Anayasa Mahkemesi, avukatlık sınavını kaldıran kanunu iptal etti

CHP, 5558 sayılı ''Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesinde dava açmıştı.

Yüksek Mahkeme, bugünkü toplantısında, davayı esastan görüşerek karara bağladı.

Heyet, Kanun'un, ''avukatlık stajının ardından mesleğe başlayabilmek için getirilen sınav şartını yürürlükten kaldıran'' 1, Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğini öngören 2 ve Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu'nun yürüteceğini öngören 3. maddesini iptal etti.

Alıntı:

---

Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı

CHP, 5558 sayılı ''Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesinde dava açmıştı.

Yüksek Mahkeme, bugünkü toplantısında, davayı esastan görüşerek karara bağladı.

Heyet, Kanun'un, ''avukatlık stajının ardından mesleğe başlayabilmek için getirilen sınav şartını yürürlükten kaldıran'' 1, Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceğini öngören 2 ve Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu'nun yürüteceğini öngören 3. maddesini iptal etti.

---

Nihai olarak doğru bir karar. Peki Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesi var mı?
Bana göre gerekçelerden bazıları:
1- Bir kişinin avukat olup, olmayacağına onun meslektaşları karar versin. Bu zaten mevcut. Yanında staj yapılan avukatlar, stajer avukat için olumlu veya olumsuz değerlendirme yaparak Baro'ya bildirir. Uygun görülürse avukat olur.
2- Hukukçu bolluğu yaratıp (bolca devlet ve vakıf özel üniversitesi ve hukuk fakültesi), ondan sonra ne yapacağız bunları demektense seçkin öğrencilerin girebildiği sayıda hukuk fakültesi bulundurmak en akıllısıdır. Amaç her ilde bir üniversiteyse o zaman kontenjanları da çok sınırlı olsun ve sadece o bölgede ikamet eden/ okuyan öğrenciler alınsın. Aslında sınavla avukatı test etmek hukuk fakültelerine de güven olmadığı sonucunu doğurmaktadır ki bu da kanun koyucunun çelişkisidir.

Ben de doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.Aynı zamanda kontenjan sınırı da getirilmeli kanaatindeyim.

Avrupa Birliği’ne Üye Ülkelerde Avukatlık Mesleği ile İlgili Düzenlemeler

http://www.abgm.adalet.gov.tr/dokuma...atl%C4%B1k.pdf

Dökümanı okudum. Bir çok avrupa ülkesinde uygulama bizimkinden çok farklı. 5 yıl staj süresi şartı koyan ülkeler bile var. Bazı ülkeler master bile istiyor. Fakat bizim ülkemizde sanırım avukatlık sınavı çıktığı zaman bile bayağı bir yaygara kopmuştu. Bu şartlara benzer şartlar konsa kim bilir ne olur? Umarım konur da...

Hukuk fakültelerinin artmasını dert etmek yerine bu meseleyi dert etmek daha yararlı olur.

Alıntı:

---

M.Burak Aydın rumuzlu üyeden alıntı

Dökümanı okudum. Bir çok avrupa ülkesinde uygulama bizimkinden çok farklı. 5 yıl staj süresi şartı koyan ülkeler bile var. Bazı ülkeler master bile istiyor. Fakat bizim ülkemizde sanırım avukatlık sınavı çıktığı zaman bile bayağı bir yaygara kopmuştu. Bu şartlara benzer şartlar konsa kim bilir ne olur? Umarım konur da...

Hukuk fakültelerinin artmasını dert etmek yerine bu meseleyi dert etmek daha yararlı olur.

---

Hukuk fakültelerinin sayısının artması endişesi eski hukukçuların rekabet etmekten korkmaları değildir. Bir ülkede işsizlik had safhadayken, teknoloji konusunda yapılması gereken onlarca iş varken, gereğinden fazla insanı (hukukçuyu) yetiştirmenin anlamsızlığı nedendir.
Staj süresinin 5 yıl olması kaliteyi arttırır. Staj sonunda ancak devamsızlık edenler ruhsat alamayacağından kaliteyi arttırmak dışında yararı olmayacaktır.
Ne zaman adalet yüksek okulları kapatılır, hukuk fakültesi mezunları (örneğin hakim savcı veya avukat olamayanlar) bu mahkeme kanadında görevlendirilir, işte o zaman 5 yıllık staj fonskiyonel olabilir.

Hukuk fakülteleri masraf ve idare açısından maliyeti en düşük fakültelerdir. Ders araç gereci, laboratuar veya özel bir donanım gerektirmez. Bir masa sandalye ve öğretim elemanı yeterlidir. Avrupa birliğine gireceğiz diye herkesi üniversite mezunu yapmaya çalışmak, öğrencinin mezun olduktan sonra sükut-u hayale uğramasına, eğitime ve öğretime güvensizliğe neden olur.

