Boşanma davasında kamera ve ses kayıtlarının delil olarak sunulması
Boşanma davasında,bir tarafın haklılığını,diğer tarafın haksızlığını ve karşılıklı iddiaların gerçek veya gerçek dışı olup olmadığını kanıtlamak için,davalıya,davacıya,şahitlere,aile fertlerine,ve konuları aydınlatacak tüm şahıslara ait,dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra,kamera ve ses kaydı yapılmışsa bu durum suç teşkil eder mi? Davacı veya davalı kamera ve ses kayıtlarına dayanarak birşeyleri ispatlamaya çalışırsa bu her ikisi için de suç mudur?yoksa haklılıklarını ispatlamak için yapılmış olduğundan suç sayılmaz mı?
Cevap: Boşanma davasında kamera ve ses kayıtlarının delil olarak sunulması
Alıntı:
yağmur1977 rumuzlu üyeden alıntı
Boşanma davasında,bir tarafın haklılığını,diğer tarafın haksızlığını ve karşılıklı iddiaların gerçek veya gerçek dışı olup olmadığını kanıtlamak için,davalıya,davacıya,şahitlere,aile fertlerine,ve konuları aydınlatacak tüm şahıslara ait,dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra,kamera ve ses kaydı yapılmışsa bu durum suç teşkil eder mi? Davacı veya davalı kamera ve ses kayıtlarına dayanarak birşeyleri ispatlamaya çalışırsa bu her ikisi için de suç mudur?yoksa haklılıklarını ispatlamak için yapılmış olduğundan suç sayılmaz mı?
Boşanma davalarında davalı ile davacı taraf arasındaki ses kayıtları ile sadakatsizlik iddiaları ile açılmış davalarda 3 ncü şahıslarla olan yazışma / e-mail / telefon / sms / ses kayıtları / video / fotograf delil olarak kullanılabilir.
Aslında sunulan her delil hakimin takdirinde olup, boşanmada ksuurlu olan tarafın tespiti açısından kullanışlabilir niteliktedir.
Ancak davalı ve davacı taraf ile sadakatsizlik / zina gibi nedenlerle 3 ncü şahısa ait olan dışındaki bu tür illegal yoldan elde edilmiş olan deliller suç teşkil etmektedir.
Aile mahkemesinde kabul görse bile, özel hayata müdahale vb. nedenlerle bir başka mahkemede dava konusu edilebilir..
Cevap: Boşanma davasında kamera ve ses kayıtlarının delil olarak sunulması
Alıntı:
dardayım rumuzlu üyeden alıntı
Boşanma davalarında davalı ile davacı taraf arasındaki ses kayıtları ile sadakatsizlik iddiaları ile açılmış davalarda 3 ncü şahıslarla olan yazışma / e-mail / telefon / sms / ses kayıtları / video / fotograf delil olarak kullanılabilir.
Aslında sunulan her delil hakimin takdirinde olup, boşanmada ksuurlu olan tarafın tespiti açısından kullanışlabilir niteliktedir.
Ancak davalı ve davacı taraf ile sadakatsizlik / zina gibi nedenlerle 3 ncü şahısa ait olan dışındaki bu tür illegal yoldan elde edilmiş olan deliller suç teşkil etmektedir.
Aile mahkemesinde kabul görse bile, özel hayata müdahale vb. nedenlerle bir başka mahkemede dava konusu edilebilir..
Peki sadakatsizlik ve zina nedenleri dışında olanlarda mesela davacı davalının bir konuşmasını haberi yokken kayda almış,davalı öyle demedim diyor davacı da işte bu konuşmasında böyle demiştir diye mahkemeye sunuyor.Yada mesela şahitler var ama yalan beyan veriyorlar,o beyanının aksi yöndeki sözleri de daha önceden kayda alınmışsa,bunlar suç unsuru mudur?Özel hayatın gizliliği var ama taraflar da haklılıklarını bu şekilde kanıtlayabilecek durumdalarsa yine de suç teşkil ediyormu?Aile mahkemesi bu durumu kabul etse bile başka mahkemede dava konusu edilebilir demeniz,aile mahkemesine bu tür deliller sunulursa aile mahkemesi sorun etmez,fakat bu durumu karşı taraf başka bir dava konusu yaparak dava açabilirmi?Mesela davacı haklılığını diyelimki kamera ve ses kayıtlarıyla ispatlamış olsun,aile mahkemesi de davacıdan yana karar versin,bu durumda davalı taraf bu kayıtlar haberim yokken çekilmiştir diye yada bir aile ferdi veya bir şahit,bunlar haberim yokken çekilmiştir diye şikayette bulunup dava açabilir mi? karşı tarafın bunu haklılığını kanıtlamak için yapmış olduğunu iddia etmesi hafifletici bir unsur olur mu olmaz mı?
