İyi de Dinleyen Kim?

Paranoyak bir toplum olduk. İşin acısı ciddi paranoyamızı bile ciddiye almamaya dalga geçmeye başladık. Daha da acısı bu paranoyayı başımıza açanları haklı gören ciddi bir çoğunluk olması...

Tüm dinlediklerimden okuduklarımdan incelemelerimden anladığım hiç bir hukuki ve yasal temeli bulunmayan dinleme yaşamımızın vaz geçilmez bir parçası oldu. Nedendir bilinmez ben dinlenmiyorum diyen yok ! Dinlenmiyorsan adam değilsin sendromunuda geliştirdik toplum olarak... ''Niye dinlesinler seni?'' denen kötü kötü bakıp ''Ben adam değil miyim?'' diyor...

Sanırım ben dinlenmiyorum. Çünkü defaaten telefonda sigaramın bittiğini altı kat indirmemelerini bir koşu kapıp getirmelerini söyledim... Hikaye ne gelen var ne giden iş başa düştü gittim aldım... Gerçi beni dinleyenler bayılır oda ayrı konu gevezelik baki olduğundan konudan konuyada geçtiğimden dinleyen varsa ne konuştuğumuzu bile anlayamaz... Çoğu zaman konuştuğum kişi bile anlamıyor!!!!

Şakası bir yana ''bir korku cumhuriyeti'' yaratılmaya çalışıldığı teokratik bir faşist devlete doğru jet gibi gittiğimizi ve bunu demokrasi diye yutturulmaya çalışıldığı çok açık. Olmayan bir ''islam'' yorumu ile insanları dinen kandırıp aydınları hapse atmakla başlayan süüreç buralara kadar geldi, işin komiği bu işin baş sorumlularının her zamanki gibi ''mazlum'' rolüne soyunarak gene bel altı vurarak olmadığı yerde gündemi saptırarak gidiyorlar. Ama bir dur demek gerekmez mi...

İlk bölümü ikinci bölüme hazırlık olması için çok önce okuyup burada paylaşmak istediğim ama unuttuğum bugün tesadüfen bir gazetede tekrar bulduğum bir yazı ile bitireyim...

ALMANYA’da, Weimar Cumhuri-yeti’ni kim yıktı? Adolf Hitler.

Hitler’in kurduğu cumhuriyetin adı neydi? Demokratik Cumhuriyet.

Hitler’in parlamento darbesiyle kurduğu bu cumhuriyetin silah gücü neydi? Polisler.

Hitler’in diktatör olmak istediğini anlamayıp, ona ‘yetki kanunu’

veren kimlerdi? Merkez sağ partiler.

Hitler’i diktatör yapacak yasalara ve uygulamalara mecliste karşı çıkan kimdi? 88 sosyal demokrat milletvekili.

Hitler’in arkasındaki meclis gücü neydi? 441 milletvekili.

Hitler’e karşı çıkan basının ve muhalefetin başına ne geldi? Hepsi cezaevine tıkıldı.

Hitler’in Reichstag yangını gibi provokasyonlarla kandırıp ele geçirdiği son kurum hangisiydi? Alman ordusu.

Hitler’in hedefindeki ilk gazete hangisiydi? ‘Freiheit’ (yani Hürriyet!..).

Aklınıza bir benzerlik mi geldi acaba?

5397 sayılı Kanun 23.07.2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Böylece bizler Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na kavuşmuş olduk. Bu kanun 3 Temmuz 2005 tarihinde TBMM'de bir gece yarısı kabul ediliverdi. Kabul edende AKP... TİB 'nı ise seçecek tek kişi vardır oda RTE... işin garibi bu korku devletinin temelini oluşturan TİB in çaycısına kadar seçim RTE ce yapılır... Tabiiki bu durum Anayasaya tamamen aykırıdır... Konu anayasa mahkemesine taşınır.... Anayasa mahkemesinin badem bıyıklı hukuk dışı başkanı demokratik hakkını !! sonuna kadar kullanarak bu çok önemli konunun görüşülmesini 2.5 yıl sonraya bırakır... 2.5 yıl sonra Ahmet Necdet Sezer in açmış olduğu dava 29 Ocak 2009 da görüşülür ve atamanın iptaline karar verilir... Verilir de ne olur... bugün itibarıyla aynı adam aynı yerde işgal etmektedir o makamı... Hani hukuka saygılı hükümet varya!! Bu kararı kulak ardı eder... Başka bir deyimle aslında 30 Ocak 2009 dan beri TİM in aldığı tüm kararlar GEÇERSİZDİR. Ama hükümet çok yasalara bağlı ya... hiç bir şey değişmez.... Aslında haklıdırlar Laik Cumhuriyetimizi yönetmek Laiklik karşıtı eyemlerin odağı olduğu sabit olan bir irticai hükümete kaldığına göre... Ne olur ki!!!

