Boşanma davası açma zamanı ve mantığı

Herkese merhaba; boşanma davalarına genel olarak bir mantık yürütebilmek ve beyin jimnastiği olabileceğini düşündüğüm bir konu var. Kadın 3 ay evli kaldığı kocasından boşanmak için dava açıyor. Boşanma davasını açma sebebi de "şiddetli geçimsizlik, darp, hakaret vb" olaylar olduğunu iddia ediyor. Fakat kadının elinde iddialarını ispat edebilecek en küçük bir delil bile yok. Dava açtıktan 4 ay sonra gidip savcılığa "eşim bizi telefonda ölümle tehdit etti, hakaret etti" diye suç duyurusu yapıyor. Savcılık da tüm iyi niyetiyle hazırlık soruşturması açıyor ve kocasının telefon dökümlerini alıyor. Kadının savcıya yalan söylediği ortaya çıkıyor, kadın da şikayetinden vazgeçtiğini söylüyor ve dosya kapanıyor. Bu hazırlık soruşturması dosyasını boşanma davasında kadın delil olarak kullanıyor. Hakim de bu dosyaya dayanarak boşanmaya karar veriyor. Şimdi ben şu mantığı anlayamıyorum. Kadın boşanma davasını neden açar? Dava açtığı tarihe kadar kocasıyla arasında fena bir muamele geçtiyse normal olarak gidip kocasından şikayetçi olur ve bu şikayet dilekçelerini veya savcılık soruşturmalarını da davaya delil olarak gösterir. Şimdi kadın dava açmak elinde hiç bir delil veya belge yokken dava açtıktan sonra kendi kendine gidip savcılığa yalan yere suç duyuruları yapıp delil üretmesi ve mahkemenin de bunu kabul etmesi ne derece doğrudur? Hayatın doğal akışına aykırı bir durum değil midir? Eğer kadın önce kocasını savcılığa şikayet etse, sonra da gidip boşanma davasını açsa ben de normal karşılarım. Ama kocasıyla arasında şidddetli geçimsizliği gösterecek en küçük birşey yokken kadının dava açması, 4-5 ay sonra da yalan yere suç duyrusu yapıp davaya delil olarak koyması hukuka, mantığa, dürüstlüğe, ahlaka ne derece uygun olur? İnsanın aklına şu soru geliyor: Sen nerden biliyorsun ki kocan seni 4 ay sonra tehdit edecek de sen şimdiden boşanma davası açıyorsun? Bu aynen şu olayı çağrıştırıyor. A adlı kişi hakkında 4 ay sonra evimi soyacak diye dava açıp, dava sürerken de A'yı tutuklatmaya çalışmaya benzemiyor mu? Aynen Albay Dursun Çiçek'in yazdığı iddia edilen belge gibi " nisan 2009'da yazıldığı iddia ediliyor" fakat söz konusu kağıt parçasının üzerinde tarih bile yazmıyor. Demek ki nisan 2009da yazıldığını söyleyen insanlar bunu bildiklerine göre ya o kağıttaki yazıları TARAF gazetesi üretti, ya da taraf gazetesi çalışanları gerçek birer kahin. Burada da ya bu boşanma davasını açan kadın gerçek bir kahin ya da kocaman bir yalancı. Hangisi doğru olabilir sizce?

Alıntı:

---

erhan-1973 rumuzlu üyeden alıntı

Herkese merhaba; boşanma davalarına genel olarak bir mantık yürütebilmek ve beyin jimnastiği olabileceğini düşündüğüm bir konu var.

Kadın 3 ay evli kaldığı kocasından boşanmak için dava açıyor. Boşanma davasını açma sebebi de "şiddetli geçimsizlik, darp, hakaret vb" olaylar olduğunu iddia ediyor.

Bundan daha doğal bir şey yok. Türkiyede boşanma davalarının % 80 i neredeyse bu iddialar ve nedenlerle açılıyor. Boşanmaların büyük çoğunluğuda bu nedenlerle gerçekleşiyor.

