Yüz Kızartıcı Suçtan İhraç
Merhabalar,
sizlere sormak istediğim bir konu var. Bir subay, sivildeki bir mahkemeden, güveni kötüye kullanma yüz kızartıcı suçundan dolayı (örneğin ödünç alınan cep telefonunu geri vermeme) yargılanırsa, bu karar askeri mahkeme tarafından tanınır mı? askeriyeden ihraç edilir mi? sivildeki ve askeri mahkemedeki alacağı cezalar nelerdir ve paraya çevrilebilir mi?
teşekkürler,
Cevap: Yüz Kızartıcı Suçtan İhraç
Güveni kötüye kullanma yüz kızartıcı bir suç değildir. Amma ödünç alınan telefonu geri vermemede güveni kötüye kullanma değildir. Ha borç alıp ödenmemiş ha cep telefonu alınıp verilmemiş.
Askeri hukuka bu forumu açtığınıza göre ortada asttan bir telefon alma durumu söz konusu olabilir. Yada telefonculukla uğraşan bir erden cep telefonu isteyip geri vermeme yada tutarını ödememe durumu olabilir. Her iki suçta aslında disiplin mahkemesinin görev alanına giren suçtur. Memuriyet nüfusunu kötü kullanma. Eğer bu kötü kullanmadan vahim sonuçlar doğduysa askeri mahkeme basit suistimalse disiplin mahkemesi görev alanındadır.
Bahsettiğiniz olayda verileriniz çok yetersiz. Ancak bir subay olarak birisinden veya bir telefon bayiinden telefon alıp geri iade etmemek gibi bir durum da oluşabilir bir suç. Ancak bu suçun işlenmesi subay sıfatına haiz kişi tarafından bu gerekçeye dayandırılarak karşı taraf kandırılıp bir çıkar elde edilmişse işin rengi değişir.
Her ne kadar konuyu tam anlamasamda yüz kızartıcı suçtan ceza alan bir subay ceza neviine bakılmaksızın suç sabit olduğu an TSK ile ilişkisi kesilir. Suç askeri bir suç olmadığından tedbire para cezasına çevrilebilir yada ertelenir. Sakın bu dolandırıcılık suçuna sokulmuş olmasın ???
Cevap: Yüz Kızartıcı Suçtan İhraç
Cevabınız için teşekkürler, ancak
Güveni kötüye kullanma
MADDE 155. - (1) Başkasına ait olup da, belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
Yüz kızartıcı suç
Yasalarda tanımlanmamış olup uygulamaya bırakılmıştır. Bu suçlar, ahlak düzeninin şiddetle reddettiği, toplumun çok büyük ahlaki tepkiler gösterdiği suçlardır. Her ne kadar yasalarda tanımlanmamış olsada bir çok yasada "yüz kızartıcı suç" ifadesi yer almaktadır. Özellikle kamu görevlilerinin niteliklerinde en başta istenen koşullardan biri bu tür suçlardan birini işlememiş olmaktır.
Gümrük Kanunu m.227/d,2955 Sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu m.19/f, 2802 Sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanunu m.8/h... Anlaşılacağı üzere "yüz kızartıcı suç" işleyenleri devlet kesinlikle bünyesinde görmek istememektedir. Peki bu suçlar hangi suçlardır:
Bu suçlara ırza tasaddi,sarkıntılık, kız, kadın ve erkek kaçırmak, fuhşa tahrik, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma,yalan yere tanıklık, yalan yere yemin, hileli iflas suçları... örnek verilebilir. Bu suçlar öyle suçlardır ki (Yargıtay 11. H.D. E. 2003/3660 K. 2003/10278 T. 3.11.2003) bir kişiye yüz kızartıcı nitelikteki bir suçlamadan ötürü hakkında soruşturma yapılması halinde, o kişinin kişilik haklarının önemli ölçüde tecavüze uğrayacağı kaçınılmazdır.
Burada inancı kötüye kullanma yüz kızartıcı bir suç olarak gösterilmiş. Bahsettiğim olayda, bir askeri doktor, hemşireden telefon alıyor ancak geri vermiyor. Hemşirenin sivil yargıya şikayeti ve şahitler doğrultusunda, askeri doktorun yüz kızartıcı suç alması ve ihraç edilmesi söz konusu olabilir mi? Sivilde alınan cezayı askeri yargı tanır mı?
Teşekkürler.
Cevap: Yüz Kızartıcı Suçtan İhraç
Biri görevi kötüye kullanma, diğeri inancı kötüye kullanma.
görev = inanç değil.
Cevap: Yüz Kızartıcı Suçtan İhraç
görevi değil --> güveni kötüye kullanma
güven = inanç olabilir mi?
Cevap: Yüz Kızartıcı Suçtan İhraç
Alıntı:
skayikci rumuzlu üyeden alıntı
görevi değil --> güveni kötüye kullanma
güven = inanç olabilir mi?
:DD
Evet, yanlış yazmışım.
Güven: Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat
İnanç: (TDK güncel sözlük, 2. tanım) Birine duyulan güven, inanma duygusu.
Bilemiyorum, deniz bitti. Aynı olabilir.
Cevap: Yüz Kızartıcı Suçtan İhraç
İnanç sözcük anlamıyla bir düşünceye gönülden bağlı bulunmak demektir. Ayrıca inancın iki temel özelliği vardır. İnanılan şey, görüş, öğretidir. Yani asla bir kişi değildir. TDK nın ikinci anlamı (mecaz) anlamıdır. Yani bir kişiye duyulan güven ''inanç'' değil inanmadır.
En büyük inanç din inancıdır. Kişilerle ilgili inanç ise kişinin öğretisinden duyulan bir inançtır. Yani Atatürk ilke ve devrimlerine inanç , Buda öğretisine inançtan bahsedilebilir bundan dolayı da Atatürk e olan inancımız tamdır denilir. Ancak burada bahsedilen Atatürk e duyulan güven değil onun bizlere kazandırdığı değerlere olan inançtır. Bir insan olarak ATATÜRK e İnanç duymayız... Atatürk e inanır güveniriz. Ama onun yarattığı değerlere İNANCIMIZ tamdır.
Aynı şekilde dinde de inanç söz konusudur. Allah'a, onun (tebliğine göre) peygamberlerine, ve onun indirdiği dine inancımız vardır. Dini inanç temelide budur.
Hukuk kavramları aslı değerinde alır. Bahse konu olay da inanç değil görev kötüye kullanılmıştır. Muhtemelen askeri doktor makamını kullanarak (görev ve makam) hemşireden telefonunun almış ancak geri vermemiştir. Yargılamanın en kötü olması durumunda bahse konu doktor memuriyet görevini suistimalden ceza alacaktır .( Tabiiki gelişmeler neticesi dolandırıcılık suçunun oluş ve kabulu olmaz ise) Bu ceza tart/ ihraç neticesini doğurmaz. Ancak askeri mahkeme veya sivil mahkemenin vereceği cezalar sicile işlenir. Alacağı ceza kadar kıdem kaybı olur. Ancak Askeri doktorun yargılanabilmesi için (sivil mahkemede) MSB ve doktorluğundan dolayı Sağlık Bakanlığından onay alınması gerekir. Kaldıki ilgili sanık suçun askeri ceza kanununa girdiğini ve disiplin mahkemesi ilgi alanına girdiğini iddia edebilir.