Cevap: Boşanma davasında kamera ve ses kayıtlarının delil olarak sunulması
Alıntı:
yağmur1977 rumuzlu üyeden alıntı
Peki sadakatsizlik ve zina nedenleri dışında olanlarda mesela davacı davalının bir konuşmasını haberi yokken kayda almış,davalı öyle demedim diyor davacı da işte bu konuşmasında böyle demiştir diye mahkemeye sunuyor.Yada mesela şahitler var ama yalan beyan veriyorlar,o beyanının aksi yöndeki sözleri de daha önceden kayda alınmışsa,bunlar suç unsuru mudur?Özel hayatın gizliliği var ama taraflar da haklılıklarını bu şekilde kanıtlayabilecek durumdalarsa yine de suç teşkil ediyormu?Aile mahkemesi bu durumu kabul etse bile başka mahkemede dava konusu edilebilir demeniz,aile mahkemesine bu tür deliller sunulursa aile mahkemesi sorun etmez,fakat bu durumu karşı taraf başka bir dava konusu yaparak dava açabilirmi?Mesela davacı haklılığını diyelimki kamera ve ses kayıtlarıyla ispatlamış olsun,aile mahkemesi de davacıdan yana karar versin,bu durumda davalı taraf bu kayıtlar haberim yokken çekilmiştir diye yada bir aile ferdi veya bir şahit,bunlar haberim yokken çekilmiştir diye şikayette bulunup dava açabilir mi? karşı tarafın bunu haklılığını kanıtlamak için yapmış olduğunu iddia etmesi hafifletici bir unsur olur mu olmaz mı?
Ben hukukçu değilim ama bu dedikleriniz resmen bir telekulak olayı gibi.
Cevap: Boşanma davasında kamera ve ses kayıtlarının delil olarak sunulması
Alıntı:
lektem71 rumuzlu üyeden alıntı
Ben hukukçu değilim ama bu dedikleriniz resmen bir telekulak olayı gibi.
Evet maalesef öyle ve boşanma davalarında bu tarz şeylerle çok karşılaşılıyormuş.Aile mahkemesinde görüntü ve ses kayıtları sunularak haksızlığı ispatlanmaya çalışılan taraf, bunu başka bir davayla başka bir mahkemeye taşıyabilir mi ve diğer taraf da haklılığını ispatlamak için bunu yaptığını söylediği takdirde suçlanmaktan kurtulabilir mi?
Cevap: Boşanma davasında kamera ve ses kayıtlarının delil olarak sunulması
Alıntı:
yağmur1977 rumuzlu üyeden alıntı
Evet maalesef öyle ve boşanma davalarında bu tarz şeylerle çok karşılaşılıyormuş.Aile mahkemesinde görüntü ve ses kayıtları sunularak haksızlığı ispatlanmaya çalışılan taraf, bunu başka bir davayla başka bir mahkemeye taşıyabilir mi ve diğer taraf da haklılığını ispatlamak için bunu yaptığını söylediği takdirde suçlanmaktan kurtulabilir mi?
Boşanma davalarında sunulan deliller "takdiri delil" yani hakimin takdirindedir. Nasıl ve ne şekilde elde edildiği ile davanın seyri üzerindeki etkisine hakim karar verir. değerlendirir yada değerlendirmez. Davayı doğrudan etkileyen bu delil illegal (yasaya aykırı) yöntemlerle elde edilmiş dahi olsa kullanılabilir.
Ancak, diğer taraf kullanılan bu delillerin elde ediliş yöntemi ile ilgili olarak ayrı bir dava açabilir. Bu davayı kazanabilirde.
Ancak Samsunda Telekulk kocaya Yargı izni diye bir haber olmuştu. İşte o haber...
......
Aldatılan kocaya telekulak izni
Giriş Saati : 03.01.2009 12:46
Güncelleme : 03.01.2009 13:56
Yargıtay, aldatıldığından şüphelendiği için eşinin haberi olmaksızın eve ses kayıt cihazı yerleştirerek ortam dinlemesi yapan ve elde etiği ses kayıtları sonrası eşi hakkında boşanma davası açarak tazminat talep eden kocayı haklı buldu. Yargıtay, verdiği emsal kararda, yasadışı yollarla elde edilen delilin, delil kabul edileceğine hükmetti.
Mahkeme, yasadışı yollarla elde edilen ses kayıtlarının delil olamayacağına karar vererek, açılan boşanma davasını reddetti. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamayacağına dikkat çektikten sonra, "Ancak evlilik birliğinde eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları da yasal bir zorunluluktur" dedi.