Fakat kadının elinde iddialarını ispat edebilecek en küçük bir delil bile yok.

Delile gerek yok. Kol kırılır yen içinde kalır derler. Özel hayata dair iddialar bazan ispatlanamayabilir. Ama vardır ve mahkemede anlatmaya başlar hakimde inanır.

Dava açtıktan 4 ay sonra gidip savcılığa "eşim bizi telefonda ölümle tehdit etti, hakaret etti" diye suç duyurusu yapıyor. Savcılık da tüm iyi niyetiyle hazırlık soruşturması açıyor ve kocasının telefon dökümlerini alıyor.

Bakın iddia id şimdi gerçek oldu. Boşanma aşamsındakşi eşe telefonla taciz ve tehdit yapılabilir. Bu da soruşturma sebebidir.

Kadının savcıya yalan söylediği ortaya çıkıyor, kadın da şikayetinden vazgeçtiğini söylüyor ve dosya kapanıyor. Bu hazırlık soruşturması dosyasını boşanma davasında kadın delil olarak kullanıyor.

Kadının savcıya yalan söylediğini nereden biliyoruz. Dosyaya tutanaklara kayıtlara geçmişmi bu durum. Davadan vazgeçmek "ben yalancıyım" anlamına gelmez. kadının yalan söylediği dosyada yoksa hakim nereden bilsin ne olduğunu..

Hakim de bu dosyaya dayanarak boşanmaya karar veriyor.

Bundan normal ne var. Boşanma aşamasında koca eşini ölümle tehdit etmiş. Cana kast niyeti ve pek fena muamele işte. En sağlam nedenlerden bir tanesi boşanmak için..

Şimdi ben şu mantığı anlayamıyorum. Kadın boşanma davasını neden açar?

Boşanmak için açar..

Dava açtığı tarihe kadar kocasıyla arasında fena bir muamele geçtiyse normal olarak gidip kocasından şikayetçi olur ve bu şikayet dilekçelerini veya savcılık soruşturmalarını da davaya delil olarak gösterir.

Hiçte öyle yapmak zorunda değil. Kadın eşinin tüm kötü muamelelerine rağmen sevgisi saygısı aldığı aile terbiyesi, örf adet ve aneneler, eşin baskısı, tehditleri, ölüm korkusu gibi nedenlerle savcılığa gitmemiş / gidememiş olabilir.

Şimdi kadın dava açmak elinde hiç bir delil veya belge yokken dava açtıktan sonra kendi kendine gidip savcılığa yalan yere suç duyuruları yapıp delil üretmesi ve mahkemenin de bunu kabul etmesi ne derece doğrudur?

Yalan yere suç duyurusu ve delil üretmesi sizin söyleminiz. Savcı ve hakim bunu böyle değerlendirmemiş ama. Dava açmak için delile gerek yok. Ben evli kalmak istemiyorum. uhen ve fikren anlaşmıyoruz . denmesi boşanma sebebi değilmidir. Kaldı ki her şiddet gören kadın, baskı gören eş iddiasını mahkemede ispatlayabiliyormu ? Hayır.. Ama yinede boşanıyor..
Hayatın doğal akışına aykırı bir durum değil midir?

Hayatın doğal akışının içerisinde bir durum. Boşanmaya karar veren kadına erkek baskı kurar, ölümle tehdit eder.. hatta öldürür bile. Gazeteler buna dair bir sürü haberle dolu..

Eğer kadın önce kocasını savcılığa şikayet etse, sonra da gidip boşanma davasını açsa ben de normal karşılarım.

Kadın rezillik olmasın iş büyümesin en nihayetinde kocam oda insan ceza almasın belki başladığımız kadar saygın şekilde sessiz sedasız boşanırız diye savcılığa suç duyurusunda bulunmadan dava açtı. Aama erkek bunu hazmedemedi, ailesinin çevresinin dolduruşuna geldi, zoruna gitti, erkekliğine yediremedi, telefon edip kadına hakaret edip birde ölüm tehditleri savurdu. Bu da sıkça yaşanan bir durum. Kadında bu durumdan ürktü kokrtu ve savcılığa gidip şikayet etti.. Boşanma davası açtım diye beni öldüreceğini söylüyor dedi..diye

Ama kocasıyla arasında şidddetli geçimsizliği gösterecek en küçük birşey yokken kadının dava açması, 4-5 ay sonra da yalan yere suç duyrusu yapıp davaya delil olarak koyması hukuka, mantığa, dürüstlüğe, ahlaka ne derece uygun olur?

