Printable View
Yaklaşık bir haftadır. Özellikle kura çeken savcı ve hakimler atamalarının resmiyet kazanmasını bekliyor.
Son derece rutin olan bu olay yaklaşık üçüncü kez kilitleniyor. Ama böyle kilitlenme ilk kez yaşanıyor..
Hadi bakalım ben sivri dilimi tutuyorum. Gazete haberini kopyalayıp yapıştırma dışında yeteneği ve fikri olanlar buyursun...
Gazetede çıkmış ve ikrar edilmiş fotoğraflar da yasak kapsamında mı?
Ben sadece kişisel görüşümü söylemek istiyorum.Görüşlerim kimine göre doğru kimine göre yanlıştır belki ''anokranik '' diyenlerde çıkar neyse bu kısmı uzatmayayım.HSYK'da ki bu tıkanıklık Ergenekon'dan kaynaklandığını cümle alem biliyor.Ergenekon Davası'nın hakimleri ve savcıları kararname sonucunda değiştirilecekmi yoksa değiştirilmeyecekmi?Bazı konularda Ergenekon mağdurlarını körkütük destekleyen ve diğer tarafta da derin develeti ortaya koyuyoruz diyen hükümeti körkütük destekleyen basının diğer kısmı ve geri kalan kısmı teşkil eden tarafsız basın bu konuda hem fikir.Sorunun temeli Ergenekon'un savcıları ve hakimlerin durumu.Ergenekon Davsı'na karşı değilim yapılsın ve bahsedilen odaklar varsa çökertilsin ancak mahkemece suçluluğu kanıtlanana kadar da kimse suçlu değildir ilkesi çerçevesinde içeride yer alan kişileride hemen terörsistde ilan etmeyelim.Bu ülke maalesef uzuyan yargılmalardan çok çekti ve yanlış kararlardan.Bundan dolayı bu davanın bir an önce aydınlığa kavuşması lazım ve hakim ve savcıları değiştirerek iyice çıkılmaz bir yola sokulmamalıdır bu dava.Ayrıca bu sorun giderildikten sonra HSYK'nın yapısı incelenmelidir.Adalet Bakanı ve açık olalaım fikri daima aynı olacak olan müsteşarın kurum içersindeki yerine bakılmalıdır.Evet bu hukuk değildir hukukta keyfilik yoktur.Kişisel görüşler ülke menfaatinin önüne geçmemelidir.Saygılar...
Bir hakim veya savcı görevinin gereklerini yapmıyor veya görevini suistimal ediyorsa hakkında disiplin işlemi yapılması gereklidir. Bunu yapacak olan da HSYK'dır.
Ancak, böyle bir disiplin işlemi söz konusu değilken, Türkiye'nin en kilit noktalarındaki (Ergenekon davası, Albay Temizöz davası, hatta KCK operasyonuna bakan) hakim ve savcıların neredeyse tamamının değiştirilmesinin istenmesi, Türkiye'nin son on yıllarına damgasını vurmuş en karanlık olayların da Susurluk gibi üstünün örtülmek istendiğini düşündürüyor.
(Hadi Ergenekon veya Albay Temizöz davası bazı ordu mensuplarını hedef alıyor diyelim, KCK yani PKK operasyonu kimleri neden rahatsız ediyor?)
HSYK'nın bu müdahalesine sadece "yandaş paçavra"lar değil, vicdan sahibi herkes, mesela Vatan gazetesinin başyazarı Güngör Mengi de karşı çıkıyor ve "Ergenekon savcılarına dokunmayın" diyor:
http://haber.gazetevatan.com/haber.v...goryid=4&wid=2
Bir sonraki yazısında da devam ediyor:
Yüksek yargının baskıya ve haksızlığa boyun eğmediğini ispatlamasına şans tanımalıyız. // Ergenekon savcı ve hâkimlerini değiştirmeye yönelik çabaların başarısı, en başta günahsız yere yatan insanlara zarar verecektir. Aylarca yattıktan sonra herhalde aklanmadan kurtulmayı hiçbiri istemeyecektir. // Gönderilecek olanların yerini alacak yeni savcı ve hâkimler de adalet duygusu ile değil onurlarını koruma kaygısı ile hareket edecekleri için daha karmaşık bir cehennem yaratılacaktır. //Adaleti siyasi çıkar için zedeleyenleri millete teşhir etmek, her fedakârlığa değer. // Günahsız yatanların mağduriyeti önemli bir hizmetin bedelidir ve onları küçültmez!
HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un Engin Aydın'la şüpheli ilişkisi kafalarda başka soru işaretleri de doğuruyor.
Oral Çalışlar ve Cengiz Çandar'ın Radikal'de çıkan yazıları gerçekten enteresan:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...ticleID=945707
http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...ticleID=945671
(Soru işaretleri tek taraflı değil. Ertosun'un Cemil Çiçek'in Adalet Bakanlığı zamanında Devlet Üstün Hizmet Madalyası alması ve Abdullah Gül tarafından HSYK'ya atanması da enteresan. Yine aynı A.S.E.'nin 108 kişinin hayatını kaybettiği "Hayata dönüş" operasyonu zamanında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü olduğunu unutmamalı.)
http://www.taraf.com.tr/haber/37871.htm
Sayın commodore1tr bunları neden bilmemezlikten gelip olayı sadece atama kararnamesinin gecikmesinden mağdur olanlar açısından bakıyor?
Diyorum ki, yanlış yapan hakim ya da savcı hakkında disiplin işlemi yapılsın, görevden alınsın ama bu şekilde mahkemelere müdahale olmasın.
Tek bir linkle çıkan haberlerin tamamını vereyim:
http://news.google.com.tr/news/story...sults&resnum=1
Kim demiş ?Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
"Yüksek yargıdan gelen üyelere dönük kampanya ile HSYKnıin oluşumu daha da geriye götürülerek Yargı Reformu Strateji Taslağındaki yapıya zemin hazırlanmakta olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Temelde devlet denilen bürokratik aygıt ile seçilerek gelen siyasi hükümetler arasında bir gerilim mevcuttur. Bu gerilim zaman zaman gizli ve açık çatışmaya dönüşebilmektedir. (&) Devletin bekasını korumak ve temsil etmekle görevli olan bürokratik aygıt içerisine sızmalar olması halinde bürokrasinin kendisi, devletin bekasını tehdit eder noktaya gelebilir.
Osmanlıdan Cumhuriyete miras kalan ve Cumhuriyetin ilanında da kabul edilerek devam ettirilen modernlik projesi Kürt Milliyetçiliğinin ve siyasal İslamın devletin temel yaklaşımlarına hâkim olmasını temel tehdit unsurları olarak belirlemiştir. Bugün kimi çevrelere göre siyasetin gizli ajandası bu iki temel tehdidi içermektedir. Ayrıca çevreden gelerek merkezi ele geçirme çabası içerisinde olan unsurlar, modernlik projesinin sahibi olan sivil/asker bürok-ratik eliti oldukça rahatsız etmektedir. O halde devlet içerisinden kimi ideolojik gruplaşmaların çıkar çevreleri ile işbirliği içerisinde temel risk faktörü olarak gördükleri siyasi iktidara karşı tavır geliştirmesi, beklenmeyen bir durum olmamalıdır. "
Gibi ifadelerin hukuki olmadığı, ceza usul hukukunun yüzlerce kuralını ihlal eden savcı veya hakimin HSYK denetimine takılmaması olağan üstü olmalıdırb
İlla alıntılar yapılacak ise Cumhuriyet gazetesinde yukarıdaki ifadeler hakkında bir yazar
"Yukarıya alınan ve yanlışlığı kolaylıkla kanıtlanabilecek çözümleme bir iddianamede yazılabilmiştir; maddi olayla ilgisi bulunmayan değerlendirmeler yapılarak Türkiye Cumhuriyetini kuran kadronun, ulus-devlet yaratma projesinin duyarlılıkları suçlama konusu yapılabilmiştir. Hatta etnik Milliyetçilik ve siyasal İslamın tehlike yaratmayacağı üstü örtülü şekilde iddianamede yazılmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) oyçokluğuyla siyasal söylem yüklü, maddi olayla ilgisi bulunmayan, iddianameyi yazan hakkında istem yapmasının doğal olduğu kabul edilmelidir. Kuşkusuz ki ifade özgürlüğü bağlamında aynı düşünceler söylenebilecektir. Ne var ki HSYKnin özellikle yüksek yargıdan gelen üyeleri o tarihten bu yana sürekli ve haksız olarak eleştirilmektedirler.