İşte çarşı aslında 23.07.2005 ten sonra karışmaya başlar... Ağır ağır derinden... Hükümetin önde gelenleri başta RTE olmak üzere ''esrarengiz'' tahminlerde varsıyayımlarda bulunur sonra bunlar gerçek olur... Sakın yanlış anlaşılmasın gerçek olur demek yasaldır doğrudur anlamında değil ... dedikleri gerçek olur anlamında... Ha bir sürü montaj sahte belge ortada dolaşır ama gerçek olur konu budur...

Ne olduğu belirsiz ses kayıtları dinleme tutanakları ne hikmetse bazı gazetelerde manşet olur önce !! Halkımız her zamanki gibi aldırmaz... Bir çok kurum şaşkındır... Bu arada TSK nın oldukça lakayt olduğu ortaya çıkar... Bir türlü neyin ne olduğunu bulamaz. Hala da bulabilmiş değildir... Ne olduğu anlaşılmayan bir çok görüşme internette malum sitelerde malum basın yayın organlarında yayımlanır... Bunlar kişisel hak ihlali olduğu ise nedense hukukun hiç mi hiç umrunda olmaz... Amma her yerden girilen beş on şerefsizin Atatürk e hakaretinden dolayı en ciddi tepkiyi gösterecek Türk halkına youtube sitesi yasaklanır...

5 Eylül 2008’de, dönemin Adalet Bakanı, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in, hâkim ve savcılarla ilgili müfettişlere verdiği genel nitelikli soruşturma izni olanak sağladı. Genel nitelikli bu soruşturmada, telefon dinleme yönteminin kullanılabilmesi ise 2007’de yapılan yönetmelik değişikliğiyle sağlandı. Yönetmeliğe, hâkim ve savcı teftişlerinde, telefon dinleme, keşif, arama, iletişimin tespiti yöntemlerinin kullanılacağı düzenlemesi eklendi.

Peki gerçek nedir ? CMUK a bakarsak

Madde 135 - (1) (Değişik cümle: 25/05/2005-5353 S.K./17.mad) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.


(2) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir.


(3) Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok üç ay için verilebilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir. (Ek cümle: 25/05/2005-5353 S.K./17.mad) Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.


(4) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, ... mobil telefonun yeri, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu hususa ilişkin olarak verilen kararda, ... mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir. Tespit işlemi en çok üç ay için yapılabilir; bu süre, bir defa daha uzatılabilir.


(5) Bu Madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli tutulur.


(6) Bu Madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir:


a) Türk Ceza Kanununda yer alan;


1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (Madde 79, 80),


2. Kasten öldürme (Madde 81, 82, 83),


3. İşkence (Madde 94, 95),


4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, Madde 102),


5. Çocukların cinsel istismarı (Madde 103),


6. Uyuşturucu veya uyarıcı Madde imal ve ticareti (Madde 188),


7. Parada sahtecilik (Madde 197),


8. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, Madde 220),


9. (Ek alt bend: 25/05/2005-5353 S.K./17.mad) *1* Fuhuş (Madde 227, fıkra 3),


10. İhaleye fesat karıştırma (Madde 235),


11. Rüşvet (Madde 252),


12. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (Madde 282),


13. Silahlı örgüt (Madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama (Madde 315),


14. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (Madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları.


b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (Madde 12) suçları.


c) (Ek bend: 25/05/2005-5353 S.K./17.mad) Bankalar Kanununun 22 nci Maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu, *1*


d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.


e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü Maddelerinde tanımlanan suçlar.


(7) Bu Maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz.

hükümlerine sahiptir.

