Yargıtay'da delillerin değerlendirilmesi
Herkese merhaba, konuyla ilgili çeşitli bilgiler edindim. Fakat kafamda birkaç soru işareti kaldı doğal olarak.Sorunum özetle şöyle:
Eşim bana karşı açtığı boşanma davasını yerel mahkemede kazandı. Ben de yargıtaya itiraz ettim. Boşanma gerekçesi, eşimi dövdüğümü ve ona hakaret ettiğimi iddiasıydı.
1- Hakim eşimi dövdüğüm gerekçesiyle bizi boşadı ama hiç bir darp raporu veya darp izi veya bununla ilgili resmi bir delili yok.
2- Eşim 3 tane şahit çıkardı, şahitlerin 3'ü de " eşimi döverken görmediklerini" beyan ettiler. Ama eşime yumruk attığımı ve şahitlerden 2 tanesi eşimin dişini kırdığımı, 1 tanesi de dişini çatlattığımı gördüklerini söylediler. Bir insan nasıl oluyor da hiçbir şeyi görmediğini söylediği halde bir mahkemede şahitlik yapabilir? Oysa ki eşimin dişinde ne kırık ne de çatlak (dayaktan dolayı) hiçbirşey yok. Velev ki olsa bile aylardır ayrı yaşadığım eşimin başına ne geldiğini nerden bilebilirim, benim yaptığımı nerden çıkarıyorlar?
3- Eşimin dişinin kırıldığını iddia ettikleri dayak olayının tarihini veya saatini belirtmedikleri halde hakim onlara "madem ki böyle birşey iddia ediyorsunuz, hani hastane raporu, adli tıp raporu, neden karakola şikayet etmediniz vs" gibi sorular sormadı, bana da sordurmadı. Üstelik savunma dilekçemi kabul etmedi,dava dosyasını da okumadan son celsede çok kısa bir süre içinde boşanma kararı verdi. Sanki karşı tarafın avukatı ile önceden planlanmış gibi tüm soyut iddialarını hiç bir delil olmamasına rağmen kabul etti.
4- Ben eşimle sadece 3 ay evli kaldım. Mahkeme dava sürecinde toplam 6000 TL tedbir nafakası, 4000 TL maddi tazminat, 7000 TL manevi tazminata hükmetti. 3 ay evli kaldık toplam 17.000 TL ekstradan cebine girecek eşimin. Böyle bir adalet, böyle bir hukuk anlayışı var mı? Ben bu haksız kararları veren hakimden nasıl hesap sormalıyım? Bana hiç kimse hakimlerin vicdanlarına göre karar verdiğini söylemesin. Çünkü kanunlar var, hakim vicdanını biz nerden bilebiliriz, her hakimin vicdanı birbiriyle aynı olacak diye bir kaide olamaz diye düşünüyorum.
Biraz uzun oldu ama sorunum anlaşılmıştır heralde. Yargıtay kararını verirken böyle bir dosyada aleyhime somut bir delil olmasını, en azından darp iddiasıyla ilgili bir rapor olmadığını görünce yerel mahkeme kararını bozabilir mi? Saygılarımla
Cevap: Yargıtay'da delillerin değerlendirilmesi
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca;boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir.
Anladığım kadarıyla mahkeme hakimi davacı eşinizin iddia ettiği beyanlarını tanık beyanı ile ispat etmiş olduğunu kabul etmiş.olayınızda hakim tanıkların ifadelerinde yer alan eşinize yumruk attığınızı,dişini kırdığınızı ve çatlakdığınızı belirten beyanları hakim için evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli beyan olarak saymıştır.Tabiki her iddia tanık delili ile ispat edilmiş olmaz.Fakat delillerin takdirinde bir hata olduğunu zannetmiyorum.Hakim illa ki doktor raporu getirmeyen davacının boşanmak istemesinin haksız olduğu kanaatinde değilim.Çünkü tanık beyanlarına göre de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirecek bir durumun varolduğu anlaşılabilir.
Cevap: Yargıtay'da delillerin değerlendirilmesi
arkadaşım bu gibi davalarda tanıkların yalan veya doğru sölemesi önemli değildir önemli olan kadının boşanma azusudur gerisi yalan
tabi hakimde kadın mahalle kızı olmasın gönlü hoş olsun diye de erkeğe yüklü tazminat ve nafaka yükler
bunun adına adalet ve hukuk sistemi denir
bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum boşanma davalarında kadınların hep yalan söleyip nafaka ve tazminat istediklerinden şikayetci olan ve mahkemelerdede bu yalanı dolanı yutturulmasından şikayet edlip duruluyo acaba doğru olabilirmi iddalar ?
sana biri at dediyse burnunun üstüne bi tane vurursun, sana birisi bi kere daha at derse hakaret edersin, sana biri üçüncü kere at derse yular alma zamanı gelmiş demektir.
Cevap: Yargıtay'da delillerin değerlendirilmesi
Alıntı:
Stj.Av.Ali ASLAN rumuzlu üyeden alıntı
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca;boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir.
Anladığım kadarıyla mahkeme hakimi davacı eşinizin iddia ettiği beyanlarını tanık beyanı ile ispat etmiş olduğunu kabul etmiş.olayınızda hakim tanıkların ifadelerinde yer alan eşinize yumruk attığınızı,dişini kırdığınızı ve çatlakdığınızı belirten beyanları hakim için evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli beyan olarak saymıştır.Tabiki her iddia tanık delili ile ispat edilmiş olmaz.Fakat delillerin takdirinde bir hata olduğunu zannetmiyorum.Hakim illa ki doktor raporu getirmeyen davacının boşanmak istemesinin haksız olduğu kanaatinde değilim.Çünkü tanık beyanlarına göre de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirecek bir durumun varolduğu anlaşılabilir.
Sayın avukat Ali Aslan, burda iddia edilen olayın görgü şahidi de yok, şahit olarak dinletilen şahıslar "ben görmedim" diyor zaten. Ama görmedikleri birşeye de nasıl şahitlik yaptırılıyor anlamıyorum. Medeni kanuna göre "kadın boşanmak isterse hakim de boşar" diye bir kanun olduğunu sanmıyorum. Ama herşey hakimin gözlerinin önünde açık açık kumpas yapılıyor. Hakim de bunu n farkında. Zaten bunların farkına varamayacak kadar saf bir insan hakimlik yapamaz. Ben örneğin eşimin avukatı olmadığı durumlarda bir kaç başvurumda hakimler hep tarafsız ve adil kararlar verdi. Ama eşimin meşhur avukatı o mahkemeye geldiği zaman baktığı her davada hakimler onun lehine hatalar yapıyor. Bu olaylar sizce de garip değil mi?