Karım evi terketti

Merhabalar
13 Yıllık evliyiz, bir tane de kızımız var. İyi günde kötü günde karımla hiç bir tartışmamız, münakaşamız, kavgamız olmadı. 4 yıl öncesine kadar özel sektörde çalışıyordum. işten çıkarılınca kendi işimi iş yerimi açtım sıfır sermaye ile. Çok çalıştım. İşim inşaat sektöründe dekorasyon ve yalıtım üzerine. İş olduğunda hep kendim çalıştım. Karım da iş yerimizde dükkan kapalı kalmasın diye geliyordu. Dükkanda oturuyor bir müşteri geldiğinde benimle telefonla irtibata geçiyordu. İş yaptığımız sektörden bir arkadaşım arasıra bizim işyerine geliyor çay-kahve sohbet falan daha sonra kalkıp gidiyordu. Daha sonraları ilerleyen zamanlarda bu arkadaşmın benim iş Ben eşime kesinlikle sen beni bu adamla aldatıyormusun diye bir şey söylemedim ama dışarıdan çok dikkat çekmeye başladı ben de bu durumdan rahatsızlık duymaya başladım. Bu durumdan rahatsız olduğumu insanların dedikodu çıkaracak konu aradığını kendisine biraz çeki düzen vermesini söylediğimde bana kızıp işyerinden çekip gitti. Daha sonra babasıyla birlikte geldiğinde babası bana bir dünya hakarette bulundu ben ise tek bir kelime etmedim saygısızlık etmedim. Ben sadece eşime erkek arkadaş kelimesini ''senin erkek arkadaşın, eşiyle görüştüğün ve ailecek görüştüğümüz biri olabilir'' şeklinde tanımladım.

Aradan bir kaç yıl geçti bu adamın dükkanımıza eşimle sohbet muhabet etmek için gelip gitmesi kesilmedi devam etti. Bu arada biz kendisiyle ailecek de görüşmeye başladık. Ben aynı işime eşimle aynı şekilde devam ettik. Son altı aydan beri eşim hayalindeki işin Bijuteri dükkanı işletmek olduğunu bir bijuteri dükkanı açmamızı istiyordu, benim ise ikinci bir mekana masrafa ve yatırıma durumum yoktu. Karım kendi anne ve babasını ikna etti artık ailecek de görüştüğümüz bu arkadaşımın eşiyle ortaklaşa bir dükkan açmaya karar verdiler. Dükkan tutuldu dekorasyonu tamamlanıp içerisine malzemeler konuldu ve işe başladılar. Benim en büyük hatam ise bu ortaklığa izin vermek oldu bunun farkındayım. Çevreden gelen dedikoduların şekli de değişmeye başladı. ''E artık X bey artık senin dükkana gelmez'' şeklinde kinayeli laflar etmeye başladılar. Bu durum da beni içten içe yemeye başladı.

Geçtiğimiz Pazartesi akşamı evde karıma ''Lütfen bu adamla olan ikili ilişkilerine çeki düzen ver milletin ağzı torba değil durmadan konuşuyorlar'' dedim ve olan oldu. Başladı ağlamaya bana tavır koymaya adeta da suç bastırmaya ben de o na telefonunu ver arama kayıtlarına bakıcam dedim, sen misin onu diyen evi terk etmek istedi. İzin vermedim. Kendisini engellemeye çalıştım. Bir fırsatını bulup babasını aramış ben bunu farkedince kızdım o da yine bir yolunu bulup evin kapısından çıktı engel olunca da üst kat komşuların evine girdi. Ben de arkasından gittim. Komşularımız bizi yatıştırmaya çalışırlarken ben de kendisine bana geçerli bir sebep söylemesi için direttim. Ama o susmayı tercih etti. Derken kapı çaldı ve babası olacak o hayvan herif geldi. ''Noluyor burda diye başlayıp hakaretlerde bulundu ben de o kızgınlıkla ona sana ne oluyor biz kendimiz kendi aramızda hallederiz deyince yanında getirdiği ekmek bıçağını çıkarıp bana saldırmaya kalktı. Komşularımız bizi zor ayırdı. Karımda babasını alıp annesinin evine gitti. Polis geldi ben o hayvan heriften şikayetçi oldum. Karım eve gelmiyor bu durumda ne yapabilirim? lütfen bana yardımcı olun...

