Ağız sağlığı sadece sağlam diş demek değildir
Ağız sağlığı sadece sağlam diş demek değildir
Ağzımız bir bakıma vücudumuzun dış dünya ile bağlantıyı sağlayan giriş kapısı sayılır. “Sağlık, ağızdan başlar” sözü yanlış olmaz.
Dr. Hasan İnsel
Bu sebeple de çok değişik dış etkilerle karşılaşır. Sözgelimi sıcak yiyecekler ve içecekler, sert gıda parçacıkları, birbirinden farklı mikro organizmalar.
Bütün bunlarla başa çıkabilmek için ağzımızın içi tümüyle bir mukoza tabakasıyla kaplıdır. Ağız mukozasının kan dolaşımı çok iyidir, hücreler hızlı ve sık bölünür, bu nedenle ağız içindeki yaralar vücudun başka yerlerine göre çok hızlı iyileşir. Yine de farklı uyaranlara bağlı olarak ağız mukozasında bazı değişiklikler meydana gelebilir.
Tükürük salgısı ağız boşluğunun ve dişlerin kendini temizlemesinde ve bağışıklık savunmasında önemli bir yere sahiptir. Tükürük bezleri günde yarım litreye yakın salgı üretir. Tükürüğün içindeki maddeler ve nötral pH değeri ağızda zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını önler. Yaşlanmayla veya bazı ilaçların yan etkisine bağlı olarak ağızda tükürük salgısının azalmasıyla bu savunma bozulabilir. Genel durumu bozuk olan hastalar, diyabetikler ve bağışıklığı bozulmuş olan kişiler ağız hijyenine özellikle dikkat etmelidir.
Örneğin sigara içenlerde binlerce kanserojen kimyasal molekül ağza girmektedir. Alkol alanlarda, özellikle sert alkollü içkilerin tahriş edici etkileri de bunlara eklenebilir. Tütün ve alkol tüketimi miktarına göre ağız içi kanserleri riski, bunları kullanmayan birine göre belirli bir şekilde artmaktadır.
Meyve ve sebze tüketiminin az olduğu yani koruyucu antioksidanların az alındığı durumlar ve ağız hijyenine dikkat edilmemesi de risk faktörlerindendir. Ağız mukozasındaki kronik yara yerleri, keskin diş veya protez kenarları, ağızdaki kronik mantar enfeksiyonları, papilloma virüsleri ağız sağlığını tehdit eden oluşumlardır.
Diyabetiklerde ağız mukozası değişimleri sağlıklı kişilere göre daha sıktır. Deri, metabolizma, kan hastalığı gibi bazı hastalıklarda ve kemoterapi gibi tedavilerin yan etkisi olarak da ağız mukozası iltihapları (stomatit) görülebilir.
ERKEN TANI ÇOK ÖNEMLİ
Ağız hastalıklarının erken tanısı için, üç-beş gün gibi bir zamandan uzun süren mukoza değişimleri veya genel olarak bu zaman zarfında düzelmeyen değişiklikler ve özellikle aşağıdaki belirtiler bir diş hekimi veya doktor tarafından incelenmelidir:
-Ağız mukozasının başka yerlerinden daha sert olduğu hissedilen beyaz veya kırmızı bölgeler
-Ağız içindeki kronik yaralar (iki haftadan uzun süren)
-Kanayan yaralar
-Özellikle ekşi, sıcak veya baharatlı gıdalarla artan yanma hissi
-Tükürük salgısında artma ya da azalma
-Diş etlerinde kanama
-Yutma güçlükleri
-Ağız tabanında veya dilde ağrı, hareket kısıtlılığı, dolgunluk hissi
-Solunum güçlükleri
-Kronik ağız kokusu
Düzenli diş hekimi kontrolü şart
Ağız hastalıklarında, özellikle kötü huylu olanlarda erken tanı önemlidir. Ağız boşluğunun herkeste, ama özellikle sigara içenlerde altı ayda bir, diş hekimi veya doktor tarafından sistematik olarak kontrol edilmesi faydalıdır. Diş hekimi tarafından düzenli bir şekilde yapılacak diş temizliği de çok önemlidir. Dişlerin günde en az iki defa düzgün bir şekilde fırçalanması gereklidir.
