Miras paylaşımında üstsoy'un hakkı

Merhabalar,
Çocuksuz evlilik, erkeğin vefatı ile sona ermiştir. Vefat edenin üzerinde kayıtlı herhangi bir malvarlığı bulunmamakta, sigortalı/sigortasız kredi, kredi kartı ve diğer borçları bulunmaktadır.
Evlilik süresince çalışan ve gelir elde eden eş (bayan) tarafından 2000 yılında kredi ile satın alınmış ve tapuda tamamı hayatta kalan bayan üzerine kayıtlı bir konut bulunmaktadır. Kredi geri ödemeleri bayan tarafından yapılmış ve halen devam etmektedir. 2002 yılında Medeni Kanun değişikliği ile getirilen mal paylaşımı sözleşmesi yapılmamıştır.
Altsoy olmadığından, miras paylaşımı %50/50 bayana ve erkeğin annesine şeklinde yapılmış ve veraset ilamı alınmıştır.
Böyle bir durumda, vefat eden erkeğin annesi, evlilik süresinde edinilmiş mal kapsamında veya herhangi başka bir gerekçe ile sözkonusu konut üzerine bir hak iddia edebilir mi?
Görüş ve yorumlarınız için teşekkür ve saygılarımla..

Sayın Remzi_57,
Mal rejimi eşlerin boşanmaları halindeki mal paylaşım şeklini belirtir.Burada evliklik ölümle son bulmuştur ve miras hükümleri uygulanarak anne ve eş rasında 1/2 oranında paylaştırılmıştır.Evi bayan kendi kazancı ile satın almış olduğuna göre arada herhangi bir muvazaalı bir işlem olmadığından konut üzerinde herhangi bir hak iddiasında bulunulamaz..
Saygılarımla..

Anlattığınız olaydan, ölen kişinin malvarlığının olmadığı anlaşılıyor. Eğer ölen kişinin hiç bir malı yoksa ve borçları mevcutsa tereke borca batık demektir. Bu durumda mirasçı olarak tek başınıza veya diğer mirasçılarla birlikte MİRASI REDDEDEBİLİRSİNİZ.Mirası reddederseniz mirasbırakanın borçlarından sorumlu olmazsınız. Ev Medeni Kanunun Yürürlüğe girdiği tarihten ( 1 Ocak2002) önce alınmış olduğu için edinilmiş mal değildir.Miras paylaşımında dikkate alınmaz.Yani ölen eşin annesinin bu ev üzerinde herhangi bir hak iddiası olamaz.

İlginiz için çok teşekkür ederim.
Borçlarının gerçek miktarı henüz bilinmemesine rağmen, emekli sandığı'ndan dul eşe bağlanacak maaş gündemde. Bununla orta vadede borçları kapatılabilir düşüncesindeyiz. Mirası reddetme bu nedenle şimdilik düşünülmüyor.
Konutun alınması sırsında ise herhangi bir muvazaalı işlem yapılmamıştır.

Muvazaa olmasa dahi; bu evin alınmasında ölen eşin de çalışarak katkıda bulunmasına rağmen tapunun sadece sağ kalmış olan eşin üzerinde yapıldığı ve bunun gerçeği yansıtmadığı iddiasıyla bir iptal davası gündeme gelebilir. Bu durumda davacılar, ölen kişinin bu evin alınmasında katkı sağladığını ispatlamak zorundalar.

Ölen eşin ölüm tarihi ile iktisab edilen gayrimenkulun alım tarihi önemli olduğu kanaatindeyim.