Meraklısına
http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa61.htm
Hani şu "bizim millete bol gelen" o nedenle 71 ve 80 darbeleriyle tağyir tebdil ve ilga edilen özgürlükçü anayasa var ya... Okuyun da, farkı fark edin.
Printable View
Meraklısına
http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa61.htm
Hani şu "bizim millete bol gelen" o nedenle 71 ve 80 darbeleriyle tağyir tebdil ve ilga edilen özgürlükçü anayasa var ya... Okuyun da, farkı fark edin.
Sayın milo;
61 Anayasa'sında eleştirilecek çok önemli noktalar bulunmakla birlikte diğer anayasalara göre daha iyidir.
başlangıç kısmındaki şu cümleye bakın;
"Anayasa ve Hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimini yapan Türk Milleti;"
Başlangıç kısmındaki bu cümlenin hiç tasvip edilecek bir yönü yoktur ve bugün bu cümledeki görüşü savunan da pek kalmadı diye biliyorum. DP'nin özellikle son zamanlarında hırçınlaştığını ve hukuk dışı uygulamalrını görmezden geldiğimi zannetmeyin. Ama bunun yaptırımı, asker postalı ile iktidardan düşürülmek değildir. 27 mayıs darbesini millet yapmadı, bu alçak darbe millete karşı yapıldı.
Şimdilik bu kadar..
Zülf-i yare mi dokunduk sayın Bilgili??? DP de CHP baskısını dile getirerek daha fazla ögürlük için gelmedi mi? Giderek odunu koysam seçtirim noktasına gelmedi mi? Bu lafın daha ağırları, daha yıkıcıları söylendi de darbe mi oldu memlekette? Nedir bu darbe paranoyası? Amerikan halkkını uyutmak için saatlerce tornadodan kasırgadan bahseden hava durumu raporu yayınlayarak oluşturulan korku toplumu, memlekette darbe paranoyası ile yaratılmaya çalışılmıyor mu sizce?
Ne millet eski millet ne aske eski asker ne dünya eski dünya. Eskiden bir tek TRT vardı, el koyardınız olur biterdi. Şimdi hangi medyayı kontrol edebileceksiniz? Eskiden bir Hasan Mutlucan vardı, şimdi o da yok.
Ama darbe paranoyası ile ülkede sivil darbe geçekleşmekteyken hala askeri darbeden nasıl söz edebilirsiniz. Osmanlıdan beri Türkiyenin geleneğinde "başkaldırı" kültürü mü var ki darbe olsun. Ülkede ne kadar darbeci varsa kat kat fazla karşı darbeci var. Hiç merak etmeyin bu ülkede silah zoruyla bir darbe marbe olmaz.
1961 anayasasını hatırlatırken tasvip etmesek de, bir darbenin ardından ortaya çıkmış olsa da, temel hak ve özgürlükler bağlamında en fazla hak sağlayan, kuvvetler ayrılığını açıkça ortaya koyan, demokrasiyi daha fazla savunan daha özgürlükçü bir anayasa olduğunu 27 Mayıs günü nedeniyle aktarmıştık ama siz yine gelip sonucu darbeye bağladınız, alçakça dediniz.12 Mart ve 12 eylül darbeleri için neden aynı betimlemeyi yapmıyorsunuz?
61 anayasası millete bol geldi değil mi? Büyüklerimiz öyle dememişler miydi? 12 eylül anayasasını bu bahaneyle yapmadılar mı? Peki 12 eylül darbesinin ve ardından getirilen anayasanın toplumda yarattığı bozulmayı neden hiç dile getirmiyorsunuz?
