Bir liberal gazete Kürt Sorunu'na 20 çözüm önerisi sıralamış. Önce öneriler, bu kez ciddi yorumlarım sonra...
1- Başbakan, DTP lideri Türk’le görüşsün.
2- Kürtçe yer isimleri iade edilsin.
3- Yasaklı ekim alanları tarıma açılsın.
4- Cezaevlerindeki görüşte Kürtçe konuşma kısıtlanmasın.
5- Korucu alımları durdurulsun.
6- Kürt basını üzerindeki baskılar kalksın.
7- Üniversitelerde Kürt Enstitüleri kurulsun.
8- TRT Şeş’e yasal güvence getirilsin.
9- Seçimde Kürtçe siyasi propoganda yasağı kalksın.
10- Kürtçe vaaz serbest bırakılsın.
11- Öcalan’ın cezaevi koşulları iyileştirilsin.
12- Bölgedeki devlet tiyatrolarında Kürtçe oyunlar sergilensin.
13- Arıcıların güvenlik gerekçesiyle yer değiştirmesinin engellenmesi durdurulsun.
14- Dağlardaki ‘milliyetçi sloganlar’ silinsin.
15- Bölgeye Kürtçe bilen personel alınsın.
16- 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceler için Devlet özür dilesin.
17- Operasyonlarda ölen PKK’lıların cenazeleri ailelerine verilsin.
18- Terör ve Terörle Mücadele’den doğan zararların karşılanması hakkındaki kanuna başvuru süresi uzatılsın.
19- Bölgedeki mayınların temizlenmesine hız verilsin.
20- Bütün bunlar yapılırken operasyonlara ara verilsin, PKK da mayınlı tuzaklar kurmaktan ve taciz saldırıları düzenlemekten vazgeçsin.
Evet öneriler bunlar. Ciddiyetimi korumaya çalışarak her maddeye yorumum aşağıda:
1- DTP lideri Ahmet Türk, Meclis'te halkın oyları ile seçilmiş vekillerin içerisinde yer aldığı bir partinin, seçilmiş Genel Başkanıdır. Başbakan'ın yeri geldiğinde O'nunla görüşmesi gayet doğaldır ve bu yapılmalıdır.
2- Kürtçe yer isimleri belli şartlar altında konulabilir. Bu isimler terör örgütünce bayrak yapılmamış, sırf bu hakkı suistimal etmek için alfabemizde yer almayan x, w ve benzeri harflerle ifade edilmeyen isimler için geçerli olabilir. Varsın İncesu Köyü Berivan Köyü olsun. (Adnan Menderes Havaalanı'ndan, Kenan Evren İlköğretim Okulu'ndan da ben hazetmiyorum.)
3- Yasaklı ekim alanları neden yasaklanmıştır? Herhalde güvenlik gerekçeleri ile... Yoksa oradaki insanlar tarım yapamasın diye değil. Bu konuda ben bilmem, başta Genelkurmay olmak üzere güvenlik güçleri bilir.
4- Cezaevi görüşlerinde Kürtçe konuşma kısıtlanmamalıdır.
5- Korucu alımları neden durdurulsun? Uygulama bize has değildir, zaman zaman sıkıntılar yaratsa da, yararları öyle çoktur ki sıkıntıları ile karşılaştırılamaz bile... Hükümet ekonomik kriz için geçici personel alarak yollarda pet şişe toplatmayı bile düşünürken, koruculuk bölge halkı için önemli bir istihdam kaynağıdır, terör örgütü içinse önemli bir sorundur. Bu teklifi getirenlerin aynı mantıkla, 5188 sayılı Kanunla çerçevelenmiş "özel güvenlik" hizmetlerine de muhalefet etmeleri gerekir.
6- Kürt basını terimi baştan yanlış olmakla birlikte, Kürtçe yayın yapan basın üzerinde olup, Türkçe yayın yapan basın üzerinde olmayan hangi baskıcı maddeler vardır? Farkına varılmasa örgüt elebaşının cezaevinde yazdığı kitap bile yayınlanacaktı hatırladığım kadarıyla... Burada kastedilen terör örgütü propagandası yapmaksa kusura bakmasınlar, o kadar kusur AB ülkelerinde ve ABD de olur.
7- Kürt Enstitüleri kurulmasına karşı değilim. Herkesin anadilini öğrenmek ve geliştirmek hakkı vardır. Ancak bu Enstitüler bölgedeki küçük ve nispeten kontrolü zor üniversitelerden ziyade, Kürt kökenli nüfus dikkate alınarak, bazılarınca en büyük Kürt kenti olarak nitelenen İstanbul'daki üniversitelerde kurulursa böylece daha fazla nüfusa erişilmiş olunur.
