Cevap: AİHM ve Sağlık Hukuku
Siz hangi haksızlığa uğradınız? Olayı biraz detaylı yazarsanız daha iyi yardım alabilirsiniz. Sizin yazdıklarınızla Sözleşmenin hangi maddesinin ihlal edilmiş olabileceğini tahmin etmek zor.
Cevap: AİHM ve Sağlık Hukuku
Şu noktanın altını çizmekte fayda var;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ulusal mahkemelere göre bir üst mahkeme niteliği taşımaz;ulusal mahkemelerce verilmiş kararları kaldırmaz ya da değiştirmez.
Mahkeme sadece,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokollerde yer alan temel hak/özgürlük ihlaline dair şikayetleri inceleyen bir kuruluştur.Dolayısıyla mahkemeye başvuru için iç hukuktaki bir eylemin,işlemin ya da kararın doğru olmadığının düşünülüyor olması değil;bu eylem,işlem ya da kararın temel hak ve özgürlük ihlali içerdiği iddiası söz konusu olması gerekir.
Cevap: AİHM ve Sağlık Hukuku
Ben 'yaşam hakkını ihlal etmek' maddesinin uygun oldugunu düsünüyorum ama tabi sizler kadar iyi bilmiyorum hukukcu olmadıgım icin.
Babam böbrek yetmezligi ve üst GİS kanama (yani mideden kaynaklı kanama) nedeniyle bir devlet hastanesine yatırdık. O ara bayramdı ve babama tanı icin endoskopi (Kanamanın mideden kaynaklanıp kaynaklanmadıgını bulmak icin yapılan ufak bir kamera ile mideyi görüntüleme işlemi) bayram sonrası yapılabildi ve biz sürekli kanama nerden kaynaklanıyor, neden endoskopi yapmıyorsunuz diye ısrarla sorduğumuz halde bize bayram dolayısıyla nöbetci gastroenterologlarının olmadıgını soylediler (asistan doktorlar, malesef uzman bayram boyunca ortalıkta yoktu) ve babam 6 gun boyunca kanadı ve kan transfuzyonuna (nakline) maruz kaldı. Bayram sonrası babama endoskopi yapıldı ve midede bir kaç noktada ciddi kanama odakları bulundu (babamı takip etmekten sorumlu asistan doktorun suratı ben tanıyı sorduktan sonra bayagı mahçup bir haldeydi) ve bu odaklara skleroterapi işlemi yapıldı ve kanaması durdurulmuş oldu. Dosyamda konunun gectigi devlet hastanesinin Uzm.Cerrah Dr'unun konsültasyon notu var. Notta konsültasyon sonrası öneriler (öneriler kısmı oluyor konsültasyon kagıdında ) kısmına acil endoskopi önerdiği halde ki bir uzman öneriyor, yerine getirilmedi. Babamı bu hastanedeki endoskopiden sonra gördükkü yeterli ekipman, ekip yok kendi imkanlarımızla bir özel hastaneye götürdük. Babam özel hastanede bir süre tedavi gordukten sonra eve cıkardık ve yaklasık 9 ay sonra vefat etti.
Sonuc olarak babam bir vatandas olarak yıllar boyu devletine saglık hizmeti almak için ödeneğini ödedi fakat hizmet almaya gelince Sağlık Bakanlığının kurmuş olduğu sorunlu (hasta) sağlık sistemi babamın ciddi anlamda ihtiyacı olduğu zaman yarım yamalak çalıştı.
Kanama uluslararası sağlık kurallarına göre acil durumdur ve hayati tehlike arz eder gerekli müdehaleler yapılmaz ise. Bahsettiğim hastanede ne hekim sayısı, ne hemşire sayısı yeterliydi.Babaım monitör ile takip edilmesi gerekiyodu hayati bulgularının, yoğun bakım doluydu ve kattada 2 adet monitor vardı. Asistan doktor ne yapayım diyor, yok diyor! Yani kısaca insanlar mecburan SSK lı olmak zorunda ama hizmet almaya gelince çok yetersiz. İnsanlar bir takım eksikliklerden, yanlış tedavilerden dolayı ölebiliyor, sonra bizler elimizden geleni yaptık diyorlar, kader deniliyor.
Aslında ben birazda içinde bulunduğum bu sektördende muzdarip olduğum için Sağlık Bakanlığını şikayet edip belki bir iki noktanın iyileştirilmesinde vesile olabilirim diyede umud ediyorum ve bu anlamdada bu işi taşıyabildiğim kadar bir üst kurum, uluslararası kuruluşa taşımak istiyorum.
Cevap: AİHM ve Sağlık Hukuku
Öncelikle başınız sağolsun. Ben de annemi doktorun ihmali, teşhisin gecikmesi ve yanlış teşhis sonucu kaybettim. Bu nedenle üzüntünüzü anlıyorum. Siz maalesef zamanında açılması gereken davaları açmamışsınız. İl Sağlık Müdürlüğü'ne şikayet dilekçesi vermişsiniz ve 4483 sayılı Kanuna göre soruşturma açılması talebinde bulunmuşsunuz bu doğru. Ancak olayın oluştuğu tarihlerde eğer hastanenin hizmet kusuru varsa idare aleyhine idare mahkemesinde tazminat davası açmalıydınız. Eğer doktor veya doktorların doğrudan kasıt veya kişisel kusurları varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinde onların aleyhine tazminat davası açmalıydınız. 4483 sayılı Kanuna göre, Bölge İdare Mahkemesi'nin kararı kesin olduğu için karar kesinleşmiş. Başkaca da bir itiraz mercii kalmamış. Bu durumda ancak AİHM'e müracaat edilebilir. Ancak sizin durumunuzla ilgili AİHM Sözleşmesi ve Ek Protokollerin de doğrudan bir hüküm bulunmuyor maalesef. Bu durumun sizin düşündüğünüz Sözleşmenin 2. maddesindeki yaşama hakkı çerçevesinde olduğu kanaatinde değilim maalesef. AİHM bunu kuvvetle muhtemel kabul etmez. Eğer ille de AİHM'e gideceğim derseniz ve bunu kuvvetli delillerle ispat edebilirseniz, Sözleşmenin 6. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle müracaatta bulunmanızı tavsiye ederim. Bu durumda az da olsa bir dava kazanma umudu olabiliR.
Cevap: AİHM ve Sağlık Hukuku
Sayın Cobanoglu,
Verdiğiniz bilgiler icin cok tesekkurler. Malesef ki benim şansıma ben bir iki avukata danıştım ve bu olaydan birşey çıkmaz deyip durdular. Gerçekten güvenebileceğim birini ve bu davaya ciddi ciddi alıp ilgilenmek isteyen birini bulamadım:( AİHM'i yinede deneyeceğim belki şansım orda değişir.