Kefillikten doğan rucu hakkı
iyi günler sayın hukukçular sizlere bir sorum olacak banka kredisiyle bir kişiye kefil oldum 10000 tl lik.devlet memuruyum kefil oldugum kişi ilk 2 taksiti ödedikten sonra diğer taksitleri ödememiş 4 aydır ödemediği için ben ve diğer kefil icraya gitmemesi çin 2 taksit ödedik kefil oldugum şahısa hiç bir şekilde ulaşamıyorum ben diğer kefilede ulaşarak onunla birlikte kredinin tamamını kapatmaya karar verdik daha fazla faiz ödememek için.bankadaki görevlide bize banka dekontlarıyla birlikte dava açabilecegimizi icra yoluyla hakkımızı alabilecegimiz söyledi.böyle bir şey var mı?hakkımızı almak için dava masrafları ve avukat masraflarınıda talep edebilir miyiz?ne kadar zamanda bir sonuca ulaşabiliriz ve ne yapmamız gerekiyor ayrıntılı cevap verirseniz sevinirim kefil oldugumuz kişiye ulaşamıyoruz ve üstüne bir mal varlıgı yok.kaçmış ve nerde oldugu ailesi tarafından da bilinmiyor.
Cevap: Kefillikten doğan rucu hakkı
Kefaletinizden kaynaklanan borcu ödemeniz halinde ödeme belgesi veya icra dairesinden alınacak ''Rücu Belgesi'' ile icra takibi yapamazsınız. Fakat elinizdeki belgelerle alacak davası açabilirsiniz. Asıl borçlunun ortadan kaybolması,yerinin bilinmemesi v.s. ifadeleriniz için bir şey söylemek mümkün değil.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1985/5538
K. 1986/169
T. 15.1.1986
• BONO BEDELİNİ ÖDEYEN KEFİL ( Alacaklının Rücu Hakkını Kambiyo Senetlerine Mahsus Yolla Takip Yaparak Kullanamayacağı )
• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS YOLLA TAKİP ( Bono Bedelini Ödeyen Kefilin Rücu Hakkını Bu Yolla Kullanamayacağı )
ÖZET : Senet borçlusuna müteselsilen kefil olan kimse, bono bedelini öderse kefalet ilişkisi gereği asıl borçludan alacağı için kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapamaz.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 18.4.1985 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosya münderecatına, merci kararında yer alan gerekçeye, senet arkasındaki ciro şerhlerine göre, 28.11.1984 vade tarihli 200.000 Tl. lık bono ve 7.11.1984 tanzim tarihli 220.000 Tl'lık çekle ilgili merci kararı yasaya uygun ve temyiz itirazları yersizdir. 2 - 24.8.1984, 9.9.1984, 24.9.1984 vade tarihli 35.000'er Tl'lık bonolarda takip yapan kişi kefil; borçlu da aleyhine takip açılan durumundadır. Alacaklı bu senetlerden dolayı keşideci ile birlikte müteselsil borçlu olup ödemelerinden ötürü rücu hakkını Borçlar kanunu hükümlerine göre kullanabilir. Alacaklının kambiyo senetine mahsus yolla takip açması, borçluya 163 örnek ödeme emri göndermesi mümkün değildir. Merciin anılan senetlerle ilgili takip bölümünün İİK'nun 170a maddesi uyarınca iptaline karar vermesi zorunludur.
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile, yukarıda ( 1 ) numaralı bentde yazılı nedenle ve o senetlere ait merci karar kısmının İİK'nun 366 ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca onanmasına, ( 2 ) numaralı bentde yazılı senetlere hasren ve açıklanan nedenle merci kararının İİK'nun ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına, 15.1.1986 gününde, oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5316
K. 2004/9631
T. 19.4.2004
• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Kefil Olarak İmzaladığı Bonodan Dolayı Borçlu Adına İcra Dairesine Yaptığı Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine İstinaden Yapılan Takip Nedeniyle )
• KEFİL OLARAK ÖDENEN PARA ( İcra Dairesine Yapılan Ödemeye İlişkin Alınan Rücu Belgesine Dayalı Olarak Ödenen Paranın Ayrı Bir Dosyada Genel Haciz Yolu ile Talep Edilememesi )
• RÜCU BELGESİNE DAYALI İCRA TAKİBİ ( Rücu Belgesinin Tek Başına İtirazın Kaldırılmasını Sağlayan Belgelerden Sayılmaması )
ÖZET : İlk dosyanın kefili borçlunun icra dosyasına ödemiş olduğu borç için rücu belgesi alıp ödenen bu parayı ayrı bir dosyada genel haciz yolu ile diğer borçlulardan talep edilmesi yasaya uygun değildir. İİK.nun 68. maddesindeki belge niteliğini taşımayan sözü edilen rücu belgesine dayalı olarak alacağın tahsil edilip edilmeyeceği genel mahkemede açılacak davada tartışılması gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Elmadağ İcra Müdürlüğünün 1999/311 sayılı dosyasında takibe dayanak yapılan bonoyu Eşref Saltürk borçlu, Kaplan Çalışkan ve Yusuf Saltürk ise kefil sıfatı ile imzalamışlardır. Anılan dosyada takip borçlusu olan bu kişilerin borcun ne miktarından sorumlu oldukları hususu yukarıda açıklanan sıfatları nedeniyle yargılamayı gerektirir. Bu nedenle borçlu Kaplan Çalışkan'ın ( ilk dosyanın kefili ) icra dosyasına ödemiş olduğu borç için rücu belgesi alıp ödenen bu parayı ayrı bir dosyada genel haciz yolu ile Eşref Saltürk ve Yusuf Saltürk'ten talep edilmesi yasaya uygun değildir. İİK.nun 68. maddesindeki belge niteliğini taşımayan sözü edilen rücu belgesine dayalı olarak alacağın tahsil edilip edilmeyeceği genel mahkemede açılacak davada tartışılacağından itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.04.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevap: Kefillikten doğan rucu hakkı
bu şekilde yani benim mağduriyetim net şekilde kanıtlarıyla ortada bu durumda ben bu parayı boşuna mı ödeyecegim alacak davası nasıl açarım lehime sonuçlanır mı?