İnanç ve Düşünce Farklılığı
İNANÇ VE DÜŞÜNCE FARKLILIĞI
Ülkemizde neden Miliyetçilik ve Ümmetçilik kavramları iki bölüme ayrılmış durumda? Amaçları mı farklı? O zaman ikisi arasında ki farkı önce bir ayırdedelim.
Ümmet toplumunda ortak dini öğretiler ve inanç esas alınırken, milliyetçilik kavramında ırksal temeller önde durmaktadır. Daha çok ülkemize özgü gibi görünmektedir. Peki iki kavram da günümüzde sorunsuz bir şekilde varlıklarını sürdürüyorlar mı? Bunun olması için sizce düşünce özgürlüğü şart değil mi? İşte konu ne olursa olsun dönüp dolaşıp yine buraya geliyor. Bence Türk insanı bu konuda başarılı... Yani yüzyıllardır bir arada yaşamayı başarabilmiş insanlarımız mevcut.. Hepsi de çeşitli diyarlardan ve medeniyetlerden gelmiş ve bu insanlara her türlü inanç özgürlüklerini yaşama hakkı verilmiş.
Peki bu güzellikler yaşanırken ülkemizdeki yazarlar bu duruma nasıl tepki vermişler? Sizce ortak görüş sundular mı? O zaman size ilginç bir tespitte bulunayım isterim. Mesela: ülkemizde aydın dediğinizde ilk akla gelen, "sol fikirli bir düşünür" olmasıdır. Sol fikirli bir düşünür, halkın gözünde kendini beğenmiş ve ulaşılmaz bir ifade taşır çoğu kez. "Herşeyi bilen ve dayatan" anlamına gelme nedenlerinden biridir desek sizce yerinde bir tespit olur mu? Bence yanlış.. Çünkü her insan görüşlerini açıklayabilir hatta savunabilir de... Buna kimse mani olamaz. Eğer ki bir solcu, ülkenin kanayan yarasına merhem olmak istiyorsa ve bu ülkenin yararına ise buna kimse birşey diyemez, dememeli... Buradan solcuları savunduğum manası çıkarılmasın. Dedim ya: herşeyden önce ülkenin menfaati... Yani eğer görüşler yanlış ve yerinde değilse buna itirazlar olsun tabiki! Fakat itiraz ederken ya da eleştrirken alternatifler cepte bulundurulmaya özen gösterilsin. Ancak bu konuda çözüm sağlanabilir. Amaç sorunu çözmek olmalı, sorun yaratmak değil! Her kafadan değişik bir ses illa ki çıkar o da güzel ama sonuç elde edilmedikten sonra bir önemi kalmıyor. Binbir çeşit insan var. Her görüşe saygı duymak asıl olmalıdır. Klasik insan tipi gibi tepki göstermememiz yararımıza olacaktır. Bu sadece ülke menfaati için değil; ikili ya da üçlü ilişkilerde de geçerli...
Peki ülke menfaati deyince acaba ne anlıyoruz? Bunu sadece milliyetçi toplum taraftarları mı düşünüyor? İkisi arasındaki farkı bir paragraf önce açıklamıştım. Bu farktan yola çıkarak bir sonuç elde edilebilir. Mesela Türk ırkı dünyada müslüman toplum olarak bilinir. Olaya bu açıdan baktığımızda ikisi birbiriyle bağlantılı.. Fakat olayın derinliğine indiğimizde durum biraz daha farklı... Yani inanç özgürlüğü konusunda pürüzler yok ama insanların dış görünüşü hakkında zulümler çok..
Lafın kısası; en iyisi hoşgörülü olmak, horgörülü olmak değil...
Ufak bir dipnot daha...
Hayatta hep şu felsefeyi savunmuşumdur:
"En büyük kavga efendiliktir."
06.10.2007
MEHMET AKGÜL
Cevap: İnanç ve Düşünce Farklılığı
Alıntı:
Yani inanç özgürlüğü konusunda pürüzler yok ama insanların dış görünüşü hakkında zulümler çok..
"İnanç özgürlüğü konusunda pürüzler yok" derken, kanunlar çerçevesinde bir pürüz olmadığını, kişilerin inanç özgürlüğünün kanunlarla korunduğunu mu, yoksa uygulamada toplum olarak böyle bir pürüz yaşamadığımızı, farklı inançlara saygılı olduğumuzu mu kastediyorsunuz?