Benim oğlum bina okur,
Döner yine okur
1960 yılında iktidara demokratik yollarla gelen hükümetin yani Demokrat Partinin ülkeyi demokratik olmayan bir biçimde yönetmek istemesi ve buna ekonomik bunalımın eklenmesi askeri müdahaleyi getirmiştr. 1961 Anayasası siviller arasında baş gösteren rejim anlaşmazlığının mevcut rejimin iktidarın diktatörlüğünü engelleyemediği noktasında odaklaşmıştır. Bu nedenle rejime müdahale eden asker iktidarın diktatörlüğünü engelleyici bir Anayasa yapmıştır. Ancak bundan sonra rejim tartışması rejim anlaşmazlığından iktidarın yeterince güçlü olmadığı tartışmalarına kaymış ve bu Anayasa ile devlet yönetilemez ana teması işlenmeye başlanmıştır. 71 müdahalesi ile yeni tartışmadan kaynaklanan sorun Anayasada iktidarın güçlendirilmesine ilişkin değişikliklerle çözülmeye çalışılsa da 71 askeri müdahalesinin gerekçesi ülkenin anarşik olaylar karşısında otorite boşluğuna düşmesi ve yine ekonomik bunalımdır. 1982 anayasasının yapıldığı 1980 müdahalesi ise tümüyle demokrasinin kendi kurumları içinde işlemesine ilişkin önceki düzenlemelerin ve özgürlükçü düzenlemelerin geri aldındığı ve anayasanın tümüyle 61 Anayasasının öncesine döndürüldüğü bir Anayasa olmuştur. Katı ve kısıtlayıcı hükümler getirilmesinin gerekçesi ise 1980 müdahalesini getiren koşulların (içsavaş ve ekonomik bunalım) sorumlusu olarak siyasiler kadar sivil devlet kurumlarının da görülmesidir. Ki bu kurumlar (üniversiteler, yargı organları, sendikalar,vb...) son anayasada yapılan düzenlemelerle merkezi otoritenin denetimi altına sokulmuştur. üniversiteler açısından bu derin farkı 1750 ve 2547 sayılı kanunlar arasında da gözlemlemek mümkün.. (Daha ayrıntılı bilgi için: bkz. Emre Kongar ; Türkiye'nin Toplumsal Yapısı, Bölüm 4 -siyaset)
1961 Anayasasının 1982 Anayasasına göre çok daha özgürlükçü olduğu genel olarak kabul gören bir olgudur. Bunun nesini tartıştığınızı anlayamadım..
Sayın milo;
1) Konu 61 anayasası olduğu için ve bu anayasanın başlangıcında gerçek dışı, saçma sapan bir cümle gördüğüm için eleştirilerim o cümle ve 27 mayısla ilgili olmuştur.
2) Benim 27 mayıs için "millet karşı yapılmış alçakça bir darbedir" demem sizi rahatsız etmiş gibi görünüyor ve benim bu eleştirimden, sanki 12 martı ve 12 eylülü onayladığım şeklinde bir anlam çıkarmanız tam size ait bir mantık harikası olmalı. Ben daha önce bu darbeleri de şiddetle eleştirdim.
3) Ben "27 mayıs alçaklıktır" derken, diğerlerini hiç bir zaman aklamadım, onaylamdım. Onlar da aynı şekilde alçaklığın daniskasıdır. Ben darbelere karşıyım, birileri gibi "27 mayıs iyidir, diğerleri kötüdür" diyenlerden değilim. Bu çifte standardı yapanları siz daha iyi bilirsiniz.
4) Demokrasilerde hükümetler seçimle gelir ve seçimle giderler. Demokrasinin kuralı budur. Gerçi "bazılarının" geleneğinde bunun adı küçümseyici bir ifade ile kullanılan "sandıksal demokrasi"dir. Bunların kim olduğunu siz iyi bilirsiniz.
5) 27 mayıs darbesinin, osmanlıdaki yeniçerilerin kazan kaldırmasından fazla bir farkı yoktur. Yeniçerilerin zaman zaman padişahları, sadrazamları boğarak öldürdükleri hatrılanacak olursa 27 mayısla benzerliği de anlaşılır. 27 mayısta bazı darbeci hukuk profösörlerinin fetvaları ile yargılama komedisi sonucunda idam kararları verilmiş, belki idam edilmezler, birileri belki idamı engeller düşüncesinde olan "genç subaylar" (yeniçeriler) idam için çok hızlı davranarak oldu bittiye getirmişlerdir. Çünkü İnönü'nün engelleme ihtimali vardı. Daha bir kaç gün önce eski CHP milletvekili Mehmet Feyyat ( o dönemin İstanbul Savcısı) bu duruma değinerek "bu bir cinayettir" diyerek, infazı yapanları eleştirmişti.
