Teori... Ama komplo...

Şu DTP'liler "Yeni Ergenekon" olarak komplo teorileri üretmeye başladılar ya, bir komplo teorisi de bizden olsun o zaman:

1. Taşeron, işverenden daha çok para ve daha az iş istemektedir, oysa işverenin bu isteklere ayıracak ne o kadar parası vardır ne de zamanı...

2. Taşeron pasif direnişe geçer ve ırgatlardan bir kısmını diğerine dedikodularla kışkırtarak verimin düşmesi ve işin gecikmesi ile blöf yapar...

3. Bunu işveren takmaz, takmadığı gibi diğer projelerinde çalışan ancak ameleliğe yakıştıramadığı dostlarının sitesine de ırgat göndermesi talebi ile karşılık verir...

4. Bununla yetinmez arada bir taşeronu ile ilgili küçük sırları dedikoduculara el altından sızdırarak aba altından sopa gösterir...

5. Ancak ne var ki bu proje için ırgatlar içinde bırakın en uygunu tek uygunu bu taşerondur. Taşeron kendini bilir ve bunu kendi lehine çevirmek ister ama geçmişi o kadar karanlıktır ki en ufak bir dedikodu furyasında ırgatın hışmından da çekindiğinden olacak isteklerinde ısrarlı olamamaktadır...

6. İşte o hır gür içinde taşeronun işveren ile olağan proje ve gidişat hakkındaki görüşmesi gelip çatmıştır...

7. Bir tarafta ırgat bütçelerindeki artış ve yükselişi önlenemez karşılanması güç borçlar, aratan iş yükü, diğer yanda ırgatlardan bir kısmının gece gündüz süren gürültü ve patırtılarından rahatsız olan ve bu rahatsızlığını ifade etmenin ötesine taşımak isteyen öfkeleri, diğer yandan ırgat başı olmak isteyen ancak işverenle oldum olası arası bozuk olan hasımlarının ırgat arasında itibarının hızla artması...

8. Bütün bu baskılardan yılan ancak pes etmek istemeyen taşeron elbet bir çıkış yolu arayacaktır... Ve asansör boşluğuna düşecek zavallı ırgatların kaybı ile ırgatların öfkesini işveren nezdinde alacaklarını alma, ek iş almama ve borçlarını erteleme yönünde baskı amacıyla kullanmaya karar verir...

9. Ben geçmiş tecrübelere de dayanarak buraya kadar süren hikayeden işverenin bu çok silik ve etkisiz rolünü hiç de haketmediğini düşünenlerdenim...

10. Taşerona mahkum olan işveren hem kendi hem de taşeronunun itibarını artırmak için ELİNDEN GELENİ ARDINA BIRAKMAZ...

11. Nasılsa bu projede ırgat arasında mayası tutan dağları delen demirleri eriten bir hikaye var... Dağları delen, demiri eriten HER TÜRLÜ ZALİMLİĞİN de atasıdır...

...

Vesselam!

Aaaaaa...

1. İşverenle taşeron görüşmesinden beklenen sonuç çıkmadı...

2. İşveren kardeşim, dostum derken neredeyse avurtları patlayacak derecede sinirini dışa vurdu...

3. Dışa vurmakla kalmayıp sitenin güvenliğinden sorumlu 7 kişinin hunharca katlinin planlananın dışında demir eritenlere değil hırçın ırgatların üzerine almasını sağladı...

4. Üstüne üstlük ırgat dayanışma derneğinin de kapatılması hem ırgatlar ile hem de işveren ile taşeronu karşı karşıya getirdi...

5. Taşeron ya verdiği tahhütleri yerine getirecek ya da işveren işi başka bir taşerona havale edecek...

6. İşler karıştı... Yoğun emek ancak daha az kazançlı günler bizleri bekliyor...

7. Yılmayın... Bu düzeni bir kez yendik...

YİNE YENERİZ...

Son günlerde sitenin taşeronu ile güvenlik şirketi arasındaki gerginlik yapaylığın ötesinde kaşıntı boyutlarına ulaşmış durumda...

Kaşıntının kaynağı bu konu başlığındaki komplo teorisindeki çizilen yol haritasına uyum gösterebilmek veya gösterememek üzerine kurulu olmasın...

Verilen iş ağır...

Alınan iş cazip ama kapasite meselesi en büyük sorun...

Söz verilmiş bir kere, dönmek olmaz ama

mazeret üretilebilir...

Örneğin;

"Güvenlikçiler, iş araçlarımın kontrollerini uzatıyor..."

"Güvenlikçiler, site kapısını her istediğime açmıyor, sabıka kaydı talep ediyor..."

"Güvenlikçiler, içimizdeki ahbapların eğitim yuvalarının yeniden açılmasını istemiyor..."

"Güvenlikçiler, kurucularına sevgi ve saygılarını her ortamda ifade etmekten ve başkasını tanımamaktan vazgeçmiyor..."

Sitede daire umuduyla bekleyen ev sahipleri, bir an önce ev sahibi olmak istiyorlar ama

tüm şikayet ve komplolarımıza rağmen güvenlikten de vazgeçmiyorlar...

Şimdi taşeron, burada oynanan oyunu senaryo dahilinde imiş gibi göstererek

kaşıntıyı güvenliğin olaya el koyması noktasına kadar taşıma hınzırlığında...

Amaç hakedişleri zaten alınmış işi başkasına "emanet" edip yangından kurtulmak

bilahare vazgeçilmez olarak yeniden sahnede yerini almak...

Bakalım

kaşınacak bir deri mi kalmayacak?

ya da kaşıyanların tırnakları kökünden mi sökülecek?

Derisiz yaşamaktansa tırnaksız yaşamayı daha estetik sayarım...

VESSELAM!