Anlıma düşen yazını sileceğim!
Anlıma düşen yazını sileceğim!
Kar kara yağdı; kan damladı kara; kara sevdamdı vurduğum…
Düştüm, tam ölümün geçtiği yere; yerden bir tutam dilek tuttum.
Bir göl dinginliği çullandı, içimin bilmem neresinden gecelerin,
Yuyacağım artık, berrak bir dereden geçerken, anılarımı tertemiz,
Anlıma düşen yazını sileceğim; Tanrı’dan aldığım izinle, bunu bil!
Hor bakışlarından koparacağım, bana ait yıllarımı, hiç tarihine bile bakmadan,
Bir tutam sevdan olacak yanımda; birde yanmış yüreğimin kesif dumanı...
Pınarların buz tutmuş sularında, linç edeceğim, heder ettiğin sevdamı,
Pişmanlığın evreni çökecek, göğüs kafesine; sende belki utanacaksın,
Her kuyutuya bir iz koyacağım, ama asla! sen bulamayacaksın…
Elbet, kışların beyaz uykularından, derin zamanlar akacaktır,
Kuşların kanatlarında göç edecektir, elbet nice-nice sevdalar,
Hayli zamandan yapılmış, cennet ağacına asılacak bilki! bedenim
Ben, o asma köprüden hiç sallanmadan, bu gördüğün bedenle geçeceğim.
Ya! Sen? Sen, ihaneti kopardığın dalın gölgesinde, öylece bekleyeceksin.
Sonra; kara prens, kara atıyla, çıkıp gelecek, kara gecelerden bir gece,
Atıp terkisine götürecek, en uzak yıldızlara atacak seni,
Kendin gibi olacak, bütün gittiğin her yer; kapkaranlık,
Ve zift gibi duyguların doğacak, alacakaranlığa eminim!
Sen, senden olan her şeyinle; mutlaka mutlu olacaksın……
Ancak! hafıza-i beşer, birgün gelir mutlak şaşar!
Hafızanın kapısını, açık koyduğun ilk gün! gene ben geleceğim aklına;
Sakladığın yerden ‘’Ayaz’’ çıkartması yapacağım, bedeninin her yerine;
Kalbine inen sızıların içinde olacağım… Kesinlikle eminim!
Pişmanlıkların arsız otları gibi; en müphem yerlerini sararken,
Ben cennete ikizini; köşe,bucak arıyor olacağım.
Ölümü öğreneceksin….. Korkularından açılan kapıdan girecek, hiçilik rüzgarları;
Sonra; annenin sana duyduğu şefkati hatırlayacaksın, bundan eminim!..
Sevgiyi, ektiği bahçende, büyümüş yılan otlarına bakıp; çok şaşıracaksın,
İhanetin; sadakata olan borcunu, pişmanlıkla ödenmeyeceğini bile,bile;
Zinhar, oturup pişmanlık duyacaksın….
Öyle günlere kalacaksın ki! iki yüzlü dünyan masum kalacak yanında,
Öğreneceksin; boş olan her şeyin, ancak sevgiyle dolduğunu,
Öğreneceksin; dolu olan her şeyin, yalan! yalan! Yalan! olduğunu…………….
ayazoglum
Re: Anlıma düşen yazını sileceğim!
Sayın Ayazoğlu,
Çıkmakta olan google reklamlarını "Yönetim" belirlemiyor; yazılan sözcüklere göre otomatik olarak kendiliğinden çıkmaktalar. Farklı kategorilerdeki forum konularına dikkat edecek olursanız, ilgili konulara göre reklamların çıktığını görebilirsiniz. Yani elimizde olan bir durum değil bu, üzgünüm!
İsterseniz sizin de şiirlerinizi bir konu adı altında toplayabiliriz?
Saygılarımla,
Re: Anlıma düşen yazını sileceğim!
Alıntı:
Mehtap Deniz rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Ayazoğlu,
Çıkmakta olan google reklamlarını "Yönetim" belirlemiyor; yazılan sözcüklere göre otomatik olarak kendiliğinden çıkmaktalar. Farklı kategorilerdeki forum konularına dikkat edecek olursanız, ilgili konulara göre reklamların çıktığını görebilirsiniz. Yani elimizde olan bir durum değil bu, üzgünüm!
İsterseniz sizin de şiirlerinizi bir konu adı altında toplayabiliriz?
Saygılarımla,
Sn. Mehtap Deniz
Bunu öğrendiğim çok iyi oldu. Bundan sonra şiir başlıklarına göre yayıma veririm şiirlerimi.
Çok teşekkür ederim bacım saol, çok üzülmüştüm doğrusu.
ayazoglum.