Printable View
Geçen sene başbakan israile "one mınute" demişti. Bunun ardından tam bir yıl geçmesiyle israil koltuk krizini ortaya çıkardı. Bu krizin tgarihi gerçekten manidar. Şimdi benim aklıma gelen şey seneye bizim ne yapacağımız. Bunu çoktan düşünmeye başladım.
Salih memecan bunu karikatürize etmiş
http://www.bizimcity.tv/bizimcity_web/films1634.htm
Ben komplo teorisi üretmeye başladım bile.:ok
İkinci 'One Minute vakası'
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Parlamenter Meclisi’ne konuk olduğu toplantıda gerilimli anlar yaşandı. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler ve Ahmet Şık’ın kitabının toplatılmasıyla ilgili eleştiriler, Erdoğan’ın sinirlenmesine neden oldu.
Avrupalı meslektaşlarını çifte standartla davranmakla suçlayan Başbakan, azınlıklar konusunu örnek gösterdi ve Fransa’nın Romanlara uyguladığı ayrımcılığa vurgu yaptı. Bunun üzerine söz alan bir kadın Fransız parlamenter Türkiye’de din özgürlüğü olmadığı yönünde yorum yapınca Erdoğan yanıtı ikinci bir ‘One minute’ vakasına yol açtı.
Erdoğan’ın Fransız vekile çeviri yapılıp yapılamadığı anlaşılamayan yanıtı şöyle: “Sizi ben Türkiye’ye davet etmek isterim. Duyduklarınızla hareket ediyorsunuz. Arkadaşımız galiba Fransız ama Türkiye’ye de Fransız. Biz de böyle güzel bir söz var.”
www.ntvmsnbc.com
Üretimlerinizi paylaşmadınız? eh sanırım gerek de kalmadı :DD
Başbakan kızmakta haklı,
Din özgürlüğü için kapatılmayı bile göze alarak anayasa değişiklikleri yapmış bir partinin başkanına sorulacak sorumu bu?
din ağırlıklı kuralların işletilmeye başlandığı hissedilmiyormu hala.
içki yasaklarından tutun son sınavlarda ki haremlik selamlık uygulamalarını sizlerdemi bilgisayar azizliği olarak görüyorsunuz yoksa.
Din siyasetin eksenine oturmuş nerdeyse ortadoğuyu yönetir hale geldi, çıkıyor fıransızın biri efendim TC de dini özgürlükler yok diyebiliyor, Başbakan kızmasında napsın?
İnsanlık var oldukça Din ve dini duygular da var olacaktır. Herkesin dini de inancı da kendine.. Ülkemiz bu anlamda çağımızın gereklerine göre hareket ediyor iken , kimse kalkıp da eskiden yaşanmış olayları - ki hem de kendilerinin başlatmış olduğu kıyımları - bize mal etmek için türlü türlü oyunlarla her seferinde vurgulayıp dururlarsa, elbetteki başkanımız doğru yapmıştır.. Bir şeyler sezmiş olmalı ki gerekeni yapmış, iyi de etmiş..
Yanlış da olsa bize "doğru yapmıştır" demek düşer..
Bu zamanda "Kadı"köylü olup fransız kalmak biraz garip gelse de , eh kendi bilir..
http://haber.gazetevatan.com/o-frans...71153/1/Gundem
Peki, yanlış bunun neresinde?
http://www.youtube.com/watch?v=dTTD3...eature=related
Başbakan Erdoğan'ın esprisi bir Türk deyimi olarak Avrupa Konseyi lugatına girdi
"Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AKPM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadaki 'Fransız kalma' esprisinin Türkiye'de yanlış yerlere çekilmesine rağmen Strasbourg'da tuttuğunu ve Avrupa Konseyi lugatıne bu Türk deyiminin girdiğini söyledi." Milliyet