Ayrıca en geç ayda bir, iyi ışık koşulları altında herkesin düzenli olarak kendi ağız boşluğunu kontrol etmesi ve bir değişim fark ettiğinde hekime başvurması, ağız sağlığı için çok yararlı bir koruyucu önlemdir.
DiKKAT!
Ağız içinde lökoplaki denilen çoğunlukla protez, diş tahrişi, tütün, alkol gibi nedenlerle oluşabilen, açık renkli (beyaz-sarı-gri), silinmekle geçmeyen mukoza değişimleri olabilir. Bunların bir ihtimalle ağızda tümöral oluşumların ön aşaması olabileceği bilinmeli ve fark edildiklerinde diş hekimine veya doktora danışılmalıdır.
AĞIZ MUKOZASI NEDEN DEĞİŞİR?
Enfeksiyon ve tümörlerin yanı sıra,
ağız mukozasında değişimlere neden olan çeşitli nedenler vardır. Bu nedenleri şöyle
sırayalabiliriz:
Aft denilen beyaz, çevresi kırmızı mukoza lezyonları.
Alerjik reaksiyonlar (ilaçlara, belirli gıdalara, protezlere veya ağız bakım ürünlerine bağlı)
Plaklar, diştaşı, diş çürükleri
AğIza iyi oturmayan protezler
Çok sıcak yiyecek ve içeceklere bağlı yanıklar
Vitamin (A, B ve C) noksanlıkları, demir veya folik asit noksanlığı
Zehirlenmeler
Ağız mukozasında kuruma (özellikle yaşlılarda)
Hormonal değişimler (hamilelik, menopoz)
(Milliyet/15.12.2009)
Cevap: Ağız sağlığı sadece sağlam diş demek değildir
Ağız Hijyeni Nedir?
Ağız hijyeni, ağzımızın sağlıklı görünmesini ve güzel kokmasını sağlar. Diğer bir deyişle:
Dişleriniz temizdir ve üzerlerinde kalıntılar yoktur.
Dişetleriniz pembedir ve dişinizi fırçalarken ya da diş ipi kullanırken dişetleriniz kanamaz veya acımaz.
Sürekli kötü ağız kokusu oluşmaz.
Dişlerinizi fırçalarken veya diş ipi kullanırken dişetleriniz kanıyorsa veya acıyorsa; ya da sürekli kötü ağız kokusu oluşuyorsa diş hekiminize görünün. Bu belirtilerden biri bile ağzınızda bir problem olduğuna işaret olabilir.
Diş hekiminiz, doğru ağız bakımı tekniklerini öğrenmenizi sağlayarak dişinizin fırçalama sırasında dikkat gerektiren bölgelerini farketmenize yardımcı olabilir.
Ağız Bakımı Nasıl Uygulanır?
Ağız bakımı, dişleriniz ve dişetleriniz için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biridir. Sağlıklı dişlere sahip olmak iyi görünmeniz ve iyi hissetmenizin yanı sıra; yemek yemenizi ve konuşmanızı da sağlar. İyi bir ağız sağlığı huzurunuz için de önem taşır. Kurallı ve doğru diş fırçalama ve diş ipi kullanımını içeren günlük önleyici bakım, problemleri ortaya çıkmadan önce durdurmanıza yardımcı olur. Problemlerin tedavisine göre ise daha ağrısız, ucuz ve sorunsuz bir yöntemdir.
Diş hekimine yapılan düzenli ziyaretler dışında; dişeti hastalığı, diş çürüğü, ve diğer diş problemlerinin oluşumunu engellemek veya büyük ölçüde azaltmak için hepimizin yapabileceği basit uygulamalar vardır. Bunlar:
Günde iki defa kurallı ve doğru diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak
Dengeli beslenmek ve yemekler arasındaki atıştırma sayılarını azaltmak
Diş macunu dahil olmak üzere florür, içeren diş ürünlerini kullanmak
Diş hekiminizin tavsiyesi doğrultusunda florürlü ağız suyu ile ağzı çalkalamak
Eğer sularında florür bulunmayan bir bölgede yaşıyorsanız, 12 yaşın altındaki çocukların florürlü su içmeleri veya florür takviyesi almaları şeklinde sıralanabilir.
http://www.colgate.com.tr/app/Colgat...alHygiene.cvsp
Cevap: Ağız sağlığı sadece sağlam diş demek değildir
Ağız kokusu için bunu deneyin!