Bu siteyi birilerine hakaret etme aracı olarak kullanmamanızı tavsiye ediyorum.

Site yöneticileri bu yazınızı görünce sizi ikaz edeceklerdir.

Hiç hoş bir yazı değil çünkü.

Eşiniz ile iş yerinize gelen kişi hakkında dedikodu çıkma konusunda yanlış davrandığınızı düşünüyorum. Sizin aile saadetinize laf atmaları konusunda sizin eşinize olan güveninizi dile getirip eşinizden yana olup, size kim neler söylüyorsa gereken lafı söyleyip milletin ağzını kapatmak olmalıydı.

Eşinizin sizi aldatmadığına inanıyorsanız bunu yapmalıydınız. Eğer aldattığını düşünüyorsanız eşinizin eve dönmesini istemeniz bu durumda saçma kalacak.

Eşinizin bu kişinin eşi ile iş kurmasına izin vermeseydiniz madem ki rahatsızdınız. Bir kişiyi suçlarken önce elinizde kesin kanıtınız olmalı. Eğer elinizde net bir kanıt yoksa, sırf milletin ağzı gevşek diye evliliğinizdeki huzuru bozmanız hata.

Bu çok ciddi bir ithamdır. Hiçbir kadın ya da hiçbir erkek bunu yutmaz.

Benim yakın bir tanıdığım(bu bahsettiğim kişi erkek) eşi(karısı) tarafından böyle bir ithamla iftira ile aile saadetlerini bozdu. Ve sonra da iş boşanmaya gitti. Kadın eşi hakkında herkese "beni aldatıyor" diye yaydı. Ama boşanma davasına bu ithamını yansıtamadı. Çünkü elinde hiçbir delil yoktu. Çünkü kendiside buna inanmıyordu. Kocasının cep telefonları dökümlerini bile mahkemeye istetemedi. Çünkü kadın da bunun bir iftira olduğunu bildiği için boşanma davasında bu haksız ithamdan dolayı tazminat alamamayı göze alamadı. Ve zamanla da karısının bu haksız ithamlarına artık kimse itibar etmemeye başladı.

Yani size diyeceğim şu: Elinizde ciddi bir kanıt yoksa ve eşinize güveniyorsanız, milletin ağzını kapatacak olan sizsiniz. Ve dedikodusu edilen kişi ile bu söylentiyi yayanları yüzleştireceksiniz.

İşte o zaman AK VE KARA ortaya çıkacaktır. Bakalım bu lafları söyleyenler bu adamın yüzüne de desinler, bakalım ne oluyor?

Sayın Deniz hanım

Durum benim yaptığım eşşeklik deil. ama benimde haklı nedenlerim var. Burda durum eşlerden birinin hukuki ve geçerli nedeni olmadan ortak yaşanan evi terketmesi durumu. Kadın olmanın getirdiği böyle bir hak var mı ?
Ben her gün sabah işime gidip her gün akşam da evimize geliyorum ben hala daimi ikametimizdeyim bekliyorum gelen giden yok. Ha kendisine ''Defol !... '' şeklinde bir tepkim olsaydı ben durumumu sizlere açmazdım. Benim kendisinden istediğim sadece hal, durum ve hareketlerine biraz dikkat etmesiydi.
Ama şu da var ; çok saygıdeğer kayınvalidem ve bir onun kadar saygıdeğer olan kayınpederim evliliğimizin ikinci yılından beri eşimi benden boşanması konusunda telkin ve tahrik etmekteydiler...
Olan oldu artık her geçen gün de içimdeki acıyı biraz daha hafifletiyor. Burda sizden ricam yargı süreci nasıl başlar ve nasıl sonuçlanır bu konuda benim yapmam gereken neler vardır biraz da diğer dostlarım gibi benden yana tavırla yardımcı olursanız çok sevinirim....