MAHKEME: YASADIŞI DELİLE İTİBAR EDİLEMEZ
Pendik Aile Mahkemesi, davacı koca tarafından mahkemeye delil olarak sunulan ses kayıtlarına ilişkin CD'nin eşinin özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmek suretiyle hukuka aykırı yolla elde edildiği, bu nedenle delil olarak kullanılamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verdi.
Mahkeme, davacı kocanın delil olarak sunduğu ses kaydının, eşinin bilgisi dışında özel hayatın gizliliği ihlal edilerek hukuk dışı yollardan oluşturulduğu, bu sebeple itibar ve kabul edilemeyeceğine dikkat çektikten sonra, davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışta bulunduğunu gösteren başkaca bir delil de getirilmediği gerekçesiyle kocanın açtığı boşanma davasının reddine hükmetti.
İŞTE, YARGITAY'IN BOŞANMA DAVASINDA "YASADIŞI DELİL'İ KABUL GEREKÇESİ
Davanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarak emsal bir karara imza attı. Yargıtay, verdiği kararda şu görüşleri dile getirdi:
"Sunulan delil eşlerin birlikte yaşadığı konutta davalının bilgisi dışında koca tarafından hazırlanan bir sistemle elde edilmiştir. Yapılan Bilirkişi incelemesi sonucu CD'deki ses kayıtlarının orijinal olduğu, üzerinde ekleme, çıkarma, kesinti ve kopyalama bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı-davacı kayıt altına alınan konuşmaların kendisine ait olmadığına ilişkin bir iddia ileri sürmemekte bu delilin özel hayatın gizliliği ihlal edilerek elde edildiğini belirterek karşı çıkmaktadır. Bir delilin elde edilişi kişilerin Anayasa ile tanınmış haklarının ihlali suretiyle gerçekleşmiş ise, onun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin kabulü gerekeceğinde duraksama bulunmamaktadır.
Delilin elde edilişinde hukuka uygunluk nedenleri varsa o zaman kanuna aykırılık ortadan kalkar. Kuşkusuz, Anayasaya göre herkes özel hayatına ve Aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Anayasa: Madde:20/1) Ancak evlilik birliğinde eşlerin evliliğin devamı süresince birbirlerine sadık kalmaları da yasal bir zorunluluktur."
YARGITAY, "EVLİLİKTE ÖZEL YAŞAM ALANI OLMAZ"
Yerel Mahkemenin kararı bozan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, evlilik hayatında özel yaşamın nasıl olacağını da betimlediği kararında şöyle dedi:
"Eşlerden birinin bu alana ilişkin özel yaşamı evlilikle bir araya geldiği ve birlikte yaşadığı hayat arkadaşı olan diğer eşi de en az kendisininki kadar yakından ilgilendirir. O nedenle, evlilikte, evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülükler alanı eşlerin her birinin özel yaşam alanı olmayıp, aile yaşam alanıdır. Bu alanla ilgili de, eşlerin tek tek özel yaşamlarını değil, bütün olarak aile yaşamının gizliliği ve dokunulmazlığı önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, evliliğin, yasal yükümlülükler alanı, diğer eş için dokunulmaz değildir. Bu nedenle, eşinin sadakatinden kuşkulanan davacı-davalının birlikte yaşadıkları her ikisinin de ortak mekanı olan konuta eşinin bilgisi dışında ses kayıt cihazı yerleştirerek eşinin aleni olmayan konuşmalarını kaydetmesinde, bu suretle sadakat yükümlülüğü ile de bağdaşmayan davranışlarını tespit etmesinde özel hayatın gizliliğinin ihlalinden söz edilemez ve hukuka aykırılık bulunduğu kabul olunamaz.
Aksine, aile birliğine ilişkin ortak yaşanılan mekana davalının meşru olmayan bir amaç için arkadaşları kabul etmesinde aile hayatının gizliliğini ihlal söz konusudur. Bu bakımdan sözü edilen delilin elde edilişinde hukuka aykırılık bulunduğundan söz edilemez. O halde yapılan soruşturma ve toplanan delillerle davalı-davacının meşru olmayan bir amaç için karşı cins de dahil olmak üzere arkadaşlarını müşterek konuta aldığı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerçekleşmiştir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.
Gerçekleşen olaylar karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu koşullar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre davacı-davalı koca tarafından açılan boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır."
KRİTİK KARAR
Yerel Mahkeme, verdiği karara direnirse, davada son sözü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verecek. Yerel Mahkeme, Yargıtay'ın bozma kararına uyarsa, aldatıldığından şüphelenen eşlerin yasadışı yollarla yapacakları dinlemeler, boşanma davalarında delil olarak kabul edilecek.