8- TRT Şeş zaten yanlış bir tercihin ürünüdür. TRT'ye nasıl bir güvence istenir o da ayrı bir sorudur ancak, Devlet eliyle yapılan yayından Rojin'in kaçırılmaması ise kastedilen, bu kafayla zor olduğunu söyleyebilirim.
9- Seçimde Kürtçe siyasi propaganda yasağının kalkması demek, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olarak ırk ve dil temeline yönelik bir ayrışmanın istenmesi demektir ki, eğer DTP yöneticilerinde biraz akıl varsa ve iddia ettikleri gibi Türkiye'nin partisi olmaksa dilekleri buna önce onlar karşı çıkmalıdırlar. Zaten lokal olarak bu yasak delinmiş durumdadır.
10- Kürtçe vaaz, denetimi mümkün olmadığından zaten serbesttir. Ancak bizim Dincilere kalırsa Türkçesinden bile hazetmediklerinden Kürtçe zinhar yasaklanmalıdır. Türkün ve Kürtün Arapça bileni en makbuldür.
11- Öcalan'ın cezaevi koşullarında yaşamak isteyecek, bu ülkede yüzbinlerce insan olduğundan bu isteği hiç duymamış olayım. Bildiğim öyle biçare insanlar var ki; kışın barınma imkanlarına sahip olmadıklarından küçük suçlar işleyerek kışı cezaevinde geçirmeyi tercih ediyorlar.
12- Sadece bölgedeki değil, Türkiye'nin kaç vilayeti varsa hepsinde ve özellikle de İstanbul'daki ÖZEL tiyatrolarda Kürtçe oyun sergilensin.
13- Arıcılar her an milislerle karıştırılıp kendilerine zarar verilebileceğinden, yer değiştirmesinler, zararlarını Devlet karşılasın.
14- Dağlardaki milliyetçi slogandan kasıt "Ne mutlu Türküm diyene" ise, o slogan kasıtlı olarak yanlış anlaşılmakta ve anlatılmaktadır. Ben o slogan yerine "Son seçimde Kürdistan'ın sınırlarını çizdik." diyenleri faşist olarak nitelendiririm.
15- Bölgede Kürtçe bilmeyen personel olduğunu sanmıyorum. Herşeyi de Devletten beklememek lazım. Bakın Almanya'ya; Almanca bilmeyen Türkleri sınırdışı ediyor. Bölgedeki insanlar da meramını anlatacak kadar Türkçe öğrenmeye gayret etsin.
16- 12 Eylül dönemindeki işkence ve idamlar için sadece Diyarbakır'la sınırlı değil, Devletin bir özür borcu var. Netekim Paşa'dan rica edin, Hak'kın rahmetine kavuşmadan hepimizden özür dilesin.
17- Operasyonlarda ölen terör örgütü mensuplarının ele geçen cenazeleri zaten ailelerine veriliyor. Top atışları, uçak bombardımanı vb. uzak hedeflere ateşgücü yöneltimi ile verdirilen insan zayiatı neticesinde ceset toplama işi özel bir şirkete verilebilir veya bu işi bölgedeki bazı Belediyeler üstlenebilir elbette.
18- Kanuna başvuru süresi uzatılsın, aynı şekilde terör eylemleri nedeniyle mağdur olan Batı'daki vatandaşların da zararları karşılansın ve terör eylemlerine, terör örgütü propagandası yapmaya, yardım ve yataklık etmeye verilen cezalar misliyle artırılsın.
19- Bölgedeki mayınlar güvenlik gerekçeleri yoksa temizlensin, bu iş İsrail'e toprak kullanım hakkı karşılığı verilmesin. Terör örgütü mayın döşemesin, çocuklar ölmesin şeker de yiyebilsinler.
20- KIŞIN operasyonlara ara verilsin bence de. "Kısa kavramı görecedir, 1 gün de sürebilir, 1 yıl da" deyip, zılgıt üzerine ertesi gün çekilmeyi Allah bir daha bize göstermesin.
Bu ülkede namuslu ve biraz bu işlerden anlayan bir yurttaş olarak benim Kürt Sorunu'na çözüm önerim ise şu:
Bölgedeki feodaliteyi ve tarikatları silmeden ne bu soruna çözüm bulabilirsiniz ne de bu ülkeye gerçek demokrasiyi getirebilirsiniz.
Pavyon sizin pavyonunuz , bari dükkanın önünden geçen namuslu vatandaşa bulaşmayın...
Not : Bana DOMUZ gribi bulaştığından, hafta içi yazdığım Pazar yazılarını bundan böyle domuzluk ederek Pazar günleri yazacağım inşaallah...:o