Zararımı Adalet Bakanlığı'ndan tazmin edebilir miyim?

01/07/2009 tarihinde dört adet toplamda 250.000-TL. tutarındaki senedi icra takibine koydum. Borçlu imzaya itiraz etti ve takip toplam 15.000-TL. teminatla durduruldu. Takibin durdurulmasına müteakip dava dosyasına takibin haksız olarak durdurulduğunu, borçlunun dava dosyasına sunduğu imza ve yazı örnekleriyle senetlerdeki imza ve yazıların birebir örtüştüğünü bu nedenle takibin durdurulması kararının kaldırılmasını ya da borçlunun mallarına ihtiyati tedbir konulmasınını veyahut teminat tutarının arttırılmasını talep ettim. Tüm taleplerim hakimce reddedildi.

Borçlu takibin durdurulmasından itibaren 10 gün içinde üç adet dairesini başkasına devretti bankadaki 60.000-TL tutarındaki parasını da çekti. Takipten önce borçlunun toplamda 600.000-TL. tutarında mal varlığı var idi. Şu anda borçlunun haczedebileceğimiz hiçbir malı kalmadı.

İmza incelemesinden sonra ben haklı çıktığım zaman alacağımı tahsil etmem mümkün olmayacak.

Böyle bir durumda Adalet Bakanlığı'na dava açıp "icra takibi haksız olarak durdurulduğundan" alacağımı Adalet Bakanlığı'ndan talep edebilir miyim? Takip hakim tarafından durdurulmasaydı, borçlunun mallarını haczedecek alacağımı garanti altına alabilecektim ancak şu anda alabilecek hiçbir şeyim kalmadı.

Bu konuda avukatların farklı görüşleri var, birçoğu zararımı tazmin edemeyeceğimi söylüyor.

Sizlerinde bu konudaki fikirlerini bekliyorum. İyi günler.

Alacaklılarını zarara uğratmak için mal kaçırma sebebiyle şikayetçi oldunuzmu?

Kimlere devretmiş

Yine tedbir neden vermemiş,

İhtiyati tedbir vermesi gerekirdi.Bu sefer alacaklıya teminat yatırtmalıydı.Hak gerçekleşti mi?

Hakimlerin hukuka aykırı kararları nedeni ile telafi edilemeyen zararlarından dolayı hukuki sorumluluklarını HUMK düzenlemiştir.

Ancak uygulamada sıklıkla başvurulan bir yol değildir. Bu nedenle dikkatle ve özenle davranılması icap eder. Her şeyden önemlisi icra takibinin salt mahkeme kararı gereğince semeresiz kaldığının ispat edilmesi icap eder ki somut olayda daha yapmanız gereken bir sürü yol vardır.

Meslektaşlarımın da isabetle belirttiği gibi koşulları oluşmuş ise İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davalarını, yine alacaklısını zarara uğratma suçundan dolayı ceza davaları açabilirsiniz.

"Alacaklısını zarara uğratma amacıyla mevcudunu eksiltme" suçundan ceza davası açacağız. Ancak " Tasarrufun İptali" davasından herhangi bir sonuç alabileceğimizi zannetmiyoruz. Çünkü tapudaki satış bedelleri gerçek piyasa değerleri üzerinden gösterilmiş ayrıca alıcıların hiçbiri borçlunun akrabası veya arkadaşı değil. Daireleri piyasa değerinin altına gerçek alıcılara satmış gibi görünüyor. Ayrıca tasarrufun iptali davası açıp kaybedersem karşı tarafın vekalet ücreti ve dava harcını benim ödemem gerekiyor. Böyle bir durumda tasarrufun iptali davası açma zorunluluğumuz var mı? Gayrimenkuller gerçek alıcı olan üçüncü şahıslara geçtiyse ne olacak? Kaybedebileceğim bir davayı neden açayım? Tasarrufun iptali davası açmak benim için riskli gibi görünüyor.

Ceza davasını kesin açacağız. Böyle bir durumda en yüksek cezayı alacağı söyleniyor ama cezanın kesinleşmesi yıllar sürecek. Borcunu yine de ödemezse Adalet Bakanlığı'na rucu hakkım doğar mı? Bu alacağı tahsil edebileceğime inancım çok azaldı. Hakim benim sahte senet düzenlediğim varsayımıyla karar verdi. Hem alacaklı olup hem sahtekar yerine koyulup bu duruma düşürülmek zoruma gidiyor.

Tasarrufun iptali davası açmayıp yalnızca ceza davası açtıktan sonra, Adalet Bakanlığı'na rucu edebilir miyim?