6) 27 mayıs, aynı zamanda 12 martın ve 12 eylülün de yolunu açmıştır. Hepsi de demokratik yollarla iktidara gelmiş olan hükümetleri iktidardan uzaklaştırmıştır. Oysa ne kadar eleştirirsek eleştirelim, bu hükümtelerin iktidardan indirilmesinin yolu sandıktan geçer.
7) Bugün darbe yapmak eskisi kadar kolay değil. Bunun bir çok sebebi var. Demokrasi bilincinin tam olmasa bile eskiye göre daha da yerleşmiş olması, iletişim ve yayıncılığın yaygınlaşması, dış desteğin olup olmaması vs.
8) Mevcut ikitidarı seçim yoluyla gönderemeyenlerin bir kısmının darbeyi özlediğinde kuşku yoktur. 27 mayıs günü sessiz çoğunluk sesini çıkaramıyordu, ama büyük bir kitle de büyük bir coşku ile sokaklara dökülmüştü ve darbecileri alkışlıyordu.
9) Olağanüstü dönem yargılamalarının ne kadar adil ya da gayrı adil olduğunun irdelenmesi ve unutulmaması gerekir. İstiklal mahkemeleri dahil, 27 mayıs, 12 mart ve 12 eylül yargılamalarının ve infazlarının ilginç bir araştırma ve tez konusu olabileceğini düşünüyorum. "İstiklal mahkemelerini bu işe niye karıştıryorsun" diye soracağını bildiğim için, şunu belirteyim ki, bir telefon dinlemesinde, darbeci biri "istiklal mahkemelerini kuralım" diyordu. Bence o zihniyete yakışır, darbeci olur da onun kendine özgü mahkemesi olmaz mı? Darbe yapıp da idam sehpalarını kurmayan darbeci var mı?
10) Darbe paranoyası içinde olduğumuzu söylüyorsunuz, ama bazı gerçeklerin üzerinde dahi durmuyorsunuz. Askeri, darbe yapma konusunda kışkırtmaya çalışan gazetecileri neden görmüyorsunuz? "Ordu göreve" diyenleri neden görmüyorsunuz? "Genç subaylar (yeniçeriler) rahatsız" diyerek, orduyu darbe kıvamına çekmeye çalışan günlük sahibini neden görmüyorsunuz? Daha bir kaç gün önce Yaşar Büyükanıt paşa 32. gün programında "genç subaylar rahatsız" haberinin "genel kurmayı etkilemeye yönelik ürtetilmiş ve enjekte edilmiş bir haber" olduğunu söylemedi mi? Yoksa siz duymadınız mı (ya da duymak mı istemiyorsunuz?). Rahmetli Türkan Saylan "ne şeriat ne darbe" demek gereğini neden duymuştu?. Bu söz birilerinin hoşuna gitmediği için konuşturulmadığı doğru değil mi?
11) Demokratik yolla iktidara gelmiş olan bir hükümet, ne kadar kötü olursa olsun, darbe ile başa gelenden iyidir. Darbenin iyisi yoktur. Var diyenler çifte standartçıdır.
12) Yaşasın demokrasi, kahrolsun darbe!...
Yaşasın demokrasi, kahrolsun darbe...
Ağzınıza sağlık Abbas Bey, emin olun sizin bu haykırışınıza tüm içtenliğimle katılıyorum.
Darbelere kahretmeyi bilelim de, demokrasinin ne olduğunu ve ne olmadığını da bilmemiz gerekmez mi?
Demokrasi, parası olanın varolduğu ve egemen olduğu bir rejim midir?
Demokrasi, aşiret ve tarikatlerin kutsandığı bir rejim midir?
Demokrasi, yurttaş olanların her kim olurlarsa olsunlar 1 kişi - 1 oy genel geçer kuralının dikkate alınmadığı bir rejim midir?
