-
İş akdinin feshi
Benim konum bir arkadaşıma yardımcı olamk.Arkadaşımın eşi banka operasyon yöneticisi olark çalışırken elemanı zimmetine para geçirdi.Bu işlemlerin bazısını da arkadaşımın eşinin iş yoğunluğu sebebiyle kendisine verdiği şifresiyle gerçekleştirmiş.Bunun üzerine bankaya müfettiş geldi ve ocak ayında zimmeti tespit edip eleman savcılığa verildi.Suçunu kabul eden eleman şu an yargılanıyor.Arkadaşımın eşinin ve diğer banka çalışanlarının ifadeleri ve savunmaları da ocak ayında alındı. Ancak mart ayının sonunda Banka müdürü ve arkadaşımın eşinin işine iş kanunu 25.madde gereği tazminatsız olarak son verildi.Ancak arkadaşımın eşinden işe girerken bir şifre taahütnamaesi alınmış.Bu taahhütnameye göre şifresini başkasına vermesi fesih sebebi görünüyor.sorum şu
1-Arkadaşımın eşi dava açsa kazanabilir mi?Kıdem ve ihbar tazminatını alabilir mi?
2-Bu konuda benzer yargı kararları mecut mu?
3-Burada işveren 6 günlük hak düşürücü süreyi geçirmiş midir? Çünkü arkadaşımın eşinin savunmasının ve ifadesinin alındığı tarih ocak ayı, işten çıkarma tarihi mart ayı?
Bilgi verirseniz sevinirim.
-
Re: İş akdinin feshi
Öncelikle İş Kanunu Madde 25 nedir onu görelim.
İŞVERENİN HAKLI NEDENLE DERHAL FESİH HAKKI
Madde 25 - Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
I- Sağlık sebepleri:
a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa veya sakatlığa uğraması halinde, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.
b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.
(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi.
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
III- Zorlayıcı sebepler:
İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.
IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.
Sorularınıza gelince, şahsi kanaatim;
1- Sözleşmesi tek taraflı feshedilen kişinin davayı kazanma şansı çok yüksek görmemekteyim. Ancak lehe olan bir kaç ayrıntı da söz konusu. Bu konular iyi işlenebilirse davayı kazanma olasılığını arttırabilir. Burada kendisine ait şifreyi başka çalışana vererek işverenin güvenini sarstığı ve işyerinin zarara uğratıldığı iddiası ile karşı karşıya kalacaktır. Hele ki işe girerken şifresini kimse ile paylaşmama konusunda taahhütte bulunmuş ise işinizi daha çok zorlaştıracaktır.
2- Güvenin kötüye kullanılması ile ilgili sizin aleyhinize Yargıtay kararları mevcuttur. Ancak kısa ve öz anlatımınızla geniş yorum yapamamaktayım.
3- İş Kanunu madde 26 Derhal Fesih hakkının kullanılma sürelerini ele almıştır. Sizinde belirttiğiniz üzere Derhal fesih hakkının kullanılma süresi 6 gün herhalde 1 yıldır demektedir. Ancak maddi çıkar elde edilen hallerde bu süre uygulanamaz ve zamanaşımı işlemez. Şimdi esas püf noktası da buradadır. Eğer çalışan maddi çıkar elde etmişse zamanaşımı söz konusu değildir. Sadece şifresini başkası kullanmış ise ve bu usulsüz işlem gerçekleştikten ve işverenin de bu eylemden haberi olmasından itibaren 6 günlük süre geçmiş ise derhal haklı fesihten söz edilemez.
Anlayacağınız bayağı karışık ve karmaşık bir durum. Bu nedenle elinizdeki materyaller ile birlikte gideceğiniz bir Avukattan profesyonel yardım almanızı tavsiye ederim. İyi çalışmalar.
-
Re: İş akdinin feshi
Arkadaşım'ın eşinin bu durumdan herhangibir çıkar sağlaması söz konusu olmamıştır.Herhangibir suçlama da kendisine söz konusu değildir.Sadece ocak ayında müfettiş raporuna bağlanan ifadesi sonucu mart ayı sonunda iş akdi tazminatsız olarak fesh edilmiştir.Sanıyorum burada iş akdinin sona erdirilmesi konusunda işverenin sizinde açıkladığınız gibi hak düşürücü süreyi geçirmiş olduğu.Önerileriniz doğrultusunda kendisi davasını açtı.
İşveren banka bu sefer de arkadaşımın eşinin Banka sandığında birikmiş kesintilerini kendi bankasında arkadaşımın eşinin hesabına havale çıkarttı.Fakat paraya bloke koyarak kullandırılmasına izin vermiyor.Bu yasal mıdır.Çünkü arkadaşım ve eşi bu hakları olan parayla kredi kart borçlarını ödeyecekti.İş akdi fesh olunca zor duruma düştüler.Bu paranın blokesinin çözülmemesinden dolayı diğer bankaların kredi kartlarından dolayı icralık olma durumları da var.bu mağduriyetlerini blokeden dolayı bankaya yansıtabilirler mi? Blokeyi çözmenin bir yolu var mıdır? İş akdini fesh ederken mali sorumluk hakkınız saklı kalmak kaydıyla demeleri onlara bu hakkı verir mi? Mali sorumluluk la ilgili kendisine hiç bir suçlama getirmedikleri halde bu uygulama yasal mıdır? Bilgi verirseniz sevinirim.