Okul Müdürlüğü Ataması

Okul müdürlüğü ataması için başvurduğum okula hiçbir şartı tutmayan birisini müdür olarak atadılar.Ben o okula şartı tutanlar arasında ikinci sırada idim.Birinci sıradaki arkadaş itiraz etmeyip idari mahkemeye başvurmadı.Ben idari mahkemeye atamanın yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açtım.Mahkeme milli eğitimden benim ve atanan kişinin evraklarını istemiş.Şimdi:

1-Atamanın yürütmesinin durdurulması ve İptal kararı çıkarsa kim atanır?Davayı sadece ben açtım.

2-Atanan kişinin herşeyi usulsüz.Yönetici atama yönetmeliği Ek-2'de puanlara usulsüz şekilde puan etmişler.Başvurduğu kuruma öğretmen olarak atanabilme şartlarına sahip ise EK-2’de ilgili puan hanesine 5 puan ekleniyordu.Atanan kişi bu durumda olmamasına rağmen kendine 5 puan eklemiş.Başvuru formunun altında "Yukarıdaki bilgilerimin doğru olduğunu beyan eder aksi durumda başvurumun geçersiz olmasını kabul ederim" ifadesine rağmen atama komisyonu başvuruyu geçerli kabul etmiş. Yönetici atama yönetmeliği'nin 5.maddesi atanan kişi kariyer-liyakat,Norm kadro esasları ve puan üstünlüğünü ilkelerine göre atanır demesine rağmen ataması yapılmış.Burada kim suçlu.Gerçeğe aykırı beyanda bulunan mı,bunlara rağmen atamasını kabul eden Değerlendirme Komisyonu mu?

3-Mahkemeden atamanın iptal için karar çıkarsa ilgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabilir miyim?Değerlendirme komisyonu başkanı beni odasına çağırıp sürmekle tehdit etti.Bunla ilgili şahitler var.

4-İdari teftiş istenmesi için nasıl bir yol takip etmeliyim.BİMER’e mi yoksa Bakanlık Teftiş Kuruluna mı başvursam?

Gerçeğe aykırı bilgi ve belge veren kişi suçlu, değerlendirme komisyonu ise gerekli araştırmayı yapmadığından kusurludur. İlgililer hakkında suç duyurusunda bulunabilirsiniz ancak ne sonuç çıkar bilinmez. Aynı şey sürmekle tehdit eden kişi için de geçerli. Bakanlığın Teftiş Kurulu'da başvurun.

Siz, yine de "Haklının değil, güçlünün haklı" olduğu bir ülkede yaşadığınızı unutmayın.Hele idari bir konuda, idare ile tartışıyorsanız, sizi sürerler, sürgün işlemine dava açarsınız ve mahkemeye öyle şeyler anlatırlar ki, siz derdinizi anlatamazsınız.(Çünkü kural şudur:Vatandaşa karşı memur, memurlar arasında ise amir haklıdır.)Dereye su gelinceye kadar da kurbağanın gözü patlar.Ben emekliliği gelmiş biriydim.Emekliliğimi istedim kurtuldum.Ya siz ne yaparsınız.Emekliliğimi isteyip ayrılmasaydım tayin işlemi ile ilgili davam tam altı yıl sürdü.Ne demek bu?Memur eşimden ayrı olarak,altı yıl sürgünde kalacaktım.
İdare bir kişiyi nasıl imha eder konusunu anlatmayayım,uzun sürer.
Ama şu kadarını söyleyeyim.Açtığım davaya idarenin verdiği savunmada öyle şeyler vardı ki; mahkemeye "Mahkemeyi yanıltıcı gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçtur, savunma yazısındaki şu ve bu cümle hariç tamamı gerçeğe aykırıdır." dememe rağmen, mahkeme idareye iddialarını ıspatla bile demedi.Ben öyle bir davayı, bu ülke mahkemelerinde kaybettim.Boşuna mı AİHMdeyim?
Anayasanın "...hukuk devletidir..." yazmasına kanma,AKILLI OL.
İyi günler...

Ben mücadelemi ederim.Hukuk olarak güçlüyüm.Aynı kişiler daha önce de benle uğraştılar cevapların aldılar.Adam başvuru yapmayan kişileri bile müdür atadı.Yaptığı usülsüzlükler yüzünden valilik mahkemelerle uğraşıyor.Ödedikleri mahkeme masraflarını söylemeye gerek yok heralde.Ama kimse çıkıpta kardeşim sen kim oluyorsun demiyor.Siyasiler nerdeyse ayağının altını öpecek.İşin ilginç yanı adam açık açık iktidar partisini hedef alıyor.Namussuzlar kadar namuslular da cesaretli olsaydı böyle olaylar yaşamıyor olacaktık.Mahkeme benim ve atanan kişinin başvuru evraklarını incelemiş.Adam müdürlük başvuru evraklarını şahsi dosyasına koymuyor,korkuyor.Çünkü herşeyi hukuksuz.Belki atandığı okula başvurusu bile yok.Onun elektronik başvuru onay formunu mahkemeye sunmasını isteyeceğim.O zaman ak mı kara mı ortaya çıkacak.Yayınladıkları müdürlük İnha listesi bile hukuksuz.Atamalarda puan üstünlüğü geçerlidir diyor.Ama yayınladıkları listelerde kim kaç puanla,hangi kriterlere göre atandığı ile ilgili ibare yok.Sadece atanan kişilerin isimleri var.Bu bile başlı başına atamaların iptal konusu.

