Adaletin kestiği parmak  ya   çok acırsa?
	
	
		Kullanılmış dört çift ayakkabıyı kapı önünden çalan iki gence, Yargıtay Başsavcılığı’nın itirazına rağmen her çift ayakkabı başına 2 yıl 8’er ay hapis cezası verildi. Ayakkabıların içinde bulunduğu otomobile el kondu. Gençlerin son umudu karar düzeltme.
 
İGDAŞ’ın arıza memuru, 15 Ekim 2007’de Küçükçekmece’de bir eve girdi. Kapıda ayakkabısını göremedi. Ayağına terlik giyerek, elinde ayakkabıların bulunduğu poşet taşıyan gencin peşine takıldı. Genç kendisini bekleyen otomobile binince,  aracıyla takibe başladı. Emekli polis tanıdığının yardımıyla, U  A  (24) ile Z  A ’ı (25) yakalattı.
 
Araç yedieminde
Ertesi gün mahalleliden üç kişi kendisine ait ayakkabıyı karakolda buldu.  Ayakkabıları aldıklarını kabul eden sanıklar tutuklandı, suça konu eşya taşındığı gerekçesiyle, sanık U A  üzerine kayıtlı otomobil yediemin otoparkına çekildi.
Küçükçekmece 6’ncı Asliye Ceza Mahkemesi’nin atadığı bilirkişi, 4 çift ayakkabıya toplam 190 lira değer biçti. Mahkeme 2 yıl süren yargılama sonunda iki sanığı her çift ayakkabı için 2 yıl 8’er ay (4 kez) olmak üzere toplam 10 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı, otomobil için de müsadere kararı verildi. Sanıklar TCK 53’e göre kamu görevi yapmaktan, seçme-seçilme ehliyetinden, siyasetten, dernek, sendika vb. yöneticiliğinden men edildi.
 
Yargıç indirime gitmedi
Yargıç,  eylemi teşebbüs aşamasında görmeyerek ceza indirimine gitmedi. Mahkeme, sanıklara, dört ayrı eyleme dört ayrı suçlama yaptı. Sanıkların mağdurların zararını bizzat pişmanlık göstererek gidermedikleri gerekçesi de indirimi engelledi. Tüm bu indirimler yapılsaydı, U.A.ve Z.A. bir yıldan kısa süre ceza alacaklardı ve sabıkasız oldukları için cezaları paraya çevrilip ertelenecekti.
 
Son umut karar düzeltmede
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ayakkabıların kullanılmış olmasının dikkate alınmadan karar verilmesi, “Aracın müsadere kararının ağır sonuçlar doğuracağı ve hakkaniyete aykırı olduğu” gerekçesiyle bozma istedi. Yargıtay 6’ncı Dairesi Başsavcılığın tebliğnamesine uymadı ve kararı onadı. Sanıklar son ümitlerini karar düzeltmeye bağladılar.
 
‘Oğlum mapusta araba otoparkta çürüyor’
Z. A.ın babası İ. A. “Adaletten umudu kestik. Karar düzeltilmezse umudumuz affa kaldı” diyor. U. A.’un annesi S. A., Bartın’a nakledilen oğluyla bayramdan bayrama görüşebildiğini belirterek, “Yaşadığımız kâbus. Ne yapmış benim evladım, adam mı öldürmüş, banka mı soymuş? Bu nasıl adalet? Oğlum mapusta, araba otoparkta çürüyor” dedi.
 
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12950363.asp
Hırsızlığın büyüğü küçüğü  olmaz derler  o ayrı  da,  peki şimdi bu olaydaki karar doğru karar mıdır? 
Şaşırdım !
Cezalar duruma göre göre değişiyor olsa da,    "gasp ve hırsızlık" aynı suç diye  mi geçiyor  yasada?
	 
	
	
	
		Cevap: Adaletin kestiği parmak  ya   çok acırsa?
	
	
		Yemin ediyorum komedi hukuku başka bişi değil. İlk suçta bu kadar ceza hem de pis bi kaç çift ayakkabıya. Dışardan bakan da bu ülkede suçlara ağır cezalar veriyorlar der. Geçmiş yıllarda duruşma sırası bekliyordum bir kadın kucağında çocuğuna vasi olarak babasını getirmişti hakim babanın sabıkasını aldı eline sayfalarca 60 yaşlarında bir adamdı Z raporo gibi yüzlerce hırsızlık suçu doluydu. Hakim adama baktı adam güldü hakim acı acı baktı  yine de vasi olarak atadı. Yani hırsızlık ülkede meslek haline gelmiş. İnsanlar hırsızlık yaparak bir ömür geçiriyor evleniyor, çocuk yapıyor, çocukları büyütüyor, okutuyor evlendiriyor. Hırsızlık bir örnek sadece, ülkede meslek haline gelmiş suç, dolandırıcılık, gasp, rüşvet, kiralık katillik vs.
	 
	
	
	
		Cevap: Adaletin kestiği parmak  ya   çok acırsa?
	
	
		Öteki tarafta SAT komandosunu öldürenler dışarıda dolaşıyor adalete bakın.