Merhabalar, 2009 yılının Ocak ayında, serbest meslek faaliyetinde bulunan babam tutuklanmıştı. Ben de yanında çalışan üç personelin başında durmak, işleri yürütmek adına yüksek lisansımı bırakıp memleketime döndüm. Yıllardır tanıdığım iki personel eski zamanlara göre çok değişmişlerdi. İşlerin kendilerinin olmadığı varsayımı altında yürümeyeceğini düşünüp daimi olarak agresif ve alaylı bir biçimde davranıyorlardı bana karşı. Ben de işlerin sağlıklı bir şekilde devamı adına her durumda alttan alıyor. Saygımı kaybetmemeye çalışıyordum. Yine 2009 Şubat ayında işten ayrılmak istediklerini ve kendilerine de muhasebe bürosu açmayı düşündüklerini söylediler. Tabi iş sahibinin ve yıllardır çalışan personelin olmaması durumunda iş yerimiz büyük bir iş kaybına uğrayacaktı. Bu durumdan ötürü her türlü iyi niyet ve ikna çabaları ile bir süre daha çalışmayı kabul ettiler. Yüklü bir zam almak şartıyla tabi. Mart ayının sonunda ise işten kesinlikle ayrılacaklarını büro açacaklarını söylediler. Ben de "siz bilirsiniz, Allah işinizi gücünüzü rast getirsin dedim. Yerinizi yurdunuzu hazırladınız kaç senedir buranın ekmeğini yiyorsunuz meslek sahibi oldunuz ayıp değil mi?" dedim. Üç personelden birisi "Hazırlıyacağız tabi koçum" dedi. Sonra annemin cahil bir insan olduğunu, annemin iş üzerine kendilerinin söylediklerini yapmadığını bu yüzden kafasının çalışmadığını ve babamında tutuklu bulunma nedeni üzerine onurumu kırıcı sözler sarf etti." Haliyle bu durumda hararetli bir tartışma ortamı vuku buldu ve karşılıklı olarak bağrışıldı. Ben de kendilerine bir takım sözler sarf ettim...
Bir süre sonra iş ilişkisi içinde bulunduğumuz insanlarla görüşerek kendileriyle anlaşmaları yönünde görüşmeler yaptığını öğrendim. İçlerinden birisini aradım ve eğer bu şekilde yaparsanız farklı insanlarla muhatap olacaklarını, kendilerini bağlı bulunduğumuz meslek kuruluşuna şikayet edeceğimi söyledim.
Haziran ayının başında şüpheli sıfatıyla ifade vermem için savcılıktan çağrı yazısı geldi. Karşı tarafın verdiği ifade yalın bir ifadeyle ve hatırladığım kadarıyla şu şekildeydi: "A kişisi bize kafanıza sıkarım şeklinde tehdit etmişti fakat biz bunu ciddiye almamıştık bir ay sonra telefon açıp iş düzenimi bozmaya çalışırsanız farklı insanlarla muhatap olursunuz dedi. Kendisinden şikayetçiyiz." Personellerden ikisi şikayetçi birisi ise tanık olarak yazılmış. Ben de bu ifadeyi açıkçası fazla ciddiye almadığım için şöyle bir ifade verdim: "Ben kendilerini kati olarak tehdit etmedim. Maaşlarını vermediğim için böyle bir şey yapmış olabilirler diye düşünüyorum." Şimdi ifademi detaylıca vermediğim için pişmanım. Bir ay sonra Sulh Ceza Mahkemesinde sanık sıfatıyla yargılanacağım. Tanıdığım bir avukat var fakat iddianameyi bile görmek istemiyorum. Cesaret edemiyorum daha doğrusu. Ben hayatında kavga bile etmemiş bir insanım. Tutuk evlerinin nasıl yerler olduğunu babam sayesinde gördüğüm için çok korktum bu durumdan. 23 yaşındayım yüksek lisans öğrencisiyim bir yandan da çalışıyorum. Bu durumun iş hayatıma ya da akademik kariyerime bir zeval getirmesine istemiyorum.
Belki çok uzattım ama etrafımda konuşabileceğim kimse yok bu mevzuları. Vakit ayırıp, okur davanın muhtemel seyri ya da olay üzerine yorumlarınızı yazarsanız çok sevinirim. Teşekkürler şimdiden.