Aile Mahkemesi Kanununa göre uzman bulundurulması gerekliliği

İki yıllık sorunsuz giden evliliğimde,aramızda hiçbir sorun yokken sadece 1,5 ay içerisinde,eşim ailesinin etkisinde kalarak saçmasapan ve elle tutulur hiçbir yanı olmayan birkaç şeyi bahane ederek olayı boşanma noktasına getirdi.Dava dilekçesini gören avukatlar bile,yazdığı gerekçelerin boşanma sebebi olamayacağını,altında yatan dile gelmeyen farklı sorunlarımız olup olmadığını sordular,fakat gerçekte hiçbir sorunumuz yoktu.Herşey eşimin bir inadıyla ve ailesinin de teşvikiyle gelişti.Şimdi beni zor durumda bırakmak için her yola başvuruyorlar,fakat her yaptıkları şeyi geri teptirecek delillerim var.Davayı kaybetmekten endişe duymuyorum ben evliliğimi kurtarabilmenin yollarını arıyorum.İlk duruşmada aile danışmanına gitmek istedim,eşim istemediği için talebim reddedildi.Oysa ben bir uzmanın desteğiyle,çok yol alabileceğimize inanıyordum.Aşağıdaki kanuna dayanarak duruşmaların bu uzmanların varlığında devam etmesi gibi bir talepte bulunmamız mümkün olur mu ve bu talep kabul görebilir mi?Açıkca kanun var fakat yetersizlikten dolayı uygulanamıyor,oysa bu uzmanların mahkeme bünyesinde bulunmaları çok evliliği kurtarabilir,tarafları ne yaptıklarının farkına vardırabilir.Davalar kanunda öngörülen şekilde olması gereken uzmanların yokluğunda devam ediyorsa bunda bir eksiklik,usulsüzlük sözkonusu olmuyormu?

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUNKanun No: 4787
Kabul Tarihi : 09/01/2003
Resmi Gazete Tarihi: 18/01/2003
Resmi Gazete Sayısı: 24997

Aile mahkemeleri bünyesinde bulunan uzmanlar
MADDE 5. - Her aile mahkemesine,1. Davanın esasına girilmeden önce veya davanın görülmesi sırasında, mahkemece istenen konular hakkında taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerine ilişkin araştırma ve inceleme yapmak ve sonucunu bildirmek,
2. Mahkemenin gerekli gördüğü hallerde duruşmada hazır bulunmak, istenilen konularla ilgili çalışmalar yapmak ve görüş bildirmek,
3. Mahkemece verilecek diğer görevleri yapmak,
Üzere Adalet Bakanlığınca, tercihan; evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve aile sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından, birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanır.
Bu görevlilerin bulunmaması, iş durumlarının müsait olmaması veya görevin bunlar tarafından yapılmasında hukukî veya fiilî herhangi bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması hallerinde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar veya serbest meslek icra edenlerden yararlanılır.

belliki o kişinin size olan ilgisi alakası azalmıs,bitmiş.saçma sapan bahaneler sunmus dilekçesine diyorsunuz..demekki gercekten bitirmek istiyor evliliğini..neyi ve kimi ne uğruna fikrinden caydırmaya calısıyorsunuz anlayamadım...

Alıntı:

---

fuatpak rumuzlu üyeden alıntı

belliki o kişinin size olan ilgisi alakası azalmıs,bitmiş.saçma sapan bahaneler sunmus dilekçesine diyorsunuz..demekki gercekten bitirmek istiyor evliliğini..neyi ve kimi ne uğruna fikrinden caydırmaya calısıyorsunuz anlayamadım...

---

Ben eşimin ailesinin etkisiyle bunları yaptığını biliyorum,dava açıldıktan sonra da zaten defalarca görüştük,konuştuk,kendisi de bitirmek istemiyordu ama...ailesinin menfaatleri devreye giriyordu. Konu hukuktan uzaklaştığı için üyelerden özür dileyerek şunu söylemek istiyorum,evlilik ciddi bir müessesedir,her aklına esen,inadı tutan,anne babasının lafına bakıp onların menfaatlerini ön planda tutan,kalkıp eşine dava açamamalı,bunu yapacaksa baştan evlenmemeli,evlenip bu duruma getirdiyse olayları,bunun da bir yaptırımı olmalı.Psikolog ve sosyologların işte bu noktada devreye girip çiftlerin neden bu duruma geldiklerini ve gerçekten ayrılmayı hür iradeleriyle isteyip istemediklerini raporlamaları gerekir diye düşünüyorum,zaten aile mahkemeleri kanununda da bahsedilen bu,fakat yetersizlikten dolayı uygulanamıyor ne yazıkki.

Alıntı:

---

zaten aile mahkemeleri kanununda da bahsedilen bu,fakat yetersizlikten dolayı uygulanamıyor ne yazıkki.

---

Bu kanıya nasıl vardınız?
Uygulanmadığı kanısına?

Alıntı:

---

yağmur1977 rumuzlu üyeden alıntı

Ben eşimin ailesinin etkisiyle bunları yaptığını biliyorum,dava açıldıktan sonra da zaten defalarca görüştük,konuştuk,kendisi de bitirmek istemiyordu ama...ailesinin menfaatleri devreye giriyordu. Konu hukuktan uzaklaştığı için üyelerden özür dileyerek şunu söylemek istiyorum,evlilik ciddi bir müessesedir,her aklına esen,inadı tutan,anne babasının lafına bakıp onların menfaatlerini ön planda tutan,kalkıp eşine dava açamamalı,bunu yapacaksa baştan evlenmemeli,evlenip bu duruma getirdiyse olayları,bunun da bir yaptırımı olmalı.Psikolog ve sosyologların işte bu noktada devreye girip çiftlerin neden bu duruma geldiklerini ve gerçekten ayrılmayı hür iradeleriyle isteyip istemediklerini raporlamaları gerekir diye düşünüyorum,zaten aile mahkemeleri kanununda da bahsedilen bu,fakat yetersizlikten dolayı uygulanamıyor ne yazıkki.

---

Tartışmalı bir konu; Kimse meselenize sizin kadar vakıf olamaz.. İnsan faktör'ünün ve değerlendirmesinin söz konusu olduğu meselelerde objektif olmama gibi bir şikayetiniz varsa gerekli hukuki yollara başvuracaksınız..

Alıntı:

---

Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı

Bu kanıya nasıl vardınız?
Uygulanmadığı kanısına?

---

Daha önceden benzer konulardan bahsedilirken Aile mahkemelerinin, sorunları tespit etmekle ve sulh yoluyla çözümünü teşvik etmekle yükümlü olduğu, bunun için uzmanlardan rapor istenebileceği,ancak uygulamada,iş yoğunluğu ve kadro eksikliği nedeniyle,bunun gerektiği gibi yapılamadığına dair tesbitler okumuştum,o yüzden bu kanıya vardım,yanlışım varsa düzeltin lütfen.İlk celsede uzman talebimi mahkeme reddetmişti,tekrar talebimi dile getirmemin bir yararı olup olmadığını öğrenmek istiyorum.Çünkü bazı avukatlar mahkemenin yönlendirmesi için her iki eşin de talebi olması gerektiğini söylerken,bazıları da sadece bir eşin istemesinin yeterli olup hakimin diğer eşi de gitmeye teşvik edeceğini söylüyorlar..Farklı görüşlerden dolayı ikilemde kaldım.