Bu faşist hükümet ve işbirlikçileri kanunun belirleyiciliğini yönetmeliğin altında görmekten asla çekinmemişlerdir. Unutulmaması gerekirki kanunu yasama organı TBMM si yapar yönetmelik ise hükümetçe yayımlanır. Dolayısı ile kanundayer almayan bir uygulama yönetmelikle düzenleniyor genişletiliyorsa burada kanuna muhalefet oluşur ki kanun da anayasa ya aykırı olamayacağından aslında yönetmelik anayasaya muhalefettir. Bunuda bu hükümet hiç bir şeyie aldırmadan pervasızca yapmaktadır.

Başımı dinliyordum ne güzel sen nereden ve neden geri geldin yahu?

Okudunuz şimdi bugünkü kargaşaya neden olan hukuki süreci ve kanunları.. Kanun hükmü çok ama çok açık... herhangi bir yönerge bunu dahada açarsa ki açıyor işte kanunsuzluk orada başlıyor... yönerge kanunsuz başkan kanunsuz dinleme kanunsuz... EEE başbakanı kanunsuz olan ülkede neden onlar kanuna uygun olsun ki..

şimdi RTE çevresindeki milletvekilleri ve yalakalarının arkasına sığındığı bir garabet var... diyorlar ki mahkeme kararı var!! Ama neye mahkeme kararı olduğunu o kararı veren nebiçim hakimse onun bile haberi yok... Kendisinin dinlenmesi kararını vermiş birisi iyi mi???

Bir gece yarısı operasyonuya Adalet Bakanlığı Müfettişlerine mahkemelerden dinleme kararı isteme yetkisi verilmiş... Aslında her şeye aykırı bir karar... azıcık demokrasi olan ülkede hükümet kalmaz ortada... sırf bu karar götürür hükümeti.. ama bizde tık yok... İşte bu tıksızlık nedeniyle ''faili meçhul'' e bile dinleme çıkan bir şapşal ülke konumuna düşmüş durumdayız... Bu faşist baskının geldiği noktadır ... Ama ağlayıp duran şikayet edip duran RTE nin bu faşizmin başındaki adam olduğunu görmemiz gerekir artık...

Müfettişler yürütmenin elemanı .... Adalet bakanına bağlılar... Adalet Bakanı Başbakana bağlı... demekki dinlemeyi isteyen başbakan... İşin acısı ülkede dinlenen sadece telefonlar değil ... Arazi... ve direk RTE ye bağlı kurum yönetiyor başka yere asla izin yok... Demokrasiye bak ... Bazı demokratlarımızda bunu savunuyor iyi mi?

Azıcık son iki seneyi takip edenler bazı ''devlet büyükleri'' diye aılan ama devleti yıkmakla görevli şahısların 'bakın daha neler olacak'' ''yakında şu haber çıkacak'' gibi pervasız söylemlerini anımsar... Bunlar doğru yanlış acaba nereden çıkıordu? RTE en az bin sene hapis yatar normal ülkelerde sırf bu suçtan dolayı... Ama güzel ülkemizde RTE bu gayri yasal dinleme ile herkesi tehtit ediyor...

Açık ve net belli olan istenilenin telefonunun gayri hukuki dinlendiği ve bunu bizzat RTE nin yaptırdığı kendisine bir şekilde bu dinleme raporlarının geldiği bunlardan istediklerini tutuklatmak için baskı kurduğu istediklerine şimdilik şantaj yaptığı aşikardır. Amaç ülkeyi bölmek laik demokratik sosyal hukuk devletini yok etmektir... Kendisine biçilen görev budur.