Şiddetli geçimsizliğe dair iddialarını dava dilekçesinde belirtir. Belki ispat edecekti. Koca sadece kadını değil belki muhtemel tanıkları da tehdit etti. Olamazmı ? Olmuyormu ? +- 5 ay içerisinde kadın ölebilirdi de, tehdit te son derece normal bir davranış biçimi. Tabii boşanma potasında olan kocalar adına..

İnsanın aklına şu soru geliyor: Sen nerden biliyorsun ki kocan seni 4 ay sonra tehdit edecek de sen şimdiden boşanma davası açıyorsun?

Boşanma davası ile savcılığa yapılan suç duyurusu ikisi birbirinden ayrı durumlar, karıştırmayalım. Ancak savcılık soruşturma dosyası delil olarak kullanılabilir. Boşanma davası açan kadın yada erkekler 4-5-6 ay sonra tehdit edilmiyormu ?

Bu aynen şu olayı çağrıştırıyor. A adlı kişi hakkında 4 ay sonra evimi soyacak diye dava açıp, dava sürerken de A'yı tutuklatmaya çalışmaya benzemiyor mu?

Elma ile armut toplanmıyor malum..

---

Umarım faydalı olmuştur bu bilgiler..

Sayın dardayım sanırım ne anlatmak istediğimi anlamamışsınız. Bu olayda kadın yalan yere suç duyurusu yapmış. Savcılık da bu yönde karar almış zaten.
1- Boşanma sürecinde bazı erkekler karılarını arayıp tehdit ediyor diye her erkek karısını arayıp tehdit eder anlamına gelmez. Eğer erkek karısını arayıp tehdit etmemişse kimse de tehdit etmiş diyemez.Kaldı ki telefon dökümlerinde aramalar görünmemiş. Yani olay tamamen hayal mahsulü. Sizin savınıza göre hiç bir kadın da savcıya yalan söylemez. Nerden biliyorsunuz her kadının savcılara doğru söylediğini? O zaman savcılar şikayetçilerin cinsiyetine bakarak doğru söyleyip söylemediğine karar verir. Böylelikle ne kadar kolay bir meslek olduğu görülür savcılığın.
2- Boşanmak için gerekçesi var ise kadının neden evli kaldığı süre içinde varsa bir olay onları delillendirmiyor da evi terkedip boşanma davası açtıktan 4-5 ay sonrasında suç duyurusu yapıyor? Madem evliyken sizin "kanaatinize göre "çok ezilmiş dövülmüş ise savcılığa başvuruken neden eşiyle beraberken olduğunu öne sürdüğü olaylardan bahsetmiyor da hayal ürünü olayları anlatıyor.

İşin gerçek tarafı da şu: Bu kadın eşinden hiç bir şiddet veya hakarete maruz kalmamış, kocasının da hiçbir kabahati yok. Kocası evlilik birliğinin temelinden sarsılmaması için her türlü gayreti gösteriyor ama eşi gidip mahkemeden boşanma kararı çıkarabilmek için her türlü yalan, dolan ve tezgahı hazırlatıyor. Bunun için de savcılığa yalan yere suç duyurusu yapmaktan çekinmiyor. Size bir örnek vereyim: Ben yarın savcılığa gidip herhangi birisi hakkında "bana şu kişi şu telefondan ölüm tehditi ve hakaret etti" diye şikayet etsem ve savcı da o kişinin beni hiç aramadığını tespit etse ne derdiniz? Öyle ya savcılığa gidip şikayet eden herkes haklıdır sizin görüşünüze göre.