* Cumhurbaskani'nin imam hatipli olacagi gunler yakindir. (5.2.1996 Akit)
* Sarik operasyonu cok komik. (15.5.1995 Sabah)
* Yesil (kaldirim rengi) medeniyettir. (25.6.1994)
* Ben Meclis'in dua ile acilmasindan yanayim. (8.1.1996 Milliyet)
* Imamlar da nikah kiysin. (9.5.1995 Milliyet)

Asagida yazi, bir Hürriyet gazetesi yazarinin, 29 Ekim 2002 tarihli köseyazisindan alintidir ; Bugün size
ülkemizi yönetmeye talip olan bir sahsin imzasiyla gönderilen oglunun nikáh davetiyesini belgeliyorum.
Subat tarihinin yanindakine bakiniz!
*29 Zilkade 1421.
Bugün Türkiye'de böyle bir tarih kullaniliyor mu? Zilkade diye bir ay var mi? Nedir zilkade? Arabi aylarin on birincisi! 1421 diye yil var mi? Yok! Nedir o? Arap takvimi!

İste bu Tayyip ve ekibi.

,>>>>>>>>>>SEN İŞİNE BAK,
>>>>>>>>>>BABALAR GİBİ,
>>>>>>>>>>BEBERUHİ,
>>>>>>>>>>ANA'NIDA AL GİT,
>>>>>>>>>>SUS LEN,
>>>>>>>>>>YAN GELİP YATMA,
>>>>>>>>>>BUSH KARDEŞİMDİR,
>>>>>>>>>>EL KADI DOSTUMDUR,
>>>>>>>>>>PİSLİĞİ PİSLİKLE TEMİZLEME,
>>>>>>>>>>HADDİNİ BİL vs.vs...neYse en azından biz ağzımızı bozmayalım. ALINTI.


Cumhuriyet karşıtı harika düet...Tufan TÜRENÇ

Bunun sorumlusu, bu yolu açan ve altyapısını hazırlayan AKP iktidarıdır. Bence içte ve dışta yarattıkları bu ortam, ülke içinde yaptıklarından çok daha vahimdir.

Hedef açıktır: Cumhuriyet, değerleri, kazanımları ve Atatürk...

Bunların yıpratılması, karalanması...
25 Haziran 2008
Yazının Tamamı:http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2008-06-25

İYİCE COŞTULAR AÇILDILAR

Emin Çölaşan,
25 Şubat 2010

AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan konuştu:
“Onlar bizi 40 yıl fişlediler, şimdi biz onları fişliyoruz”

AKP Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş konuştu:
“AKP iktidarına karşı çıkanların kanını tahlile göndermeli. Bu kanı bozuklar, gizli sözleşmeler yaparak ihanet ettiler”

Bunların ağababası, “suikasttan kılpayı kurtulan(!)” Bülent Arınç ne demişti:
“Şeyini şey ettiğimin şeyleri.”
Ağızları iyice bozuldu… Çünkü coştular, açıldılar! Komadaki bir hastanın geçici olarak bazen kendine gelip bilinçaltını kusması gibi. Türkiye bugün onların elinde. Çankaya’dan TBMM’ye, YÖK’ten çaycılara kadar bütün devlet mekanizmasını ele geçirdiler. Sadece iki istisna var.
Birincisi, Türk Ordusu.
İkincisi ise yargının yaklaşık yarısı.
Şimdi oynanan oyun çok açık. Baskın, gözaltı ve tutuklamalarla topluma şu mesaj veriliyor:
“ Ulan bakın, sizin güvendiğiniz bir ordunuz vardı. Biz onu da kevgire döndürdük. Ordunuz artık dize geldi ve güvenebileceğiniz hiçbir yer kalmadı. Bizden olmayanın sonu budur. Gelin sizler de sesinizi kesin. Bizden olmasanız bile konuşmayın.”
Aynı mesaj Türk Ordusuna şöyle veriliyor:
“Karargahlarınızda yaptığınız her haberleşmeden, konuştuğunuz her şeyden, uçan sinekten bile haberimiz var. İlgili kurumlarımız size de dinliyor ve izliyor. İçinizdeki ihbarcı hainlerle medyadaki satılmış hainler sayesinde her şeyi biliyoruz . Sizi hadım ettik, sesinizi kestik. Gelin, önümüzde siz de diz çökün”

Yargıya verdikleri mesajın içeriği de çok ilginç :
“Bizden yana olmazsanız, bizim istediğimiz doğrultuda kararlar almazsanız , sizi de duman ederiz, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu bizi eleştirdi, başına ne işler açtık. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz hoşumuza gitmeyen kararlar verdi, hakkında davalar açtırdık. Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner yakın geçmişte İsmailağa cemaatinin peşine düşmüştü, şimdi cezaevinde. Biz devletin İstanbul ve Ankara Başsavcılarını, ülkenin dört bir yanındaki hakim ve saccıları dinletmeyi ve izlemeyi başarmış bir iktidar gücüyüz. Adımlarınızı ona göre atın, önümüzde siz de diz çökün”
AKP milletvekili boşuna demiyor “ Onlar bizi 40 yıl fişlediler, şimdi biz onları fişliyoruz” diye!
Öteki milletvekili boşuna demiyor “ Bize karşı çıkanların kanı tahlil edilsin, onların kanı bozuktur” diye!…
Ve AKP yönetimi boşuna telaşlanmıyor… Ve bunlar hakkında boşuna inceleme başlatmıyor. Dedikleri şu :
“Bazı gerçeklerin sadece bizde kalması gerekir. Bunları açıklayıp partimize zarar verdiniz”
Sevgili okuyucularım hiç endişe etmeyin, bu günler de geçecek.
http://www.ilk-kursun.com/2010/02/co...up/#more-31704