Alıntı:

---

refurtina rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Deniz hanım

Durum benim yaptığım eşşeklik deil. ama benimde haklı nedenlerim var. Burda durum eşlerden birinin hukuki ve geçerli nedeni olmadan ortak yaşanan evi terketmesi durumu. Kadın olmanın getirdiği böyle bir hak var mı ?
Ben her gün sabah işime gidip her gün akşam da evimize geliyorum ben hala daimi ikametimizdeyim bekliyorum gelen giden yok. Ha kendisine ''Defol !... '' şeklinde bir tepkim olsaydı ben durumumu sizlere açmazdım. Benim kendisinden istediğim sadece hal, durum ve hareketlerine biraz dikkat etmesiydi.
Ama şu da var ; çok saygıdeğer kayınvalidem ve bir onun kadar saygıdeğer olan kayınpederim evliliğimizin ikinci yılından beri eşimi benden boşanması konusunda telkin ve tahrik etmekteydiler...
Olan oldu artık her geçen gün de içimdeki acıyı biraz daha hafifletiyor. Burda sizden ricam yargı süreci nasıl başlar ve nasıl sonuçlanır bu konuda benim yapmam gereken neler vardır biraz da diğer dostlarım gibi benden yana tavırla yardımcı olursanız çok sevinirim....

---

Öncelikle şunu bilmenizi isterim. Bu forumda kimseden taraf değiliz. Yazılanlara göre yazıyoruz.

Koyu olarak işaretlediğim yazınızı baz alarak cevaplıyorum.

Yargı süreci nasıl başlar? Tarafların boşanma davası açması ile başlar.

Nasıl sonuçlanır? Anlaşmalı ya da çekişmeli boşanma sürecine göre değişir.

Anlaşmalı boşanma için hem kadının hemde erkeğin boşanma için protokol hazırlayıp, bunu bulundukları aile mahkemesine verip dava için gün alınır. Bu protokol nafaka+tazminat+velayet+çocuk varsa çocukla şahsi münasebet günleri gibi konularda anlaşmayı içerir. Günü gelince de hakim karşısına hem kadın hem erkek çıkar. Boşanmak istediklerini sözlü olarak ifade ederler. Tek celse de boşanılır.

Çekişmeli boşanmada ise, taraflar yukarıda kırmızı ile işaretlediğim konularda anlaşılamaması durumlarında olan davadır.

Boşanma davası süreci,tarafların iddialarını ispat etmesine göre sonucu değişir.

Nasıl sonuçlanacağı da tarafların iddialarını ispatlamasına göre değişir. Eğer siz iddialarınızı ispatlar ve haklılığınızı ispat ederseniz tazminat alabilirsiniz ve eşinize nafaka dahil tek kuruş ödemezsiniz. Ya da eşiniz iddialarını ispat eder,maddi+manevi tazminat+ nafaka almaya hak kazanır. Ya da hakim eşit kusurlu bulur yine eşinize tazminat ödersiniz ama sadece maddi tazminat+nafaka.

Eğer taraflar boşanma davasında iddialarını ispat edemediler diyelim ki. Hakim ayrılık kararı da verebilir. 3 yıldır süresi. Bu 3 yıl içinde tekrar biraraya kendi kendinize gelmeniz için size hakim süre vermiş olur. Eğer biraraya gelmezseniz siz ya da eşiniz 3 yıl biraraya gelmemeniz sebebi ile boşanma davası açabilir. Sonra sonuçlanır. Temyize gider,gelir. Artık bu olayların sonuçlanması ne kadar sürer allah bilir.

Ha eşinizin evi terketmesi ile boşanma davası açabilir misiniz? Evet. Ama bunun için önce bir avukat bulun derim. Çünkü terk sebebi ile boşanma davası açmak maalesef ki hiç kolay bir yöntem değil. Eşiniz pazartesi günü evi terk etmiş, tartışmanız sebebi ile. Daha yeni yani. Terk sebebi ile boşanma davası açma ile ilgili bilgileri bulup size diğer yazımda göndereyim.

