Eşlerin birbirlerine fevren söyledikleri sözler
Yargıtayın boşanma sebeplerinde nerdeyse eşlerin ağzından çıkan her olumsuz söz boşanma gerekçesi olarak gösterilmiş.Evlilik birliği içerisinde herkes birbirine ne laflar eder,ama şakayla ama kızgınlıkla,sonra bunlar unutulur gider.Her söz hakaret,her davranış kusur olarak nitelendirilecekse bunun içinden çıkılmaz ki.Eşin biri aylarca yıllarca kusurlu hareketler davranışlar göstersin,diğer eş bunları affetsin,sonra birgün bir tepki olarak birşeyler söylesin,diğer eş de bunları kaydedip bak bana böyle söyledi diye şikayet veya dava etsin.Burda tepkiyle söz söyleyen eşin tek kusuru iyiniyet gösterip karşı tarafın daha önceki hiçbir sözünü davranışını kayda almamış olması,ispatlayamaması mı?
Bir de 'fevren söylenen sözler' boşanmaya sebep olmaz diye de bir madde var.Peki eşlerden biri karşı tarafın kendine cevap olarak fevren söylediği sözleri kaydetmiş olsun,fakat kendi sözleri kaydedilmemişse fevren söyleyen,söylediklerinin haklı bir tepki olduğunu nasıl ispatlayabilir? Yani eşlerden biri söylüyor söylüyor karşısındakini tahrik ediyor,bu sözlerin hiçbiri kayda geçmiyor,karşı taraf da dayanamayıp tepki veriyor ve sadece bu verilen tepki tek taraflı haksız söylenmiş bir söylem gibi diğer eş tarafından kötü niyetle kayda geçiriliyor.Bu durumda haklılık haksızlık nasıl ispatlanabilir?
Bir de şunu sormak istiyorum:Eşlerin dava dilekçesinde belirtilen olaylardan sonra,biraraya gelerek birşeyler paylaşmaları,aynı evde yaşamaya devam etmeleri,birbirlerini işyerlerinden almaları,dolaşmaya çıkmaları,birbirlerinin cep telefonuna gülerek el sallayarak mutlu bir şekilde poz vermeleri,dilekçede belirtilen olayların hoşgörüyle karşılandığı anlamına gelir mi?
Cevap: Eşlerin birbirlerine fevren söyledikleri sözler
Eşlerin bir anlık öfke veya tahrike kapılmak sureti ile sarfettikleri sözler tek başına boşanma nedeni sayılmaz.
Ancak bu sözlerin, diğer eşi rencide edebilecek ağır hakaret niteliğinde olması, bu hakaret veya sövmenin başka insanların içinde edilmesi, süreklilik arz etmesi, vs. gibi durumlarda, evlilik birliğinin devam edemeyeceği nitelikte geçimsizliğin mevcut olduğu varsayılır.
Eğer münferit bir olay söz konusu ise ve bu olaydan sonra hakarete uğrayan, eşini affetmiş ise, dava açma hakkı ortadan kalkar. Birlikte yaşamaya devam etme, evlilik birliğini aynı şekilde sürdürme, çekilen fotoğraflar ve bu yöndeki tanık beyanları affetme" olgusunu kanıtlar.