Diş ve ağız sağlığını korumanın püf noktaları!
Sağlık konusunda kulaktan dolma bilgilerle hareket etmek ve uzmanların önerilerine uymamak çoğu zaman bizi sağlığımızdan ediyor. Özellikle ağız ve diş sağlığı konusunda sınıfta kalan ülkeler arasında Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Doğru bildiğimiz yanlışlar ve çoğu zaman önemsenmeyen detaylar ağız ve diş sağlığımızın bozulmasında büyük rol oynuyor. Dt. Hacer Esved Alireisoğlu, ağız ve diş sağlığında sık yapılan hatalar hakkında bilgi verdi.
Yemeklerden Hemen Sonra Diş Fırçalamayın
Yemeklerden hemen sonra dişleri fırçalamak besinlerdeki asitlerin ağızda dağılmasına neden olduğu için dişleri zayıflatıyor. Dişleri yemeklerden en az bir saat sonra fırçalamak daha uygun
Diş Macununu Islatmayın
Diş macununun bilinenin aksine suyla ıslatılmaması gerekir. Islanan diş macunu etken maddesini kaybeder. Diş macunu leblebi tanesi büyüklüğünde kullanılmalıdır. Unutmayalım ki; diş macunu sadece diş fırçalamayı kolaylaştırıcı bir ajandır.
“Ne Kadar Uzun Süre Fırçalarsam O Kadar İyi” Diye Düşünmeyin
Diş temizliği hakkında bilinen yanlışlardan biri de dişleri uzun süre ve sert şekilde fırçalayarak daha çok bakteri öldürüldüğü inancıdır. Yapılan araştırmalar iki dakikayı aşan fırçalamanın daha çok bakteri öldürmediğini gösteriyor. Dişlerin günde en az bir kez iki dakika süreyle çok sert olmadan fırçalanması ve diş ipi kullanımıyla ideal bir diş temizliği sağlanabilir. Sigara, çay ve kahve tüketimi fazla olanlarda meydana gelen dil pası kokuya neden olabilir. Bu durumda dişler fırçalandıktan sonra dili de fırçalamak gerekir.
Arıtıcı Gıdalar Tüketin
Doğal diş fırçası olarak bilinen elmanın yanı sıra çiğ havuç, patlamış mısır ve kereviz özellikle yemek aralarında tüketildiğinde mekanik bir temizlik sağlayacaktır.
Elma Sirkesiyle Gargara Yapın
Sabahları elma sirkesiyle gargara yapın ve sonra dişlerinizi fırçalayın. Sirke, lekelerin yok olmasına, dişlerinizin beyazlamasına ve dişetlerinizdeki mikropların ölmesine yardım eder.
Ağız Kokusu İçin “ Kahve Çekirdeği” Çiğneyin
Ağız kokusu gündelik yaşamda insanı sosyal ve psikolojik olarak etkileyen bir rahatsızlıktır. Kötü ağız kokusu, hem kişiyi etkiler hem de çoğu zaman mahçubiyete sebep olur. Ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşikler kötü kokuya yol açar. Kahve çekirdeği çiğnemek bu sülfür bileşenlerini ortadan kaldırır.
Keyifli Bi Keşif “ Kakao”
Kakao çekirdeğindeki antibakteriyal içerik nedeniyle, çikolata dişlere zarar vermiyor. Şekerlemeler ise dişlerin baş düşmanı. Meyve sularındaki asit ise her türlü dişe zararlı. Aynı şekilde laktoz içeren süt de, diş çürüklerine yol açıyor.
Yemeği Peynirle Sonlandirin
Meyve suları, tatlılar, sert kıvamlı şekerler, karamel, muz gibi yiyecekler dişlerde çürük oluşturma riskini artırıyor. Tatlı yedikten sonra süt, ayran içmek ve peynir yemek, şekerin ve ortaya çıkan asidin zararlı etkilerini önler. Ph seviyesini kontrol ettiğinden dişler için koruyucu kalkan oluşturur.
(Habertürk/04.01.2010)