Siz bilirsiniz Gülbahçesi....Kolay gelsin.İleride; bu işlerin sonucunu yazarsınız da, meraktan ölmeyiz.
İyi günler...

Davalı idare savumasında atanan kişinin o okulda normu olduğunu iddia etmiş.Halbuki İlsis Norm Modülüne baktığımızda atanan kişinin normu olmadığı çok açık.Bunu kendileri de biliyorlar.MEB eğitim kurumları yönetmeliği Temel İlkeler başılığı 5.Maddesi
Atamalarda
a-Kariyer ve liyakat esas alınır
b-Norm kadro esasları göz önünde bulundurulur
c-Atamalarda puan üstünlüğü esas alınır demesine rağmen bu üç şartta da uyulmamış ve yine MEB eğitim kurumları yönetmeliği 11.maddesi e fıkrasında belirtilen aylık karşılığı dersi olması ifadesine rağmen bu maddeye de uyulmadığını mahkemeye belgeleri ile ibraz ettik.Davalı idare atama işleminin hukukun tün genel ilkeleri göz önünde bulundurularak yapıldığını iddia etmiş.2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun yürütmenin durdurulması başlıklı 27.maddesi 2.fıkrası gereği yürütmenin durdurulmasının red edilmesini talep etmiş.Bizim verdiğimiz tüm hukuki delillere rağmen idare mahkemesi ,Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler. kararınca yürütmenin durdurulması istemini reddetmiş,atama işlemininin iptali davasının devam etmesini kabul etmiş.
-Bölge idare mahkemesine yürütmenin durdurulması red kararına itiraz edeyim mi?

Alıntı:

---

Gülbahçesi rumuzlu üyeden alıntı

...........yürütmenin durdurulması istemini reddetmiş,atama işlemininin iptali davasının devam etmesini kabul etmiş.
-Bölge idare mahkemesine yürütmenin durdurulması red kararına itiraz edeyim mi?

---

Siz davayı açarken yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açmışsınız.
YD reddolmuş ve davanın esasına geçilmiş yani iptal davasının devam etmesini "kabul etmek" gibi bir olay yok. Çünkü o aşamada devamını reddetme olanağı yok.

somut olayda her iki şartında "birlikte" gerçekleştiğini düşünüyorsanız YD red kararına itiraz edebilirsiniz. Ancak telafisi imkansız zararlar kısmını ispat etmek zor. O müdürün yapacağı bazı işlemlerin dava sonuçlandıktan sonra geri alınamayacak hale geleceğini düşünüyor ve ispat edebiliyorsanız tamam. Aksi halde itirazınız süreci uzatmaktan başka işe yaramaz.

Hatta bence ilk dava dilekçenizde tüm delilleri sundu iseniz, idarenin
1. savunması elinize ulaşır ulaşmaz 2.dilekçe hakkınızdan feragat ettiğinizi belirten bir dilekçe yazın ve süreyi kesin. 2. dilekçe vermek için 30 gün süreniz var. Dilekçe vermezseniz süre sonuna kadar beklenir. 2. dilekçe hakkınızı kullanırsanız idareye 2. savunma hakkı tanınır. Bu durumda 2-3 ay süre kaybınız olur. 2. dilekçe hakkınızdan feragat ettiğiniz anda veya hiçbir işlem yapmazsanız 30. günün sonunda dosya tekemmül edecek ve esastan incelenip karar verilecek.

Haklı mücadelenizi desteklemekle beraber, başınıza gelmesi muhtemel olayların pişmiş tavuğun başına gelenlerden daha az olmasını dilerim.

Zira sizi eşinizden km.lerce öteye atarlarsa idari mahkemeye derdinizi anlatıp haklılığınızı ispatlayıp geri dönmeyiz hatırı sayılır bir zaman alıyor. (Benim ki 5 ay sürdü mesela :)) Bunun yanında atamanıza esas teşkil edecek disiplin cezalarını kaldırtmak için de benzer süreçler yaşanıyor. Şükür ki benim ki aylıktan kesme idi ve dava açabildim. uyarı ve kınama cezalarında dava açma şansı yok. Onunla beraber yaşamaya alışmak zorunda kalabilirsiniz en azından 5 yıl boyunca:D

İkinci dilekçemi vermek zorundayım.Çünkü tespit ettiğim evrakta sahtecilik ve yalan beyanda bulunma olayı var.Amcam kendine utanmadan hayali puanlar eklemiş.Bunlarla ilgili belgeleri mahkemeye sunacağım.Burda düşünecek olan ben değil karşı taraf.Çünkü hatayı yapan onlar.Eğer işi başka yola çevirirlerse kendi başları ağrır.Daha önce de bana karşı benzer bir olayda başları bayağı bir ağrıdı.Ben devam etmedim.Eğer devam etseydim mahkemeye düşeceklerdi.İş uzarsa uzasın yeter ki hak vaki olsun.Namussuzlar kadar namuslularda cesaretli olsaydı bu olaylar olmazdı demiş ismini hatırlamadığım birisi.

İptla kararı çıktıktan sonra ilgili kişiler hakkında suç duyurusunda bulunabilirmiyim?Başvuru ekraklarında yaptıkları Evrakta Sahteciliği mi yoksa Yalan Beyanda Bulunmaya mı girer?