Demokrasi, eğitim başta olmak üzere fırsat eşitliğinin sağlanamadığı, parası olanın eğitim görebildiği, olmayanın cahil bırakıldığı ve siyaset, aşiret ve Din baronlarınca sömürüldüğü bir rejim midir?
Demokrasi, gelir dağılımının devasa çarpık olduğu, insanların açlıktan bir ekmek için birbirini ezdiği, üç kuruşluk çıkar uğruna oyunu satabilme noktasına geldiği bir rejim midir?
En önemlisi demokrasi, başta Başbakan olmak üzere iktidar sahiplerinin yüz kızartıcı suçlarla itham edildiği ve dokunulmazlıklarını aklanmak için kaldırmak gereği duymadıkları, ya da haklarındaki iddiaların araştırılmasını kolaylaştırmak için istifa müessesesini çalıştırmaktan kaçındıkları bir rejim midir?
Anayasa 105. madde yorumu yapan bir kısım zevata göre; ülkenin birlik ve beraberliğini temsil eden Devletin başı olarak kabul gören insanın, isterse cinayet işleyebileceğini, bunu polisin gözü önünde yapabileceğini ve bu durum karşısında bile hakkında işlem yapılamayacağını söyleyebilmek midir? Bu durumda Kara Murat filmlerinde, Kara Murat'ın zindandan kaçmasına neden olan askerlerini kılıçla biçtiğini izlediğimiz Bizans Kralı'ndan bizim Cumhurbaşkanımızın ne farkı olur? O halde filmdeki Bizans ülkesi de bizim kadar demokratik midir?
Bu forumda aslında darbe tartışılmıyor. Darbeler elbette kötüdür. Anayasaları hukuk tekniği açısından ve içerdiği özgürlükçü hükümlerle karşılaştırmak ve birine daha özgürlükçüydü itirafında bulunmak, o Anayasa öncesindeki darbeyi meşru kılmaz. Ancak o Anayasayı yazan hukukçuları da yaftaladığınız gibi darbeci yapmaz.
Selamlar,
DİSK'in ve DTP'nin anayasa ile ilgili çalışmalarından bahseden gazete haberleri ilginç.
DİSK'inkinde "değiştirilemez ilkeler", DTP'ninkinde de "dil" konusu 61 anayasasına benziyor.
Bilindiği üzere; 61 anayasasında değiştirilemez ilkeler, devletin niteliğinin cumhuriyet olması şeklinde..
61 anayasasında "devletin resmi dili türkçedir" diyor, 82 anayasasında ise "devletin dili türkçedir" diyor.
Ben, hem DİSK'in hem de DTP'nin bu önerilerine katılıyorum.
Bakalım, "82 anayasasının bir çok yeri değişti, artık darbe anayasası olmaktan çıktı" diyen dostlar ne diyecekler.
http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/H...yurttas&ver=35
http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/H...0olmali&ver=03
1921, 1924 Anayasaları geçiş anayasası olmasına rağmen, 1961 Anayasası daha ANA bir YASADIR. Bunu bir çok hukuk fakültesi profesörü de derslerde bu şekilde anlatır. Eksikleri, yanlışları olsa da halen en demokratik anayasa olduğunu birçok anayasa hukuku profesörü söyler...
DİSK'in hazırlattığı anayasa çalışmasının tam metnine ulaşamadım. Ama konu ile ilgili bazı ipuçları veren basın açıklamasının metni aşağıdadır.
Bunları 61 ve 82 anayasaları ile karşılaştırmakta yarar var.
http://www.disk.org.tr/default.asp?P...&ContentId=787
Herşeyden önce 27 Mayıs bir darbe değil devrimdir. Hele alçak hiç değildir. Tam tersine son derece de şereflidir! Kendi kişisel çıkarları uğruna halkı bizden, bizden olmayan diye bölen, dini siyasete ilk alet eden, rektörleri dövdüren, üniversite öğrencilerinin üzerine ateş açtıran Adnan Menderes ve onun destekçilerine karşı büyük bir şamardır 27 Mayıs!