MEDENİ KANUNDAKİ TERK NEDENİNE DAYALI BOŞANMA MADDESİ:

Madde 164.- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır.Ancak boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.


- Terk mutlak boşanma nedenidir.
- Eşlerden birisi geçerli bir sebep olmaksızın evini terkeder ve 6 ay süre ile ayrılır ve evine dönmez ise diğer eş terk nedenine dayanarak boşanma davası açabilir. Bu süreyi İHTAR ÖNCESİ ve İHTAR SONRASI süreler olarak ikiye ayırmak gerekir.
- Terk için geçerli neden ilelebet devam edemez ,makul bir süreden sonra haklı neden kalkar.
- Evi terk eden eş evlilik birliğini devam ettirmeme kastı altında evi terk etmelidir.
O halde Eş bu kast altında evi terk eder ise DİĞER EŞ NE YAPMALI ?
Diğer Eş Eğer samimi olarak evliliğin devamını istiyor ise hemen ihtar çekmek sureti ile işe başlamalı.
Pe ki ihtar nedir ve nasıl çekilir? Şekil şartı ve süre aranır mı ? Evet aranır:

İ H T A R:

* Önemli:İhtar samimi bir arzunun ürünü olmalıdır. Boşanma aracı olarak kullanılmamalıdır. Aksi ispat edildiği takdirde örneğin ihtardan sonra davet eden eşin “eve döndüğün takdirde seni öldürürüm.” gibi tehdidin varlığı ispat edilirse bu ihtar geçersizdir.(Hakimlik Mesleği burada önem arzetmektedir )

İHTAR NEDİR?
--İhtar nihai bir karar değildir. Bu nedenle başlı başına temyiz edilemez. Kesindir.
--Değişik iş defterine kaydı yapılmalıdır.
--İhtarda harç alınmaz.
--Duruşma yapılmaz.
--İhtar vekile yapılamaz.
--Eş yurt dışına gitmiş ise yine ihtar istenilen şartlar içerisinde yurt dışına gönderilmelidir.
--Davacı olan yani ihtar çeken Eş yurt dışında ve terk eden eş Türkiye ye gelmiş ise Davacının Yurt dışında daimi işçi olduğu ve kendi ve terk eden eşin ikametinin orada bulunduğunu belgelerle ispat eder ise ihtar kararı verilmelidir.
GÖREV:Aile Mahkemeleri bulunulan yerde yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi
YETKİ: Her yerden çekilebilir. Çünkü ihtar bir dava değildir.
İHTARDA NELER BULUNMALIDIR ?

- İhtarda eşin davet edildiği evin açık adresi mutlaka gösterilmelidir.İ.BK.
- Eşin hangi süre içerisinde eve döneceği mutlaka gösterilmelidir.
- 2 aylık süre içerisinde eve dönülmemesi halinde hakkında boşanma davası açılacağı mutlaka yazılmalıdır.
- Evi terkeden eşin eve dönerken yapacağı,yol ve yeme-içme vb. masrafların miktarı ihtarda gösterilmelidir.
Önemli bir husus: Yol gideri konutta ödemeli olarak gönderilmelidir.

HAKİM İHTAR TALEBİ ÜZERİNE NE YAPMALIDIR?

- Hakim hiç bir inceleme yapmadan evrak üzerinde yukarıda ki bütün şartları araştırıp ihtara karar vermelidir.
- Önemli:İhtardan önce yada ihtar süresi içerisinde terkeden eş tarafından açılmış bir tedbir nafakası davası ihtar süresi içerisinde kabul edilmiş ise ihtar geçersiz olur.

İHTARDA SÜRE NEZAMAN İŞLEMEYE BAŞLAR?
Kural olarak süre ihtarın eşe tebliğ edildiği günden itibaren başlar. Ancak eğer yol parası ihtardan daha sonra eşe ulaşmış yada bu paranın alınmasından imtina edilmiş ise artık bu tarih esas alınmalıdır.
- İhtar tebligat kanununa uygun yapılmalıdır.