."
değerlendirmesinde bulunmuştur.
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Görevden alınmak istenen hakim ve savcılar hakkında benim bilmediğim bir disiplin soruşturması veya hukuka aykırı işlemlerinden dolayı yapılmış herhangi bir işlem mi var?Alıntı:
Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı
Hakim ve savcıların bazı davranışlarının hukuk dışıysa HSYK gerekli soruşturmayı yapar, cezayı verir, sonuçta görevden alır. (HSYK kararlarının yargı denetimi dışında olması ayrı bir problem ama bu konuya girmiyorum bile.)
Ama böyle bir disiplin işlemi olmadan yapılması elbette ki kuşku verici olacaktır.
Kriterimiz "ulus-devlet yaratma projesi hakkında duyarlı olmak" ise KCK yani PKK operasyonuna bakan savcı ve hakimleri değiştirmek isteyenler "ulus-devlet yaratma projesi hakkında ne kadar duyarlı" olabilir?
Yargılanacağı davanın hakimini ve savcısını atamaya yetkili bir üyenin sanıklarla ilişkili olduğu resimlenmiş ve ikrar edilmişse yargılamanın seyrini değiştirme çabasında olmayacağına bir kanaat edinebilirmisiniz?
Cumhuriyet gazetesi dolaylı da olsa bu davada taraftır.
Oyun başladıktan sonra kural da değiştirilmez hakem de.
Bulundukları mevkide görev yaparken usul yasa dinlemezliğin neticesi yargılananların hakim savcının usul ve yasaya aykırı davrandıkları iddiası komik bile değildir.
Taraf, vakit, yeni şafak, zaman vesaire gibi mi ?Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Kubilay, Muammer Aksoy, Ugur Mumcu, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu; A.Taner Kışlalı gibi mi ?
Bende aynen sizin gibi düşünüyorum . Sergilenenin bir oyun olduğunu ...Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırının da mezkur örgütçe yapıldığı ve imtiyaz sahibi ile diğer yazarının yargılanmakta olduğu göz önüne alındığında taraf, isimlerini verdiğiniz kuruluşların ancak taraftar olduğunu ileri sürebiliriz belki :)
Yine saydığınız zatlara yapılan saldırının bu örgüt tarafından gerçekleştirildiği iddiası daha güçlü iken isimlerini saydığınız yayın organlarıyla bir illiyet bağı kuramadım ben.
Yeri gelmişken Danıştay saldırısını gerçekleştiren saldırganın halen cezaevinde tutuklu diğer sanıklarla uzun ve samimi bir geçmişi fotoğraflanmışken ayrıca içki masalarında bu zevatla alem yaparken türban gibi dini simge sayılan bir amaç uğruna saldırıyı gerçekleştirdiği hiç samimi bir iddia değilken saldırının yıl dönümünde danıştay üyesinin hala "kaşıya kaşıya" mantığıyla demeç vermesini,
Uğur Mumcu'nun kardeşinin sanıkların vekilliğini yapmasını,
Necip Hablemitoğlunun eşinin ADD de ki üyeliğini ben hiç izah edemiyorum aklıma düşünceme.