Dur Zaman... Geçme..

Mucize Aşk ''zorunlu'' olarak ''out off record'' oldu.. Başka bir deyişle ''mucizenin gerçekleşmesi için kendi haline bırakıldı'' Ama Aşk kendi başına kalmadı.. Herkesin yaşadığı bir aşk vardır işin kötüsü aşık olanın derdi büyük aşık olunanın ise derdi küçüktür.. Keşke herkes aşkına karşılık bulabilse... Mucize aşkı belki en iyi uğurlama şöyle olur..

Sevmiyorum sevmiyorum diyorum
Duyurmak istercesine bağım bağım bağırıyorum
Sonra bir damla yaş gözümde baktım iki üç... Ağlıyorum..
Unutamadım gerçekten çok seviyorum...

Elveda sana sonsuza dek mucize aşk.. elveda... Şair ve ressamlar aşktan anlamazlar teki tekine sen mutluluğun resmini yapabilir misin diye sorar ve olur olmadık yaşanmamış şeylere şiir yazar Öteki ona sen aşk nedir bilir misin diye sorar.. Bilinmezki yaşanır... Bol bol saçmalanır ama yaşanır... Elveda...

Alın size olabilecek en ters başlangıç.... Okumanın gözünü seveyim... nereden nereye ne ararken ne bulunur.... İşte böyle sondan başa başlangıçlarda bulunur...

Goethe nin baş yapıtı Faust ta Gökyüzünde Tanrı ile şeytan Bahse tutuşur... Şeytan insanı ( Faust'u ) kolayca baştan çıkartacağını onu asli kaynağından uzaklaştırıp, sapıklığa sürükleyebileceğini iddia etmektedir. Tanrı ise, insanın ( Faust'un) yaradılış itibarı ile iyi olduğunu ve yeryüzünde bir gaye için çalışırken yanılabileceğini, fakat şeytan araya girse bile yine kendi ruhunun iyiliği sayesinde doğru yolu bulabileceğini bilmektedir. Bu yüzden şeytanı seçilmiş insan (Faust) üzerinde deneme yapmakta serbest bırakır... Şeytan da bildiği yola koyulur... Kitabı okumak isteyenler ve okuyacaklar için temel bir bilgide Faust un anlamıdır. Faust latince mutluluk demektir. Bunu tam anlamadan okumak azıcık eksik bırakmak demektir bu muhteşem eseri...

Neyse konumuz bu değil ama başlık kısmen buradan kaynaklıdır.. Mafisto yani şeytan faustla karşılaşır.. Karşılaşma öyküsü özetle şöyledir...Faust, büyücülükle uğraşırken, alışılmış şekilde, ruh çağırmaya başlar. Bu çağırmaların birinde Mefisto karşısına çıkar. Faust, hayattan bezgindir. Hiçbir şeyden tat almamaktadır. Oysa Mefisto, ona parlak vaatlerde bulunmaktadır. Nihayet aralarında bir sözleşme yapılır. Faust der ki; beni istediğin yere götür. Eğer bir an gelip ben, zamana, "dur geçme, ne kadar güzelsin" diyecek kadar bir mutluluk duyarsam, artık ölmeye razı olurum....

Ve işte bu forumun konusu olacak sondan başa aşka yelken şiiri gelir işin ilginci şiiri faust şeytan a söylemektedir... Ama onun şeytan olduğunu bilmeden...

Uyuyamıyorum,
Gece de sarmıyor beni
Yıldızları bulutlar esir almış
Beni senin aldığın gibi
Söylemeyeceğim sana inat
Bilemeyeceksin
Ne kabus zincirlerimi
Ne de aşkının esaretini
Mavilikleri derinden çekerken
Sen korkularınla yaşarken
Yaşamın anlamını ararken
Hissediyorum yalnızlığını
Bileceğim...
Sen bilemeyeceksin
Gözyaşlarımın yerine
Kahkahalarımı duyacaksın
Hasretimin yerine
Birlikteliğini yaşayacaksın
Bilemeyeceksin benim
Seni ne sevdiğimi...
Bindiğim gemi yine yanlış limanda
Kokunu bilmiyorum ki
Maviliklerde yol almayı umut etmiştim
Şöyle hafif bir meltem esmeliydi
Yüreğimden yüreğine
Hani ilk görüşte aşk derler ya
Öyle işte
Ama ben seni görmedim ki
Sen geldiğinde ise,
Ey zaman geçme dur!
Öyle acı içindeyim ki,acıktı
Seninle avuttum gönlümü
Büyüdükçe büyüyorsun içimde
Hadi söyle ne yaparım şimdi
En zor olan kısmına geldik
Acı veriyorsun artık
Sana desem ki;
Seni seviyorum,
Ya da aşığım
Yada tutkuluyum
Ne bileyim işte,
Seninle doluyum.


Diyiverir faust şeytana... Şeytana belkide en güzel aşk şiirlerinden birisini söylemiştir farkında olmadan... Hemde çok içten çok...

Ne bileyim işte seninle doluyum diyecek kadar....

Aslında gerçekten aşkı yaşamanın bir parolasıdır bu ''onunla'' dolu olmak.. O olmadan onu yaşamak Bazende acı olur yaşadığını sanırken ' o nu yaşayamamak... Şeytan dahi olsa aşk aştır... Aşk güzeldir be kardeşim aşk güzeldir..