SÜRE NE KADARDIR?

T e r k T a r i h i İ h t a r T a r i h i D a v a T a r i h i

|__________________________|_______________|

Dört ay ( İhtar için beklenecek süre) İki ay (Dava açmak için beklenecek süre)

A-İhtar öncesi dört aylık süre: Terk tarihinden itibaren en az dört ay geçtikten sonra ihtar çekilmelidir. Bu süre dolmadan çekilen ihtar geçersizdir. Bu süre ise beklemek için geçerli olan en az süredir. Hakim re’sen bu süreyi araştırmalıdır.
- Sürenin belirlenmesine esas olmak üzere için fiili ayrılığın belirlenmesinde tanık dinlenmelidir.
- Fiili ayrılık kesintisiz sürmelidir. Kısa süreli de olsa bir araya gelindiği saptanırsa ihtar geçersizdir.
- Her bakımdan Bağımsız Konutun sağlanması gerekir. Bağımsız konuttan ne anlaşılmalıdır?

a) Sosyal ve ekonomik açıdan oturulabilecek özellikte bir ev olmalıdır. (tuvalet,banyo,mutfak vb. olmalı , gerekirse keşif yapılmalıdır.)

b) Konutun iyi niyet esaslarına göre seçilmesi gerekir. Yani konutu hazırlayan eş kendi çalıştığı iş yerinin bulunduğu yerde (şehir) konutu hazırlamalıdır. Ayrı ayrı şehirlerde ise kocanın iyi niyetinden söz edilemez. Çünkü evlilikte asıl olan eşlerin birlikte yaşamalarıdır.

c) Davet edilen evde anne-baba,kardeş davet eden eşle birlikte kalmamalıdır. Birlikte kalıyor iseler bağımsız konuttan söz edilemez. Kocanın önceki eşinden olan çocuğu reşit ve aynı evde kalıyor ise yine bağımsızlıktan söz edilemez. Ancak çocuk reşit değil ve babanın bakma sorumluluğu ve zorunluluğu (yasal olarak) var ise bu durum konutun bağımsız olmasını etkilemez. Uygulamada anne-baba aynı apartmanda ancak ayrı dairelerde oturuyor ancak yemeği düzenli olarak birlikte yiyor ve sadece yatmadan yatmaya kendi evlerine gidiyor iseler bu konut bu şartlar halinde bağımsız değildir. İhtarın geçerli olması için bu şekilde ki aile içi uygulamadan vazgeçildiği açıkça belirtilmelidir. Ancak bu durumun ihtardan sonra varlığını ve devam ettiğini ispat terk eden eşe düşer.

- Terk eden eş yasal süre içerisinde eve geldiğini ve evin bağımsız olmadığını yada kapının kapalı olduğunu iddia ediyor ise bunu ispat etmelidir.

B) İhtar sonrası iki aylık süre: Davet eden eş ihtarda açıkça belirttiği 2 aylık süre dolduktan sonra davasını açmalıdır. Bu süre en az olan süredir. Davacının bu süre dolduktan sonra istediği bir tarihte dava açma hakkı doğar. - İhtardan sonra söz konusu olan bu ihtarda bir eksiklik olduğu anlaşılır ise ikinci ihtarın gönderilmesi için belirlenen sürenin beklenilmesi gerekir.
- Terk eden eş bu iki aylık süre içerisinde haklı bir nedeni yada mazereti olduğunu ispat edemez ve bu süre dolduktan sonra örneğin 65 gün sonra konuta dönerse davacının dava açma hakkını ortadan kaldırmaz.
- Terke dayalı boşanma davası her iki eşe de tanınmıştır. Karı da bu nedene dayalı olarak ihtar gönderip dava açabilir.
- Davada ,herkes genel kural gereği iddiasını ispat etmek zorundadır.
- Davalı eve dönmemekte haklı olduğunu ispat etmelidir.
------------------------------------------------------------------------

İşte bu uzun yazdığım şeylerden dolayı bir avukata ihtiyacınız var.