Katliam gibi 3167 ve 4814 sayılı yasalar
SAYIN TC.ADALET SİSTEMİ VE KANUN KOYUCULARI YETKİLİLERİNE
Bir devleti oluşturan en önemli unsur halkıdır.Halkın oyları ile seçtiği kişilerde o devleti yönetirler.
İktidarlarda halkın oyları ile gelir ve giderler,bunlarada gene vatandaşlar karar verir.
Devletin de bir ülkede sağlaması gereken en önemli sistemde eğitim ve ekonomiden öncelikli olan
hukuk ve adalet sistemidir.En önemli unsur budur.
Devlet vatandaşını soymaz,onun sırtından para kazanmaz,vatandaşının hakkını gaspetmez.
Adli mercilerde biriken dosya sayılarını azaltmak ve iş yükünden kurtulmak için kanunlar çıkartıp,kimin haklı kimin
haksız olduğuna bakmadan bu dosyaları kapattırmaz.
Devlet, vatandaşın alacaklı olduğu diğer bir vatandaşın borcunu affedemez,hele hele bu durumun sırtından kendine
adli para cezası adı altında para alamaz.
Çıkartmış olduğu ve çıkaracağı kanunlarda amacı;bu durumdan zarar gören vatandaşın,zararını ve hakkını karşılamak olmalıdır.
Şöyleki;
08/02/2003 tarihinde çıkarılan 3167 sayılı çekle ödemelerin düzenlemesi kanununa ek olarak çıkartılan
4814 sayılı yasada haklı olan vatandaşın hakkı hiç korunmamamıştır.
08/02/2003 tarihinden önceki 3167 sayılı yasa 16 maddesinde derki;çek keşide eden kişi borcunu ödemezse hapse
mahkum edilir.Bu yüzden de bu tarihe kadar olan olaylarda borçluların hepsi hapis cezası korkusundan borçlarını ödemişlerdir.
Ve bu dönemde piyasada çeke olan bir güven vardı.
08/02/2003 tarihinde çıkan 4814 sayılı yasanın 16 maddesi derki;çek keşide eden kişi borcunu ödemezse ilk seferinde
para cezası eğer bu suç tekrar ederse hapis cezası verilir.
Şimdi asıl kötü olan 4814 sayılı yasanın gene 16 maddesinin a şıkkındaki geçici maddesi resmen katliam gibi bir madde
sadece ve sadece mahkemelerde biriken dosya sayısını ve iş yükünü azaltmak için çıkartılmış bir maddedir.
16/1.maddede geçici a maddesi derki;Bu kanun çıkmadan önce devam eden davalarda 16/1 maddedeki hapis cezası uygulanamaz
suçun tekrar etmiş olmasındada uygulanmaz sadece çek bedeli kadar ağır para cezası verilir.
Bu ülkede en ufak bir dava en az 2 ila 4 sene arasında sürer.Buda bu ülkedeki hukuk sisteminin ne derece sağlıksız
olduğunun göstergesidir.
Bu durumda 1998 den 08/02/2003 tarihine kadar çek alacak davası açmış olan kişilerin tüm hakkını gaspetmiştir.
Bu durumda olan kişiler bu çekleri aldıklarında yürürlükte olan yasaya güvendikleri için bu çekleri almışlardır
Çünki biloyorlardıki borcunu ödemeyen hapse girecekti ve bu korku yüzündende ödenirdi
Ama öyle olmadı devlet onların sırtından resmen mafya babası gibi borçludan para alarak borçluyu hapise girmekten
kurtarmıştır.
Sizlere kendimdem bir örnek vermek istiyorum
Çek miktarı yaklaşık 16 milyar
çek tarihi ocak 2001
asliye ceza mahkemesinde dava açtım,bir iki celseden sonra bir söylenti neymiş efendim kimse borcundan dolayı
hapsedilmezmiş.Neyse anayasa mahkemesi karar verdi çek sözleşme aracı değildir ödemeyene hapis cezası verilir.
Bir celse daha sonra hakim dedi işte yeni düzenlenecek çek kanunun beklenmesine diye.Tam 2 sene kanunun çıkmasını bekledik.
Davalar sürekli ertelendi.Neyse kanun çıktı yargılamaya yeni yasaya göre devam olundu.Bu arada sanık hiç mahkemeye gelmedi.
Sürekli sahte adreslere ikamet alıp durdu,adres sahte oluncada muhtarlar tebliğleri almıyorlar,peki madem adres
sahte niye bu adamın nakilini kabul ediyorsun dedim ses yok.
Neyse yargılamaya devam edildi.En sonunda karar verildi.Çek bedeli kadar ağır para cezasına çarptırıldı.Sanık temyiz
etti vekili tarafından,ocak 2005 te yargıtaydan onandı ve karar kesinleşti.
Sevindik paramızı alacaz diye.Miktarda yasal faizleri ve tazminatı ile beraber yaklaşık 60 milyar civarı.
Ama sanık yasal hakkını kullanarak bana 60 milyar ödeyeceğine 16 milyarı üç eşit taksit halinde devlete yatırdı,ve bana
hiç bir ödeme yapmadı.Hapise girmektende kurtuldu.
Benim yapmam gereken tek şeyde icra yolunu devam ettirmek dediler.2001 yılından beri uğraşıyom üzerine kayıtlı hiçbirşey
bulundurmuyor,kendini bile bulamıyorum.
Şimdi bütün bu olanlar ve yaşadıklarımdan sonra Bu TC DEVLETİNİ yönetenlere ve bu devletin adalet mekanizmasını yönetenlere
ve yasa koyucularına soruyorum;
1-bu kanunun uygulama ve yargılama şekli anayasamızın eşitlik ve eşit yargılanma hakkı ilkesine uygunmudur?
2-Benim tek suçum bu yasa çıkmadan önce başıma böyle bir olayın gelmesimidir?
3-Devlet bana borcu olan birisini affedebilirmi eğer affederse o zaman benim paramı devletin ödemesi gerekmezmi?
4-Devlet benim alacağım üzerinden resmen kendisine haraç alabilirmi?
5-Bu kanunu böyle iki uygulama şekli olarak neden çıkardılar?
6-Yoksa bu kanunu çıkarırken bu şekli gözdenmi kaçtı?
7-yoksa bu kanundan önce bu yasayı çıkaranların çok yüklü miktarda çek borçları mı vardı?
Bütün bunlardan sonra yorumu sizlere bırakıyorum.
Benim durumumda olan herkesi de hakkımızı alana kadar uğraşmak için www.cekyasasi.com adlı siteme bekliyorum.
SAYGILARIMLA.AYHAN BOSTAN
NOT:Bu yazıda amacım hiçbir kurum yada kişileri rencide etmek değil,sadece ve sadece ortada yanlış yapılmış bir uygulamayı
düzeltmek ve hakkımı istemek içindir.