Bu dinleme olayını "sözde mahkeme kararı" gibi bir olayla savunduklarına göre öncelikle bu mahkeme kararını veren hakim ve dinleme talebini yapan savcının suçlanması ve bu suçun da bireysel değil, örgütlü suçlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aynı durum, ıslak imza tartışmasındaki "sözde adli tıp raporu"nu arkasına sığınanlara da uygulanmalıdır. Yani ıslak imzalı olduğunu iddia edile malum "kağıt parçasına" gerçektir diye rapor hazırlayan adli tıp görevlilleri, bu soruşturmayı yürüten savcı ve bu raporu delil olarak kullanmak isteyen ve suç duyurusu yapacağını söyleyen iktidar partisi de "örgütlü suçlar veya organize suçlar" kapsamında yargılanmalıdır. Bu olaylar bile bu partinin kapatılması için yeterli delil olabilir. Çünkü ortada organize bir suç örgütü var, üstelik ıslak imzalı delile bile gerek yok, canlı canlı itiraf ediyorlar. Belge üretiyorlar, kendi ürettikleri belgeye başkasına aittir diye rapor düzenliyorlar, sahte belgelerle mahkemelerden dinleme kararı aldırtıyorlar, sonra mağdurmuş gibi dava açmaya çalışıyorlar. Yavuz hırsız ev sahibini böyle bastırırmış demek ki :)

Tam bir karanlık çağa girmek üzereyiz. Bilişim çağında ''karanlık çağa'' girmek başarı olsa gerek. Herkesin ileriye gittiği dünya da demokrasinin yeşerdiği bir dönemde biz geriye gidip demokrasi diye bağıranlar sayesinde teokrasiye gidiyoruz.

Ne olduğu anlaşılmayan bir şekilde AKP sanki iktidar değilmiş gibi hep mazlum hep şikayetçi... Görünen o ki ülkeyi yöneten CHP!!! AKP sırf gürültücü... şikayetçi ağlayıp sızlanıp dert yanıyor... Ne acıdır ki iktidar olduğunun farkında değil... Farkında da çaktırmıyor...

Başbakan kendi kendine şikayette bulunuyor... Bende dinlenmişim... Gerçi ne kadar dinlendiği konusunda kararsız olmaları bunun da yalan olduğunu gösteriyor amma ''velev ki doğru olsun'' çözümü bulması gereken iktidar olan zaten RTE!!! İşin komiği dinleme yapan kurumu komple seçen adam da o... Korku devletinin temelleri atılırken çaktırmamaya çalışılan bir senaryo bu...

Yabancı gazetelerin bile ''telekulak cumhuriyeti'' dediği güzel ülkemizde dinlenenler kim ? Cumhuriyet Kurumları... Yani hedef Cumhuriyet kurumlarıdır... AKP nin ele geçiremediği iki kurum TSK ve Yüksek Yargı.... Ne acıdır bir iki sene önce Yargı diyebiliyorduk... şimdi yüksek yargı... demekki çemberi daraltıyorlar... Farkındaysanız dinlenen suçlanan hedefe konan hep TSK ve yüksek yargı... çoğu yalan palavra haberleri yandaş medya ve palavralarıyla halka pompalayan sözde bunların çözümünün demokrasi olacağı yalanı ile kandırılmaya çalışılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesi istemleri artık bir ''emare olmaktan ''çıkmıştır. PKK bayrağı açmak serbest Türk bayrağı açmak yasaktır!! PKK gösterisi yapmak serbest cumhuriyet gösterisi yasaktır !!

Telefon dinlemelerinin özellikle üst düzey dinlemelerinin iktidara ve özellikle RTE ye servis edildiği açıktır. İşte felaket buradadır. Zaten yasal olmayan dinleme yasal olmayan bir makama gidiyor !! Tabiiki bu yasa dışı dinleme ve yasa dışı servisinde ortaya çıkardığı bir diğer sonuç polis devletine doğru gidiştir. Farkındaysanız polis herşeyi yapıyor savcı konuşuyor üstüne... Teokratik faşizm Türkiye'nin kapısındadır. Bunu liberallerimiz karşı çıksada durum budur...

AKP ve müfettişlerine karşı duran onurlu hakimlere inanılmaz bir saldırı inanılmaz bir baskı yaşatılmaktadır. İşte sincan ağır ceza hakimi işte Yarsav başkanı işte yargıtay... Sadece RTE ye uyan kişiler demokrasiyi savunur bir duruma geldik. Tek kişilik demokrasi... Hayırlı olsun...

Kıssadan hisse dinleyen RTE dir. İşine geldiği gibi kullanan da odur. Halkın din duygularını sömürerek ve en kötüsü halkı sadaka toplumuna dönüştürerek biat toplumu yaratmaya çalışmaktadır. Ha arkasında ki ASIL patronlar kimdir... EE anlayın artık...