Merhaba,

Avukatlık Sınavı "dedikoduları" çıkmaya başladığı zaman tabiri caizse diğer arkadaşlarımın da burada dediği gibi "yaygara" çıkaran gruptandım. Bunun sebeplerinden biri de mezun olmamıza neredeyse 1-2 ay kala böyle birşeyin dayatılmak istenmesiydi. Bİr meslekte sınav şartı olacaksa bu en baştan bilinmelidir, süpriz yumurtadan sınav çıkmaz. Sınav getirilmeliydi tamam ama o zaman herkes bu sınava alınmalıydı, eski yeni bütün avukatlar, hiç kazanılmış hak demesin kimse. Avrupa ile Türkiye şartlarını kıyaslamak ve onlarda olduğu gibi şartlar istemek için önce oradaki olanakları sunmak gerekir. Staj döneminde bile SSK sız çalıştırılan stajyer avukatların hiçbir güvencesinin olmadığı ülkemizde 5 yıllık bir staj dönemi hayal bile edemiyorum. Sınav sanki tek kurtuluşmuş gibi sınav olsun deniliyordu o zaman hala da öyle sanılıyor. Adliyelerde hakimlerin, savcıların stajyer avukatları takım elbise giyip gelmediği için azarladığı bir ülkede yaşıyoruz, para kazanmayan bir stajyer avukat nasıl takım elbise giyecek? (Bu noktada Avrupa'da stajyer avukatlar 1000 Euro'ya yakın maaşlar alıyor-2 sene önce böyleydi şimdi daha fazladır belki) Aynı fakülteden mezun insanların birbirine saygısı olacak öncelikle. Avrupa'da bu saygı çoktan oturmuş, avukat denince herkes saygı duyuyor. Dolayısı ile ister 5yıllık staj şartı istersek yazılı sınav ya da sözlü mülakat şartları getirelim fark etmez bu şartları gerçekleştiren hukuk fakültesi mezunlarına nasıl olanaklar sunacağız ? Şartları yerine getirenleri tatmin edebilecek miyiz? İş imkanı olacak mı ? Bence bunlar daha önemli. (Bu konuda biraz doluyum da kusura bakmayın :) )

Eski hukukçular da sınava girsin, "Kazanılmış hak" demesinler diyorsunuz ama söyleminizden hukuk fakültesi son sınıftayken değil, daha önce bildirilmiş olması gerektiğini söyleyerek siz de kazanılmış hak iddiasında bulunuyorsunuz :)

Diğer taraftan foruma katılan arkadaşlarımızın çoğuna katılıyorum. Hukuk fakültesi fazlalığı, mezun olduktan sonraki iş ve ekonomik imkanlar belirsiz, hatta kötüye dahi gidiyor.
Meslek, eskiden avrupada olduğu gibi Seçkin ve Saygın iken, bugün çok fazla hukukçunun piyasaya sürülmüş olması seçkinliğe de saygınlığa da etki etmiştir. Şimdi hukuk fakültesinde okuyanları veya hukuk fakültesine girmek isteyenleri duyar gibiyim. Şöyle diyorlar; " Biz ne olacağız, neden böyle diyorsunuz, biz de hukukçu olmak istiyoruz..." Cevabım; Bu kadar çok mezun olursa maalesef o gözünüzde hem saygın hem seçkin meslek olarak bilinen avukatlık, hakimlik, savcılık vs. meslek erbabı olduğunuzda kalitenin düştüğünden şikayetçi olacaksınız. Tüm dünyada "Hukuk okumak hak değil, ayrıcalıktır".

Avukatlık sınavı hakkındaki kişisel görüşüm ise şudur; Hukuk fakültesinden mezun olan kişi artık meslek sahibi olmasa da gözümde hukukçudur. Hukuk fakültesi öğretim görevlilerinden geçer not alarak mezun alan bir kişiyi tekrar sınava sokmak pek şık bir tarz değildir. Ancak laf olsun diye staj yapmaya da son verilmeli, yanında staj yapılan avukat, stajer avukatı her yönden değerlendirip, objektif olarak not vermelidir. Bir işin üstadı, stajerin o işi yapıp, yapamayacağına karar vermelidir.

Alıntı:

---

admin rumuzlu üyeden alıntı

Eski hukukçular da sınava girsin, "Kazanılmış hak" demesinler diyorsunuz ama söyleminizden hukuk fakültesi son sınıftayken değil, daha önce bildirilmiş olması gerektiğini söyleyerek siz de kazanılmış hak iddiasında bulunuyorsunuz :).

---

Dediğimden kazanılmış hak iddiasında bulunduğumu nasıl çıkardınız anlayamadım, demek istediğim bir mesleğin sınavı olacak ise bu o mesleğe yeni girecek olanlar yani en başa dönersek ÖSS de tercih aşamasında olduğumuzda bunu biliyor olmalıyız, o devreden başlamalı ki tercih yapacak kişi hazırlığını ve tercihini ona göre yapsın , tıpkı Hakimlik ve Savcılık için olduğu gibi. Bugün sınav var deseler bütün avukatlar için , bakalım kimler sesini çıkarır? Aslında yaşayıp görmek lazım. Kazanılmış hakkın arkasına sığınmak en son yapılacak şeydir. Mesleğimiz serbest ise rekabete de açık demektir.

Tartışmayı başka bir boyuta taşır ve Anayasa Mahkemesi kararını hukuki sonuçları bakımından değerlendirirsek nasıl bir sonuca varmalıyız?

- Acaba Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla avukatlık sınavı getiren yasal düzenleme tekrar yürürlüğe mi girecek, yoksa bir boşluk olduğundan bahsedilerek yasakoyucunun yeni bir düzenleme yapması mı beklenecek?

İlk yanıtı kabul edersek, herhangi bir yasayı değiştiren bir yasanın iptal edilmesi halinde yasanın eski halini alması gerekmez miydi?

İkinci yanıtı kabul edersek, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararı anlamsız olmaz mıydı? Diğer bir ifadeyle, ortaya çıkan durum Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı vermesinden önceki durumla aynı olmaz mıydı?

Ayrıca avukatlık sınavı öngören ilk yasanın 2001 tarihinden sonra hukuk fakültesinde öğrenci olanların sınava girmek zorunda olduğunu öngörmesi karşısında, acaba iptal kararının yayımlanması neticesinde kimler bu sınava girmek zorunda olacak?

Bu konudaki görüşlerinizi dile getirirseniz sevinirim.