Aşık bazende saçmalar... Mani gibi yazar...

Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur
Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir...

Ama aşk genede güzeldir yaşanmalıdır.

Ne ilginç resmen önce forumun sonunu yazdık başa doğru gidelim bakalım...

Mucize Aşk forumuna ne oldu ?

"Resat Nuri Güntekin'in calıkusu romanında Feride ile Kamran'ın ask hikayesi anlatılır. Bir türlü birlesemiyen bu iki asık, nihayet kavusmustur. Romanın sonunda Kamran, Feride'ye öyle bir sarılır ki...

feride kendini kurtarmaya calısırken de kamran söyle der
"BENİM OLDUGUNA KALBİMİ İNANDIRMAK İCİN SENİN AGIRLIGINI DUYMAYA İHTİYACIM VAR..."

Her asıgın buna ihtiyacı var. sözle anlatılır sey degildir bu. hissetmek gerekiyor; ama, isin kolayına kacıyoruz hep. bu iki sözcüge güvenip seriyoruz kenidimizi. sonra sorunlar baslıyor. " ama ben onu seviyordum. hem de cok seviyordum. neden ayrıldık ki simdi?" sorusu kafamızı kurcalıyor.

İs bu noktaya geldikten sonra iliskiyi yeniden ayaga kaldırmak cok zor. Bu yüzden sevme isini ciddiye almak gerekiyor. İsinize verdiğiniz önemi sevginize de vermek zorundasınız biraz fedakarlık yapsanız ne kaybedersiniz halbuki bunun karsılıgında mutlu olan olursunuz...

sevmek bir iliskiyi yürütmeye tek basına yetmez. tüm benliğinizle vermelisiniz kendinizi sevmeye. ya tam olmalı, ya hic olmamalı. "seni seviyorum" sözcügünü sadece dilinizle degil, haraketlerinizle, davranıslarınızla da anlatabilmelisiniz.

kolaycılık aska göre degil. sevmek uzun bir yol. ask bu yolun baslangıcı. yolu sonuna kadar yürütmek istiyorsanız enerji harcamalısınız. bilerek ve isteyerek cıkmalısınız yola. yarım yamalak sizi de karsınızdaki insanı da mutsuz eder."MUTSUZ OLACAKSANIZ NİYE SEVİYORSUNUZ O ZAMAN?" sevginin bir ihtiyac oldugunu hepimiz biliyoruz. diger ihtiyaclarımızı karsılarken gösterdiğimiz ilgiyi sevmeye de göstermekten baska care yok. sevin, sadece dilinizle degil, yüreginizle sevin... severken fedakarlık yapmaktan kacınmayın cünkü sevmek bazen yetmiyor.."

Demiş bir yazar kaynağını bilmiyorum

Aslında özetle ''sevmek ciddi iştir'' demiş.. Aslında gerçekten de sevmek çok ciddi iştir. Şakır şakır yağan yağmurun altındayken onun düzgün bir yerde olduğunu ve ıslanmadığını düşünebilmektir.

Seni seviyorum dünyanın en kolay ve en güzel cümlesidir aslında ama kimse bunun müthiş bir ağırlığı sorumluluğu olduğunu hissetmez... Sevmek için yüreğinin onun için çarpması gereklidir... onu hissetmen onu düşünmem onun ufff dediği bir yerde içinin yanmasıdır..

O yüzden gerçek sevgiler belkide azdır.. Olanlarda ya film olur ya roman.. yada bilinmeze akar gider sevenin kalbinde... Aslında sevilenin durumu sevmiyorsa daha da ağırdır... yaşam ona sevgisiz sevilme ızdırabına mahkum etmiştir... Yunan mitolojisinde ki Tartarus a dünya da sahip olmak gibidir bu... Seni çok seven birisi var ve sen sevemiyorsun.. Yanlış anlaşılmasın elbette onu sevme zorunluluğu yokta hiç kimseyi sevemiyorsun... aslında yaşarken ölmeye mahkum oluyorsunda sen kendinin yaşadığını sanıyorsun...

Yinede güzel şeydir sevmek sevilmesende... en azından kalbinin varlığından emin olursun... kanar yakar acıtır... ya karşı taraf ne yapsın ??

Feride ve Çalıkuşu Kamuran'mı?
O sizi her gittiğiniz yerde bulur..
İçiniz sızlar, bu nasıl sevgi diye...
Onu görmemiş tanımamışsınızdır; merak edersiniz,
Kimdir bu Çalıkuşu Kamuran?
Ah bir bulabilsem...:)

Aslında sevilenin durumu sevmiyorsa daha da ağırdır... yaşam ona sevgisiz sevilme ızdırabına mahkum etmiştir... Yunan mitolojisinde ki Tartarus a dünya da sahip olmak gibidir bu... Seni çok seven birisi var ve sen sevemiyorsun.. Yanlış anlaşılmasın elbette onu sevme zorunluluğu yokta hiç kimseyi sevemiyorsun... aslında yaşarken ölmeye mahkum oluyorsunda sen kendinin yaşadığını sanıyorsun...

Yani sen elma'yı seviyorsan, elma da seni sevmek zorunda değil gibi mi yani?:)
Nazım Hikmet'ten en sevdiğim alıntı..:)

Aşık olmak istemek...Hem de çok fena...Hatırlamalı artık nasıl bişeydi birini sevmek...